2 Şubat 2018
Sayı: KB 2018/05

Halkların kardeşliği ve onurlu bir yaşam için mücadele!
“Zeytin Dalı Harekatı” mı, işgal harekatı mı?
Efrîn’e dönük saldırılarda siviller katlediliyor
Düzen siyasetine “savaş” ayarı
Tek Tipe Karşı Mücadele Platformu kuruldu
Sermayenin cankurtaranı AKP
İhanet ve satış düzeni sürüyor, mücadeleye ve direnişe devam!
Direnişçi emekçilerden KESK ve bağlı sendikalara çağrı
Tekstil sektöründe örgütlenme arayışı ve sendikalar
Fabrikalarda emeğin korunması mücadelesi ve mesleki eğitim
Ekim Devrimi ve ulusal sorun
8 Mart’ta özgürlük ve eşitlik mücadelesini yükseltelim!
Devrime giden yolda yürüyen kadınlar: Vera Figner
Kibritçi kızlardan radyum kızlarına süren mücadele
Meslek liseleri ve temel eğitim sorunu
Almanya özgülünde Avrupa’da mesleki eğitim
Endüstri 4.0 ve yaşama etkilerine örnekler
Suriye’de anayasa hazırlığı için Soçi’de “anlaşma”
Trakya’da metal işçisi MESS’le yapılan TİS’e ne diyor?
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

İhanet ve satış düzeni sürüyor, mücadeleye ve direnişe devam!

 

Metal işçisi arkadaşlar!

MESS ile Türk Metal anlaştı. Uzun saatler boyunca kapalı kapılar ardında süren görüşmelerden sonra nihayet bu sabah imzaladıkları sözleşmenin bazı ayrıntıları ortaya çıktı.

Elbette henüz tam anlamıyla net bilgilerden söz edemiyoruz. Ancak bu haliyle imzalanan sözleşme hakkında bazı değerlendirmeler yapabilecek durumdayız.

Sözleşmeye metal işçisinin genel olarak olmazsa olmaz saydığı 3 ana madde üzerinden baktığımızda:

İlk olarak sözleşme iki yıllık imzalanmıştır. 10 kuruşluk kıdem zammı vardır. Yüzde 38 ortalama ücret talep edilirken imzalanan sözleşmede bu oran yüzde 22.5 civarındadır.

Bu haliyle ortada hiç de Türk Metal yönetimi tarafından lanse edildiği gibi “yüzyılın sözleşmesi” türünden bir sözleşme yoktur. Bu iddialarla karşılaştırıldığında satış ve ihanet sözleşmesi bile denebilir.

Ücret artışına gelirsek, ortada öyle metal işçisinin çalışma ve yaşam koşullarını esaslı bir şekilde bir parça değiştirecek bir zam bile söz konusu değildir. Yüzde 14’lük asgari ücret zammı ile birlikte enflasyon oranı dikkate alındığında alınan “refah payı” beklentinin çok çok altındadır. Kaldı ki kısa sürede de gerçek enflasyon, vergiler vb. gibi yollardan uçup gidecektir. Ortalama yüzde 38’lik zam talebi kuşa dönmüş, yüzde 22’lere inmiştir. Dahası sonraki altıncı aylar enflasyon oranına bağlanmıştır. Metal işçisinin sefaleti sürmektedir. Açıklanan zam miktarları zaten brüt üzerinden açıklanmakta bu da metal işçisini aldatmaktadır. 

15 kuruş kıdem zammı istenirken 10 kuruşa imza atılmıştır. Öte yandan kıdem zammı konusunda da şu uyarıyı yapmayı bir borç biliyoruz. Özellikle kıdem zammı bir yalana dönmekte, şu an metal işçisinin gerçeğinin gizlenmesine de hizmet etmektedir. Şöyle ki, şu an yapılan kıyımlar ve yeni işe alımlarla kıdem ortalaması epeyce düşmüş, genç işçi ağırlığı artmıştır. Bu da haliyle ortalamalar üzerine yapılan yüzdelik hesapların ne kadar yanıltıcı olduğunu gösteriyor. Ayrıca uyarmak isteriz ki, kıdem zammı özellikle kiralık işçilik vb. uygulamalarla eski işçilerin kıyımını da gündeme getirebilir ki, patron takımı buradaki kayıplarını pekala kısa sürede telafi edebilir. Bunun için metal işçisi bu gerçeği bilerek davranmalıdır.

Sözleşme taslağından sadece en başta gelen kırmızı çizgilerden olan 2 yıllık sözleşme geçmiştir. Bu da metal işçisinin mücadelesinin bir kazanımıdır.

Sözleşme bu haliyle bazı kazanımlar içermekle birlikte, metal işçilerinin beklentilerini asla karşılamamaktadır. Örneğin 2015’te verilen “Bosch sözleşmesi taban olacak” sözü yenilip yutulmuştur.

Başından sonuna kadar metal işçisinin tabandan gelen hareketi damga vurmuş olmakla birlikte, son anda metal işçisine sorulmadan bir oldu bittiyle imzalanmıştır.

Öyle ki bu sözleşmenin imzalanmasında bir kez daha yöntem olarak metal işçisinin iradesi yok sayılmıştır. Yapılan pazarlıklar sonuna kadar metal işçisinden gizlenmiş ve onun onayı alınmadan imza altına alınmıştır.

Birlik olarak bu yöntemin tam da işçiye söz ve karar hakkı tanımayan çürümüş sendikal düzenin yeni bir örneği sayıyoruz.

Altını bir kez daha çizelim ki, ortada bu sendika beyleri adına bir zafer yoktur.

Hiç de “yüzyılın sözleşmesi” değildir. Zafer diye kutlanacak bir şey yoktur. On yıllardır süren ve hep metal işçisin süründüren işbirlikçi sendikal düzene karşı hep birlikte yarattığımız büyük direnişin sayesinde bazı ezberleri bozduk, bazı kalıpları yıktık hepsi bu. Bunun sonucunda ortaya çıkan ilk sonuçlar bunlar sadece.

İhanet ve satış düzeni aynen devam etmekte, icraatlarını bildiğimiz yöntemlerle sürdürmektedir.

Kazanımlar olduğu kadarıyla metal işçisinin kendi özgücünün, 2015’ten bu yana MESS’e ve bu sendika ağalık şebekesine karşı mücadele eden, bedel ödeyen, işsiz kalan işçilerin sayesindedir. 

Metal işçisinin sadece alttan alta kendisini gösteren o büyük öfkesi ve mücadele kararlılığıyla elde edilmiştir. Ancak yine de grev yasağına rağmen mücadele adına yapacak çok şey vardı, hala da var. Özellikle de yasaklandığı halde bu yasağı tanımayarak 2 Şubat’ta greve çıkması halinde neler kazanabileceği ortadadır!

Bunun için diyoruz ki, metal işçisi birliği, mücadelesi ve grev kararlılığıyla “yüzyılın sözleşmesi” olarak pazarlanmaya çalışılan bu sözleşmenin çok çok ötesine geçebilir.

Son olarak belirtmek isteriz ki, metal işçisi bu sözleşme süreciyle birlikte, 2015’ten bu yana sürdürdüğü mücadelede artık meydanı MESS ve sendika ağalarına bırakmadığını, onu hiçe sayanlara rağmen bir güç olarak sahnede olduğunu ve hep olabileceğini göstermiştir.

Elbette metal işçisinin birliğini güçlendirmek, daha bilinçli, daha organize ve daha kararlı bir çizgide MESS ve sendika ağalarının korkularını büyütmek görevimizdir.

Mücadelemiz daha sürüyor kuşkusuz! Bu sözleşme de henüz metal işçisi tarafından onaylanmamıştır. Yolun başındayız yapacak daha çok şey var. 

Patronlar sınıfını ve sendika beylik düzenini dize getireceğiz.

Metal İşçileri Birliği

 

 

 

 

Metalde ihanet sözleşmesi imzalandı

 

130 bin metal işçisini kapsayan 2018-2019 MESS Grup TİS süreci patronların lokavt ve ardından hükümetin “erteleme” kararlarının sonrasında yapılan ihanet sözleşmesiyle sonlandırıldı.

Türk Metal Sendikası, 29 Ocak akşamı MESS ile yaptığı görüşmenin ardından 30 Ocak sabah saatlerinde “yüzyılın sözleşmesi” olarak ihanet sözleşmesini duyururken Birleşik Metal-İş Sendikası da saatler sonra aynı sözleşmeyi imzalarken, ardından yaptığı açıklamada MESS’e teşekkürlerini şu ifadelerle dile getirdi: “Toplu sözleşme, iş barışının sağlanması ve endüstriyel ilişkilerin sürdürülmesi için olumlu adım atan, işçilerin taleplerini dikkate alan MESS yönetiminin de katkısı ile gerçekleşmiştir.”

Çelik-İş Sendikası ise sessiz sedasız aynı sözleşmeyi imzaladı.

Oysa ki işçilerin yüzde 38 zam talebine karşın iki yıllık olarak imzalanan sözleşmede zam oranı yüzde 22,5 civarında olurken 10 kuruşluk kıdem zammı da yer aldı.

Başlangıçta bütün saat ücretlerinde “çekme zammı” öngörülüyordu. Ancak Ocak 2018’de asgari ücrete gelen zamla 9.02’ye çekilen taban ücretlerinin Eylül 2018’den itibaren geçerli olacağı söylenmiş oldu. Sendikaların talebi ve öve öve bitiremedikleri taban ücreti zammı asgari ücretin altında kalmıştır.

Ücret ve ikramiyelerle birlikte alınan ortalama zam oranının 504 TL olduğu da sendikalar tarafından açıklandı. Eşin anne ve babasının vefatında üyeye 3 gün ücretli izin alınması ise sendikalar tarafından öne çıkarılan diğer bir madde oldu.

Kıdem zammı aldatmacası

Metal İşçileri Birliği (MİB), Türk Metal’in “Bu sözleşmeyi kıdemli işçiler için yapacağız” diyerek daha en baştan işçileri bölmeye kalktığına ve Birleşik Metal-İş ve Çelik-İş’in de benzer taslaklarla buna ortak olduğuna dikkat çekti.

Sendikaların eski ve yeni işçilerin ortak mücadelesinin önüne taş koyduğunu belirterek; “Renault, Tofaş, Ford başta olmak üzere birçok fabrikada 2015 sonrası işe girişlilerin oranı %50-60 civarında. Yani kıdem zammı en çok MESS’in işine geliyordu. 2017 girişlilere kıdem zammı yapılmadı. 2016 girişlilere 10 kuruşluk kıdem zammı yapıldı. 2016-17 girişlilerin fabrikaların yarısını oluşturduğunu düşündüğümüzde 1,60-1,70 liralık zam, fabrikaların yarısının aldığı zam oluyor. Bu da %18-19’a tekabül ediyor” diyen MİB, işçilerin neredeyse %80’inin brüt saat ücretinin 11 liranın altında kaldığını belirtti.


 
§