14 Ekim 2016
Sayı: KB 2016/38

Dinci-mezhepçi iktidar içeride OHAL’ci dışarıda yayılmacı
Erdoğan-Putin görüşmesi üzerine
Katliamcı devlet rutini!
Katil devlet anmalara saldırdı
Katliam zincirinin yeni halkası Yüksekova
Greif işçisi toplu sözleşme sürecinde inisiyatifi ele almalıdır
“Greif Direnişi’nin açtığı yoldan, örgütlenmeye, birlik olmaya çağırıyoruz”
Ankara İşçi Meclisi toplandı
Tüpraş ve Petkim’de toplu sözleşme süreci
2017 Metal TİS sürecine giderken...
ABD’nin Musul seferi: IŞİD bahane, her şey petrol için!
Bir dönemin sonu: FARC-Santos “barış” anlaşması
Gericiliğin prangalarını kırmak için mücadeleye!
Bu kavgada biz de varız!
İÜ'de DGB’lilere gözaltı terörü
Öğrenci yurtlarında büyüyen sorunlar
TV, radyo ve basına dönük saldırıların arka planı
Hapishanelerde faşist baskı ve hak gaspları yoğunlaşıyor
“Saadet Hanım” tiyatro oyunu üzerine bir eleştiri
"Başka yol yok" direneceğiz!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Tüpraş ve Petkim’de toplu sözleşme süreci

 

Tüpraş ve Petkim fabrikalarında örgütlü Petrol-İş Sendikası'yla patronlar arasında toplu sözleşme taslak çalışmalarına geçtiğimiz haftalarda start verildi. Bir önceki sözleşme Tüpraş işçileri tarafından sessiz sedasız imzalanırken Petkim işçileri talepleri için iki haftayı bulan bir mücadelenin sonunda sözleşmelerini imzalamışlardı.

Geçtiğimiz dönem Petkim’de mücadele öne çıkmıştı

Geçen dönem sözleşme sürecinde Tüpraş’ta ilk yıl 1. altı aylık zam oranı %6.5 oranında belirlenmişti. 2. altı aylık dönemde ise %6.5 artı enflasyon oranında, 3. altı aylık dilimde ise enflasyon artı %0,75 oranında zamma imza atıldı.

Petkim işçileri ise toplu sözleşme sürecini eylemli ve mücadeleci bir biçimde geçirdi. İşçilerin taslak görüşmelerinden çıkan temel talebi 2006 ve sonrası girişliler ile 2006 ve öncesi girişli işçiler arasında açı farkı yaratan skala uygulamasının ortadan kalkması ve farklı skalalar yerine tek skala uygulanmasıydı.

Ancak Petkim yönetiminin “haftalık 45 saat uygulamasına geçeceğiz” tehdidi sendika tarafından “mücadeleye evet ama biz mevcut olan haklarımızı bile korumakta zorlanıyoruz” yaklaşımıyla işçi üzerinde bir tehdit unsuru olarak kullanıldı. Sonuç olarak, sendika 45 saatlik dayatmaya karşı işçinin tek skala talebinden vazgeçtiğini açıkladı. Bunun yerine eski işçiye %10 yeni işçiye %15 artı bayram parasında iyileştirme getirildi. İki ayrı zam talebi eski işçileri rahatsız etti. Oysa önden hazırlanan taslakta %17 yazan talep %15’e inmişti. 2006 sonrası işe girenler makası kapatamayacaklardı. Sözleşmelerin son oturumunda eski işçiye %7, yeni işçiye %13’lük öneriyle sözleşme tıkandı. Petkim işçisi bu tıkanmaya eylemli bir süreçle yanıt vermişti. İlk eylemler 1.5 saat geç iş başı yapma, gece vardiyasında iş yerini terk etmeme, üretim sürse bile kapıdan sevkiyatları engelleme olurken, bunlar patronu masaya oturmaya zorladı. Eylemli sürecin ardından işçiyi tatmin etmese de eski işçiye %7, yeni işçiye %13 zam olmak üzere sözleşme imzalandı. Bu sürecin Petkim işçileri açısından en önemli kazanımı eylemli süreçlere yabancı olan, belki de hiçbir eyleme katılmamış işçilerin iş yerinde direniş çadırları kurması, tüm eylem süreci boyunca bir arada olması ve eski işçiyle yeni işçi arasındaki ayrımların ortak mücadeleyle silikleşmesi; kısaca ortak mücadelenin ortak bir ruh kazandırması diye tanımlanabilir.

Yeni sözleşme süreci öncesi toplantılar

Petkim ve Tüpraş işçilerine, önümüzdeki dönem toplu sözleşme sürecini bugünün sendikal anlayışına hâkim olan müzakere süreci olarak değil, bir mücadele süreci olarak örmek görevi düşüyor. Bunun ilk nüvelerini ise her iki iş yerinde yapılan üye toplantıları ve sonrasında süren tartışmalarda görüyoruz.

Her iki fabrikada da geçen hafta genişletilmiş üye toplantıları gerçekleşti. Tüpraş üye toplantısına katılım daha zayıf olurken Petkim üye toplantısı 300’e yakın işçiyle gerçekleşti.

Tüpraş üye toplantısından yansıyan verilere göre öne çıkan temel tartışma TİS süreçlerinin tabanın iradesine dayanarak hazırlanması, taslakların öncelikle işçiler tarafından hazırlanıp sonrasında taslak hazırlama komitesine iletilmesi ve onun üzerinden çalışılması denebilir.

Petkim üye toplantısında ise, ücret sendikacılığındansa sınıf sendikacılığının esas alınması gerektiği, sendikanın tüm sürece özeleştirel bir biçimde yaklaşması gerektiği ve topu işçiye atmaktansa işçiye ne kadar mâl ettiği ve işçileri donattığına dair işçiler eleştirilerde bulundu. Buna yanıt olarak ise sendikanın elinden geleni yaptığı ve bu sözleşme sürecinde skala sorununu çözeceği ileri sürüldü. Sonrasında ise bakım grupları gibi iş yeri sorunlarının tartışılmasıyla ve %20’lik bir zamla imzalanan Ravago sözleşmesinin anlatılmasıyla asıl tartışma kapatıldı. Sendika tarafından TİS sürecinden işçilerin beklentisi olduğu ifade edilip gerekirse her görüşme sonrasında toplantı alınabileceği lütfuyla toplantı sonlandırıldı.

Bu iki toplantıdan çıkan ortak sonuç Petrol-İş Aliağa Şubesi’nin, süreci işçilerle karşı karşıya gelmeden, ama işverenle de karşı karşıya gelmeden yürütmek istediği yönünde. Petkim ve Tüpraş işçilerinin sürece kendi talepleri ve örgütlü gücüyle dahil olup olmadığı tüm süreci belirleyecek. Petrol-İş Genel Başkanı Ali Ufuk Yaşar’ın Tüpraş ziyaretinde işçilere “Bu toplu sözleşme sürecinden bir şey beklemeyin” ifadesi sendikanın bu sözleşme sürecinde hangi tarafta olduğunun ibretlik bir göstergesidir. TİS sürecinin müzakereyle mi mücadeleyle mi geçeceğine ise Tüpraş ve Petkim işçileri karar verecek.

 

 

 

 

B/S/H’de toplu sözleşme öncesi işçi kıyımı

 

B/S/H yönetimi ve Türk Metal çetesi 2017 sözleşmesi öncesinde işbirliği yaparak işçi kıyımı saldırısını hayata geçiriyor.

Kurban Bayramı öncesi soğutucu fabrikasında toplam 150 sözleşmeli ve kadrolu işçinin işine son verildi. B/S/H’nin fırın, bulaşık, çamaşır gibi fabrikalarında da parça parça işten atmalar yaşanıyor. Ama ağırlıklı olarak soğutucu fabrikasından işten atmalar oluyor. Bayram sonrasında da 450’ye yakın işçinin işine son verildi. Bunların 150’ye yakını sözleşmeli işçilerden, kalanı ise kadrolu işçilerden oluşuyor. Kadrolu işçilerin bir bölümü işten çıkarmaları kabul ederken bir bölümü ise bu durumdan hoşnutsuz.

İşten atmaların gerekçesi olarak “üretimde yaşanan daralma” bahanesi öne sürülüyor. Fabrika yönetimi tarafından “Başka ülkelerdeki fabrikalardan üretimi buraya kaydırmaya çalıştık ama oralarda üretim yok, yapacağımız bir şey yok” ifadeleriyle işten atma saldırısı izah edilmeye çalışılıyor.

Soğutucu fabrikasında bantların birçoğunda üçüncü vardiyalar iptal edilmiş durumda. Kimi bantların ise kapatılacağı söyleniyor. Ama üretimde daralma olan soğutucu fabrikasında yıllık hedef 150 milyon buzdolabı iken dokuzuncu ayda 137 milyon buzdolabı üretimi ile rekor kırılıyor. Yakın zamanda da işten atmaların kadrolu işçilerle devam edeceği söyleniyor.

İşten atmaların asıl nedeni, 2017 sözleşmesi yaklaşırken geçen dönem hazırlanan listeler eşliğinde ses çıkarabilecek işçilerin işine son vermek. Böylece olası bir çıkışın önüne şimdiden geçebilmektir. Soğutucu fabrikasının hedef seçilmesinin nedeni ise hem işletmenin en temel fabrikası olması hem de ağır çalışma koşullarından kaynaklı içeride hoşnutsuzluğun ve memnuniyetsizliğin olması. Yanı sıra burası, geçen dönem yaşanan hareketliliğin en yoğun olduğu fabrikaydı. 2014’teki sözleşme sürecinde işten atmalarda da en çok işçi soğutucu fabrikasından atılmıştı.

 
§