23 Eylül 2016
Sayı: KB 2016/35

İşçi sınıfının alternatifi sosyalizmdir!
ABD yıkıcı savaştan çıkışın yollarını tıkıyor
ABD’nin Suriye’deki “mızrak”ı “Fırat Kalkanı”
Baskı ve zulme karşı direnişi büyütelim!
Burjuva yargısı kirli icraatlarını sürdürüyor
Hapishanelerde OHAL işkenceleri
Cerattepe davasında mahkeme heyeti reddedildi
İş cinayetleri sürüyor
İzmir’de Hasan Ülker’le dayanışma etkinliği
İşsizliğin panzehiri sosyalizm için mücadeleye!
Onlar partimizin özü ve özetidirler - H. Fırat
Kanlı ve kirli tarihiyle, burjuvazi yıkılmayı bekliyor!
Devrimci tutsaklarla dayanışmayı yükseltmek için...
Kirpiklerimiz yere düşmesin diye… / 1
Susma, kabullenme, gericiliğe karşı direnişe!
Güç ve eylem birlikleri üzerine
NATO yetmedi, şimdi de Avrupa Ordusu gündemde
Dünyadan işçi ve emekçi eylemleri
İsrail askerleri Filistinlileri katletmeye devam ediyor
1. Enternasyonal 152 yaşında!
Suat Derviş ve Fosforlu Cevriye
“Yeryüzünde konaklayan” bir ozanın tanıklıktan taraflaşmaya serüveni
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Cerattepe davasında mahkeme heyeti reddedildi

 

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın, Cerattepe’nin Cengiz Holding’e peşkeş çekilmesinin önünü açan Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporunun yürütmesinin durdurulması ve iptal edilmesi talebiyle açılan dava Rize İdare Mahkemesi’nde 19 Eylül’de görüldü. 751 kişi ve kurumun müdahil olduğu dava Türkiye’nin en büyük çevre davası olma özelliğini taşırken 61 avukat da Cerattepe’de madene karşı savunma yapmak için davaya katıldı.

“Bir şehir yok edilmek isteniyor”

Duruşmada ilk olarak avukatlar, dava sürecinin yaklaşmasıyla Cengiz Holding’in ve bağlı maden şirketinin tehditlerinin arttığına dikkat çekerek duruşma öncesinde kamuoyunu yanıltma, gerçekleri çarpıtma hedefiyle dağıtılan bildiriler üzerinde durdu. Doğanın talanı çabalarıyla atılan adımlar, maden projeleri, HES projeleri, bunların nasıl bir işbirliği ağı içerisinde uygulamaya konmaya çalışıldığı, Avukat Bedrettin Kalın’ın sunumuyla teşhir edildi. Sunumunda Cerattepe nöbetine yönelik polis terörü üzerinde de duran Kalın, devletin Cerattepe’nin peşkeş çekilmesiyle alacağı rantın derdinde olduğunu vurguladı. Bedrettin Kalın’ın ardından da birçok avukat savunma yaptı.

Avukatlar mahkeme heyetini reddederek salonu terk etti

Duruşmanın devamında sözü Cengiz Holding'in avukatı aldı. ÇED kararlarıyla adım adım talan için ilerlediklerini bir kez daha dile getiren ve devletin kurumlarından aldığı onaya sığınan şirket avukatı, yürütme ve iptal talebiyle açılan davanın reddi talebinde bulundu. Avukatın ardından Avukat Bedrettin Kalın bir kez daha söz alarak “Bakanlıklardan olumlu rapor alıyoruz dediği raporlara imza atmayan müdürleri sürdüler. Artvin’e polis yığınağı yaptılar. Mahkeme heyetinin alacağı kararı biliyorlar. Artvin’e iki gündür polis yığınağının amacı ne?” dedi.

Ardından bir kez daha söz alan şirket avukatı, “Önceki davalar emsal gösterilemez önceki davalarda ÇED olumlu raporu alınmadığı için iptal edilmişti” diye konuşunca, Bedrettin Kalın önceki Cerattepe davasında iptal kararı verenlerin görevden alındığını belirterek adil yargılama koşullarının bulunmadığını vurguladı. Kalın’ın sözleri üzerine hakim tarafından reddi hakim önerisi ileri sürüldü. Bunun üzerine de Cerattepe’yi savunan avukatlar davada adil yargılama koşulları olmadığını vurgulayarak reddi hakim talebinde bulundu.

Ardından salonu teker teker terk eden avukatlar, adliye binası önünde açıklama yaptı. Burada konuşan avukat Bedrettin Kalın, mahkemenin tarafsızlık durumunu yitirdiğini söyleyerek “Burada adalet aramanın anlamı kalmamıştır” dedi.

Artvin ve Rize’de yasaklar

Dava öncesinde Cengiz Holding’in tehditlerine paralel olarak sermaye devleti tarafından da davaya yönelik yasaklar ve baskılar hayata geçirildi. Rize ve Artvin valilikleri, Cerattepe’ye karşı mücadeleyi hedef alarak şehirlerde eylemleri yasakladığını duyurdu. Sabah saatlerinde Rize’nin Fındıklı İlçesi'ne girişlerde araçlar durdurularak davayı izlemek isteyenlere keyfi aramalar ve dayatmalar uygulandı.

 

 

 

 

Ethem Sarısülük davasında oyalama

 

Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından katil polis Ahmet Şahbaz’ın “olası kastla adam öldürme” suçuyla 7 yıl 9 ay 10 gün hapis cezasına hükmedilen, sonrasında ise Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin kararı usulden bozmasıyla yeniden görülmeye başlanan, Haziran Direnişi’nde Ethem Sarısülük’ün katledilmesine ilişkin dava 19 Eylül’de devam etti.

Yargıtay’ın kararı ardından Aksaray’a nakledilen duruşmadan da tutuksuz yargılanan katil polisin tutuklanması kararı çıkmadı. Mahkeme davayı 28 Kasım tarihinde saat 11.00’de görülmek üzere erteledi.

TÜBİTAK raporu Şahbaz’ın cinayeti kasıtlı işlediğini gösterdi

TÜBİTAK’ın Ethem’in katledilmesine ilişkin görüntülere dair hazırladığı raporun ele alındığı ve görüntülerin bir kez daha izlendiği duruşmada, Ethem’in ailesinin avukatları söz alarak dava sürecindeki haksızlıkları teşhir etti. Avukat Kazım Bayraktar da katil Şahbaz’ın öldürme kastı olduğuna dikkat çekti.

Katil polis ve avukatlarından yalan ve demagoji

Duruşmada katil polis ve avukatları da söz alarak beraat talebinde bulundu. Mahkemeye SEGBİS ile katılan Şahbaz kendisine atılan taşlardan etkilendiği iddiasında ısrar ederek “Ben ağaç kütüğü değilim 8 tane taş gelecek ve bedenim de aynı duracak” diye ifade verdi.

Avukatlar ise polis şiddetine karşı gösterilen direnişe ilişkin görüntüler ve “terör” demagojisiyle, cinayet gerçeğini çarpıtarak Şahbaz’ı aklamaya çalıştı. Buna karşı Ethem’in ailesinin avukatları, “Biz de polis şiddetini gösteren görüntüleri gösterip, Güneydoğu’daki özel harekat polislerini anlatabilirdik. Ama konumuz o değil” diye itiraz etti.

Duruşma sonunda kararını açıklayan mahkeme heyeti, katil polisin kaçma riski olmadığı bahanesiyle tutuklama talebinin reddine karar verdi.

 

 

 

 

MEB iş hakkına sahip çıkan öğretmenleri tehdit etti

 

Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin, sermaye devletinin açığa aldığı ve görevden uzaklaştırdığı öğretmenlerle ilgili açıklama yaptı.

Haklarını gasp ettikleri öğretmenleri tehdit eden Tekin, “kendi aleyhlerine sonuç doğuracak yeni bir disiplinsizlik içine girmemeleri” ifadelerini kullandı.

OHAL bahanesiyle on binlerce öğretmenin iş haklarının gasp edildiği orta yerde duruyorken Tekin “Soruşturma devam ediyor, kesinleşen ceza yok” diyerek ikiyüzlülük gösterdi. İş hakkına sahip çıkan öğretmenleri “provokatör” ilan eden Tekin şöyle konuştu:

Bu öğretmenlerle ilgili soruşturma süreci devam ediyor. Dolayısıyla bu soruşturma sürecinde öğretmenleri, kendi aleyhlerine sonuç doğuracak yeni bir disiplinsizlik içine girmemeleri, disiplin uygulamalarına karşı çıkacak yeni provokasyonlara alet olmamaları konusunda bir kez daha uyarmış olalım”


 
§