12 Temmuz 2013
Sayı: KB 2013/28

Halk hareketleri ve
devrimci müdahale ihtiyacı
Mısır’dan Türkiye’ye yalandan yol yaptılar!
Maliki-Barzani anlaşması...
Tutuklama terörünü püskürtmek için..
Palalı faşistler
sermaye iktidarının himayesi altında!
Yargı terörünü durdurmak için mücadeleye!
“Gözaltılar ve tutuklular serbest bırakılsın!”
Hepimiz Ali’yiz, öldürmekle bitmeyiz!
Bu daha başlangıç, mücadele sürüyor!
TMMŞP: Oyunlarınız sökmeyecek!
Feniş işçileri
mücadeleyle kazandı
İşçiler inisiyatifi ele almak zorundadır!
Taral’da işten atma başladı!
Sermaye saldırıyor, işçiler direniyor!
“Çözüm” süreci ve Kürt hareketi - N. Eren
Gezi Parkı Direnişi’nden ayaklanmaya... - 1- Volkan Yaraşır
Mısır’da geçiş süreci
yeni mücadelelere gebe
Mısır’da siyasal islamın çöküşü ve yansımaları
Mısır’da ‘isyan ve darbe’ tartışmaları üzerine…
Dünyada grev ve eylemler…

Düsseldorf’ta AKP ve Erdoğan’ı protesto mitingi

NBR direnişçisinden mektup...
Eğitim sistemi
sermayeye emanet
İsyan barikatlarından gençlik buluşmasına...
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Eğitim sistemi sermayeye emanet

 

Sermayenin hizmetindeki AKP iktidarı uzunca bir süredir gündeminde bulunan “dershanelerin kapatılarak özel eğitim kurumlarına dönüştürülmesi” planında son düzlüğe girdi. Önümüzdeki eğitim-öğretim döneminde dershanelerin özel eğitim kurumlarına dönüştürülerek eğitimin ticarileştirilmesinde yeni bir düzeye ulaşılması bekleniyor.

Eğitim alanının sermayenin rantına açılması konusunda bir dizi adım atan ve son olarak 4+4+4 gerici, piyasacı, ırkçı ve cinsiyetçi eğitim sistemini hayata geçiren AKP, eğitim alanını adeta yap boz tahtasına çevirerek 11 yıllık süreçte eğitim alanında 13 temel değişikliğe imza attı. Hemen hepsi “devrim niteliğinde” denilerek sunulan bu değişiklikler eğitim sisteminin çürümüşlüğünü teşhir etmekten başka bir işe yaramadı. Güneşi balçıkla sıvayamayanlar her yeni değişiklikte daha da dibe battılar.

Dershaneler okul olacak” aldatmacası

Gelecek eğitim yılında ise ortaokul öğrencilerini kapsayan Seviye Belirleme Sınavı’nı kaldırmayı, çoklu sınav uygulamasına geçmeyi hedefleyen AKP, dershanelerin kapatılması adı altında dershane sistemini dahi aratacak olan özel eğitim kurumlarına geçişi önüne koydu. Haliyle, yeni düzenleme dershane kapitalistlerinin de iştahını kabarttı. Eğitim sisteminde bir türlü dikiş tutturamayan sermaye hükümeti AKP, Türkiye genelinde yaklaşık 4 bin dershaneden ancak 263’ünü özel eğitim kurumuna dönüştürebilecek. Yeni oluşacak şekillenişte dershanelerin büyük ölçüde kapatılacağını düşünmek ise bir yanılsamadan ibaret. Yeni durumda, dershane sektöründe tekelleşme hız kazanacak.

Dershanelerin okula çevrilmesi planı, nitelikli bir eğitim sistemi yaratma hedefinin kıyısından dahi geçemeyecek bir anlayışla hayata geçirilen büyük bir aldatmacadır. Mevcut okulların dahi niteliğinin tartışmalı oluşu, kontenjanlarının yarısının bile doldurulamaması ve yeni açılanların nereden, nasıl öğrenci bulacağı sorularının yanıtı ortada dururken bu okullarda okumak için ödenecek eğitim ücretlerinin dershane ücretlerini kat be kat aşacağı kesindir.

Şimdiye kadarki değişikliklerden de görüleceği üzere yapılacak yeni düzenlemelerin sadece bir isim değişikliğinden ibaret olacağını tahmin etmek zor olmasa gerek. Eşitsiz sınav sistemiyle bütünleşen piyasacı eğitim sisteminde sınavların tümden ortadan kalkacağını düşünmek hayaldir. Çünkü bu sistem, eşitsizlik ve elemeci bir mantık üzerine kurulmuştur. Milyonlarca öğrencinin girdiği YGS ve LYS’lerdeki sonuçlara bakmak elemeci sınav sisteminin gerçek yüzünü anlatmak açısından hayli çarpıcıdır.

11 yıldır aynı nakarat

Yeni planın bir hayal ürünü ve içi boş bir safsata olduğu tespitini yapmak için en önemli veri ise AKP iktidarının son 11 yıllık sürecidir. AKP’nin şeflerinin “sınavlar kalkacak, dershaneler kapanacak” söylemleri şimdiye kadar hep tam tersi biçimde gerçekleşmiştir. AKP döneminde sınav sayısı da, dershane sayısı da ikiye, üçe katlanmıştır.

Paran kadar eğitim anlayışını temel alan AKP iktidarı, dershanelerin özel eğitim kurumlarına dönüştürülmesi konusunda ise tam anlamıyla ikiyüzlü bir rol oynuyor. SBS’yi kaldıracağını söylerken bazı okullar (işçi ve emekçi çocuklarına kapalı olanlar) için sınav uygulamasını baz alacağını ifade eden AKP şefleri, şimdiye kadar milyonlarca öğrencinin dershaneye kayıt yaptırdığı bir ortamda “velilerimiz acele etmesinler” söylemiyle veli-öğrenci dostu bir görüntü çizmeye çalışıyor. Ancak tüm maskeleme çabalarına rağmen yapılan tüm hazırlıklar baştan aşağı paralı hale getirilmiş bir eğitim sistemini tarif ediyor.

SBS’nin yerine dönem içi yapılan yazılı sınavların merkezi bir sistemde gerçekleştirileceğini belirten Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, sınavların kaldırılması söyleminin özünde yalandan ibaret olduğunu itiraf etmiş oluyor.

Öfke birikiyor...

4+4+4 gerici eğitim sistemiyle dindar nesil yetiştirme hedefinin yanısıra sermayeye ucuz işgücü sağlama amacını pervasız biçimde ortaya koyan AKP hükümeti, emekçi çocuklarını meslek liselerine hapsetmenin de zeminini hazırlamıştı. Mili Eğitim Bakanlığı, 4+4+4 sistemiyle okula başlama yaşından eğitim süresine kadar eğitim sistemini sil baştan değiştirmişti. Haftalık ders saatleri değişirken, ortaokul ve lisedeki seçmeli dersler arttırılmış, eğitim müfredatı daha da gericileştirilmişti.

Eğitim sistemini kapitalizmin yeni dönemdeki ihtiyaçlarına göre planlayan bu anlayış, önümüzdeki dönemden itibaren eğitim sisteminde kamusal eğitim anlayışının kırıntılarını dahi temizlemeyi hedefliyor. Özetle, eğitim alanını yıkıma sürükleyen bu politikalar yeni dönemde liseli gençliğin temel gündemlerinden biri olacaktır. Eğitimin ticarileştirilmesi ve piyasaya açılması konusunda geri dönülemez bir yola giren AKP iktidarı, yeni dönemde de liseli gençliğin öfkesini kabartacak uygulamalara imza atıyor. Eğitimin sermayenin sınırsız sömürüsüne açılması, önümüzdeki temel mücadele gündemlerinden birisi olması kaçınılmazdır.

 

 

 

 

Korku duvarları gibi
düzeniniz de yıkılacak!

 

Önce Gezi Parkı’nın talan ve yağmasına karşı başlayıp, 31 Mayıs gecesi büyük bir öfke patlamasına dönüşen ve tüm illere yayılan direniş hala bitmiş, sönümlenmiş değil. Mücadele park forumları ve Taksim Dayanışması’nın çağrısıyla gerçekleşen eylemlerle devam ediyor.

Bugün geldiği aşamadan bağımsız olarak kazanımları tartışılamayacak denli önemli olan bu hareket, yenilmiş ve geri adım atmış olan AKP iktidarı tarafından azgınca bir saldırganlıkla karşılandı. 6 Temmuz’da Taksim Dayanışması’nın çağrısıyla Gezi Parkı’na çıkmak isteyen kitleye yine azgınca polis saldırısı gerçekleşti. Bununla da yetinmeyen AKP şimdi de palalı ve bıçaklı çeteleri sokaklara salmış durumda.

Tüm bunlarla beraber tarihin her evresinde olduğu gibi bugünkü direniş sırasında da egemen sınıf yine çareyi işçi ve emekçilerin öncülerine, devrimcilere saldırmakta buluyor. Önce “marjinal” diye kitlelerden yalıtmaya çalıştığı devrimcileri, bu oyun tutmayınca şimdi de gözaltı ve tutuklama terörüyle susturmaya, sindirmeye çalışıyor. Birçok ilde sınıf devrimcileri de dahil olmak üzere yüzlerce devrimciye saldıran sermaye devleti, onlarcasını tutuklayarak kapattığı köhnemiş zindanlarında devrimcileri umut olmaktan alıkoyabileceğini sanıyor. Fakat bütün bu saldırganlık, gözaltı ve tutuklama terörü boşunadır. Bugüne kadar zorbalıkla ayakta duran bu düzen, er ya da geç yıkılmaya mahkumdur. Artık, bunu sokaklara dökülen kitleler, başta da gençlik olmak üzere toplumun tüm kesimleri biliyor, görüyor ve bunun için canı pahasına geleceği için mücadeleye devam ediyor.

İstanbul Ekim Gençliği