8 Eylül 2017
Sayı: KB 2017/34

Emek düşmanı saldırılara karşı sınıf mücadelesine!
Düzen siyasetinde denge arayışı
12 Eylül ve burjuva düzenin ikiyüzlülüğü
Hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı üzerine
Hacıbektaş anma programının ertelenmesi ve devrimci sorumluluk!
Nuriye ve Semih serbest bırakılsın!
Kamu hareketinde yaşanan gelişmeler üzerine… - 3
Bu dönem metal işçisi tarih yazacak!
“Yürüyor açlık ordusu…”
Ekim Devrimi ve Bolşevik kadrolar
Kadın metal işçileri MESS’ten ve sermaye sınıfından haklarını almalıdır!
Sorunu derinleştiren değil, çözen taleplerimizi yükseltelim!
Kadın işçiler hak gasplarına karşı direnişi seçmelidir!
ABD saldırganlığı ve küresel egemenlik krizi
Bölgede ve Suriye’de yeni dönem
Arakan’da neler oluyor, niçin oluyor?
Yoksulluğun üzerine kurulu zengin dünya
Mao Zedong’u ölümünün 41. yılında saygıyla anıyoruz…
Kazım (Mete) Hoca’yı yitirdik
İşçi ve emekçilerin Yılmaz Güney’i ve sineması
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

“Yürüyor açlık ordusu…”

 

Sermaye devleti son verilere göre yüzde 24,7’ye çıkan eğitimli işsizlik sorununu çözme adı altında yeni bir paketi gündemine almış durumda. Ulusal İstihdam Stratejisi kapsamında hazırlanan “proje” işsizlik sorununu çözme adı altında sorunu derinleştirecek, ucuz iş gücünü, kölece çalışmayı kolaylaştıracak bir niteliğe sahip.

Sermaye devletinin gençliğe dönük bitmek bilmez projeleri elbette ki boşuna değil. Sermayenin kendi geleceğini güvence altına alabilmesi için gençliğe büyük bir ihtiyaç duyduğunu öteki projelerden de biliyoruz. Kimi zaman “girişimcilik” adı altında teşviklerde bulunuyor gençliğe, kimi zaman da “işsizlik sorununa çözüm” adı altında yeni uygulamaları hayata geçiriyor. Bütün bu politikalarının temelinde ise sistemin “sürdürülebilirliği”ni sağlamak gayesi yatıyor.

Ulusal İstihdam Stratejisi’ne göre ilk olarak “iş gücü piyasası bilgi-izleme sistemi” kurulması planlanıyor. Gençliğe iş aramada “kişisel eylem planı” hazırlanırken, iş piyasasına geçişte stajyerlik, kursiyerlik gibi düzenlemeler getiriliyor. İşlere uygun kurslar hazırlanması planlanıyor. Ayrıca projede “eğitim-nitelik uyumu” adı altında sermayenin istediği iş gücüne uygun olarak eğitimde düzenlemelere gidilmesi planlanıyor. Planlanan bu düzenlemelerin eğitimli gençliğin işsizlik sorununu çöz(e)meyeceğini elbette ki biliyoruz. Zira kapitalizm doğası gereği her zaman “yedek işsizler ordusu” barındırır. Nitekim bu işsizler ordusunun hatırı sayılır bir kısmı ise gençlikten oluşur.

Sermaye devletinin gençlik ve işsizlik gibi bir konudaki ikiyüzlü tutumunu zaten biliyoruz. Bir yandan bu projeleri üretirken bir yandan da işçi ve emekçi çocuklarını “üniversite eğitimi” yalanıyla oyalamaya devam ediyorlar. Her sene binlerce işçi-emekçi çocuğu, şanslılarsa bin bir zorlukla bir üniversite eğitimini tamamladıktan sonra öğrencilik statüsünden “atanamayan öğretmen, atanamayan hemşire, atanamayan tekniker” gibi statülere geçiyorlar. Atananları ise bir gece çıkarılacak KHK’lar ile işlerinden ihraç ediliyorlar. Bir yandan yıllarca en güvenilir alan olarak görülen kamuda saldırılar sürerken bir yandan da “kıdem tazminatının gaspı”, “kiralık işçi büroları”, bireysel emeklilik yasası” gibi saldırılarla sömürü katmerleşiyor, işçi sınıfının köleliği derinleşiyor.

Gençliğin parçası olduğu işçi-emekçi sınıfın durmaksızın yaşadığı sorunlar gençliğin geleceğini hangi yönde çizmesi gerektiğini de gözler önüne seriyor. Kapitalizmin azgın sömürü koşulları altında sömürülmek mi yoksa daha onurlu bir gelecek için mücadele mi? Sermayenin “girişimcilik”, “bireysel başarı” hikayelerini okullarda düzenlenen seminerlerde, TV, dergi, gazete vb. birçok alanda görmek, okumak mümkün. Kapitalist sistemin bütün kandırmacasının canlı örneklerini de görüyoruz. Ama bir düşünmek gerekir, bu örnekler mi daha çoktur, yoksa 13 yaşında okumak için çalışan ve katledilen Ahmet’ler mi, stajda katledilen liseli Oğuzhan Çalışkanlar mı, fabrikada okul harçlığı için çalışırken katledilen Semihler mi, her sene yüzlercesi okumak için çalıştıkları inşaatlardan düşen genç arkadaşlarımız mı, yıllarca atanamadığı için yaşamına son veren öğretmenler mi? İhraç edildikleri için direnen kamu emekçileri mi? Şiirlerde denildiği gibi “açlık çoğunluktadır.”

Sermayenin bitmek bilmez projelerinin hiçbiri gençliğin işsizlik sorununu çözemez, çünkü bu sorun kapitalist sistemin en temel öğesidir. Yapılan projeler de öncekiler gibi köleliği derinleştirmeye yarayacaktır. Gençliğin işsizlik ve diğer tüm sorunlar karşısındaki silahı, işçi sınıfının bir parçası olarak, kapitalizmin sömürücü asalaklar sınıfına karşı örgütlü mücadele etmek ve onları tarihin derinliklerine gömmektir! Tam da Nazım’ın dizelerindeki gibi:

Açlık ordusu yürüyor
adımları gök gürültüsü
türküleri ateşten
bayrağında umut
umutların umudu bayrağında.”

İ. Y. Gün

 

 

 

 

MLB'den anket çalışması

Deneyimlerle daha güçlüyüz!


Küçükçekmece Meslek Liseliler Birliği (MLB) olarak yaz döneminde bir anket çalışması yaptık. Bu anket fabrikada çalışan işçilere ve stajyerlere yönelik veri toplamak amacıyla hazırlanan bir anketti. Anket yapmamızdaki hedefimiz hem yaz döneminde fabrikalarda staj gören öğrencilere ulaşmak hem de bölgemizde olan organize sanayi bölgelerini keşfetmekti.

İlk olarak Uğur Konfeksiyon’da işçilerle bir araya gelerek anket çalışması yapıldı. Marmara Sanayi Sitesi’nde anket çalışması yapılırken dikkatimizi çeken en şaşırtıcı durum 10 yaşındaki bir çocuğun “çırak” adı altında çalıştırılmasıydı. Ayrıca Suriyeli işçilerin stajyer işçilerin yerini aldığı da dikkatimizi çekti.

Gaziosmanpaşa’da Ejot Tezmak fabrikasında meslek liseli stajyerlerle bir araya gelindi, anket çalışması yapıldı. Yapılan anketlerde hem Ejot Tezmak Fabrikası’nda çalışan stajyer meslek liselilerin durumları hakkında hem de genel çalışma koşulları hakkında bilgi edinildi.

Alan tanıma anketinde yer alan “Çalıştığınız yerde en fazla yaşadığınız sıkıntı nedir?” sorusuna, stajyerler “kötü çalışma” diye yanıt verdi.

Yaptığımız anket çalışması hem stajyer işçilerin nerelerde yoğunlaştığına hem de genel anlamda sanayi bölgelerindeki işçilerin hangi şartlar altında çalıştığına dair bilgi edinmemizi sağlamış oldu. Biliyoruz ki yaptığımız hiçbir şey boşa gitmiyor ve birikiyor. Yaz sürecini pratiğimizle dolu dolu geçirmek bizleri okul sürecine daha hazırlıklı kılıyor. Artık yerelimizdeki sanayi bölgelerine dair daha bilgili ve hedefliyiz.

Şimdi hedefimiz, bütün meslek liselerini ve meslek liselilerin bulunduğu fabrikaları kalemiz haline getirmektir!

Küçükçekmece Meslek Liseliler Birliği

 
§