9 Ocak 2015
Sayı: KB 2015/01

Ya teslimiyet ya grev!
Beklenen oldu: Yolsuzluklar AK’landı!
AKP gericilik “kariyerinde” hızla ilerliyor!
Devletin paslanmayan silahı: Hizbulkontra!
Cizre’de devlet provokasyonu ve katliam!
Sağlıkta dönüşümden sağlıkta gericileşmeye!
Asgari ücretli “zengin vergisi” kıskacında
‘Sefalet zammına karşı grev yapılmalı’
Taşeron köleliği ekseninde sınıf hareketi - D. Umut
Karayollarında işçi kıyımı
Sermaye uşağından ‘Sütaş’ı yedirtmeyiz’ açıklamaları
Dayanışma gecesi üzerine...
DEV TEKSTİL’den Esenyurt’ta işçi toplantısı
Proletarya devriminin ve sosyalizmin iradesi
Kapitalizmin krizi, emperyalist savaşlar ve faşizm
Yunanistan’da siyasi kriz derinleşiyor
Filistin’de direnişe karşı işgal diplomasisi
Avrupa’da DGB kampı coşkusu
Ölümcül Ebola ve emperyalizm - Eylem Güneş
Mücadele ve kazanımlarla anılacak bir yıl için görev başına!
Emekçi Kadın Çalıştayı’ndan baharı örgütlemeye!
“Zorbalığa karşı mücadelemizi sürdüreceğiz!”
Balık, böcek ve kuş imgeleriyle yabancılaşmadan özgürlüğe
Hasta tutsak Mehmet Yamaç’a sürgün
Devrimci tutsaklardan yeni yıl mesajları
Oğuz yoldaşa...
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Hasta tutsak Mehmet Yamaç’a sürgün

 

Tekirdağ F Tipi Hapishanesi’nde Sosyalîstên Şoreşgerên Kurdistan / Kürdistan Devrimci Sosyalistleri davasından tutuklu bulunan hasta tutsak Mehmet Yamaç (Azad), yaklaşık iki yıldır kaldığı yerin “nemli ve rutubetli” olmasından dolayı yaşadığı ağır sağlık sorunları nedeniyle başka bir yere naklini istedi.

Mehmet Yamaç’ın başka hapishaneye nakil edilmesi gerektiğine yönelik raporu olmasına rağmen sevki yapılmıyor. Tedavi için götürüldüğü Trakya Üniversitesi Hastanesi’ne her gittiğinde faşist, ırkçı uygulamalara maruz kalan Yamaç, bu nedenle buradaki tedaviyi reddetmişti.

Bütün bunlara karşın Van’a sevkini isteyen Yamaç, cezalandırılmak amacıyla Edirne Cezaevi’ne sürüldü.

Mehmet Yamaç, yaşananlarla ilgili olarak gazetemize gönderdiği mektubunda şöyle dedi:

...Tam bir hukuk skandalıyla karşı karşıyayım. Ben rahatsız olduğum için ve buranın havası nemli ve rutubetli olduğundan dolayı beni çok olumsuz etkiliyor. Bu iki yıla yakındır. Edirne Trakya Hastanesi’ne gidip geliyorum ama doktorların mesleki ahlak ilkelerine aykırı hareket ettikleri için tedaviyi kabul etmiyorum. Doktorlar ırkçı faşist tutumların içine giriyorlar. Onun için vasim olan Uğur Sayan arkadaşa tedavimin Van’da yapılması için Van F tipine sevkimi iste demiştim. Uğur Adalet Bakanlığı’na Van’a gitmem için dilekçe göndermişti. Adalet Bakanlığı Tetkik Hakimi Hüseyin Patırman tarafından buraya yazı gönderilmişti. 18/06/2012 tarihli ve 151 sayılı genelgenin ikinci bölüm “Hastalık Nedeniyle Nakil” alt başlıklı 9. maddesinin 6. fıkrasının ‘Hükümlü ve tutuklunun sağlık nedeniyle bulunduğu kurumda kalmasının uygun olmadığı kurum hekiminin önerisi ve en üst amirinin isteği üzerine alınacak sağlık kurulu raporuyla belirlendiği taktirde başka kurumlara nakilleri yapılabilecektir’ diye belirtiyordu. Ben de hastane sağlık kurulundan rahatsızlığımdan dolayı başka infaz kurumlarına nakli uygundur diye rapor aldım. Ve sevk dilekçesini yazdım sağlık kurulu raporuyla birlikte Adalet Bakanlığı’na gönderdim. Dilekçemde Edirne’de bana yaşattıkları zulmü hepsini anlattım ve hiçbir koşul altında Edirne’de tedaviyi kabul etmediğimi de bildirdim. Ben sevkimi Van F tipi ve M tipi hapishanelerine istemiştim, ama Adalet Bakanlığı hiç talep etmediğim halde sanki benim talebimmiş gibi sevkimi Edirne’ye çıkartmış. Benim bilinçli bir şekilde ölüme terk edilmem anlamına geliyor. Bu hastalığımı daha da derinleştirmekten başka bir şey değildir. Şu ana kadar tüm sevk taleplerimi sudan bahanelerle reddediyorlardı. Eğer hastalık nedeniyle Van’a gitmek istiyorsan sağlık raporu al seni gönderelim diyordular. Ama raporu aldığım halde böyle vurdum duymaz da yaklaşmalarının altındaki neden bu 14 yıldır bilinçli olarak nasıl tedavi hakkımı gasp ettiklerinin en güzel göstergesidir. Bu sevkin iptali ve yanlışın düzeltilmesi için Cumhuriyet Başsavcılığına dilekçe yazdım ve sağlık raporuyla birlikte uzun bir dilekçe yazıp Adalet Bakanlığı’na APS ile gönderdim bu tam bir skandaldır ve zulümdür. Ben insanım diyen tüm insanları bu zulme karşı duyarlı olmaya çağırıyorum. Bu bir insan hakkı ihlalidir. Bu insanlığa karşı suçtur. Düşünebiliyor musun bunlar kendi yayınladıkları genelgelerini bile bir işkence aracı olarak kullanıyorlar. Biz devrimci tutsaklar hiç bir zaman bu tür zulme karşı boyun eğmemişiz ve eğmeyiz. Ben Veli Ağbaba ve Ertuğrul Kürkçü’ ye de faks yazdım...”

 

 

 

 

Önce saldırı sonra soruşturma

İzmir Aliağa’daki Şakran Kadın Kapalı Cezaevi, bir kez daha tutsaklara yönelik saldırı ve hak ihlalleriyle gündeme geldi.

Geçtiğimiz yıllarda çocuklara yapılan taciz ve tecavüzlerle, Haziran Direnişi sürecinde kadın tutsaklara yapılan ince ve çıplak aramalarla gündeme gelen cezaevi, tutsaklara yönelik hak ihlalleriyle gündemdeki yerini koruyor.

Şakran Kadın Kapalı Cezaevi’nde hücrelerde yapılan aylık rutin aramalar kapsamında, 2014 Aralık’ının sonunda aniden gelen gardiyanlar PKK’li tutsaklara ince arama dayatmasında bulundular. Dayatmayı kabul etmeyen PKK’li tutsaklar ve gardiyanlar arasında arbede çıktı.

TKİP dava tutsağı Evrim Erdoğdu’nun da bulunduğu hücrelerde kalan tutsaklar, PKK’li tutsaklara dönük saldırıya karşı hücre kapılarını dövüp slogan atmaya başladılar. Tepkinin büyümesi üzerine cezaevi müdürü gelerek olayları yatıştırmaya çalıştı.

Bir PKK’li tutsağın parmağının kırıldığı arbede nedeniyle cezaevi yönetiminin 23 tutsak hakkında soruşturma açtığı belirtilirken, yılbaşı nedeniyle yapılan ve normalde bir saat süren açık görüş de yarım saate indirilerek hayata geçirildi.

Kızıl Bayrak / İzmir

 

 

 

 

Dayanışmanın sürdürülmesi umuduyla…”

 

Merhaba Değerli Kızıl Bayrak Gazetesi emekçileri,

Sizleri sımsıkı kucaklıyor, devrimci coşkumuzla selamlıyoruz. İyi olmanızı umud ederiz.

19 Aralık Katliamı’nın 14. yıldönümünü geride bıraktığımız bugünlerde, faşist Türk Devleti yeni bir tecrit politikasını yaşamsallaştırmayı amaçladı. Bu politikalar bizler kadar sizleri de yakından ilgilendirmekteydi. Siz değerli devrimci dostlarımızın, zor şartlarla bizlere ulaştırdığı gazeteniz ve diğer yayınların yasaklanması amaçlandı. Bir ay kadar hapishane özgünlüğünde bu politika sürdürülmüş olsa da yenilgiye uğratılmış oldu. Siz değerli basın emekçilerinin öncülüğünde, duyarlı halkımızın dışardan ve bizlerin içeriden devrimci dayanışması sonucu bu politika da boşa çıkarılmıştır. Bu direniş değerli bir başarıdır. F Tipi tecrit politikalarının bir devamı niteliğinde olan sansür, yasak tecrite karşı direnişin, kahramanlığın yıldönümüne yakın günlerde bertaraf edilmesi başka bir anlam taşımaktadır. Bulunduğumuz hapishane özgünlüğünde bu politika kırılmıştır. Duyumlarımız net olmasa da bu durumun diğer hapishanelere de yansıyacağı yönündedir.

“Çözüm”, “barış süreci” aldatmacaları hasta tutsaklarımızın acil olarak tahliye edilmeleri gerekirken, faşizmin kimliğini sergilemesi bizleri şaşırtmıyor. Tutsakları teslim alma amaçlı politikaları nasıl 19 Aralık Direnişi’ni dün yarattı ise, bugün de aynı zihniyetin devamcılarına direnişle cevap verilmiştir. 19 Aralık Katliamı’nın yıldönümünde bu tecrit politikasının bertaraf edilişi, bizler için anlamlı ve moral değeri olan bir başarı olmalıdır. Şehitlerimizin her bir direniş mevzisinde varlığının, bir anlamda kanıtı niteliği taşımaktadır.

Siz değerli Kızıl Bayrak ve Ekim Gençliği çalışan emekçileri dostlarımızın dün nasıl bizlerle yayınlarınız üzerinden dayanışma ağını ördüyseniz, bugün bu ağın değeri, daha da sağlam örülmesi gerektiği ispatlanmıştır. Bu dayanışmanın sürdürülmesi umuduyla, gazete ve dergilerinizin yeni sayılarını beklediğimizi belirtiriz. Çalışmalarınızda devrimci başarılar umud ederiz.

MKP Dava Tutsakları

Ekin Sabur

E Tipi Hapishane B-12

Elbistan / K.Maraş

 
§