Çok geç olmadan zindan direnişine sahip çıkalım!
Ateş düştüğü yeri yakar. Sadece düştüğü yeri mi!... Tek bir yere düşmüyor ki... Ama bizlerin yüreğini daha çok yakıyor. Kimileri olay çıkartır ve sevklere silahla, cep telefonları ile gider... Texas kovboyları gibi karşılanır... Kimilerine ise 8 m2lik beyaz odalar reva görülür. Herşeyden mahrum, izolasyon hücreleri...
Analar koşturur cezaevi, avukat ve kurumları arşınlayarak... Sokaklarda, meydanlarda dövülürler, saçlarından sürüklenirler çocuklarımızı öldürtmeyeceğiz diye!...
Hapishanelerde ise ölümün sessiz soluğu... Bedenlerini siper etmiş, ölüm hücrelerine girmektense inançları uğruna ölmeyi yeğleyen siyasi tutsaklar...
İşçiler ve emekçiler! Bu ses senin sesin, bu çığlık senin çığlığın. Susma haykır!... Çok geç olmadan!..
Bu ülkede 553 hapishane var. 11 F tipi hapishane ise tamamlanmak üzere. Hapishane gerçekliği bu ülkenin gündeminden hiçbir zaman düşmemiştir. Bugün hapishanelerde yaklaşık 13 bini siyasi tutsak olmak üzere toplam 74 bin kişi bulunmaktadır. Bu rakam TC tarihinin en yüksek rakamıdır. Sorunların kimi zaman sessiz bir mekanı, kimi zaman ise ilgi odağıdır.
Bugünlerde af tasarısı gündemde. Başta devlet erkanı olmak üzere, toplumun her kesiminden tepki ve telkinlerin olduğu bir süreçten geçiyoruz. Biz şu gerçeği çok iyi biliyoruz, bu afla birlikte F tipi hapishanelere geçiş hedeflenmektedir. Böyle bir süreçte, dışarıda bazı insan hakları kuruluşlarının açıklamaları ile aydın ve sanatçı girişiminden başka henüz anlamlı bir ses yükselmiyor.
Şimdiye kadar F tipine karşı mücadele esas olarak tutsak yakınları ile devrimciler üzerinden yürüdü. Henüz kitlelere mal edilemedi. Şimdi önümüzde 25 Kasımda merkezi bir miting var. Tüm güçlerin katılımını sağlamak durumundayız. Aylardır ertelenen bu eyleme en küçük bir olanağı kullanarak ciddi bir tarzda hazırlanmak ve seferber olmak zorundayız.
Devrimci tutsaklar Ölüm Orucu direnişine başlamış bulunuyorlar. Devlet sinsi yöntemlere de başvurarak, toplumsal muhalefeti etkisizleştirmeye ve terörize etmeye çalışıyor. 24 Ekimde Ulucanlar davasında yaptığı gibi açıktan saldırmaktan geri durmayacaktır. Emekten, barıştan, demokrasiden yana olduğunu söyleyen partiler, sendikalar ve diğer kurumlar hala, haklısınız, duyarlı olmak lazım söylemlerinin ötesine geçemiyorlar. Oysa, harekete geçmek için çocuklarımızın tabutları mı gelmesi gerekli diyen babanın haykırışı büyük bir anlam taşıyor.
Şunu bir kez daha hatırlatmakta fayda var. Devrimci tutsaklar ne tarihsel ne de siyasal olarak suçlu değildirler. Onlar sadece dönemin ve onun devletinin yasaları karşısında suçlu sayılmaktadırlar. Gerçekte ise onurlu bir davanın temsilcileridirler.
Komünist ve devrimci tutsaklar işçi sınıfı ve emekçilerin geleceği için mücadele ediyorlar. Teslimiyete dur demek için bedenlerini ölüme yatırıyorlar. Bu onurlu direnişe sahip çıkalım, zindanlardan yükselen direniş bayrağını bulunduğumuz alanlarda da yükseltelim!
Yaşasın Ölüm Orucu direnişimiz!
Devrimci tutsaklar onurumuzdur, onurumuza sahip çıkalım!
Samsun Hücre Karşıtı Platformun hücrelere yönelik basın açıklamasına polis saldırısı
18 Kasım tarihinde Samsun Hücre Karşıtı Platformun F tipi hücrelere yönelik yapmak istediği basın açıklamasına polis saldırdı. Samsunda F tipi hücrelere karşı üç ay önce kurulan platformun daha önce yaptığı basın açıklamasına da polis saldırmış ve 11 kişi coplanarak gözaltına alınmıştı. Bu 11 kişi 2911 sayılı toplu gösteri ve yürüyüş yasasına muhalefetten DGM'ye sevkedilmişti.
18 Kasım tarihinde yapılan eyleme de polis önce provokasyonlarla engel olmaya çalıştı. Buna rağmen kitle ÖDP, SİP ve EMEP binalarının bulunduğu caddeye doğru yürüyüşe geçti. Burada basın açıklaması okunduktan sonra, polisin artan provokatif davranışları üzerine kitle "Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz" sloganını atmaya başladı. Bunun ardından polis saldırdı. Saldırı sonucu yaklaşık 40 kişi olan kitleden 8'i gözaltına alındı. Gözaltındakiler 1 gün sonra çıkarıldıkları nöbetçi savcılık tarafından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldılar.
İzmirde hücre karşıtı eylemler...
İzmir Hücre Karşıtı Platformun Konak eylemi
18 Kasım Cumartesi günü İzmir Hücre Karşıtı Platform tarafından Konak Sümerbank önünde bir eylem yapıldı. Eyleme yaklaşık 100 kişi katıldı. Cezaevlerinde başlayan Süresiz Açlık Grevinin 29. gününde yapılan eylemde, bir gün sonra başlayacak olan Ölüm Oruçlarına da değinilerek yeni ölümlere izin verilmeyeceği, buna sessiz kalınmayacağı vurgulandı. Eylemde Anaların öfkesi katilleri boğacak, Hücre ölümdür, izin vermeyeceğiz!, Susma, sustukça sıra sana gelecek!, Zindanlar boşalsın tutsaklara özgürlük!, İnsanlık onuru işkenceyi yenecek! sloganları atıldı. Polis, eylemin Konak Meydanında yapılmasına izin vermeyerek, burada eylem yaptırmayacaklarını ifade etti. Eyleme katılan kitle, yasal sol partilerin yapacağı F tipi ve af kapsamlı panele katılmak üzere eylem alanından ayrıldı.
TAY-DER üyelerinin basın açıklaması
Aynı gün saat 16:00da, İHD İzmir Şubesinde 2 günlük açlık grevi yapan TAY-DER üyesi aileler Konak Meydanında basın açıklaması yapmak istediler. Açlık grevi ve yapılan eylemin nedeni; F tipi cezaevi, af ve idamdı. 150 civarında insanın katıldığı eylemde polis provokatif tavırlarda bulundu. Kitleye dayatılan kimlik kontrolü uygulaması, avukatların araya girmesi ve yapılan uzun tartışmalar sonucu hayata geçirilemedi. Basın metninin okunması ve atılan sloganlarla eylem Sümerbank önünde bitirildi.
Genel af ve F tipi cezaevleri paneli
İzmirde ÖDP, HADEP, SİP, DBP, EMEP ve DSİP tarafından genel af ve F tipi cezaevleri konulu bir panel yapıldı. Dilek Restaurantda yapılan panele 300ün üzerinde insan katıldı. Panele konuşmacı olarak İzmir Barosundan Av. Ahmet Hamdi Tanpınar, TTBden Dr. Alp Ayan, Dev-Maden Senden Hacay Yılmaz ve SES İzmir Şube Başkanı Mevlut Ülgen katıldı. Panelistlerin yaptıkları konuşmalarda, cezaevlerinde başlayan ve Ölüm Orucuna dönüşecek olan açlık grevlerinin yakıcılığı vurgulandı.
Adanada Ölüm Orucuna destek etkinlikleri...
TUYABın Adana şubesi açıldı
Adanada da TUYABın bir şubesi açıldı. Tutsak yakınları, DKÖleri, partileri, sendikaları dolaşarak hücre tipi cezaevlerine karşı bir örgütlülüğün, somutta TUYABın neden ihtiyaç olduğunu anlattılar. TUYABın bir yer kiralaması için dolaşılan yerler para yardımında bulundular. 18 Kasımda açılış yapılacağı duyuruldu. Açılışta temsilci Erbesit Özdemir TUYABın taleplerini anlatan bir konuşma yaptı. Dayanışma-Der, Arkadaş Radyo, Aydın ve Sanatçı Girişimi, DİSK 6. Bölge, Pir Sultan Abdal Derneği, Tuhayder, Ç.Ü. Hücre Karşıtı Platformun destek verdiği açılışta, Grup Nüans, Ç.Ü. Hücre karşıtı platform bir dinleti vererek, Malülüm Tiyatro Grubuysa skeçleriyle yer aldı. Ceyhan cezaevinden TKP/ML ve TKİP adına, Gebze cezaevinden TİKB-B adına mesajlar okundu.
Ölüm Orucuna destek için açlık grevi
21 Kasım tarihinde zindanlarda devrimci tutsakların başlatmış olduğu Ölüm Orucu direnişine, dışarıdan TAYAD, Devrimci Demokrasi ve Kızıl Bayrak okurları tarafından başlatılan Süresiz ve Dönüşümlü açlık grevleriyle destek olundu. İHDde devrimci tutsakların taleplerinin sahiplenilmesi için bedenlerini açlığa yatırdıklarını bir basın açıklamasıyla kamuoyuna duyuran tutsak yakınlarının açlık grevleri halen sürüyor.
Ceyhan Cezaevi önünde eylem
22 Kasım saat 12.30da Ceyhan cezaevi önünde, geçen hafta görüşçülerin bir kısmının soyadı tutmadığı için içeri alınmaması ve zindanlarda başlayan ÖO ile ilgili bir basın açıklaması girişiminde bulunuldu. Görüş sonrası yaklaşık 100 kişinin basın açıklaması yapması, devletin yoğun güvenlik önlemleriyle engellenmeye çalışıldı. Polisin basın açıklamasının okunmasını engelleme girişimine tutsak yakınları "Baskılar bizi yıldıramaz" sloganıyla karşılık verdiler. Basının önünde evlatlarının taleplerini ve kararlılıklarını anlatan analar, "Onları hücrelere atmanız için bizim cesetlerimizi çiğnemeniz gerek, evlatlarımızı öldürtmeyeceğiz" dediler.
Açıklamanın okunmasıyla ilgili polisle yapılan tartışmalara kitle "Hücreleri parçala tutsaklara sahip çık", "Yaşasın Ölüm Orucu direnişimiz", "Anaların öfkesi katilleri boğacak" sloganlarını atarak karşılık verdi. Yaşanan tartışmalar sonucu Savcılıkla yapılan görüşmeler uzun sürdüğü için ve görüş saatinin gelmesinden dolayı, basın açıklaması okunamadı.
Bizleri de öldürmeden çocuklarımızı
hücrelere koyamayacaklar"
23 Kasımda TUYAB ve Dayanışma-Derin birlikte yaptığı Ölüm Oruçlarıyla ilgili basın açıklaması, yine polisin müdahalesi ile karşılaştı. İHDnin önünde gerçekleştirilen açıklamaya katılan yaklaşık 70 kişi, polisin tutumunu "Baskılar bizi yıldıramaz" sloganıyla karşıladı.
Bu sırada tutsak babası Kemal Özgür basın metnini okudu. Metinde devrimci tutsakların talepleri belirtilerek, "Evlatlarımız bu talepler için bedenlerini ölüme yatırdı. 'Bu uğurda ölecek ama hücrelere girmeyeceğiz diyorlar. Bizler de aynı kararlılıkla ve netlikle evlatlarımızın yanındayız diyor ve ekliyoruz: Bizleri de öldürmeden çocuklarımızı hücrelere koyamayacaklar" denildi.
Açıklama sırasında "Yaşasın Ölüm Orucu direnişimiz", "Anaların öfkesi katilleri boğacak", "Hücreleri parçala tutsaklara sahip çık", "Devrimci tutsaklar onurumuzdur" sloganları atıldı. ÖDP de bu basın açıklamasına katılarak destek verdi. Açıklama bittikten sonra, devletin yoğun güvenlik önlemlerine karşın oturma eylemine geçildi. Analar konuşma yaparak evlatlarını öldürtmeyeceklerini tekrar tekrar söylediler ve gösterdiler.
|