Kırşehirde YÖK yasa tasarısı karşıtı faaliyetler...
Anlamlı çalışmaya sorumsuzlardan barikat
Çok yakında mecliste görüşülmesi beklenen yeni YÖK yasa tasarısının meclisten geçmemesi için başlatılan kampanyanın bir ayağı da Kırşehirde örüldü. Çalışmalar yalnızca öğrencilerin değil, ailelerin, esnafın, memurun ve işçinin de desteğini alarak büyüyor.
İmza kampanyasına verilen destek şimdiden 3 bin imzaya ulaşmış durumda. Üniversiteli gençler olarak, eğitimin adım adım paralı hale getirilerek üniversitelerin ticarethaneye, bilginin metaya, bilim adamının tüccara, öğrencilerin de müşteriye dönüşmesine neden olan eğitim-öğretim anlayışına karşı çıkıyoruz şeklinde özetlediğimiz kampanya genişleyerek sürüyor.
Çalışmadan çıkarılacak ilk sonuçlar
- Üniversite gençliğinin kendi sorunları karşısında bile duyarsız olduğu savı yanlışlığını ortaya koydu. Doğru ve geniş kitleleri kucaklayan politikalarla yola çıkıldığında, sorunların sahiplenileceği noktasında herhangi bir tereddüt taşınmamalıdır.
- Tüm sorunların kaynağının çürümüş düzen olduğu gerçeği, hem öğrenci gençlik hem de tüm kesimler tarafından net biçimde ifade edildi. Artık bu düzenden olumlu bir şey beklenmediği, meclisten geçen yasaların asla emekçi halkın yarasını saracak nitelikte olmadığı, ekonomik-sosyal-kültürel vb. açıdan büyük bir yetersizlik yaşandığı, hatta var olanın da ellerinden alındığını ifade edildi.
- İşçilerin, emekçilerin ve gençliğin mücadele dinamizmini içinde taşıdığı, adeta patlamanın eşiğine geldiği ve çözümün alanlardan geçtiği noktasında netleştiğini gördük.
- Her gün ekmeği daha da küçülen emekçi halk, düzenini daha fazla sömürü üzerine kuran, ülkeyi parsel parsel satan, kendisini sefaletin kör kuyusuna atan, kanını-alınterini emperyalizme peşkeş çeken sermaye devleti gerçeğini her geçen gün daha iyi görüyor. Buna karşı ortaya konulan tepkiye, bilinci ve kavrayış düzeyinde destek veriyor.
- Somut sorunlardan yola çıkan politik faaliyete, öğrenci gençliğin ve işçi ve emekçilerin ilgisi dikkat çekiciydi. Aynı zamanda, merkezi politikaları yerele yedirmeden, esnetip-genişletmeden geliştirmenin, faaliyeti geniş kesimlere taşımanın mümkün olmadığını da gördük.
Haklılığına güvenmeyenler saldırıya direnemezler!
Kırşehirde yapılmayanı yapabilmiş olmak moral açıdan hepimizi güçlendirdi. Beklenenin üzerinde bir sahiplenmeyle karşılaştık. Devrimci-demokrat akımların yasallığa saplanarak en meşru taleplerin bile zeminini kaydıran tavrı kampanyayı geriletmeye, daraltmaya bir neden oluşturmuşsa da, sonuçta komünistler buna izin vermediler.
Çalışmalara yasal bir dayanak arayan, bunu çalışma yapmanın olmazsa olmazı haline getiren devrimci-demokratlar, çalışmaların aldığı düzey mevcut sınırları da zorlamayı gerektirdiği için bizleri yarı yolda bıraktılar. Oluşturulmuş platformu dağıtıp, basılmış materyalleri dağıtmayı bir kenarda bıraktılar. Böylesine bir sorumsuzluk yapmakla da kalmayıp, çalışmanın kararlarına ve hedeflerine sahip çıkan biz komünistleri bireycilik ve sorumsuzlukla suçladılar.
Buradan onlara şu soruyu sormak istiyoruz: Bireycilik ve sorumsuzluk komitede alınan kararları hazır hale getirip uygulamak mıdır, yoksa bu kararların peşine düşmeyip yokmuş gibi davranmak, uygulamakta bir adım atmamak mıdır? Yasallıkla meşruiyet arasındaki fark konusunda zihin açıklığına sahip olmayanların devrimci iddialarından şüphe duymak gerekir.
Biz genç komünistler, tüm kurumlarıyla birlikte düzene karşı mücadeleyi temel alıyor, meşru görüyoruz. YÖK bu kurumların sadece bir tanesi. Eğitim ve öğretimin düzenin geleceği açısından ne kadar hassas bir noktada durduğu açık. Kuruluşundan itibaren her dönem yakıcılığını korumuş olan YÖKe ve paralı eğitime karşı mücadele, büyük ve kapsamlı bir saldırıyla yeniden ivme kazanmıştır. Bu konuda mücadelede samimi olanlarla her zaman birlikte hareket ederiz. Aslolanın, geniş öğrenci kitleleriyle bütünleşmek olduğu gerçeğini de hiçbir zaman aklımızdan çıkarmayacağız. Yalnız da kalsak, mücadelenin pratik sorumluluğunu ve öncülüğünü üstlenerek, faaliyet içerisinde kendimizi yeniden üreterek, yürüyüşümüze devam edeceğiz.
YTÜde paralı eğitim saldırısı paneli
YTÜ Paralı Eğitim Karşıtı Öğrenci Platformunun hazırlamış olduğu Yeni YÖK yasa tasarısı konulu panel 9 Nisan Salı günü Merkez Kampusde yapıldı. Panele Pr. Dr. İzzettin Önder (istanbul üniversitesi), Öğretim Görevlisi Timur Akçalı (YTÜ) katıldılar.
İzzettin Önder konuşmasında, YÖK yasa tasarısının tekellere hizmet ettiğini ve bunun dünya ölçeğinden bağımsız olmadığını vurguladı. Soruları yanıtlarken de bu saldırılar karşısında ne yapılabileceği üzerinde durdu. İzzettin Önder, yasada yapılan son değişikliklerin de sadece göz boyamak amacına yönelik olduğunu belirterek konuşmasını noktaladı.
Timur Akçalı da Eğitim-senin bu konudaki çalışmalarından bahsetti ve birlikte hareket etmenin önemi üzerinde durdu.
YTÜ Paralı Eğitim Karşıtı Öğrenci Platformu adına panale katılan öğrenci arkadaş ise, YTÜdeki platformun çalışmaları, amaçları ve yapmak istedikleri üzerinde durdu.
Panele yaklaşık 40 kişilik bir katılım oldu. Aynı gün YTÜde kantin önünde ufak bir gerginlik yaşandığı için bir çok insan panele katılamadı. Panel sonunda yine Platformun hazırladığı bir şiir dinletisi yapıldı. Dinleti katılan öğrenciler tarafından ilgiyle karşılandı. Ardından halaylar çekilerek panel bitirildi.
YTÜ Paralı Eğitim Karşıtı
Öğrenci Platformu
|