9 Eylül 2016
Sayı: KB 2016/34

Yayılmacı savaşlara karşı işçilerin birliği halkların kardeşliği
AKP/Erdoğan iktidarının kazanamayacağı savaş
T. Erdoğan Obama ve Putin’le görüştü
Düzenin yapboz siyaseti
Faşist baskı ve teröre karşı direnişi büyütelim!
Olmayan düğmeyi ilikleyen düzen hukuku
DEV TEKSTİL Eylül Ayı GMYK Toplantısı gerçekleştirildi
Murat Ülker neden, nasıl zengin?
İş cinayetleri ve ortalığa saçılan gerçekler
Kırıntılar için değil, sermayenin köleliğinden kurtulmak için mücadeleye!
Güncel deneyimler ışığında demokrasi sorunu - H. Fırat
Türkiye-AB ilişkilerinde çatışan çıkarlar, gerilen ipler
ABD başkanlık seçimleri: Tiyatro devam ediyor
TTİP: Emperyalist sömürü, yağma ve haydutluğun yeni bir aracı
Çocukların özgürlüğü için yıkılacak düzen.
Hapishanelerde 600 çocuk
Şiddete uğrayan kadınlar, devlete güvenmiyor!
Sermaye devleti kesenin ağzını işçiye kapattı, MİT’e açtı
Düzenle barış diyenlerin, demokrasi ve özgürlükten anladıkları...
Yarım kalan şarkı... Victor Jara!
Gerçekçiliğin sinemadaki özeti: Yılmaz Güney
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

İş cinayetleri ve ortalığa saçılan gerçekler

 

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi raporuna göre, Ağustos ayında en az 199, yılın ilk sekiz ayında ise en az 1250 işçi iş cinayetlerinin kurbanı oldu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2013 yılında 1235 işçi; 2014 yılında, Soma’da iş cinayetinde yaşamını yitiren 301 işçinin de içinde yer aldığı 1886 işçi, 2015 yılında ise 1730 işçi yaşamını yitirdi.

En fazla iş cinayetlerinin yaşandığı Türkiye tablosu sürüyor. İş cinayetlerinin gerçek rakamı, açıklanan resmi rakamlardan çok daha fazladır. Zira kayıt dışı çalışan işçilerin yaşadıkları kazalar ve iş cinayetleri kayıtlarda yer almıyor.

İşçi sağlığı ve güvenliği için önlem almayan kapitalistler düşük cezalarla ödüllendiriliyor. İşçi ailelerine kan parası olarak çok düşük ödeme yapılıp cinayetlerin üstü örtülüyor. İşçi ailelerinin uzlaşmaya yanaşmaması durumunda sermaye devletinin görevlileri arabuluculuğa soyunuyorlar.

Bu ülkeyi, iş cinayetlerine yönelik olarak “Bu işin fıtratında ölüm var” diyen Tayyip Erdoğanlar yönetiyor hâlâ. Bu bile var olan devletin ve hükümetlerin sermayeyi korumayı varlık nedeni saydıklarının açık göstergesidir.

AKP hükümeti yıllarında iş cinayetleri ayyuka çıktı. “Bu işin fıtratında ölüm var” diyen AKP iktidarının ebedi şefi, yaptığı açıklamayla Soma’da iş cinayetine kurban giden işçilerin ailelerinin yüreğini dağlamıştı.

AKP hükümeti sözcüleri iş cinayetlerini kaderle açıklama konusunda birbirleriyle yarıştılar. Çünkü onların varlık nedeni yaşanan iş cinayetlerinin sorumlularını korumaktır. Çünkü onların varlık nedeni çalışma yaşamı ve işçi sağlığı-güvenliği ile ilgili düzenlemeler yaparken kapitalistleri üzmemektir. Çünkü onların varlık nedeni sermayeyi korumak, işçi sınıfının, emeğin tam karşısında saf tutmaktır.

AKP hükümeti iş cinayetleri sıralamasında da Türkiye’yi kara tablonun içine itti. İş cinayetleri sıralamasında Türkiye’yi dünya 13.’lüğüne yükseltti. İşçi sağlığı ve işçi güvenliğini hiç önemsemedi. Kan emici kapitalistlerin daha fazla kâr etmesi için mesai yaptı. İşçi sağlığı ve güvenliği için yapılacak harcamaları gereksiz masraf olarak gördüğünü kanıtladı.

“İş kazaları”nı önlemek için çaba gösterdiğini dile getiren AKP yalan söylüyor. Zira “iş kazaları”nın en büyük nedeni olan taşeronluk sistemi AKP iktidarının yaklaşık 14 yıllık iktidarı döneminde yüzde 400 arttı. Patronların kuralsız işçi çalıştırması olağanlaştı. İş cinayetlerinin sınırlanması için AKP hükümeti denetim görevini bile yapmadı. Güya denetim kadrosunu büyüteceklerdi. AKP hükümetinin denetim kadrosunu büyütme sözü de yalan oldu.

Kapitalistler iş cinayetlerini işçilerin dikkatsizliğine bağlarlar. Oysa üretim artışı dayatmasıyla işçileri yoran, dikkatlerinin dağılmasına yol açanlar onlardır. Fazla mesai dayatmasında bulunanlar onlardır. Fazla çalışma nedeniyle işçilerin ruh sağlığını bozanlar onlardır.

Kapitalizm işçi kanı döküyor, öldürüyor. Bu tablo insan hayatını hiçe sayan tek tek kapitalistlerin yarattığı bir tablo değildir. Bu tablo, işçi sağlığı ve güvenliğini hiçe sayan “kâr için her yol mûbah” anlayışıyla hareket eden sömürücü, asalak kapitalistlerin egemen olduğu düzenin eseridir. Bu tablo, burjuva devletin eseridir. Bu tablo hâlâ görev başında olan düzenin yürütme gücü AKP hükümetinin eseridir.

İş cinayetlerine karşı mücadele AKP hükümeti ile sınırlanamaz. İş cinayetlerinin gerçek nedeni fıtratında işçi cinayetleri bulunan kapitalizmdir. İş cinayetlerine karşı mücadelenin hedefine kapitalizm çakılmazsa mücadele zayıflar. Zira iş güvencesinin azalması, esnek çalışma biçimleri, çalışma koşullarının ağırlaşması; özelleştirme, sendikasızlaştırma ve taşeronlaşmanın yaygınlaşması; sosyal güvenlik ve güvenceden yoksun kayıt dışı işçilik ve çocuk işçi çalıştırma iş cinayetlerinin başlıca nedenidir ve tüm bu pislikler kapitalizmin eseridir.

İş cinayetlerinde karanlık bir tablonun ortaya çıkması sadece ve sadece Türkiye kapitalizmi, Türk burjuvazisinin fıtratıyla ilgili değildir. Kâr uğruna her şeyi mûbah olarak gören kapitalizmin fıtratında işçi cinayetleri zaten vardır.

Kapitalizm adeta iş cinayetlerini üreten bir merkezdir. Zira kapitalizm öldürüyor ve işçi kanı üzerinden kâr dümenini döndürüyor. Dünyada iş cinayetleri ve meslek hastalıkları nedeniyle yaklaşık 2,5 milyon işçi yaşamını yitiriyor. Kısacası kapitalistler sermayelerini işçilerin döktükleri kanıyla büyütüyorlar.

Kapitalizmin fıtratında işçi öldürmek vardır. Artık “kaza” olmaktan çıkıp katliam halini alan iş cinayetleri sömürü, baskı ve güvencesiz çalışmadan, tüm bu melanetlerin nedeni olan kapitalizmden kaynaklanıyor. Çünkü kapitalizm kar uğruna işçiye yaşama hakkını bile çok görür. Kısacası iş cinayetlerinin kaynağı kapitalizmdir. Burjuvazinin egemen olduğu düzen ve bu düzenin siyasal üst yapısı devlettir.

İş cinayetlerinin son bulması için en kestirme yol işçilerin birliğidir. İşçiler birleşince yer yerinden oynar. Ölüm makinesi kapitalizm için ölüm çanları çalmaya başlar. Ancak bu zeminde iş cinayetlerinin kalıcı olarak son bulmasının yolu açılır.

H. Yağmur

 

 

 

 

MSC/MEDLOG Lojistik’te işçi kıyımı

 

Taşımacılık tekellerinden olan Mediterranean Shipping Company’e (MSC) bağlı olarak Türkiye’de faaliyet gösteren MEDLOG Lojistik bünyesinde sendikalaşan işçiler işten atma saldırısıyla karşılaştı.

DİSK’e bağlı Nakliyat-İş Sendikası tarafından yapılan yazılı açıklamada, MSC/MEDLOG işçilerinin sendikalarına üye olarak çoğunluğun sağlanmasının ve Çalışma Bakanlığı’na yapılan yetki başvurusunun ardından işten atma saldırısının başladığı belirtildi.

Hukuksuz bir şekilde lokavt uygulandığı belirtilen açıklamada İstanbul/Esenyurt’tan 25, Gebze’den 16, İzmir’den 26, Mersin’den 26, İskenderun’dan 3 ve Bursa/Gemlik’ten 20 işçi de dahil toplamda 116 işçinin işten atıldığı duyuruldu.

Açıklamanın devamında sendikalı olan işçilere yönelik baskı ve tehditlerin de arttığı dile getirildi.

MSC/MEDLOG bünyesindeki bütün işyerlerinin bundan sonra direniş alanı olacağı belirtilen açıklama, atılanlar geri alınıncaya, sendikalı ve toplu sözleşmeli olarak çalışıncaya kadar mücadele ve direnişin süreceği belirtilerek sonlandırıldı.

 
§