6 Haziran 2014
Sayi: KB 2014/23

Sermayenin saldırıları 15-16 Haziran’ın
direniş ruhuyla püskürtülebilir!
Burjuvazinin saldırıları ve sendikal bürokrasi
AKP iktidarının polis ordusu!
Haziran eylemleri ve
düzenin topyekûn saldırısı!
TOMA’nın üzerine çıkan direnişçi o anları anlattı!
Maskeli düzenin
‘maske’ alerjisi
Çocuklardan elinizi ve dilinizi çekin!
Mehmet Ayvalıtaş anıldı!
Cam işçisi taban inisiyatifi ile grevi kazanıma taşıyabilir!
AKP’nin taşeron anlayışında kölelik baki!

Erdemir’de işçiler
direnerek kazandılar

Soma: Ücretli köleliğin dayandığı sınır

Madenciler kutsal ittifakı parçalıyor!

15-16 Haziran, sol hareket ve işçi hareketi - H. Fırat
Greif’in onurlu ve yiğit öncülerine açık mektup
“Bundan sonra sınıf tarihinde Greif var!”
Paris’te Haziran Direnişi selamlandı
Suriye’de cumhurbaşkanlığı seçimleri - M. Dağlı
Siemens’ın rekabet savaşında işten atma politikası
Ekim Gençliği
2. Yaz Kampı’nda buluşalım!
Kapitalizm sağlığa zararlıdır!
Çocuk istismarı…
Kartal EKK’dan “Çocuklara dokunma” paneli
‘84 Ölüm Orucu direnişçileri ölümsüzdür!
Bir gözaltı deneyimi
15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi yolumuza ışık tutuyor
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Haziran eylemleri ve
düzenin topyekûn saldırısı!

 

Seçimlerden istediğini aldığını düşünen AKP şefi muhalif olan tüm toplumsal kesimlere yönelik nefretini, öfkesini, büyük halk hareketinin yıldönümü eylemlerinde gösterdi. AKP iktidarı 31 Mayıs’ta yaşanan en barışçıl eylemleri bile tehdit olarak algıladı. Tehdit olarak algıladığı eylemleri ve eylemcileri yok etmek için emrindeki kolluk terörünü tepe tepe kullandı.

Ülkenin dört bir yanında
eylemlere yönelik kolluk terörü ayyuka çıktı

Haziran eylemleri sırasında kitleleri sindirmek için her türlü zorbalık ve işkence metodu kolluk tarafından kullanıldı. Kolluk eliyle işkence ülkenin dört bir yanına yayıldı. Sokakların teslim alınması için TOMA’lar, akrepler, panzerler, biber gazları, plastik mermiler, çevik kuvvet ordusu ile kitlesel eylemler terörize edildi. Haziran eylemlerinde öncü rolü oynama potansiyelini içinde taşıyan devrimci güçler yoğun saldırılara maruz kaldılar. Devrimci güçlerin tecridi için düzen güçleri her türden yalanlara başvurdular.

Haziran Direnişi’nin yıldönümünde ortaya çıkan kitlesel eylemleri düzen saldırı dalgasıyla karşıladı. AKP iktidarının şefi saldırılara, polis terörüne tam destek verdi. Erdoğan’ın desteğine mazhar olan kolluk terörde sınır tanımadı. Sokaklarda emekçilere yönelik sistematik şiddet uygulandı. Ardından da gözaltı terörü devreye sokuldu.

31 Mayıs eylemlerine katılan emekçiler kolluk güçlerinin zehirli gazına, tazyikli suyuna, plastik ve gerçek kurşununa, copuna, kelepçesine ve gözaltı işkencesine maruz kaldılar. Devlet terörü eyleme katılmayan emekçilere kadar uzandı. Örneğin kolluk İstanbul Fatih’te eyleme katıldıkları düşüncesiyle esnafları copladı.

Ankara’da kolluk terörü ayyuka çıktı. Onlarca emekçi, genç gözaltına alındı. Adana’da kolluk terörüne karşı, tıpkı Ankara’da olduğu gibi emekçiler direndiler. Bu nedenle onlarca emekçi yaralandı, ayrıca Ankara’da polisin başından gaz bombasıyla vurduğu bir genç ağır yaralandı. Bir gazeteci polisin gaz bombasıyla göğsünden vuruldu. Avukatlar da polis teröründen paylarını aldılar, dövülüp yerlerde sürüklendiler, gözaltına alındılar. İşkence emniyette de sürdü. Bir avukatın kolu kırıldı.

İzmir’de Haziran eylemine polis sert saldırıda bulundu. Emekçilere yönelik olarak tazyikli su, gaz bombası ve cop kullanan kolluk güçleri onlarca emekçiyi yaralarken, onlarcasını da gözaltına aldı. Polis terörü kafeteryalara uzandı. Kafeteryalarda oturanlar da terörün hedefi oldular ve gözaltı terörüne maruz kaldılar.

Adana’da da emekçiler polis terörüne maruz kaldılar. AKP binasına yürümek isteyen kitle polis terörünün hedefi oldu. Tüm baskı ve zorbalığa rağmen kitle dağılmadı. Uzun süre devlet terörüne karşın, emekçiler direndi. 27 emekçi gözaltı terörüne maruz kalırken onlarca emekçi de yaralandı. Birçok kentte de benzer saldırı manzaraları yaşandı.

Kolluk terörü yeni katliamlara yol açtı. Okmeydanı Cemevi’nde cenazeye katılan Uğur Kurt polis kurşunuyla katledildi. Berkin Elvan eylemi sırasında kitleye pervasızca saldıran polisin silah kullanması nedeniyle yaşamını yitirenlerin daha fazla olmaması ise tamamen tesadüftü.

Saldırıların fitilini Erdoğan ateşledi…

Saldırıların rejisörlüğünü Erdoğan üstlendi. Her platformda büyük halk hareketine, Alevilere, tüm muhalif toplumsal kesimlere yönelik öfkesini pervasızca dile getirdi. Irkçılığı, Kürt düşmanlığını körükleyen açıklamalar yaptı. Erdoğan “Tüm halkıma sesleniyorum. Burada Taksim’i anıtlaştırma konusunda attığımız ve anlatacağımız adımları engelleme yöntemi vardır. Paralel yargı da bunlarla birlikte hareket ediyor. Eğer buraya gelme gibi bir duruma gelirseniz kusura bakmayın güvenlik güçleri kesin talimat almıştır gereği neyse a’dan z’ye yapılacaktır. Geçen Gezi olaylarında olduğu gibi oralara gelemeyeceksiniz. Yasalara uymak zorundasınız, uymuyorsan devlet güvenlik için gereğini yapacaktır. İstediğim yerde istediğim gibi yaparım yok burası yolgeçen hanı değil. Normal hayatın akışı devam edecek sen de gelip hakkını kullanacaksın” diyerek saldırılara, devlet terörüne öncülük etti.

Eylemlerle doğrudan hiçbir bağlantısı olmayan Uğur Kurt’a uzanan katliam dalgası Soma maden ocağında işçilere de uzandı. Tam 301 (devletin açıkladığı rakam) işçinin önlem alınmadığı için katliamın kurbanı olması yetmezmiş gibi, AKP iktidarının şefi ve şürekası terör dalgasını Soma’ya da taşıdı. Soma’da emekçiler AKP şefi ve ekibinin şiddetine maruz kaldılar. Ayrıca Soma Katliamı protestolarında Türkiye genelinde hemen hemen her yerde polisin şiddeti vardı.

Özelde AKP iktidarı ve genelde sermaye devleti bir Haziran’ı daha baskı ve şiddetle, cinayetlerle karşıladı. Tüm bunlara rağmen emekçilerin eylemlerini bastıramadı. Emekçilerin yüreklerinde taşıdıkları “bu daha başlangıç mücadeleye devam” ateşini söndüremedi. Şimdi yapılması gereken ortaya çıkan toplumsal tepkiyi ve mücadele dinamiklerini devrimci sınıf mücadelesini güçlendirmek için değerlendirmektir.

 

 

 

 

Sermaye medyasının direniş düşmanlığı

 

Sermaye medyası da boş durmadı. Kolluk terörünü aklayan, büyük halk hareketinin birinci yılında sokağa çıkan emekçileri suçlayan yalan haberler furyası ortalığa saçıldı. Asparagas, kontra haber yapımında liberal ve gerici sermaye basını tam bir anlayış birliği içinde hareket ettiler. 31 Mayıs günü birçok gazete, parkta nöbet tutanlara yönelik polis baskınını birinci sayfalarına taşırken,  Haber Türk, Milli Gazete, Ortadoğu, Sabah, Star, Takvim, Türkiye ve Yeni Şafak gazeteleri eylemleri birinci sayfadan duyurmamayı tercih etti. Akşam gazetesi “provokasyon tutmadı” başlığı ile yayınladığı haberde emekçileri provokatörlükle suçladı.

AKP iktidarının elini güçlendirmek için sermaye medyası saldırının ön cephesinde yer aldı. Sermaye medyası olayların nedenini göstermemeyi vazife bildi. Ortaya çıkan isyanı provokatif manşetlere konu etti. Çünkü onlara göre AKP şefi Tayyip Erdoğan’ın bayraktarlığını yaptığı kolluk terörü normaldi.

AKP iktidarının hizmetindeki sermaye medyası da sadece büyük halk hareketinin yıldönümünde ortaya çıkan eylemlere düşmanca yaklaşmakla yetinmedi. Haziran eylemlerini bahane edip Alevi düşmanlığı yapan Tayyip Erdoğan’la aynı dili kullanarak mezhepçiliği kışkırttı. Halka yönelik kolluk terörüne tam destek verdi. Yer yer devlet terörünün önünü açmaya yönelik yalana dayalı haberlere sarıldı. Ortaya çıkan kan revan tablodan emekçilerin haberdar olmaması için ise tüm hünerini sergiledi.

Sermaye medyasının ezici çoğunluğu AKP iktidarının direktifleri doğrultusunda 31 Mayıs eylemleri ve eylemcilerine yönelik hasmane bir tutum sergiledi. Öncelikle dinci basın AKP iktidarını arkalama noktasında elinden geleni ardına koymadı. AKP iktidarının yanında yer alan “yandaş basın” AKP iktidarının emrindeki kolluk güçlerinin emekçilerin taleplerine karşı şiddet araçlarını pervasızca kullanmasını “orantısız güç kullanma” söylemiyle servis ederek devlet terörünü önemsizleştirmeye çalıştı. Sermaye medyası bununla da yetinmedi. Devlet terörüne rağmen harekete geçen emekçilerin kitlesel eylemlerinin görüntülerine sansür uyguladı.

 
§