12 Nisan 2013
Sayı: KB 2013/15

 Kızıl Bayrak'tan
1 Mayıs alanlarında işçiler birlik, halklar kardeş olmalı!
“Çözüm sürecinin” yeni manevraları ve
temelsiz hayaller
Kürt sorununda “Akil insanlar” sahnede!
Savaş baronlarından Ankara’daki işbirlikçilerine aktif bir rol
Devrimci tutsaklar aldatmalara alet olmayacaklar!
Sınıfa Karşı Sınıf Kurultayları 4 kentte gerçekleştirildi
DİSK Olağanüstü Genel Kurulu’nun ardından
DİSK’in Olağanüstü Genel Kurulu gerçekleşti
MESS’e karşı eylemler 3. haftasında
PMR Kauçuk’ta direniş sürüyor!
Koç Üniversitesi taşeron işçileri
direndi ve kazandı!
Sermaye elini Emek’ten çek!

Kürt Sorunu Üzerine Konferanslar... 5
Kürt açılımı ve burjuva gericiliği - H. Fırat

Tarihselliği içinde 1 Mayıs
2013 1 Mayısı: Kavganın rahmi - Volkan Yaraşır
Margaret Thatcher öldü
Kore Yarımadası’nda gerginlik tırmanıyor
Nazi terörü ve ırkçılığa karşı Almanya çapında yürüyüş
“Görünmeyen emeğin” ekonomi-politiği - B. Aziz
Kadının kurtuluşu sosyalizmde!
Devlet katletmeye,
saldırmaya devam ediyor!
Üniversitelerde dinci-gerici-faşist çeteler, polis terörü
Özgürlük ve eşitlik için gençlik buluşması!
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Koç Üniversitesi taşeron işçileri direndi ve kazandı!

 

Koç Üniversitesi’nde çalışan taşeron işçileri üzerlerindeki baskının sürekli artması ve işten çıkarılma tehdidi ile karşı karşıya kalmalarına karşı bir mücadele süreci başlatmışlardı. Öğrenciler, öğretim elemanları ve idari personelin de desteğiyle harekete geçen işçiler, Mart ayının son günlerinde kadro talebiyle görüşmeler gerçekleştirmiş, 28 Mart akşamı ise 500 kişilik bir toplantı yaparak birlikte mücadeleye başladıklarını duyurmuşlardı.

İşçilerin üzerinde baskıyı arttıran Koç yönetimi iş kanununa da aykırı biçimde sürgünlere başladı. Bunun üzerine 1 Nisan günü işçiler, öğrenciler ve öğretim elemanlarından oluşan kitlesel bir eylem gerçekleştirildi ve “taşerona karşı kadro” talebi yükseltildi.

Mücadelenin yanıtı işten çıkarma!

Başlatılan mücadele nedeniyle paniğe kapılan Koç yönetimi ise işçilerin sözleşmeleri 13 Mayıs’ta dolacak olmasına rağmen işçileri işten attı. İşçilerin “sorun” yaratmasından ve sürecin eylemli bir hal almasından çekinen yönetim, işçileri servislerle kampüsün 2 km uzağına götürdükten sonra işten çıkarıldıkları haberini verdi.

Yaşanan bu hukuksuzluğa karşı ise işçiler geri dönerek üniversite kapısına geldiler ve burada öğrenci ve öğretim üyeleriyle buluştular. Ancak güvenlik kapıda barikat kurarak işçilerin kampüse girmesine engel oldu. Aynı saatlerde rektörlük taşeron firmayı değiştirdiğini ve yeni firma ile anlaştığını duyurdu.

Rumelifeneri Kampüsü önünde toplanan kitle ise rektörlüğün saldırısına karşı direnişe başlama kararı alarak kapının önünde sabahladı. Sabah saatlerinde farklı taşeron firmaların içeri yeni işçi sokmasını engelleyen direnişçiler, direnişe başladıklarını basın açıklamasıyla ilan ettiler.

Basın açıklamasının ardından üniversitenin kapısına “Taşerona hayır!” pankartı asılarak çadırlar kuruldu ve direniş başladı.

Direniş Koç’u masaya oturttu

Direnişin 4. günü olan Cuma sabahı ise bugüne kadar taşeron sistemini savunan rektörlük, müzakere talebinde bulundu. İşçilerin yanısıra direnişin bileşeni haline gelmiş olan öğrenciler, öğretim elemanları ve destekçi avukatlar Koç Üniversitesi temsilcileriyle görüşmeler gerçekleştirdiler.

Yapılan görüşmelerde işçilerin talepleri arasında bulunan taşeron şirketin değişmesi durumunda işçilerin yeni taşerona devri ve üniversitede bağımsız bir “Taşeronu İzleme Komisyonu” kurulması gibi talepler, taşeron köleliğini sınırlandıran maddeler olarak da dikkat çekti.

Direnişin 6. gününde yapılan görüşme sonucunda rektörlük, işçilerin taleplerinin büyük bir kısmını kabul ettiğini açıkladı ve müzakere heyetinin huzurunda işçilerin öne sürdüğü 22 maddeden 19’u üzerine anlaşılarak rektörlük tarafından protokol imzalandı.

Bu haber üzerine işçiler gece direnişin kazandığını belirterek kutlamalar yaptılar. Ancak sabah saatlerinde rektörlük, işçileri oyalama yoluna giderek önceki açıklamasının zaman kazanma manevrası olduğunu gösterdi. Açıkça yalan söyleyen rektörlük, sabah işçilere yeni bir protokol dayattı. Yeni protokolde işçilerin iş güvencesini sağlayan madde çıkarılmış ve üst işvereni değil alt işvereni bağlayacak şekilde düzenlenmişti.

Rektörlüğün yalanları ve ayak oyunları üzerine ise işçiler ve işçilere destek veren güçler, direniş çadırlarını yeniden kurarak direnişi sürdürdüler ve yeni protokolü değerlendirmeye başladılar.

18 madde üzerinden anlaşma sağlandı

Gün boyu yapılan eylemlerle rektörlüğün yalanları teşhir edilirken bir yandan da toplantılar yapılarak yeni protokol değerlendirildi ve direnişin seyri konuşuldu. Yapılan tartışmaların ardından işçiler, iş güvencesi maddesinin eksikliğine rağmen mevcut kazanım üzerinden anlaşmaya varılması konusunda hemfikir oldular.

Özellikle taşeron izleme komitesi gibi olumlu ve örnek düzenlemelerin yer aldığı sözleşmeyi imzalama kararı alınarak direniş sona erdirilirken işçilerin içerde de örgütlülüklerini sendikal biçimlerde koruyacağı üzerinde fikir birliğine varıldı.

Koç Üniversitesi işçilerinin direnişi, rektörlüğün ayak oyunuyla son anda taleplerinin birini yitirse de hayli önemli kazanımlar elde ederek sona erdi. En önemlisi ise işçiler, direniş sürecini örgütlülüklerini güçlendirerek ve yeni mücadelelere hazır olarak tamamladılar.

 

 

 

 

Yurtiçi Kargo’da direnişçiler kararlı

 

İşçi kıyımına ve sendika düşmanlığına karşı Esenyurt Haramidere’deki aktarma merkezi önünde direnişlerini sürdüren Yurtiçi Kargo işçileri, patron-polis saldırılarına karşı kararlı bir mücadele veriyorlar.

4 Nisan sabahı direniş alanına gelen Nakliyat-İş üyesi direnişçi işçiler, Yurtiçi Kargo’nun aktarma merkezinden 17 farklı şubeye giden araçları durdurarak, şoför arkadaşlarına sendikalaşma ve direnişe sahip çıkma çağrısında bulundular.

Yaklaşık yarım saat boyunca devam eden eylemin ardından öğle saatlerinde ise aktarma merkezinde şube müdürleri toplantı yaptığı sırada eylem gerçekleştirildi.

İşçilere gözaltı saldırısı

Eylem Yurtiçi Kargo patronu ve onun hizmetindeki polisler tarafından tahammülsüzlükle karşılandı. Çok sayıda ekip aracıyla direniş alanına gelen polisler, işçilerin ifadelerini alma bahanesiyle gözaltına almak istediler. Darp edilerek zorla arabalara bindirilmek istenen direnişçi işçiler yaklaşık 3 saat boyunca direniş alanından gözaltına alınamadılar. Gözaltı saldırısını görüntülemek ve haberleştirmek için alanda bulunan basın emekçileri de polis tarafından engellenmek istendiler.

“Baskılar bizi yıldıramaz!”, “İnadına sendika inadına DİSK!” sloganlarını haykıran işçilerin polisin gözaltı girişimine karşı direnişi sürerken ilerici ve devrimci güçler ile mahalle sakinleri de işçilere destek için direniş alanına geldiler.

BDSP, Halkevleri, EMEP’in destek verdiği direniş sırasında etrafta bulunanlara ve yoldan geçenlere yönelik ajitasyon konuşmaları yapıldı. Polis saldırısının teşhir edildiği konuşmalar sürerken onlarca insan direniş alanına geldi ve işçileri sahiplendi.

Uzunca bir direnişin ardından saat 19.00 sıralarında gözaltına alınarak Esenyurt Merkez Polis Karakolu’na götürülen 5 işçi geç saatlerde serbest bırakıldılar. İşçiler susma haklarını kullanarak karakolda ifade vermediler.

Gözaltı saldırısı protesto edildi

5 Nisan’da direniş alanına tekrar gelen işçiler, yaptıkları yürüyüşle direniş kararlılıklarını gösterdiler. BDSP, Halkevleri ve EMEP’in de destek verdiği eylem, direniş alanına yakın bir noktadan başlayarak gerçekleştirildi.

Direnişteki Yurtiçi Kargo işçilerine yönelik polis saldırısı 6 Nisan Cumartesi akşamı da ailelerin ve devrimci ilerici kurumların katılımıyla yapılan yürüyüşle protesto edildi. Esenyurt Depo kapalı cadde girişinde toplanılırken direnişçi işçilerin ve ailelerinde toplanma yerine gelmesiyle yürüyüş başladı. Yurtiçi Kargo önüne kadar süren yürüyüş sırasında etrafta toplanan emekçiler de alkışlarıyla destek verdi. Eyleme BDSP, Halkevleri, YDİ Çağrı, KÖZ, EMEP destek verdi.

Kızıl Bayrak / Esenyurt