8 Nisan 2016
Sayı: KB 2016/14

Gündem: Devrimci 1 Mayıs
Miadı dolan işbirlikçiye burun sürtme operasyonu
4 Nisan ‘utanç günü!’
Emperyalist kapitalizmin ahlaki çöküntüsü!
“Cizre’de 665 kişi katledildi”
Direnişin 1 Mayıs’ına!
Devrimci olmayan her şey çürür!
Kastaş’ta direniş devam ediyor
Yeni Çeltek işçileri açlık grevine başladı
Üç ayda 415 işçi iş cinayetinde katledildi
İşçi-emekçi kadınlar haksız ve kirli savaşlara neden karşı çıkmalıdır?
Kiralık işçi yasa tasarısı
Gençliğin geleceği ve özgürlüğü kavga alanlarında
Meslek liseliler buluşuyor!
Sultanın mühimmat deposu
Suriye’de “siyasi çözüm” dansı
Suudi Arabistan’ın “İslam İttifakı”
“Sokaklar fırçamız, alanlar paletimizdir”
Pablo Picasso’yu ölümünün 43. yılında saygıyla anıyoruz!
Osmanlı’dan bugüne Bursa’da emek ve işçi hareketleri
Talat Türkoğlu’nun failleri cezalandırılsın!
1 Mayıs'ta alanlara!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Suudi Arabistan’ın “İslam İttifakı”;

Halklara düşman gericilik ittifakıdır

 

Ortaçağ kalıntısı El Suud rejimi önderliğinde hareket eden “İslam İttifakı” adlı oluşum, özünde halklara düşman gerici/saldırgan bir cepheden ibarettir.

Bu cephenin başını çeken El Suud rejimi Irak, Suriye, Libya ve diğer ülkelerde katliamlar gerçekleştiren IŞİD, El Nusra, El Kaide gibi çetelerin önde gelen finansörlerinden biridir. Cihatçı çetelerin ideolojik zehiri olan sapkın Vahhabi ideolojisini uydu kanalları, kiralık şeyhler, mezhepçi vaizler aracılığıyla yaygınlaştıran da El Suud rejimidir.

Bu rejim, Suriye’yi yakıp yıkan savaş ateşine de beş yıldan beri benzin döküyor. Finanse ettiği çetelerin Baas yönetimini yıkmaya muvaffak olamamaları üzerine kara saldırısı başlatmaktan söz etmeye başlayan El Suud, körfez şeyhleri ile AKP iktidarını da bu kervana dahil ederek, boyundan büyük işlere kalkışma girişimlerini sürdürüyor. Washington’daki efendileri koruma güvencesi vermedikleri için kara saldırısı başlatamayan El Suud ile Türk devleti gibi işbirlikçiler, halen siyonist İsrail’in istediği etnik, dinsel, mezhepsel parçalanma/çatışma için çaba sarf ediyorlar.

El Suud rejiminin bölge halklarına karşı işlediği ağır suçlardan biri de Bahreyn halkının demokratik reformlar talebiyle gerçekleştirdiği kitlesel isyanı faşist zorbalıkla bastırmasıdır. Bahreyn’i işgal eden El Suud önderliğindeki körfez güçleri, İsrail’in Filistin halkına uyguladığı vahşi terörü Bahreyn halkına uygulayarak kısmen de olsa isyanı kontrol altına alabildi.

“İslam İttifakı” diye anılan gericilik cephesinin ağır suç çetelesinde Yemen halklarına karşı yürüttükleri savaş da var. Bir yıldan beri Yemen’i hava bombardımanlarıyla yakıp yıkan, kitlesel katliamlar gerçekleştiren El Suud liderliğindeki gericilik cephesi, bu yoksul ülkeyi adeta enkaza çevirdi.

Kirli hedeflerine doğru yürümek isteyen El Suud’un yeni gündemi, Mısır ile Türkiye’yi “İslam İttifakı” içinde yan yana getirmektir. Hatırlanacağı üzere Mısır’da İhvancı Muhammed Mursi’nin alaşağı edildiği günlerde El Suud’la ilişkileri sarsılan AKP iktidarı, bu “varta”yı kısa sürede atlatarak işbirliğine devam etti. Halen siyonist İsrail’i de kapsayan “Sünni Eksen” oluşturma çabalarını sürdüren El Suud’un en büyük destekçisi, kaçak sarayın histerik sultanı Tayyip Erdoğan’dır.

Son aylarda birbirine iyice yakınlaşan AKP iktidarı ile El Suud kralı, Mısır’ı da bu uğursuz cephenin aktif bileşeni haline getirmek için çırpınıyorlar. Zira Mısır Arap dünyasının merkezi kabul ediliyor. Ancak halen Mursi’nin yasını tutan Tayyip Erdoğan, Mısır’a sataşmaktan geri kalmıyor. Abdulfettah el Sisi liderliğindeki Mısır ise, El Suud’la işbirliği yapsa da “İhvancı AKP”ye mesafeli duruyor.

Mısır’la Türkiye’yi barıştırmaya soyunan El Suud, “İslam İşbirliği Teşkilatı” zirvesinin Türkiye’de yapılacak olmasını fırsat bilerek, tarafları birbirine yakınlaştırmak için kolları sıvadı. Mısır’ı ziyaret etmeye hazırlanan Suudi Kralı Selman bin Abdulaziz, Türkiye-Mısır arasında yakınlaşma sağlayarak, gerici/saldırgan ittifakı güçlendirme telaşında. Zira Yemen’de bataklığa saplanan El Suud, paranoya derecesine varan “İran korkusu”yla malul olduğu için Türkiye ile Mısır’ı “İslam İttifakı” adlı oluşumda buluşturmayı önemsiyor.

El Suud’un çabasının sonuç verme ihtimali düşük görünüyor. Zira Suudi Arabistan’la işbirliği yapsa da, Mısır ne Suriye ne Yemen savaşlarına doğrudan katıldı. El Sisi, El Suud’la arayı iyi tutmaya çalışsa da Mısırlı emekçilerin çoğunluğu Vahhabi çeteleri destekleyen ve İsrail’le işbirliği yapan El Suud rejiminin icraatlarından rahatsızdır. Bundan dolayı Mısır’ın “İslam İttifakı” adlı gerici/saldırgan cephede aktif rol alması beklenmiyor.

Mısır’ın katılma ihtimali düşük olsa da, “İslam İttifakı” adlı ultra gerici oluşum, bölge halkları için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Zira bu oluşum hem mali hem ideolojik alanda cihatçı çeteleri donatarak, halkları etnik, dinsel, mezhepsel temelde parçalama pervasızlığından vazgeçmiş değil. Körfez şeyhlerinin yanı sıra El Suud’un rüşvetle satın aldığı bazı rejimler ile Türk devletinin “İslam İttifakı” içinde yer almaları, bu gerici cereyana karşı bölgesel çapta bir direniş inşa etmenin önemini arttırıyor. ABD emperyalizmi güdümündeki bu gericilik odağına karşı mücadelenin önemi büyüktür. Emperyalizme ve bölgesel gericiliğe karşı halkların birleşik direnişi, bu uğursuz vebanın yayılmasını önleyebilmenin tek imkanıdır.


 
§