11 Mayıs 2018
Sayı: KB 2018/19

Emekçiler sadece mücadeleyle kazanabilir!
Ara sıra devrimden söz etmek!..
AKP’nin seçim politikası rüşvet
Toplumda mücadele mayalanıyor!
PAGEV raporunu yayınladı: Petrokimya patronları büyüyor!
Sayın Mammadov, sahip olduklarınız bizden çaldıklarınızdır!
“Sorumlular patronlar ve patronları koruyanlar!”
Direnişçi kamu emekçileri: “OHAL’e yeter, TAMAM”
Kayseri 1 Mayıs’ı üzerine…
İşçiler, emekçiler ve öğrenciler ne diyor?
24 Haziran seçimleri üzerine… Düzene karşı DEVRİM!
Kore Yarımadası’nda “yeni bir tarih”
Lübnan halkı direnişi tercih etti!
Ermeni emekçileri Sarkisyan’a geçit vermedi
Bir acıdan bin acıya göç
Kapitalizmde anne olmak
Gebze İşçilerin Birliği Derneği’nden engelleme açıklaması
İŞKUR, işsizlik fonunun yağmasını pazarlıyor
DGB ve DLB üç fidanı mezarları başında andı
Bazen Şerif oldun, bazen Mahzuni
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Çorlu 1 Mayıs’ının ardından…

İşçiler, emekçiler ve öğrenciler ne diyor?

 

Kamu emekçisi bir kadın: Her yıl olduğu gibi bu yıl da 1 Mayıs’ta alandaydım. Bence bu yılki 1 Mayıs’ta işsizlik, zamlar vb. gibi sorunlara, emperyalist savaşa ve ücretli kölelik düzenine karşı tepkimizi öne çıkarmamız önemliydi.

1 Mayıs öncesi toplantılar, piknik, eğitim çalışmaları gibi yoğun faaliyetleri 1 Mayıs sonrasında da devam ettirmeliyiz. Yıl boyunca her türlü başarımızı güvencelemek için örgütlenme seferberliğini sürdürebilmemiz gerekiyor.

Coca Cola işçisi: Her şeye rağmen; baskıya, yoksulluğa, gericiliğe rağmen işçiler, emekçiler, kadınlar, gençler yine binler, on binler olarak Türkiye’nin ve dünyanın her yerinde alanlardaydı. Bu yıl coşku daha da fazlaydı, özellikle Çorlu’da. Çünkü oldukça fazla emek harcadık bu 1 Mayıs’ta. Bizleri görmezden gelen, kendini dayatan ve onların kuyruğundan ayrılmayan anlayışlara karşı protestomuz çevreden bile çok büyük ilgi gördü. Demek ki kendimizi anlatabilmişiz, bu da başka bir olumluluktu.

Beybo Tekstil işçisi: 1 Mayıs’ı Çorlu’da oldukça coşkulu kutladık. Protestomuz çok yerindeydi. Fakat genel olarak katılımın az olduğunu düşünüyorum. Çalıştığım fabrikadaki birçok arkadaşıma haber verdiğim halde iki kişi ancak gelmişti. İşçi arkadaşlar korkuyorlar. Çok da haksız sayılmazlar, işten atılmak tehlikesi var sonuçta. Fakat örgütlenip çoğalabilsek, biz daha güçlü oluruz, korkularımız gereksizleşir.

Umarım önümüzdeki yıl çok daha güçlü alana çıkacağız.

Çerkezköy Uğur Tekstil işçisi: Bu sene sendikamızın pankartı arkasında daha fazla işçi vardı. Özellikle tekstil işçilerinin yoğun olması bence büyük bir önem taşıyor. Bu artık yol katetmeye başladığımızı gösteriyor. Pankartımız arkasındaki coşku ve düzen tekstil ve diğer sektörde çalışan işçi kardeşlerimizi de etkileyerek kortejimize katılmalarını sağladı.

Şimdi bu asgari başarıyı güce dönüştürmeli, hiç zaman kaybetmeden örgütlenmeye, fabrika zeminlerinde birliklerimizi oluşturmaya, faaliyete daha fazla yoğunlaşmaya devam etmeliyiz. Gelecek yıl daha kitlesel bir şekilde alana çıkmayı hedeflemeliyiz.

Eski bir B/S/H işçisi: Bu sene de Çorlu’da taleplerimizle, sloganlarımızla alandaki yerimizi aldık. 1 Mayıs’ı, işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma gününü mücadele alanlarında tüm ayak oyunlarına rağmen anlamına uygun bir biçimde kutladık. Tabii ki bir mücadele günü olarak bu gibi günleri daha anlamlı kılmak için fabrikalardan sloganlarla alanları doldurmalıyız. Ama bunun için daha fazla emek harcamalı mücadelemizi sonrasına taşımalıyız. Bugün alanlara gelmekten korkan işçi arkadaşlarımızın da bu mücadelede yerlerini almalarını sağlamalıyız.

Şimdi bize düşen görevler daha fazla. İşçi sınıfının kurtuluş mücadelesini, sınıfa karşı sınıf mücadelesini büyütecek bir yoğunlaşma ile geleceğe hazırlanmalı, bıkmadan usanmadan işçileri mücadeleye çağırmalıyız. Bizlerin kurtuluşu seçim sandıklarında değil, mücadele alanlarında, sokaklardadır.

Çerkezköy’den bir metal işçisi: 1 Mayıs düzenin seçim oyununun gölgesinde kaldı. Sermaye düzeni derin bir yönetememe krizi içinde olduğu için, üstüne bir de toplumsal dayanağını gün geçtikçe kaybeden AKP’nin oy kaybının önüne geçmek amacıyla aldığı erken seçim kararı ile birlikte herkes yüzünü seçim sandığına döndü. Sanki 24 Haziran’da AKP giderse işçilerin tüm sorunları ortadan kalkacak. Başta CHP olmak üzere herkes umut tacirliği yapıyor.

1 Mayıs kürsülerinden bu sene işçilerin sorunlarının çözümü için sandık işaret edildi. 90 yıllık cumhuriyet tarihinde işçi sınıfı sorunları seçimlerle değil, işgal, grev ve direnişlerle çözmüştür. Seçim sandıklarından ise işçi sınıfına hep ihanet, satış ve kölelik çıkmıştır. Çünkü hangi parti seçimleri kazanırsa kazansın işçilerin payına hep sömürü düşmüştür. Evet arkadaşlar, işçiler sermaye ve düzen partilerinden bağımsız örgütlenmelere sahip olmadığı için kendi günümüze yeteri kadar sahip çıkmadık. Ancak bu böyle gitmez. Tüm işçi kardeşlerimi 1 Mayıs’ları tarihsel içeriğine uygun bir şekilde kutlamak ve taleplerimizi haykırmak için şimdiden önümüzdeki 1 Mayıs için örgütlenmeye ve mücadeleye çağırıyorum.

 

 

 

 

Çorlu 1 Mayıs’ı: Herkes kendi bayrağı altına!

 

Ön hazırlık sürecinden sonuna kadar 1 Mayıs’ın anlamını silikleştirmeye ve içini boşaltmaya çalışanlara inat, anlamına ve devrimci özüne uygun bir biçimde alanlarda olduğumuz, taleplerimizi ve sloganlarımızı gür biçimde haykırdığımız bir 1 Mayıs’ı daha geride bıraktık.

1 Mayıs tüm dönemlerde işçi sınıfı ve burjuvazinin karşı karşıya geldiği, karşılıklı güçlerini sınadığı bir mücadele günü olarak yaşanagelmiştir. Çorlu’da bu seneki 1 Mayıs da tam olarak herkesin hangi saflarda olduğunu en net biçimde gösterdi. Bir tarafta sözde kendilerini solcu ve sosyalist ilan edenlerin, CHP’nin ve onun arka bahçesi olan sendikalara çöreklenmiş bürokratların oluşturduğu, 1 Mayıs’ın özünü anlamaktan uzak olanlardan müteşekkil blok vardı. Diğer tarafta ise işçi sınıfının devrimci mücadelesini örgütlemek için emek harcayan işçi ve emekçiler, kadınlar ve gençler olarak bizler...

1 Mayıs’ta bir kez daha herkes kendi mücadele bayrağı altında toplandı. 1 Mayıs’ın içini boşaltan CHP ve onun bu ayak oyununa biat edenlere dair söylenecek çok bir şey yok. Sadece bir sermaye partisi ile tüm ufukları düzen sınırlarında olan ve kalpleri parlamenter mücadelede atanların bir kez daha nasıl bir anda kusursuzca yan yana geldiğini gördük. Kuşkusuz sınıfsal ve tarihsel olarak durdukları yer bu durumu doğurmuştur. Ama işçi sınıfının mücadele bayrağını ellerinde taşıyan bizler hiçbir biçimde işçi sınıfının bilincinde yanılsamalara izin vermeyeceğiz. Tam da bu 1 Mayıs’ta bu bilinç ve sorumlulukla hareket ettik. En başından örgütlenişine ve eylemin gerçekleştiği güne kadar bu taleplerimizle, sloganlarımız ve ajitasyonlarımızla sermaye düzenini ve onun partilerini teşhir ettik. İşçileri-emekçileri, emekçi kadınları, gençleri mücadeleyi büyütmeye, sokağa çıkmaya çağırdık. İşçi sınıfının kurtuluşunun seçim sandıklarında değil, devrimci mücadelede olduğunu söyledik.

Bu devrimci duruşumuzla ve sloganlarımızla miting alanında yerimizi aldık. Kortejimizde yer alan işçiler en başından sonuna kadar tüm sloganlara büyük bir coşku ile katıldı. Yürüyüş esnasında bir dizi emekçi bizim duruşumuzu, pankartımızı görerek bizlerle yürüdü. Kimsenin slogan atmadığı, sessiz sedasız yürüdüğü bu mitingde pankartımız arkasında yürüyen tüm işçiler ve emekçiler, kadınlar ve gençler devrim ve sosyalizm sloganlarını büyük bir coşku ile attılar. Aslında en önemlisi de saflarımızda yürüyen herkes eylem alanına katılmama tutumuzu olumlu karşıladı, doğru olanı yaptığımızı söyledi. Alana girmeden sermaye partilerini teşhir eden konuşmamız da çevredeki emekçilerden alkış aldı.

Birileri bu düzenin çürümüş ve kokuşmuş çöplüğünde ya da onun sınırlarında debelene dursun… Bizler sınıfın devrimci mücadelesini örgütleme çabamızda ısrar edeceğiz. Er ya da geç söylediğimiz doğrular miting gününde olduğu gibi karşılığını bulacak, işçiler, emekçiler, ezilen halklar, kadınlar ve gençler devrim saflarına katılıp mücadeleyi büyütecektir.

Trakya’dan devrimci bir metal işçisi

 
§