28 Temmuz 2020
Sayı: KB 2020/Özel-7

Devrimci alternatif sorumluluğu
Türkiye’nin Libya macerası ve emperyalist odaklar
CHP Kurultayı üzerine
Avukat Ezgi Önalan: Mücadelemizi sürdüreceğiz
Kıdem tazminatı saldırısına karşı mücadeleye!
TÜİK gerçekleri nereye kadar gizleyecek?
DEV TEKSTİL Genişletilmiş MYK Toplantısı gerçekleşti...
Kayseri'den işçiler: “Kıdem tazminatı için mücadeleye”
Tarihsel temelleriyle Türkiye’de dinsel gericilik - H. Fırat
AB’den 750 milyar avroluk yardıma onay
Mısır’dan asker gönderme, AB’den yaptırım kararı
Suriye’de Halk Meclisi seçimleri
ABD emperyalizmi battıkça saldırganlaşıyor
Afgan kadınlar adlarını istiyor
Kadın cinayetlerine karşı mücadeleyi yükseltelim!
Yasaklara, polis terörüne rağmen kadınlar sokaklarda
Doğayı ve yaşamı korumak için örgütlü mücadeleye!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Kadın cinayetlerine karşı mücadeleyi yükseltelim!

 

Her gün yeni bir kadın cinayeti ile sarsılıyoruz. Muğla’da üniversite öğrencisi Pınar Gültekin, eski erkek arkadaşı tarafından vahşice öldürüldü. Dövüldü, boğuldu, yakıldı ve ardından varile konulup üstüne beton döküldü. Özge Can Aslan, Emine Bulut, Şule Çet ve daha binlerce kadın gibi insanlık dışı bir cinayete kurban gitti.

Pınar Gültekin’in katledilmesinin ardından, bundan önceki kadın cinayetlerinde olduğu gibi, sorumlu olarak psikopat erkek öne çıkarıldı, AKP iktidarı sözcüleri yine timsah gözyaşları döktüler.

Pınar Gültekin’in katledilmesinin bizzat sorumlusu erkek egemen kapitalist sömürü düzeni ve kadın düşmanlığında sınır tanımayan AKP iktidarıdır.

Yaşadığımız sermaye düzeninde, toplumsal yaşamın tüm alanlarında kadınlar üzerinde katmerli bir baskı, eşitsizlik ve sömürü hüküm sürüyor. Kadın emeğini yok sayan, yasaları, gelenekleri ve kültürüyle kadını ikinci sınıf gören, kadın bedenini metalaştıran bu düzen, eşitsizlik ve baskıları döne döne yeniden üretiyor.

18 yıldır iktidarda olan dinci gerici AKP iktidarı döneminde ise kadın düşmanı politikalar ile kadınların konumu daha da ağırlaşmış bulunuyor. Şiddet uygulayanlara iyi hal indirimleriyle, kadınların kazanılmış haklarının bir bir gaspedilmesiyle yeni saldırılara adeta davetiye çıkartılıyor. Şiddet vakaları her geçen gün tırmanıyor, kadınlar ardı ardına katlediliyor. Buna rağmen, şiddetin önlenmesi konusunda devletin sorumluluklarını içeren İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı “Ailenin korunması ve kadına yönelik şiddetin engellenmesi” yasası hedef haline getiriliyor. Çocuk istismarcılarına af çıkarmak için fırsat kollanıyor, çok güdük de olsa kadının nafaka hakkı gaspedilmek isteniyor.

İzlenen bu kadın düşmanı politikalara karşı toplumun ilerici, devrimci güçleri ve kadınlar seslerini yükseltiyorlar. Sözleşmeyi ve kadınları koruyan yasaları uygulatabilmenin, kadına yönelik şiddete ve cinayetlere son verebilmenin yolu, kadın-erkek tüm işçi ve emekçilerin mücadeleyi büyütmesinden geçiyor.

AKP iktidarı eliyle daha da koyulaştırılmaya çalışılan karanlığı parçalamak için omuz omuza mücadeleye!

İşçi Emekçi Kadın Komisyonları

 

 

 

 

 

DGB: Kadına yönelik şiddete son!

 

Her güne kadınların, çocukların katledildiği, istismara ve tacize uğradığı haberleriyle uyanıyoruz. Kadına yönelik şiddet haberleri, fabrikalardan, iş yerlerinden, sokaklardan, okullardan, zindan ve karakollardan gelmeye devam ediyor.

Dinci gerici iktidar, kadına ve çocuğa yönelik şiddeti “münferit olaylar” gibi göstermek istese de, son on beş yılda on binlerce kadın veya çocuğun katledilmesi, tacize ve istismara uğraması, bu yaşananların münferit değil toplumsal bir sorun olduğunu gözler önüne seriyor. Bu toplumsal sorunun kaynağı ise; kadınları ikincil cins; evde köle, fabrika ve işyerlerinde yedek işgücü olarak gören sermaye düzenidir.

İşçi ve emekçilerin canı, kanı, alın teri üzerinden yükselen sermaye düzeninin koruyucuları, kadına ve çocuklara yönelik baskıyı, şiddeti, istismarı dinsel gerici ideolojileriyle körüklüyor. Düzenin dümeninde oturan AKP-MHP rejimi, kadına ve çocuğa yönelik şiddeti adeta teşvik ediyor, katilleri ve istismarcıları koruyor, yargı eliyle iyi hal ve tahrik indirimi ile aklıyor. Kadın ve çocukları istismar eden Ensar Vakfı gibi dinci-gerici tarikatlarla işbirliği yapan sermaye iktidarı, “bir kereden bir şey olmaz” diyerek, çocuk istismarını meşrulaştırmaya çalışıyor. Toplumsal yaşamın her alanını dinci gerici vakıflara, tarikatlara açarak, özel teşvikler vererek kadına ve çocuğa yönelik şiddet  üreten ideolojilerini yaymaya devam ediyor.

Dinci-faşist AKP-MHP iktidarı, kadın ve çocukların katledilmesine, istismara uğramasına karşı sokağa çıkan işçi ve emekçilere dahi tahammül edemiyor. Dizginsiz bir gözaltı, tutuklama ve işkence terörü uygulanıyor.

Sermaye düzeninin kadın ve çocuklar için biçtiği gelecek; daha fazla katliam, istismar ve taciz ve sömürüdür. Kadına yönelik şiddeti her gün ve her yerde üreten kapitalist düzenin sunduğu bu geleceksizliği kabul etmiyoruz! Kadın ve çocuk cinayetlerinin, tacizin ve tecavüzün, kadın ve çocuk emeğinin dizginsizce sömürüsünün karşısında örgütlenmeye, birlik olmaya devam edeceğiz!

Devrimci Gençlik Birliği
Temmuz 2020