21 Ekim 2016
Sayı: KB 2016/39

Sermaye iktidarı savaş ve yıkım dayatıyor
Savaş ve anti-emperyalist mücadelenin güncel sorun ve ihtiyaçları
Erdoğan “piyon değil, at olmak” istiyor
Bol “U” dönüşlü Türkiye’nin dış politikası
Dinci-gerici AKP iktidarının kaçınılmaz akıbeti
Kölelik zincirlerini parçalayacak tek güç işçi sınıfının devrimci birliği ve eylemidir!
Greif’te ihanet sözleşmesine imza atmak için hazırlık
Metalde işten atmalara karşı devrimci sınıf politikasını yükseltelim!
İşsizliğin kaynağı kapitalizm!
Ankara İşçi Meclisi Sonuç Deklarasyonu
Ortadoğu’da gerilim ve Türkiye
Halep’te yarım kalan hesaplaşma Musul’da tamamlanacak mı?
“Kapitalizmin En Yüksek Aşaması: Emperyalizm” 100 yaşında
Şiddet üreten sisteme karşı, direniş!
Kapitalizm, depresyon, kadın
YÖK’e ve YÖK düzenine karşı mücadeleye!
“Umudu büyütmeye devam edeceğiz!”
İÜ direnişçisi: “Geleceğiz korkularınızı büyütmek için!”
Sistemin projesi belli: Geleceksizlik!
OHAL’e karşı direniş!
“OHAL devrimci tutsakları teslim alamıyor”
Radikal palyaço: Dario Fo
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Ankara İşçi Meclisi Sonuç Deklarasyonu

 

Ankara İşçi Bülteni GREV’in çağrısı ile toplanan Ankara İşçi Meclisi’miz ilk toplantısını 9 Ekim günü metal, tekstil, gıda, perakende ve bankacılık sektöründen işçilerin katılımı ile Eğitim Sen Ankara 5 No’lu Şube’de gerçekleştirdi.

Meclisimizde yapılan tartışmalar ışığında Ankara İşçi Meclisi, çalışmalarını devam ettirme kararı almış, Ankara’da işçi hareketinin değişik bölüklerini bir araya getirecek ve ortak bir zeminde hareket etmesini sağlayacak bir irade yaratmak yönünde görüş birliğine varmıştır.

Ayrıca Ankara İşçi Meclisi’nde alınan bir diğer önemli karar ise, öncü işçilerden başlayarak işçi sınıfının yakıcı bir ihtiyacı olan eğitim sorununu çözmek üzere bir İşçi Okulu açılması olmuştur.

***

Toplumda yaşanan can yakıcı gelişmeleri değerlendiren Ankara İşçi Meclisi’miz, sermaye sınıfının işçi sınıfını bölüp parçalayan siyasal egemenliği karşısında “Sınıfa karşı sınıf” duruşu ile işyerlerinden başlayarak birlik zeminlerini kuvvetlendirmenin yakıcı ihtiyacını dile getirmektedir.

15 Temmuz darbe girişimini de değerlendiren meclisimiz, sermayenin işçi sınıfına her gün yeni bir darbe yaptığı fikrinde birleşmekte, darbeyi püskürtmek adı altında AKP hükümeti tarafından uygulanan baskı politikalarını protesto etmektedir.

Ankara İşçi Meclisi’miz KESK’li kamu emekçilerine yönelen açığa alma ve görevden uzaklaştırma saldırıları karşısında emeğine ve onuruna sahip çıkan kamu emekçileri ile dayanışma duygularını ifade eder. 15 Ekim’de kamu emekçilerinin gerçekleştireceği eylemde onlarla omuz omuza olacağını ilan eder.

İşçi sınıfının sesi soluğu olan radyo ve TV’lerin kapatılmasını kabul edilemez bulan meclisimiz, işçi sınıfımızı hakları ve geleceği için bu pervasız saldırılar karşısında “OHAL kaldırılsın!” talebi etrafında kenetlenmeye davet etmektedir.

Kürt sorunu ve Suriye’de yaşanan gelişmeler üzerinden toplumda şoven rüzgârlar estirilmesine karşı Klisom işçilerinin 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında dile getirdiği “Sınıfa karşı sınıf” duruşunun önemini dile getiren meclisimiz tüm işçi sınıfını bu tutum etrafında kenetlenmeye davet etmektedir.

***

Son yıllarda yoğun bir şekilde gündeme gelen ve OHAL koşullarında sessiz sedasız bir şekilde geçirilmek istenen sosyal yıkım saldırılarının ancak “Genel grev, genel direniş!” eksenli bir mücadele ile püskürtülebileceği düşüncesinde birleşen meclisimiz, işçi sınıfımızı işyerlerinden başlayarak böylesi bir mücadele için hazırlıklarını güçlendirmeye çağırmaktadır.

Ankara İşçi Meclisi’miz meclisten geçen BES ve kiralık işçilik saldırıları ile birlikte gündemde olan kıdem tazminatı hakkının gaspı saldırısına karşı da kararlılıkla mücadele edeceğini ilan eder.

Sendikalarımızın içinde sürüklendiği icazetçi çizgiyi değerlendiren meclisimiz, fiili-meşru mücadele çizgisinin önemine işaret etmekte, sendikaları yeniden gerçek birer işçi örgütü haline dönüştürmek için işçi sınıfımızı göreve çağırmaktadır.

Sendikaların içinde sürüklendiği icazetçi çizginin (bürokrasinin ayak oyunları dışında) en temel nedenini tabanda işçi sınıfımızın sınıf bilincinden ve kimliğinden uzaklığı olarak gören Ankara İşçi Meclisi’miz, bu konuda sorumluluğunu yerine getirmek üzere bir İşçi Okulu başlatma kararı almıştır. İşçi Okulu’nun ayrıntılı programı hazırlıkların tamamlanmasının ardından önümüzdeki günlerde kamuoyuna duyurulacaktır.

Gündeme gelen saldırılara yanıt üretmenin yanı sıra, işyerlerinde yaşanan mücadele ve örgütlenme deneyimlerini paylaşmak da işçi sınıfımız için yakıcı bir ihtiyaçtır. Ankara İşçi Meclisi’miz bundan sonraki süreçte çalışmalarında işyerlerinde yaşanan deneyimleri paylaşmayı da görevleri arasında saymaktadır.

***

Sermaye sınıfının topyekûn saldırılarını püskürtmenin yolu işçi sınıfımızın topyekûn bir şekilde mücadele sahnesine çıkması ile olanaklıdır.

Ankara İşçi Meclisi’miz bu yanıyla bir çoban ateşi yakmış, sermayenin başkentini emeğin başkentine çevirmek için öncü işçilerden başlayarak tüm işçi sınıfının bir araya geleceği bir zemin yaratmak için ilk adımı atmıştır.

Bu adımı büyütmek, yaktığımız çoban ateşini sermayeyi yakıp kül edecek bir yangına çevirmek, başta meclisimize katılan işçiler olmak üzere ilimiz işçi sınıfının ortak sorumluluğudur. Ankara İşçi Meclisi’miz bu bilinçle Ankara’da emeğin kurtuluşu mücadelesine inanan tüm işçileri atılan bu adıma sahip çıkıp büyütmeye davet etmektedir.

Ankara İşçi Meclisi Koordinasyonu

13 Ekim 2016

 

 

 

 

Gebze’de “İşçilerin birliği halkların kardeşliği” buluşması

Sınıf devrimcileri, 18 Ekim günü Gebze’de gerçekleştirdiği etkinlik ile OHAL, emperyalist savaş, baskı ve saldırıları ele alarak işçi sınıfının izlemesi gereken mücadele hattını tartıştı.

Gebze İşçilerin Birliği Derneği’nde (İBD) düzenlenen “İşçilerin birliği halkların kardeşliği” şiarlı etkinlikte konuşan Av. Zeycan Balcı Şimşek, Türkiye’de OHAL öncesinde de demokrasinin işçi ve emekçiler için olmadığına dikkat çekerek OHAL ile birlikte hak gasplarının, baskının, şiddetin daha pervasızca yaşandığını çeşitli örneklerle ortaya koydu, verilerle toplumun yeniden dizayn edilmeye çalışıldığını vurguladı. Bunun karşısında işçilerin mücadele etmekten başka bir yolunun olmadığını dile getirdi.

Ardından söz alan Prof. Yüksel Akkaya, savaşın kapitalist sistemin olmazsa olmaz bir parçası olduğunu, demokrasinin yani siyasal hak ve özgürlüklerin kapitalizmin doğasına ters olduğunu dile getirerek sistemin çelişkili yönlerine birçok örnekle ışık tuttu. Dünyada ve Türkiye’de emperyalist paylaşım savaşlarının işçi ve emekçiler üzerindeki etkilerine değindi. Akkaya, kapitalizme, emperyalist savaşlara, faşist uygulamalara karşı “sınıfa karşı sınıf” bakışıyla mücadele çağrısıyla konuşmasını sonlandırdı.

İşçi sınıfının alternatifsiz olmadığını belirterek konuşmasına başlayan İBD temsilcisi, içerisinde bulunduğu maddi koşulların doğallığında işçi sınıfına tarihsel bir misyon yüklediğini ifade etti. İşçi sınıfının yüzyıllardır verilen mücadelelerin deneyimine sahip olduğunu ve bu mücadelelerin deneyimi ile birlikte bağımsız bir şekilde kendi çıkarları etrafında bir araya gelerek kendi ideolojisi ile zafere ulaşabileceğini dile getirdi.


 
§