Amerikan tekeli Greif
AKP’den yardım istedi
25 Şubat tarihli Habertürk gazetesinde, Greif yönetiminin, fabrika işgal eylemini kırmak için hükümet nezdinde girişimlere başladığına dair bir haber yer aldı.
Gazetenin “Sunjüt krizi” başlığıyla yayınladığı habere göre, “İhracatçılar Zirvesi”nde Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi ile görüşen Greif yöneticileri, işçilerin eylemini “yasadışı” olmakla itham ederek hükümetten eyleme müdahale etmesini istediler.
Yöneticiler eğer eylemi sonlandıracak bir girişimde bulunulmazsa, fabrikayı Bulgaristan’a taşımakla da tehdit ettiler. Gazete, Bakan Zeybekçi’nin Greif yöneticilerine, eylemi bitirmek için ellerinden geleni yapacaklarını bildirdiğini de yazdı.
Amaçları AKP’yi Greif’in üzerine göndermek
Gazeteye göre Amerikan sermayeli dünya pazarlarına hükmeden Greif tekelinin CEO’su Daniel Lister de süreci doğrudan yönetmek üzere İstanbul’a geldi.
Yansıyan bu bilgilere bakılırsa Greif yöneticilerinin paçaları iyice tutuşmuş durumda. Çeşitli kirli yöntemlere ve baskılara başvurarak direnişi kırmayı başaramayınca AKP hükümetini devreye sokmaya çalışıyorlar. Bunun için de her gün yüzlerce kişinin ziyaret ettiği bu haklı ve meşru direnişi, çeşitli ithamlarla kriminalize edip olası bir siyasal baskı ve müdahale için zemin hazırlıyorlar.
Henüz Greif tekelinin bu girişimlerinde nasıl bir sonuç aldığı ve AKP’nin ona nasıl yardım edeceğine dair ortada bir bilgi bulunmuyor. Fakat sözkonusu olan sermaye, dahası Amerikan sermayesi olduğu ölçüde ne kadar zor durumda olursa olsun hizmet etmeden de duramaz. Ancak AKP hükümeti şunu bilmeli ki, Greif’te eğer işin içerisine girerse karşısında haklı mücadelelerine inanmış yüzlerce işçi ve onları destekleyen aileleri bulacaktır.
Greif işçisi kaybederse işçi sınıfı da kaybeder!
Bu gelişmeler, Greif’te önümüzdeki günlerin kritik gelişmelere gebe olduğunu gösterirken, dayanışmayı da son derece hayati bir hale sokuyor. Çünkü Greif direnişi böylelikle giderek bir fabrikada sürmekte olan bir mevzi mücadele olmanın ötesine geçiyor. İki sınıf arasında süren bir dava haline geliyor. İşte bunun için işçi sınıfı ve sendika yönetimlerine büyük bir sorumluluk düşüyor. Bu sorumluluklarının gereğini yerine getirmeyenler hem işçi sınıfının davasına ihanet edecek, hem de böylelikle Greif işçisini kazanmak için daha fazla bedel ödemek zorunda bırakacaklardır. Greif işçilerinin direnişleriyle sömürü düzeninin kalelerinde açtığı gediğin onarılmasına katkı sunacak, bu halde de sadece Greif işçisi değil bir bütün olarak işçi sınıfı kaybedecektir.
Greif’in asalak taşeronları iş başında!
Aldığımız bilgilere göre, büyük direnişle düzenleri bozulan taşeron şirketlerinin mafya bozuntusu patronları işe koyulmuşlar. Artık kendilerine köle olmak istemedikleri için sendika üyesi olarak direnişe katılan işçileri tehdit edip vazgeçirmeye çalışıyorlar. Bunun için de zorbalığa ve kirli yöntemlere başvuruyor, silahlı kabadayılarıyla ev ev dolaşıyorlar.
Bu zorbalığa imza atan Bedirhan Tekstil ile Egemen Tekstil adlı şirketlerinin patronu Aytekin Ateş, silahlı korumalarıyla işçileri tehdit ederken, onlara, gazetemiz Kızıl Bayrak’ı takip ettiklerini, her şeyi bildiklerini, eğer direnmekten vazgeçmezlerse bunun kendileri için kötü olacağını söylüyormuş.
Ancak bu işçi kanıyla beslenen asalak mafya bozuntusu patronların kirli faaliyetleri bu kadarla da sınırlı değil. Gelen bilgilere göre, bu ahlaksız çakal takımı, sendika temsilcilerinin dayanışma için verilen telefon numaralarını da internet sitelerinde fuhuş amaçlı kullanılıyormuş gibi yayınlayarak kilitlemeye çalışıyorlar.
İşte düzenleri bozulan bu taşeronlar ne olduklarını bir de böyle gösterirken, aynı zamanda da Greif yönetimine taşeronluk yapmaya devam ediyorlar.
Son sözümüz, kabadayı bozuntusu çakallara... Şunu bilin ki, yıllarca kene gibi yapıştığınız o işçiler direnişin içinde olmaya devam edeceklerdir. Çünkü onlar artık sizin oturduğunuz yerden kazandığınız bu çalışma düzeninde sürünmek istemiyorlar. Ayrıca şunu da belirtelim, işçilerin bu haklı mücadelelerinin arkasında sonuna kadar durmakta kararlı olan Kızıl Bayrak gazetesi ve onun çalışanları sizin gibi ne çakallar gördü. Onun için siz Kızıl Bayrak’ı takip etmeyi sürdürün, ama arkanızı da kollayın! |