5 Şubat 2016
Sayı: KB 2016/05

Bahar dönemi, gelişmeler ve görevler
Eski düzende yeni anayasa hayalleri!
Yeniden imha, yeniden inşa!
Sermaye devleti yeni karakollar kuracak
Sermaye tam kölelik dayatıyor
Ek ücret zammı için ortak mücadele!
MİB’den iki günlük çalıştay!
EKU’da işçiler kararlılıklarını koruyor
Köle pazarları kurulmak isteniyor
“Ve (aynı) katil cinayet mahalline döner”
Mücadele tarihinde kadının yeri: İşçi kadınlar en ön safta!
Osmanlı’nın son yıllarından Cumhuriyet’in ilk yıllarına...
Greif deneyiminden öğrenelim!
Yasalar kadını koruyabilir mi?
Torba yasa işçi ve emekçilere esnek çalışmayı dayatıyor!
“Yeni mücadele döneminde liseleri fethedelim!”
3. Cenevre görüşmeleri; “Üçlü şer ekseni”nin kundakçılığı
Kapitalizm insana dair hiçbir sorunu çözemez!
Hayaller ve sınıfsal gerçekler!
Essen’de ‘Kürt sorunu’ konulu panel
Zincirlerimizden başka kaybedecek neyimiz var?
Hasta tutsak Türkan Özen’e ‘siyasi cezalandırma’
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

3. Cenevre görüşmeleri;

“Üçlü şer ekseni”nin kundakçılığı

 

ABD emperyalizmi ile suç ortaklarının Suriye’ye karşı başlattıkları savaş, beşinci yılını tamamlamak üzere. Baas yönetimini yıkıp Şam’da dinci-Amerikancı bir rejimi iş başına getirme planı hezimete uğradı. Hezimeti kabullenmeyen (üçlü şer ekseni) Türkiye-Suudi Arabistan-Katar koalisyonu, Suriye’yi yakıp yıkma pahasına da olsa sefil hedefine ulaşma çabasını sürdürüyorlar.

ABD’nin işbirlikçileri savaşta ısrarlılar

Siyonist İsrail’le birlikte Ortadoğu’da ABD emperyalizminin dayanağı olan şer ekseni, Suriye’de devam eden yıkıcı savaşın önde gelen sorumlusudur. IŞİD’le birlikte olası bir anlaşma zeminini yıkma refleksiyle hareket eden bu güçler, Cenevre-3 görüşmelerini sabote etme çabasını sürdürüyorlar. Önceki yıllarda toplanan Cenevre-1 ve Cenevre-2 konferanslarını sabote etmeyi başardılar. Şimdi de Cenevre-3 konferansını başlamadan bitirmek istediler.

Şer ekseninin aksi yöndeki girişimlerine rağmen konferansı toplama konusunda ısrarlı davranan Rusya ile ABD, dolaylı görüşmeleri başlattılar. BM Suriye özel temsilcisi Staffan da Mistura tarafından organize edilen toplantılarda, tarafların görüşleri birbirlerine aktarılıyor. Taraflar arasında gidip gelen Mistura, süreçten umutlu olduğunu ilan etse de, Cenevre-3’ten hiçbir sonuç çıkmadı.

“Güdümlü muhalefet”in sefaleti

El Suud kralı tarafından Riyad’da toplanan güdümlü muhalefet, üçlü şer ekseninin emirlerini tatbik etmenin ötesine geçemiyor. AKP’den aldıkları emirle PYD’ye terörist muamelesi yapan “Riyad muhalefeti”, kendi içinde de bütünlükten yoksundur. Zira bir kesimi el Suud’a bir kesimi AKP’ye bir kesimi de Katar emirine bağlı. Hal böyleyken ABD işbirlikçileri Riyad muhalefetini “Suriye halkının tek temsilcisi” diye takdim ediyorlar.

Bu kepazeliği ciddiye alan yok. Zira PYD ile laik-demokratik çizgideki Suriye muhalefetinin dışlanması, süreci sabote etmekten başka bir anlam taşımıyor. Buna rağmen görüşmelerin devamını isteyen Rusya-ABD ikilisi “sabırlı olun, ilerleyen zamanda sizleri de sürece dahil edeceğiz” vaadiyle, bu muhalefeti teskin etmeye çalışıyorlar.

ABD’nin ikiyüzlülüğü

ABD hem Türkiye’nin isteklerini göz ardı edemiyor (zira İncirlik Üssü ve başka konularda sunduğu hizmetlerden vazgeçemez) hem Suriye’de iç dayanak olarak kullanmak için PYD’ye destek veriyor. Bu desteğin Kürt halkının onurlu bir gelecek kurma mücadelesine verilmediği ise aşikar. Böyle olsaydı eğer, Türk devletinin Kürt halkına karşı yürüttüğü kirli savaşa vize verilmezdi. Yani PYD’ye destek, ABD’nin Suriye politikasına hizmet ettiği sürece ve bu sınırlardadır.

Emperyalistler özgürlük değil kölelik vaat ederler

Unutulmamalıdır ki, emperyalistlerden ezilen halklara hayır gelmez. Onlar sadece çıkarlarına hizmet ettiği sürece ve sınırlarda ezilen bir halka “destek” verirler. Üstelik çoğu zaman bu “destek” o halklara ağır bir fatura olarak da geri döner. Hem İran, Irak Kürtlerinin tarihinde yaşanan trajediler hem bir dönem Hindistan burjuvazisine güvenen Tamil Elam Kurtuluş Kaplanları hareketinin yaşadığı trajedi, bu konuda ilk akla gelen ibretlik olaylardır. İlke ve değer yoksunu emperyalistler için dostlar değil, işbirlikçiler vardır. Ezilen halklar için gerçek özgürlüğe ulaşıp onurlu bir gelecek kurmak ise, ancak emperyalistlerle işbirlikçilerine karşı mücadele ile mümkündür.

Baas iktidarını, Rusya mevzilerini savunuyor

Emperyalist güçlerle şer ekseninin kuşatmasına rağmen ayakta kalan Baas yönetimi, azımsanmayacak kitlesel dayanakları ve İran, Lübnan Hizbullahı, Rusya gibi etkili güçlerin desteğiyle iktidarını korudu.

Yıkıcı savaşın bitirilmesi Rusya-Suriye-İran-Lübnan Hizbullahı ittifakının lehine olacağı için, bu koalisyon Cenevre-3 görüşmelerinin BM Güvenlik Konseyi kararına uygun şekilde ilerlemesi için çaba sarf ediyor. Ancak bu çabanın verili koşullarda başarıya ulaşması kolay değil. Zira görünürde Rusya ile anlaşmasına rağmen ABD ve işbirlikçileri sürecin barış yönünde ilerlemesini engelleme girişimlerine devam ediyorlar.

 

 

 

Esad’a yer yok”

 

Suriye’deki emperyalist savaşta sözde görüşmeler yoğun bir şekilde yapılırken savaşın sorumluları kirli amaçlarında ısrarı sürdürüyor.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil el-Cubeyr, halkları aldatmanın bir aracına dönüşen Cenevre görüşmeleriyle ilgili son gelişmeleri değerlendirerek “Esed’e yeni Suriye’de yer yok” dedi.

S. Arabistan’ın dinci-gerici çetelerin görüşmelere katılma kararını desteklediğini belirterek aralarındaki işbirliğini bir kez daha ortaya seren Amerikancı şef, amaçlarını ise, “Beşşar Esed’in olmadığı yeni bir gelecek için geçici yönetim otoritesinin inşası, seçimlerin yapılması ve yeni anayasa” olarak ifade etti.

ABD emperyalizminin taşeronlarından S. Arabistan, kendi güdümündeki dinci gerici çeteleri bölgedeki halkların üzerine salarken Ortadoğu’nun da ötesinde Afrika’nın birçok bölgesinde dinci-gerici saldırıları finanse ediyor.

Nitekim Cubeyr’in Etiyopya’nın başkenti Addis Ababa’da Afrika Birliği Zirvesi’ne katılması, Suudi Arabistan’ın buradaki amaçlarının göstergesidir. Cubeyr de konuyla ilgili Afrika Birliği ile stratejik ortaklık kurmak istediklerini ve bu bağlamda işbirliğini güçlendirilmeyi, ticaret ve yatırım faaliyetlerini arttırmayı hedeflediklerini belirtti.

 

 

 

 

IŞİD Şam’da katliam yaptı: 45 ölü, 110 yaralı

 

IŞİD'in 31 Ocak günü Suriye’nin başkenti Şam’ın Şii bölgesinde bulunan Hazreti Zeyneb Türbesi’nin yakınlarında düzenlediği çifte saldırıda 45 kişi öldü, 110 kişi de yaralandı.

Sana Haber Ajansı kentin güneyindeki Seyyide Zeynep Türbesi'nin yakınlarında patlayıcı yüklü bir otomobilin havaya uçurulduğunu ve eş zamanlı olarak iki intihar bombacısının da üzerindeki bombaları patlattığını yazdı.

Türbe 2015 Şubatı’nda da bombalı saldırının hedefi olmuş, iki intihar bombacısı tarafından gerçekleştirilen saldırıda 4 kişi hayatını kaybetmişti. Yine Şubat ayında türbeye yolcu taşıyan bir otobüs hedef alınmış ve 9 kişi yaşamını yitirmişti. Saldırıyı El Kaide bağlantılı El Nusra Cephesi üstlenmişti.


 
§