İçindekiler:

10 Nisan 2024
Sayı: KB 2024/06

Seçim aldatmacası geride kaldı.
"Hezimet Sarayı"ndan tehdit salvoları
31 Mart yerel seçimleri üzerine
Saray rejimi İsrail'le suç ortaklığını itiraf etti
"IMF'siz IMF programı" kararlılıkla uygulanacak!
"Sömürü ve sosyal yıkımı derinleştirin"
BİRTEK-SEN'e idari para cezası.
Küçükçekmece 1 Mayıs Hazırlık Komitesi çağrısı
Gebze 1 Mayıs Hazırlık Komitesi çağrısı
Şerif Aygün 1 Mayıs Hazırlık Komitesi çağrısı
Esenyurt 1 Mayıs Hazırlık Komitesi çağrısı
Zeren Ertaş 1 Mayıs Hazırlık Komitesi
Yerel seçimler ve sonrası
Güney Kürdistan kuşatması ve trajedi!
Kapitalistlere yeni kıyak!
Türkiye-Irak zirvesi ve Kürt düşmanlığı
"Soykırımla suç ortaklığına son verin!"
Sömürgeci devlet "savaşa" hazırlanıyor
1 Mayıs'ta alanlara!
"Dünya, Ortadoğu ve Türkiye" paneli
Gazze'de açlık soykırımını durdurun
Moskova katliamı.
Alman emperyalizmi zorunlu askerliği tartışıyor
Paskalya yürüyüşlerinin dünü bugünü.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Zeren Ertaş 1 Mayıs Hazırlık Komitesi ile devrimci 1 Mayıs’ı örgütlemeye!

Yaşasın 1 Mayıs

 

İşçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı. İki sınıfın karşı karşıya geleceği bugünü yerel seçimlerin ardından karşılayacağız. İşçi ve emekçiler üzerindeki “kemer/boğaz sıkma” politikalarında pervasızlığın arttığı, baskı ve şiddetin derinleştirildiği böylesi bir dönemde 1 Mayıs›ı bulunduğumuz alanlarda şehir şehir, kampüs kampüs örgütleme sorumluluğu taşıyoruz.

Kriz, emperyalist savaş, geleceksizlik karşısında mücadelemizi yükseltelim!

Kapitalizmin yarattığı ekonomik kriz derinleşiyor. AKP-MHP rejiminin izlediği politikalar ise emekçilerin yaşamını çekilmez hale getiriyor. Öte yandan küresel çapta krizler derinleştikçe emperyalistler arası hegemonya mücadelesi de kızışıyor. Başta Ortadoğu ve Ukrayna olmak üzere kirli savaşların sürdüğünü görüyoruz. Yanı başımızda Filistin halkına yönelik soykırım gerçekleştiriliyor. Yaşanan “Soykırıma dur!” demek günün en büyük sorumluluklarından biri olarak omuzlarımızda duruyor.

6 Şubat depremlerinin yani büyük yıkımın üzerinden yaklaşık 14 ay geçti. Buna rağmen AKP-MHP rejimi deprem bölgesinde hiçbir yarayı sarmadığı gibi orada yaşam mücadelesi veren emekçiler açlıkla, yoksullukla ve niteliksiz barınma koşullarıyla sınıyor. AKP şefi Tayyip Erdoğan, Antakya’da halkı tehdit ederek, “Bir yıldır hiçbir hizmet alamadınız. Eğer bize oy vermezseniz, hiçbir hizmet alamayacaksınız” diyecek kadar zıvanadan çıkabildi.

***

Yerel seçimlerin ardından şehirleri, ilçeleri, beldeleri hangi parti kazanmış olursa olsun değişmeyen bir şey var ki o da hayat pahalılığı. Barınmadan beslenmeye, sağlıktan eğitime kadar en temel ihtiyaçlar bile milyonlarca işçi-emekçi ve genç için “lüks” haline getirilmiş durumda. Bunlara ek olarak baskı, şiddet ve tutuklama saldırıları ise tam gaz devam ediyor. Başta Kürt halkı olmak üzere, en ufak ilerici/muhalif bir sese dahi tahammülü olmayan sermaye devleti dizginsiz saldırılar gerçekleştiriyor. Seçimlerde hezimete uğrayan saray rejimi histeriye girmiş, ilk gün Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na fiili kayyum atamak için hamle yapmıştır.

Tüm bu saldırılardan gençlik de payını fazlasıyla alıyor. Özgürlüğünden, geleceğinden ve haklarından mahrum bırakılmak saray rejiminin gençliğe kestiği faturalardır. Barınma, beslenme, ulaşım gibi eğitime erişebilmenin ve insani ihtiyaçların tümü “lüks” haline gelmiştir. KYK’ların yetersiz kontenjanlarından yararlanamayan, özel yurtlara parası yetmeyen, konut krizinden kaynaklı eve çıkamayan milyonlarca arkadaşımız ya eğitim hayatına son vermekte ya da cemaatlerin-tarikatların karanlık pençesine itilmektedir.

Kriz ve çözümsüzlük arttığında kendisini çaresiz hissettiği için pek çok arkadaşımız yaşamına son verdi. Ekonomik krizin ve paralı eğitim uygulamalarının bir sonucu olarak çalışmak durumunda kaldı ve okuyamadı. Tüm bu tabloya rağmen çaresiz değiliz. Deprem sürecinde örülen dayanışma koşullar ne olursa olsun birlikte hareket etmenin bizleri kurtaracağını gösterdi.  Enes Kara ve Zeren Ertaş eylemlerinde “Bir kişi daha eksilmek istemiyoruz” haykırışımızı herkes duydu. Yan yana geldiğimizde neler yapabileceğimizi dosta düşmana gösterdik. Bu süreçler gençliğin düzene karşı büyüyen öfkesinin ne denli büyük olduğunun göstergesidir ve bu öfke her geçen gün artmaktadır.

Zeren Ertaş’ın KYK’da ihmaller sonrasında ölmesinin ardından dört bir yana yayılan eylemler bu 1 Mayıs’a taşımak istediğimiz öfkenin göstergesidir. Enes’in ve Zeren’in ardından “Bir kişi daha eksilmek istemiyoruz” diyen herkesi Zeren Ertaş 1 Mayıs Hazırlık Komitesi ile birlikte 1 Mayıs’ı örgütlemeye, 1 Mayıs gününde alanlarda olmaya çağırıyoruz!

Krizin faturasını ödememek için,

Emperyalist savaşlara ve sömürüye dur demek için,

Yaşamlarımızı, haklarımızı, özgürlüğümüzü ve geleceğimizi çalanlardan hesap sormak için,

Parasız, nitelikli, ulaşılabilir barınma, beslenme, ulaşım ve eğitim hakkı için 1 Mayıs’ta alanlara!

Yolumuz işçi sınıfının yoludur!

Yaşasın 1 Mayıs!

Biji 1 Gulan!

Zeren Ertaş 1 Mayıs Hazırlık Komitesi

 

 

DGB sömester seminerleri gerçekleştirdi

 

Devrimci Gençlik Birliği, İstanbul’da sömestr buluşmaları gerçekleştirdi.

“Kapitalizmin krizi ve Greif işgalinin 10. yılı”

Devrimci Gençlik Birliği‘nin “Sömestr buluşmaları”nın ilk oturumu olan “Kapitalizmin krizi ve Greif işgalinin 10. yılı” Fuat Ercan ve BDSP temsilcisinin katılımıyla gerçekleştirildi.

11 Şubat Pazar günü yapılan buluşmada açılış konuşmasının ardından “AKP‘li yıllarda kapitalizmin krizi” başlıklı sunumunu yapması üzerine söz Prof. Dr. Fuat Ercan‘a bırakıldı.

Fuat Ercan‘ın sunumunun ardından BDSP temsilcisi “Sınıf hareketinin devrimci geleceği: Greif işgalinin 10. yılı” başlıklı sunumunu gerçekleştirdi.

“Emperyalizm ve anti emperyalist mücadele”

Sömestr seminerlerinin ikinci oturumunda Fehim Taştekin‘in katılımı ile “Emperyalizm ve anti emperyalist mücadele” başlığı altında sunumlar ve tartışmalar gerçekleştirildi.

25 Şubat Pazar günü gerçekleştirilen seminer programı Fehim Taştekin’in sunumu ile başlandı. Seminerin ikinci kısmında DGB temsilcisi “Emperyalizm ve anti emperyalist mücadele” başlığı altında sunum gerçekleştirdi.

“Burjuva Cumhuriyetin 100. yılı ve sosyalizm”

DGB’nin İstanbul‘da gerçekleştirdiği sömestr seminerlerinin üçüncü oturumunda “Burjuva Cumhuriyetin 100. yılı ve sosyalizm” başlığı altında sunum ve tartışmalar yapıldı.

Devrimci Gençlik Birliği‘nin İstanbul‘da gerçekleştirdiği sömestr seminerleri sürüyor. Sömestr seminerlerinin üçüncü oturumunda “Burjuva Cumhuriyetin 100. yılı ve sosyalizm” başlığı altında sunum ve tartışmalar gerçekleştirildi.

10 Mart Pazar günü gerçekleştirilen seminer programında ilk olarak Cumhuriyet kavramı üzerine kısa bir anlatım gerçekleştirildi. Cumhuriyetin bir biçim olduğu, mahiyetini ise devletin belirlediği vurgulandı. Toplumsal anlamda hafızalara kazınmış ilk haliyle “halkın kendi kendini yönetmesi” olarak bilinen bugün ki cumhuriyet biçiminde, demokrasi ve özgürlük kavramlarının nerede durduğu tartışıldı.

“Devrimci hareketin 50. yılı! Devrimci birikimimizi savunuyoruz!”

Sömestr buluşmalarının son oturumu 24 Mart’ta “Devrimci hareketin 50. yılı! Devrimci birikimimizi savunuyoruz!” konu başlığı altında anlatım ve tartışma yapıldı.

Sunum programına başlamadan önce başta 30 Mart Kızıldere Katliamı/Direnişi‘nde ölümsüzleşenler başta olmak üzere devrim ve sosyalizm mücadelesinde ölümsüzlüğe uğurlananlar adına saygı duruşu yapıldı.

Devrimci hareketin geçmişi ve bugünü, ‘71 devrimci çıkışının devrimci mücadelede tuttuğu yere dair kısa bir anlatım ile sunum başladı. Devrimciliğin ve devrimci mücadelenin sınıf temeli üzerine kısa bir aktarım yapıldıktan sonra, kurulu düzenin egemenlik aygıtı yani devlet karşısında alınan tutumun, devrimci konum ve mücadele bağlamında önemine işaret edildi.

Sunumun devamında “Devrim mücadelesi sayısız insanın emekleri, ödenen bedeller, yengi ve yenilgiler üzerinde ilerleyen tarihsel bir eylemdir. Geçmişin devrimci birikimi bütünlüğü içerisinde tüm bu süreçleri kapsar” denilerek “Devrimci birikiminizi savunuyoruz!” vurgusunun ne anlama geldiği aktarıldı.

Kızıl Bayrak / İstanbul