6 Nisan 2018
Sayı: KB 2018/14

Sömürüye, savaşa, baskı ve gericiliğe karşı mücadele çağrısı: 1 Mayıs!
Pazarlık, icazet, kabadayılık, işgal!
Efrîn’de ilhak süreci devam ediyor
Basını tek tipleştirme saldırısı emekçilere karşıdır
Erdoğan’ın Gezi sendromu sürüyor
Gericilik sağlığa zararlıdır!
Sendikalar cephesinden 1 Mayıs hazırlıkları
İşsiz kalan taşeron işçilerinden eylemli tepkiler
Artık yeter, ölmek istemiyoruz!
Tekstil sektöründe çocuk işçilik ve sermayenin ikiyüzlülüğü
Ortadoğu, Türkiye ve Kürt sorunu - IV - H. Fırat
“Diplomasi savaşı”ndan yeni bir emperyalist paylaşım savaşına
“Ajan zehirleme” krizi ve sermaye devleti
Dünyada en fazla silah üreten ve satan Almanya’da silahlanmaya karşı Paskalya yürüyüşleri
Gestapo’nun hortlayan ruhu ve bir hukuk rezaleti
Dinsel gericilik toplumsal yaşamın her alanını kuşatıyor…
“Bu böyle gitmez, sömürü devam etmez! Yepyeni bir hayat gelir, bizde ve her yerde…”
Sermayenin “sanatçı”ları
Engelli pazarı
Umut işçide
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Diplomasi savaşı”ndan yeni bir emperyalist paylaşım savaşına

 

İngiltere’de çift taraflı çalışan Rus kökenli Sergey Skripal adlı eski bir ajan ile kızının sinir gazı kullanılarak zehirlenmesi üzerine başlayan gerilim büyüyor.

İngiltere başbakanı Theresa May, elinde henüz somut ve inandırıcı bir kanıt olmamasına karşın, olayın sorumlusunun Rusya olduğunu iddia etti. Ardından 23 Rus diplomatını sınır dışı etti, Rusya ile üst düzey tüm görüşmeler askıya alındı ve Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un ziyareti iptal edildi. Gümrüklerde de sıkı kontroller başlatıldı. İngiltere bir yandan da bir NATO üyesi ülkede kimyasal silah saldırısı yaşandığını ileri sürerek NATO’yu da bu “savaş”ın içine çekme çabalarını sürdürdü. Son olarak başta yapışık ikizi olan ABD olmak üzere Batılı diğer devletleri, benzeri tutumlar almaya çağırdı.

İngiltere’nin çağrısı anında karşılık buldu. Karşılıklı suçlamalar, diplomasi adabına sığmayan sert açıklamalar, tehditler ve restleşmeler havada uçuştu. “Diplomasi savaşı” alabildiğine hız kazandı. Doğal olarak önce ABD yapışık ikizine arka çıktı, Rusya’nın 60 diplomatını sınır dışı etti ve Seattle’daki Rus konsolosluğunu kapattı. Onu Kanada ve başta Almanya ile Fransa olmak üzere bir dizi AB üyesi devlet izledi. Sonrasında Polonya başta olmak üzere bir kısım Doğu Avrupalı devlet de peş peşe belli sayıda Rus diplomatını sınır dışı ettiler. Bu arada, ABD ve Batının emrinde bir savaş aygıtı olan NATO da 7 Rus diplomatının akreditasyonunu iptal etti. Nereden bakılırsa bakılsın söz konusu olan, gerçekte tam bir anti-Rus kampanya idi. Öyle ki yaratılan hava ile kimi ülkeler adeta Rus ajanı arayışına girdiler.

Elbette Rusya da boş durmadı. İngiltere hükümetinin sınır dışı hamlesine, anında 23 İngiliz diplomatını sınır dışı ederek karşılık verdi. Bunu ABD’nin 60 diplomatının sınır dışı edilmesi ve St. Petersburg konsolosluğunun kapatılması kararı izledi. Kısacası, Rusya ABD ile Batılı müttefiklerinin bir tür meydan okuma niteliği taşıyan açıklamalarına ve yaptırımlarına, aynı biçimde ve aynı sertlikle karşılık verdi.

Dikkate değer olan, tüm bu gelişmelerin önceden planlanmışçasına, hem de “soğuk savaş dönemi”nden bu yana görülmemiş bir hızla, yaygınlıkla ve eş zamanlı biçimde yaşanmasıdır. Bir süredir birbirleriyle çıkar çatışması içinde olan, mesafeli duran ya da durmaya çalışan adı geçen devletler, bu olay vesilesiyle Rusya’ya karşı safları sıklaştırmış ve vakit geçirmeden İngiltere’ye destek sunmuşlardır. Tüm politik çevrelerce ve yorumcularca oldukça manidar bulunan bu durum, doğal olarak beraberinde “Yeni bir soğuk savaş mı başlıyor?” ve “Bunun sonu nereye varacaktır?” sorularını gündeme getirmiştir.

Rusya’yı kuşatmak ve hegemonya kavgasında geriletmek

İngiltere bu “ajan zehirleme” vakasından önce de çok sayıda benzeri olaylara sahne oldu. Muhatap yine Ruslardı. Ancak hiçbirinin üzerine gidilmedi. Kimine intihar süsü verilerek, kiminin doğal biçimde öldüğü belirtilerek, olayları soruşturma gereği duyulmadı ve üstü örtüldü. Benzeri durumlar ABD’de de yaşandı.

Oysa bu kez eski ajan ve kızının tedaviye yanıt vermeleri ve durumlarının iyiye doğru seyretmesine karşın, Rusya’ya dönük suçlamalar, tehditler ve meydan okumalar hız kesmeden devam etmektedir. Dahası, yıllardır İngiltere’de kara para aklama faaliyeti yürüten Rus oligarklarının para ve mal varlığına el koymak gibi yaptırımlarla gerilim daha da tırmandırılmakta, olay bilinçli olarak gündemin ön sıralarında tutulmaktadır.

Bunun temel nedeni, tabloya kabaca bakıldığında bile öne çıkmaktadır. Bilinmektedir ki ABD, yapışık ikizi İngiltere, yanı sıra Almanya ve Fransa Ukrayna’dan Ortadoğu’ya ve Asya-Pasifik’e kadar, her yerde karşılarında Rusya’yı ve dünyanın yükselen gücü olarak Çin’i görüyorlar. Bu nedenledir ki tüm kriz bölgelerinde kirli çıkarlarına zarar veren, karanlık hesaplarını boşa çıkartıp hedeflerine ulaşmalarını engelleyen ve henüz doğrudan hegemonya kavgasına davet etmese de ABD’ye “ben de varım” diyerek itiraz eden, onun meydan okumalarına aynı biçimde ve aynı sertlikle karşılık veren Rusya’nın yolunu kesmek, ne yapıp edip daha fazla ilerlemesini ve güçlenmesini engellemek istiyorlar.

Demek oluyor ki ajan zehirleme olayı İngiltere ve destekçisi emperyalist devletler için sadece bir bahanedir. Gerçek amaçları en az kendileri kadar kirli ve karanlık bir emperyalist güç olan Rusya’yı her yerde kuşatmak, yıpratmak ve hegemonya mücadelesinde geriletmektir.

Yeni bir paylaşım savaşı tehlikesi

Gitgide azgın hale gelen militarizm, çılgınlık derecesinde bir silahlanma yarışı, ekonomilerin savaş ekonomisine, bütçelerin savaş bütçesine dönüşmesi; NATO denen saldırı ve savaş aygıtı yetmezmiş gibi Avrupa Ordusu gibi yeni saldırganlık ve savaş aygıtları oluşturma çabaları; demokrasi ve özgürlük yalanı ile ülkelerin işgal edilmesi, etnik, dinsel ve mezhepsel temelde bölünmeleri ve yoksul ve mazlum halkların sonu gelmez kanlı bir iç savaşın içinde tüketilmeleri; her yerde kopkoyu bir siyasal gericilik, ha bire tırmandırılan en iğrencinden bir ırkçılık ve yabancı düşmanlığı, her gün biraz daha yakın bir tehlike haline gelen faşizm ve geçmiştekilerden de yıkıcı nitelikte bir yeni paylaşım savaşı… Kapitalist-emperyalist dünyanın bugünkü çehresini bunlar oluşturmaktadır.

Bunları, katmerli bir yoğun kapitalist sömürü, çığ gibi büyüyen işsizlik, nüfustan da hızlı gelişen bir yoksulluk, tarihsel, iktisadi, sosyal ve siyasal tüm kazanımların dur durak bilmeyen saldırılarla budanması, kısacası çökertici düzeyde bir sosyal yıkım tamamlamaktadır.

Teknolojik atılımlar, siber saldırı ve savaşlar, insansız hava araçları vb. olanaklar düşünüldüğünde, yeni paylaşım savaşının geçmiştekilerden daha kirli, daha şiddetli, sadece insanlık için değil, beraberinde gezegenimiz için de çok daha yıkıcı nitelikte bir savaş olacağı bellidir. ABD ve AB’si, Rusya ve Çin’i ile tüm emperyalistler şimdi hummalı biçimde böyle bir savaşın hazırlığını yapmaktadırlar. Nitekim bu amaca uygun olarak Trump, Pompeo, Gina Haspel, Bolton, Theresa May, Putin gibi figürler öne çıkarılmakta, bunlardan oluşan savaş kabineleri oluşturulmaktadır.

Dönemin ruhuna uygun bu figürler, kabineler ve hükümetler için yegane amaç ve hedef hegemonya savaşında üstün gelmektir. Bunun için her yol mubahtır. Dünya işçilerinin ve ezilen mazlum halklarının geleceği hiçbirinin umurunda değildir.

Vekalet savaşları dönemi geride kalmaktadır. Savaşın gerçek muhataplarının karşı karşıya geleceği, üstelik de emperyalist saldırganlığın daha da azacağı bir döneme girilmiştir. İngiltere’deki “diplomasi savaşı” üzerinden Rusya’ya ve de Çin’e dayatılan tam da böyle bir savaştır. Düne kadar sıradan sayılabilen olaylar bile emperyalistler tarafından artık önümüzdeki dönemde daha da yıkıcı boyutlar kazanacak olan emperyalist saldırganlık ve savaşları meşrulaştırmanın bahanesi olarak kullanılmaktadır.

Trump tarafından kısa süre önce ilan edilen ticaret savaşı, İngiltere’de maksatlı biçimde gündemde tutulan “ajan zehirleme” vakasıyla tetiklenen “diplomasi savaşı”, “kimyasal silah bulunduruyor” yalanı ile Suriye’yi, demek oluyor ki Rusya’yı vuracakları tehditleri, Avrupalı emperyalistlerle birlikte Ukrayna bahanesi ile Rusya’ya dönük yaptırımların yeniden ısıtılması vb. gibi tüm veriler yeni bir emperyalist paylaşım savaşının her zamankinden de yakın bir tehlike olduğunun işaretleridir. İngiltere, ABD ve Almanya-Fransa ortak yapımı “diplomasi savaşı”nın açığa çıkardığı başlıca gerçek budur.


 
§