İçindekiler:

15 Ağustos 2021
Sayı: KB 2021/Özel-29

Çıkış mücadeleyi büyütmekte!
Kokuşmuş saray rejimi ve sonrası
Yangınlar, devlet, şovenizm ve çıkış
Doğanın yağması, rant ve yangınlar
Baskı ve yalanlara karşı...
Sinbo direnişinde Ankara yürüyüşü
Irkçılık emekçileri birbirine kırdırıyor!
MİB Gebze’de MESS anketleri ile fabrikalarda
Karl Liebknecht 150 yaşında... Yeni yöntem (demokrasi sorunu ve revizyonizm)
Wuppertal’de Engels anmasına polis terörü
Engels anmasına tahammülsüzlük üzerine
Hak ve özgürlüklerimizi kararlılıkla savunacağız!
Almanya’da makinistler grevde
Taliban’ın yükselişi ve Orta Asya’da “alarm”
“Gölgesi satılamayan ağaç” alev alev...
Aşı karşıtlığı mı, düzene güvensizlik mi?
Eğitim politikalarında değişen bir şey yok
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Rejimin eğitim politikalarında
değişen bir şey yok

 

Saray rejiminin kriz ve açmazları birer kördüğüme dönüşürken, topluma ödettiği faturalar da ağırlaşıyor. Doğal olayların rant ve doğa düşmanı politikalar nedeniyle felakete dönüşmesi, saray rejiminde yaşanan çürüme ve kokuşmanın yayılması, devletin çeteleşen yüzünün ayyuka çıkması, dış politika alanında yaşanan fiyaskolar, derinleşen göçmen sorunu, pandeminin başarısız yönetimi… Çıkışsızlığı derinleşen iktidarın, yapboz tahtasına çevirdiği eğitim alanındaki adımları da var olan yangını büyütmekten başka bir işe yaramıyor. Buna rağmen iktidar günü kurtaracak uygulamalarla ömrünü uzatmaya çalışıyor.

Rejimin krizleri, doğal olarak eğitim alanına da yıkıcı bir şekilde yansıyor. Son günlerde bu alanda yaşananlar durum hakkında fikir veriyor:

*Faşist partinin şefi Devlet Bahçeli üniversite sınavlarında baraj puanlarının düşürülmesini istedi; saray rejiminin şefi buyurdu; YÖK uyguladı.

*YÖK Başkanı değiştirildi.

*Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk istifa etti.

*Karar resmi gazetede yayınlanırken “af talebi kabul edilen” ifadesi kullanıldı.

*Milli Eğitim Bakanlığı’na Bakan Yardımcısı Mahmut Özer atandı.

*Bakan Yardımcıları Reha Denemeç ve Mustafa Safran görevden alınarak yerlerine Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili, Prof. Dr. Petek Aşkar, Dr Sadri Şensoy atandı.

Son çıkıştan önceki vurgun

Ziya Selçuk’un istifa etme ihtimali, kabine değişikliği vb. konular aylardan beri bazı çevreler tarafından konuşuluyordu. Saray rejiminin şefi Erdoğan’ın bu istifayı istemediği ve buna rağmen önleyemediği söyleniyor. Oda TV, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un kardeşi Oktay Selçuk’un yönetim kurulunda bulunduğu şirketin, son iki yılda birçok kuruma 25 milyon 678 bin 159 TL’lik satış yaptığını haberleştirmişti.

Şirket sahiplerinin bakan yapıldığı, saray rejiminin ülkeyi bir şirket gibi yönettiği dönemin figürlerinden biriydi Ziya Selçuk. İstifası öncesi ise yapılan vurgun sadece buz dağının görünen kısmı. Ziya Selçuk’un kurucusu olduğu Maya Okulları da sermayesini hızla büyüttü; 2013 yılında 5 milyon olan sermayesini 2019 yılında 15 milyon liraya yükseltti. Saray rejiminde rant, yağma, talan, usulsüzlük çarkı her alanda dönüyor. Rejime yaptığı hizmetin karşılığı, Ziya Selçuk’a ve yakınlarına yağmadan verilen payla öndenmiş görünüyor.

Bakan “affı”, baraj indirimi…

Ziya Selçuk 2018 yılında bakan olarak atandığında bazı çevreler bunu “iyi bir gelişme” olarak değerlendirdi. Saray tarafından atanan bakanın “eğitimci” olması göz boyayacak bir nitelik olarak düşünüldü. Ancak foyası kısa sürede ortaya çıktı. Zira eğitim alanının çökertilmesinde saray rejimiyle tam bir suç ortaklığı yaptı.

Üç yıllık bakanlık dönemindeki icraatları, AKP-MHP rejiminin eğitim alanındaki politikalarının özeti oldu. Özel okul sahibi bakanın saray rejiminin eğitim politikaları ile çelişen bir tutumuna rastlanmadı. “Laik kılıklı” bir figür olan bakan, görev süresi boyunca dinci gericiliğe hizmet etti. Bu süreçte eğitimin niteliğinde belirgin bir düşüş yaşandı. Cemaatler/tarikatlar MEB okullarında kanser gibi yayıldı. Körpe zihinleri ortaçağ artığı dinci ideoloji ile zehirlemek için yapılan tüm kirli işler Ziya Selçuk tarafından onaylandı.

Eğitim sistemindeki kriz, pandemi sürecinde yaşananlarla tam bir kaosa dönüştürüldü. Bu süreçte yüz yüze eğitim konusunda sürekli değişen kararlar, sınavların yüz yüze yapılma ısrarı, eğitimin sağlıklı koşullarda yapılması için alınmayan önlemler, pandemi sürecinde hayatını kaybeden eğitim emekçileri…

Ayrıca milyonlarca öğrencinin eğitim hakkı gasp edildi. Öğrencilerin, ailelerinin ve eğitim emekçilerinin yaşam ve sağlık hakları hiçe sayıldı. Resmi açıklamalara göre 4 milyondan fazla öğrenci uzaktan eğitime erişemedi ve eğitim hakları fiilen gasp edildi.

Eğitim sisteminin elemeci sınavlarının sonuçları ise sistemin baraj puanı indirilerek çözülmeyeceğini bir kez daha kanıtlar nitelikte. 2021’de 250 bin öğrenci LGS sınavına giremedi. YKS sonuçlarına göre ise sınava girenlerin yaklaşık üçte biri TYT’de barajı geçemedi. Bu sonuçlar, barajı geçemeyenin öğrenciler değil, eğitim sistemi ve kokuşmuş sermaye iktidarı olduğunu gösteriyor. Bu tablo, sistemdeki iflasın eğitim alanındaki dışa vurumudur.

Eğitim sistemindeki başarısızlık “bakanın görevden affı” ile çözülmeyeceği gibi, sınav sistemindeki sorunlar da baraj indirilerek aşılamaz.

AKP-MHP iktidarının krizi büyüyor

MHP kökenli Ziya Selçuk’un istifası ve sınavda barajın düşürülmesi rejimdeki istikrarsızlığın derinleşmesinin yansımalarıdır. Saray rejiminin her alana rant/yağma odaklı yaklaşımı, rejim krizi ile birlikte derinleşen sorunlar yumağı olarak karşımıza çıkıyor. Şirket CEO’su iken enerjiden sorumlu bakan yapılan damat Berat Albayrak, şirket sahibi iken Ticaret Bakanı olarak atanan Ruhsar Pekcan, özel okul patronluğundan Milli Eğitim Bakanlığına terfi ettirilen olan Ziya Selçuk… Tayyip Erdoğan’ın son kabinesindeki “tüccar bakan” listesinden olan bu üçlü “görevden affedilen” bakanlar oldu. Bakan değişimlerinin AKP-MHP iktidarını kurtaramayacağı açıktır. AKP-MHP iktidarının krizi ise derinleşerek devam ediyor. Saray rejiminin eğitim politikalarında ise değişen bir şey yoktur…

G. Umut