5 Şubat 2016
Sayı: KB 2016/05

Bahar dönemi, gelişmeler ve görevler
Eski düzende yeni anayasa hayalleri!
Yeniden imha, yeniden inşa!
Sermaye devleti yeni karakollar kuracak
Sermaye tam kölelik dayatıyor
Ek ücret zammı için ortak mücadele!
MİB’den iki günlük çalıştay!
EKU’da işçiler kararlılıklarını koruyor
Köle pazarları kurulmak isteniyor
“Ve (aynı) katil cinayet mahalline döner”
Mücadele tarihinde kadının yeri: İşçi kadınlar en ön safta!
Osmanlı’nın son yıllarından Cumhuriyet’in ilk yıllarına...
Greif deneyiminden öğrenelim!
Yasalar kadını koruyabilir mi?
Torba yasa işçi ve emekçilere esnek çalışmayı dayatıyor!
“Yeni mücadele döneminde liseleri fethedelim!”
3. Cenevre görüşmeleri; “Üçlü şer ekseni”nin kundakçılığı
Kapitalizm insana dair hiçbir sorunu çözemez!
Hayaller ve sınıfsal gerçekler!
Essen’de ‘Kürt sorunu’ konulu panel
Zincirlerimizden başka kaybedecek neyimiz var?
Hasta tutsak Türkan Özen’e ‘siyasi cezalandırma’
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Ek ücret zammı için ortak mücadele!

 

Asgari ücretin 1300 TL olması ile birlikte birçok sektörde işçiler arasındaki ücret makası taban ücrette eşitlenmiş oldu. Bir fabrikada 10 yıl çalışan bir işçinin ücreti asgari ücretle eşitlenmiş oldu. Kıdemli işçiler en alt gruba yapılan zammın tüm ücret gruplarına yansıtılmasını istiyor. Özellikle metal sektöründe başlayan eylemlikler, diğer sektörlere de sıçramış durumda. Ocak ayından beri Metal Fırtınası’nın lokomotifi olan Renault işçileri yine eylemlerde başı çekiyor. Birçok fabrikaya yön gösteren Renault işçileri günlerdir çeşitli eylemler gerçekleştiriyorlar. Mersin Serbest Bölgesi’nde bulunan Trend Tekstil işçileri ise mücadeleyi bir üst boyuta taşıyarak iş bıraktılar. Tabii bunlar fabrikaların görünen yüzü, bir de görünmeyen ama alttan alta öfkenin biriktiği ve mayalandığı işyerleri bulunmakta.

İşçilerin ilk tepkileri sonrası patron örgütlerinden de karşı adımlar gelmeye başladı. Trend Tekstil ile birlikte Raysi atölyesinde çalışan 760 işçi işten çıkartıldı. Renault işçilerinin eylemlerine karşılık MESS üye patronlara çağrı yaparak, “TİS dışında farklı bir uygulama gerçekleştirmeyin ve ek zam yapmayın” dedi. Eylemler arttıkça patronların tepkisinin şiddeti de artacaktır kuşkusuz.

İşçi sendikaları ise işçilerin taleplerini görmezden gelerek dişe diş bir mücadele yerine yine kendilerinden bekleneni yaparak patronlardan dilenmeyi tercih etti. Birleşik Metal ve Çelik İş sendikaları MESS’e mektup yazarak “Çalışma ilişkilerinin ve iş barışının korunması” kaygılarını dile getirdiler. İşçilerin taleplerinin haklılığını görmezden gelen bürokratlar halen bir eylem programı açıklamış değiller.

Yıllardır uygulanan yoğun sömürünün karşılığında gitgide eriyen ücretlerle birlikte, sosyal yıkım saldırıları işçilerin yaşam ve çalışma koşullarını daha da çekilmez hale getirmiştir. Buna karşı fabrikalarda biriken öfke son dönem kendini daha fazla göstermeye başladı. Artık bireysel tepkiler yerine toplu tepkiler daha fazla yaşanmaya başladı. Metal fırtınası bunun son örneği olmuştur. Artık sermaye karşısında daha moralli, daha güçlü bir işçi sınıfı bulunmaktadır.

Son dönem yaşanan eylemlere bu gözle bakarsak, sınıfın birliğini kurmanın zeminlerinin güçlendiğinizi görürüz. Bu dönem ücretlerin yükseltilmesi talebi tüm işçi sınıfını ortak bir temelde mücadeleye çekebilecek bir taleptir. Fabrikalardan yansıyanlara bakılırsa en geri bilince sahip işçiler bile ücretlerin düşüklüğünden dem vuruyorlar. Başlangıç diyebileceğimiz eylemlere bile sert karşılık veren sermaye sınıfı geleceğin daha çetin yaşanacak sınıf mücadelesine göre davranıyor. O zaman biz de ona göre davranmalı ve ona göre hazırlanmalıyız. Burada öncü işçilere büyük görevler düşüyor. Öncelikle fabrikalarda ücretlerin insanca yaşamaya yetecek düzeye yükseltilmesi için birlik zeminlerimizi kurmalıyız. Fiili meşru mücadele hattını izleyerek taleplerimiz kabul edilinceye kadar mücadeleye devam etmeliyiz. Gerekirse işi durdurmalıyız ama iş durdurma öncesi güçlü bir hazırlığımız olabilmeli. Ortak talep için ortak mücadele verilmelidir. Ücret talebi üzerinden işçilerin birlik zeminleri hızla güçlenebilir. Sınıf devrimcileri olarak bu süreci iyi okumalı ve fabrikalarda yaşanan tepkileri daha örgütlü hale getirmeliyiz ve fabrikalar arası birleştirici bir rol oynamalıyız.

 

 

 

 

Tekstilde ek zam talebi için iş bırakma ve kıyım

 

Asgari ücret zammının ardından diğer ücret grupları içinde iyileştirme/ek zam isteyen işçiler metal işkolunda olduğu gibi tekstilde de mücadeleyi sürdürüyor.

Mersin Serbest Bölge’de kurulu Rebeka Trend Tekstil’de işçilerin bir süre önce dile getirdiği ek zam talebi üzerine 28 Ocak günü patronla işçi temsilcileri arasında yapılan görüşmede patron asgari ücrete yaptığı zammı açıkladı. Zam en düşük 1300 TL en yüksek 1400 TL olarak hesaplandı. 1300-1400 TL arasında da 1325-1350-1375 TL şeklinde sınıflandırma yapıldı.

Patronun sefalet zammı dayatması karşısında işçiler “Bu durumu kabullenmemiz imkansızdır” dedi ve toplantıda anlaşma sağlanamadı.

29 Ocak’taki toplantıda da asgari ücrete yapılan %30’luk zammın diğer maaşlara yansıtılması konusunda anlaşma sağlanamadı. İşçiler, %30’luk zammın tamamının uygulanmasını istedi.

Patronun taleplerini kabul etmemesine tepki gösteren işçiler artık yeter diyerek 29 Ocak’ta iş bıraktı. İşçiler haklarını yedirmeyeceklerini vurguladılar.

Ancak işçilerin talelerini karşılamayana patron, iş bırkama eyleme katılan işçileri 1 Şubat günü işten attı. İkinci atölye Raysi’de de işçiler işten çıkarıldı. İki fabrikada toplam 760 işçi işten atıldı.

Öte yandan, Mersin Serbest Bölge’de kurulu Süperstar fabrikasında da işçiler haklarını istedi. İşçiler 29 Ocak’ta toplanarak patronun zam konusunda açıklama yapmasını istedi. Patron işçilerin karşısına çıkmazken personel şefi konuşma yaparak 1400 TL’den daha fazla ücret veremeyeceklerini söyledi. Üretime ara verildiğini duyurdu.

DEV TEKSTİL: İşyerini terk etmeyin

İşten atılan işçilere seslen Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası (DEV TEKSTİL) Çukurova Temsilciliği, işyerini terk etmeme çağrısı yaparak şunları belirtti:

“Sendika olarak işten atılan işçi arkadaşlarımızla dayanışma halindeyiz. Trend ve Raysi işçilerine önerimiz fabrikayı terk etmemeleridir. Arkadaşlarımız iş haklarına sahip çıkmalıdırlar. Talepleri kabul edilene ve işe dönene kadar fabrika içinde beklemeleri en doğru yöntemdir.

Ve elbette ki serbest bölgede işçiler kader birliği yapmalılar, haklarını birlikte aramalılar.”

 

 

 

 

2007’de kaldığımız yerden daha ileri gitmek için...

 

Mersin Serbest Bölge kaynayan kazan gibi. İşçilerin birikmiş sorunları patlama noktasına geliyor. Serbest bölge işçisi ha patladı, ha patlayacak. İlk sesler duyuluyor. Herkes birbirine bakıyor. Öne kim atılacak diye bekliyor. Akıllarda 2007 var.

Ne olmuştu 2007’de? Tıpkı bugünkü gibi aynı sömürü, aynı kölelik, aynı adaletsizlik! Serbest bölgede tekstil işçilerinin kendi inisiyatifiyle başlatmış olduğu bu direniş bugüne dersler bırakarak bitmişti. Kimine göre kaybedildi, kimine göre iyi oldu. Nasıl sonuçlanmış olursa olsun, asıl kazanım bugüne bıraktığı derstir.

Peki ders çıkardık mı? Hatırlayın 2007’yi. 2007’nin en büyük dersi işçilerin birliğinin tam sağlanamamış olmasıydı. Gelin şimdi bu eksiği kapatalım. Birliğimizi sağlayalım, güçlendirelim. Bizi bölen yapay ayrımları, görüş farklılıklarını ortadan kaldıralım.

Tek görüşümüz mensup olduğumuz sınıf olsun. Biz, tüm renkleriyle işçi sınıfına mensubuz. Önce bunu anlayıp kenetlenelim. Ardından her bir fabrikada komitelerimizi kuralım. Bu komiteleri serbest bölge genelinde üst bir komite ile tamamlayalım. Kararları tüm işçilerin onayı ile bu komiteler alsın.

Ve hatırlayın; 2007’de işçiler gittikleri sendikalardan eli boş dönmüştü. Şimdi sendikanız var: DEV TEKSTİL! Size e-devlet şifresi kadar yakın. Size bir dolmuşla gidilecek kadar yakın. DEV TEKSTİL sizsiniz. ‘Söz, yetki, karar’ işçilerde, yani sizde!

Serbest bölgede birliği yakalamak için tüm işçilerin ortak talepleriyle patronların karşısına çıkalım. Kimseyi, hiçbir işçiyi (yalakalar dışında) dışarıda bırakmayalım. Unutmayın; güçsüz değilsiniz, birlik olursanız güç sizsiniz! Korkmayın, çünkü patronların korkusu sizsiniz. Sizin örgütlü birliğinizden korkuyorlar. O halde hakkınızı yedirmeyin, sendikalı olun, güçlü olun!

DEV TEKSTİL Çukurova Temsilciliği


 
§