18 Ocak 2013
Sayı: KB 2013/03

 Kızıl Bayrak'tan
Paris katliamı ve “İmralı görüşmeleri” üzerine
Sermaye iktidarı, Suriye’deki çatışmaları körüklemeye devam ediyor
Kürt halkı tepkili,
AKP pervasız ve pişkin!
Devrimci Kadın Kurultayı’ndan 8 Mart’a
Yeni Akit, eski hikaye!
Devrimci sınıf faaliyetlerinden
Bir direnişin ardından... / Can Şafak
Teknopark işçileri: Ücret hakkımızı gaspettirmeyeceğiz!
Manisalı metal işçileri, birliğin çatısı altında güçleniyor!
Daiyang-SK Metal işçileriyle dayanışma etkinliği
“Eylemlerimizi sürdüreceğiz!”
Türk Metalciler’in gardiyanı olduğu
bir çalışma kampı!
Hatice Yürekli Parti Okulu Açılış Konuşması
Gıdanın jeo-politiği / Volkan Yaraşır
Mali’ye emperyalist müdahale, yalanlar ve gerçekler
Onbinler Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht’i andı
Yeni YÖK Yasa Taslağı’nın son hali hazırlandı
RedHack YÖK’ü hackledi
Emperyalizmin Ortadoğu projesinin faturasını en çok kadınlar ödüyor!
Devrimci Kadın Kurultayı hazırlıklarından
“Sistem değişmedikçe
kadın sorunu da çözülemez!”
Kapitalizm enerji sorununu çözer mi?
Çocuk işçiliği üzerine
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kadın sorunu üzerine KESK’e bağlı Tüm Bel-Sen 2 No’lu Şube ve Kültür Sanat Sen ile konuştuk...

“Sistem değişmedikçe
kadın sorunu da çözülemez!”

 

- Günümüz toplumunda kadınların karşı karşıya kaldıkları sorunlar sizce neler?

- Tüm Bel-Sen 2 No’lu Şube Kadın Sekreteri Aygün Öğrendi: Kadın emeğine dönük yoğun saldırıların yaşandığı, cinsiyet eşitsizliği ve adaletsizliğin giderek derinleştiği AKP iktidarı boyunca kadına yönelik şiddetin %1400 arttığı bir süreci yaşıyoruz. Gün geçmiyor ki kadın cinayet haberi okumayalım. Günde en az 5 kadının öldürüldüğü haberi magazin sayfalarını 3. sayfa haberlerini dolduruyor ve biz bunu giderek kanıksıyoruz. Emek cephesinde de bir taraftan kadın kimliğine, kadın bedenine saldırılar sürerken bir taraftan da taciz, mobbing, ucuz iş gücü, esnek, güvencesiz uygulamaların mağduru olmakta ve böylece çifte sömürüye maruz kalmaktadır. Kadınlar bir taraftan evde, işyerinde, sokakta erkek egemen zihniyetin cenderesinde yaşıyorlar ve hala AKP iktidarının başbakanı kadınları bir kuluçka makinesi gibi görüp 3-5 daha fazla çocuk istemekte yani ucuz emeğin garantisini kadınlarda görmektedir. Diğer taraftan süren savaşın acısını yüreğinde duyan egemen erkek zihniyetin savaş çığlıklarına karşın oğullarını, kocalarını yitirmenin mağduriyetini yaşayan yine biz kadınlarız.

- Kültür Sanat Sen İzmir Şube Başkanı Nesrin Tatlıoğlu: Günümüz kadınlarının şu anda en fazla karşı kaşıya kaldığı sorunlar özellikle şimdiki iktidar döneminde şiddet ve tecavüz gibi görünüyor. Tabiî ki bu sorunları sadece hükümete bağlamak bence yanlış. Kadın sorunu tamamen sistemle ilgilidir. Sorun sadece şiddet ve tecavüzle de bitmiyor. Kadınlar yıllarca söylenegeldiği gibi çifte sömürü yaşıyor. Hem işte hem evde. Kadınların hala eşit ücret almadıkları, işyerlerinde tacize (mobbing) maruz kaldıkları bilinen gerçeklerdir. Ayrıca eve geldiklerinde ev işi yapmak zorundalar, okumuş olmaları da fark etmeden şiddet görmekteler. Çocuk bakımı çalışan kadın için her zaman sorun olmuştur. Çünkü işyerlerinde kreş ya hiç yoktur ya da yeterli değildir. Bu yüzden de sırf çocuk bakmak sorun olduğu için kadınlar işten ayrılmakta, evde çocuk bakmaya başlamaktadır.

- Kadınların yaşadığı baskı, eşitsizlik ve sömürü gün geçtikçe artarken, kadınların kurtuluşunun nasıl gerçekleşeceğini düşünüyorsunuz?

- Tüm Bel-Sen 2 No’lu Şube Kadın Sekreteri Aygün Öğrendi: Biz kadınlar içimizdeki direniş ve özgürleşme isteğini alanlara çıkarak daha güçlü bir sesle haykırmadıkça kurtuluşumuzun olmadığını biliyoruz. Başta cinsiyet ayrımcılığı olmak üzere her türlü ayrımcılığa son verecek demokratik, eşitlikçi, kimliğini, cinsiyetini ve emeğimizi gözeten bir anayasanın yapılmasıyla başlamak gerekiyor. Kamu hizmetlerinin özelleştirilmesinin durdurularak eşit, parasız kamusal hakkın sağlanması, şiddete uğrayan kadınların ve cinayetlerin engellenmesi için yasaların kadınlar lehine düzenlenmesi, başta KESK’li kadın arkadaşlarımız olmak üzere emek ve özgürlük mücadelesi veren tüm kadınların özgür bırakılmasını istiyoruz. Biz kadınlar, yaşamın yaratıcısı ve mücadelenin kendisiyiz. Başta kendimizden başlayarak tüm korkuları bir yana bırakarak şiddeti uygulayanı teşhir ve mahkûm ederek işe başlayabiliriz. Örgütlü kadın iradesi, barış ve dayanışmayla tüm insanlık için daha yaşanabilir bir dünya kurabiliriz.

- Kültür Sanat Sen İzmir Şube Başkanı Nesrin Tatlıoğlu: Kadınların yaşadıkları sorunlar toplumsal bir sorundur ve yine de çözümü toplumsaldır. Sadece yasa değişiklikleri ile göreceli olarak sorunlar çözülmeye çalışılır ama sorunun kaynağına inilmediği için çözüm olmaz. Kadınlar özgürlük, eşitlik mücadelesini erkeklerle beraber verdikleri zaman bu sorun da çözümlenir. Kadın sorunu tek başına ele alınamaz. Genel anlamda yaşadığımız tüm sorunların kaynağı sistem bozukluğundan kaynaklanmaktadır. İçinde bulunduğumuz sistem değişmediği sürece kadın sorunu da çözülemez.

Kızıl Bayrak / İzmir

 

 

 

 

Şimdi bir araya gelelim, ışık olalım!”

 

Birleşik Metal-İş Kadın Komisyonu Penta Temsilcisi Melike Çolak’la Devrimci Kadın Kurultayı’nı konuştuk...

- Birleşik Metal İş Kadın Komisyonu’nun yaptığı çalışmalardan kısaca bahseder misiniz?

- Sendikanın 2000’li yılların başında başlattığı ve tam olarak işlevli hale getiremediği için biten kadın komisyonu son 2-3 senedir tekrar varlığını göstermeye başladı. IG Metal’in de finansman olarak destek verdiği bu çalışma, sendikanın bağlı diğer fabrikalardaki kadınların katıldığı eğitimlerle şu an hala devam ediyor. Eğitimlerde işçi kadınların sıklıkla yaşadıkları sorunlar, sendikalarda yönetici kadrosunda kadınların az yer alması gibi başlıklar işleniyor. Merkezi olarak bir piknik düzenledik. 2011 yılında 8 Mart’a kitlesel bir katılım sağladık. 8 Mart vesilesiyle her yıl etkinlikler düzenliyoruz. Sendikanın örgütlü olduğu fabrikalarda kadın işçi az olması çalışmamızı zora sokabiliyor. Son dönemde kadın işçilerin çalıştığı fabrikaların kapanması da cabası.

Bizim fabrikada ise işyeri kadın komisyonu tekrar kuruldu. Komisyon 6 kişiden oluşuyor. 1 Şubat’ta yapılacak merkezi toplantı öncesi toplantılar alıp önümüzdeki süreçte nasıl bir çalışma yürüteceğimizi tartışıp merkezi toplantıya hazırlıklar yapıyoruz.

- Metal iş kolunda işçi kadınların karşılaştıkları zorluk alanları nelerdir?

- Metal işkolunda kadın işçiler, ağır çalışma koşullarından kaynaklı mesleki hastalıklara erkek işçilerden daha yoğun bir şekilde yakalanıyorlar. Erkek sınıf kardeşlerimizle aynı şekilde iş yapmamıza rağmen aynı ücreti alamıyoruz. Kriz zamanı önce hamile ve evli kadınları işten atıyorlar. İşe girmeden önce sözleşme imzalattırılıyor. Kadın işçiler taşerona bağlı çalışıyorlar, evlilik ve çocuk yapma hakkını ellerinden alıyorlar. Gece vardiyası yasak olması gerekirken kadınlar gece vardiyasında çalışıyorlar.

- 10 Şubat Pazar günü yapılacak olan Devrimci Kadın Kurultayı hakkında görüşlerinizi alabilir miyiz?

- Devrimci kadınların yıllar öncesinde New York’ta başlatmış olduğu ve bedeller ödeyerek bugünlere kadar gelen 8 Mart’ı kadınların doğum günü sayan biri olarak Devrimci Kadın Kurultayı’nı selamlıyorum. Nasıl ki geçmiş tarihte haksızlıklara, ezilmişliklere ve sömürüye başkaldıran kadınlar olmuşsa, bugün de fabrikalarda gördüğümüz tablo pek farklı değil. Emine Aslan, Aynur Çamalan, Gülistan Kobatan ve ismini hatırlamadığım nice kadın arkadaşlarımın başlatmış olduğu fabrika direnişlerini sadece bir direniş olarak değerlendirmiyorum. Çünkü tek başına olsalar da o fabrikanın önünde ve aslında mücadelenin en önündeler. Aslında bu onların bütün ezilmişliklerinin dışa vurumuydu. Evde, sokakta, okulda, eşinin yanında ezilen kadın fabrikada sussa ne olacaktı. Kurtuluşumuz da mücadele eden kadınların birlikte yakmış olduğu meşalenin peşine gitmektir. Şimdi bir araya gelelim ışık olalım.

Kızıl Bayrak / Ümraniye