19 Ekim 2018
Sayı: KB 2018/39

Emekçiler dur demedikçe fatura kabarmaya devam edecek
Cinayet ve “çirkef üçgeni”
Pazarlık kozundan barışma hediyesine dönüşmek
Rahip ve “bağımsız yargı” rezaleti
AKP iktidarında açlık ordusu büyüyor
“Tasarruf” derken ödenekler arttırıldı
MİB MYK Ekim Ayı Toplantısı Sonuç Bildirgesi
Suriyeli işgücü veya kölelik kapılarında yaşam
İGA CEO’su günah çıkartırken 3. havalimanının değişmeyenleri
Kriz, işçi toplantısı ve ötesi
Anısı ve davası hep yaşayacak!
Yarım asır taşıdığın kızıl bayrağı yükseklerde tutacağız!
Senin mücadelen bizlere ışık tutacak!
Yoldaşların senin bıraktığın mirasa daha sıkı sarılacaklar!
Yarım asırlık devrimci adanmışlık!
Fransa’da kapsamlı saldırılara karşı işçi ve emekçilerin mücadelesi sürüyor
Dünyadan işçi-emekçi eylemleri
Adaletsiz düzende “adil olmak!”
Kadının yeri neresi?
Zindan direnişlerinde ölümsüzleşenler kavgamızda yaşıyorlar!
Kürt ulusunun kanayan yüreği
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Yarım asırlık devrimci adanmışlık!

 

Kendini devrime adamış, bu sömürü düzeninin yıkılışının ancak kitleleri yönlendirip önderlik edecek ihtilalci bir parti ile mümkün olduğunu genç yaşında kavramıştın.

Bu anlayışla, mücadeleci bir geçmişi olan Dersim’de sıfırdan başlayarak, her babayiğidin harcı olmayan bir örgütlenmeye kalkışarak, birkaç sene içerisinde bölgenin örgütsel zeminini yaratmıştın. Örgütçü ve önder kimliğin sayesinde o dönem sadece Dersim’de değil diğer Kürt illerinde de hareketinin güç olmasında önemli bir rol oynadın.

Zindanlardan ve işkencehanelerden başı dik çıktın.

Yoldaşlarınla birlikte, ‘80 döneminin ağır yenilgisi ve moral çöküntüsünü bir yana bırakarak, marksist-leninist bakış açısıyla geçmişle hesaplaşıp, geleneksel hareketten koptunuz. Yeni bir çizgi, yeni bir kültür, yeni bir gelenek demek olan komünist hareketi kurdunuz. İşçi sınıfını toplumsal devrimin ve parti inşasının eksenine oturtan Yeni Ekimler Partisinin kurucularından biriydin. Ülkede ve yurtdışında soluksuz bir devrim koşusu gerçekleştiren hem bir önder hem de nefer bir devrimciydin.

Senin ile yarım asırlık devrimci öykünün yarısında karşılaştık. Yeni Ekimler Partisinin kuruluş gecesinde. O dönem henüz devrimci yaşamın içinde olmayan ben, mütevaziliğin ve şakacılığın karşısında sana çok çabuk ısınmıştım.

Çocukları ve gençleri bir baba ya da bir dayı gibi ayırt etmeksizin severdin.

Hayatımı senin gibi devrimci yaşama adamaya karar verdikten sonra seninle çalışmada daha yakın olduk. Bu süreçte çok şeye tanık oldum. O dönem gençliğin verdiği hırs ve deneyimsizlikle, senin örgütsel kimlik planındaki üstünlüğünü ve devrimci olgunluğunu gözardı edebildim. İlerleyen süreçte seni daha iyi anladım, devrimci mütevaziliğin ve alçakgönüllülüğün ile bizlere örnek olduğunu gördüm.

Bazen sert çıkışlarımı ve inatçılığımı gençliğime sayarak, konuşmalarını bir yoldaş gibi sürdürebildiğine tanık oldum. Sert, hatta rencide edecek eleştirilere maruz kaldığında bile, eleştirinin biçiminden ziyade özünü alarak sorunları çözme bakışıyla hareket ediyordun. Çalışmalarda, yönlendirmelerinde ve tavsiyelerinde kitle çalışmasına öncelik veriyor, “insanlara gidin hal hatır sorun, döne döne gidin, bir şeyler paylaşın, insanlara emek harcayın, çünkü devrimci faaliyet kitle çalışmasıyla yürütülür!” diyordun. Bir bilet veya bir gazete fazla satmak için ne kadar çabaladığına, bir insanı saflarımıza kazanmak için nasıl kafa yorduğuna tanık oldum.

Sen ki bir çınar ağacısın, yarım asırlık devrimci mücadele azmini ve kararlılığını simgeleyen kalın gövdenle... Dalların altındaki herkesi sarıp sarmalayıp kucaklarken, yapraklarınsa boğucu güneşten koruyup, gölgenin serinliğinde yüzümüzde bir tebessüm oluşturuyor. Sen ki en zor ve stresli zamanlarda gülümsemeyi ve gülmeyi öğretensin.

Bıraktığın devrimci kimliksel özelliklerin ve mirasın devrimci yaşamımızda bizlere hep ışık tutacak Sinan yoldaş.

Hayatının son nefesine kadar partili devrimcilikte kararlılığınla bizlere örnek teşkil ettin. Devrimci yaşamının önünde saygıyla eğiliyorum!

Devrimciler ölmez, devrim davası yenilmez!

Sinan yoldaş kavgamızda yaşayacak!

E. Bayrak

 

 

 

 

Senin yarım asırlık mücadelenin mirasçılarıyız!

 

Sevgili Sinan yoldaş,

Çocukluğumda seninle ilgili hikayeler dinlerdim, masal kahramanlarını dinler gibi... Aklımın bir köşesinde duran bu hikayelerle tanıdım seni.

Sonra yoldaş olduk, dinlediğim hikayeler de gerçek... Elinde hep bir bayrakla alanlarda, yürüyüşlerde, toplantılarda en önlerdeydin. Elinde kalem masa başında not yazarken, bütün bilincinle kavgan devrim içindi.

Seninle yan yana yürüdük. Hiçbir görev senin için küçük ya da büyük olmadı. Kelimenin tam anlamıyla gece gündüz davan için çalıştın, emek verdin. Beraber şiir de okudun, türkü de söyledin, halayın en güzelini de çektin...

Devrim davası için atılan her adım, yapılan her çalışma sende büyük bir coşku uyandırırdı. Bazen bir öğretmen, bazen bir dost, bir arkadaş, en çok da yoldaş oldun. Soluksuz sınırsız her şeyini bu uğurda feda ettin.

Seninle vedalaşmak istemedim. Çünkü seninle vedalaşmak umuda, geleceğe, yarınlara olan inanca, mücadeleye veda etmekti. Bu yüzdendir ki Sinan yoldaş bu bir veda mektubu değil sana. Senin bıraktığın mirasa bağlılık, geleceğe, umuda merhaba mektubudur bu.

Gidişinle dahi sermaye düzenine saldığın korkuyu görüyor ve yarım asırlık mücadelenin mirasçıları olduğumuzu bir kez daha yineliyoruz.

Ümitten korkuyorlar Robson,
Ümitten korkuyorlar, ümitten
Korkuyorlar kartal kanatlı kanaryam
Türkülerimizden korkuyorlar...

Bielefeld’den yoldaşın