Seçim çalışmasının sonuna geldik. Bir ayı aşkın bir zamandır sürdürdüğümüz çalışmamız artık sonuçlarını üretmeye başlıyor.
Yoğun bir devrimci propaganda-ajitasyon çalışmasıyla birlikte yüzümüzü daha fazla kitle ilişkilerimize döndüğümüz son iki haftayı geride bıraktık. Son iki haftanın temel hedefi 21 Martta yapacağımız seçim şenliği oldu. Şenlik kitle çalışmamızdaki en önemli etkinliklerden biriydi. Bu açıdan daha yoğun bir emek gerekiyordu. Büro etkinlikleri daha yakın ve dar bir çevreye hitap ederken, şenlik çalışması yüzlerce yeni insanla tanışmak demekti.
Şenlik çalışmasının hazırlığı kapsamında üç yönlü bir kitle çalışması planladık. Birincisi ev toplantıları, ikincisi kahve toplantıları ve üçüncüsü de yoğun bir bilet satışının örgütlenmesiydi. Bu çalışmalarda dikkat gösterdiğimiz temel önemde bir nokta; daha önce ve seçim çalışması sırasında çevremizde biriken bir dizi insanı bu çalışmaya dahil etmek ve herbirinin katkısını etkinlik için seferber etmek oldu. Çalışmanın pratik ayağını ise platform bildirgemizin dağıtımının yanı sıra şenlik afişlerimizin yoğun bir şekilde etkimizin olduğu bütün alanlarda kullanılmasıydı. Bölgemizde 4 ayrı ev toplantısı düzenledik. Ev toplantılarının tümünde adayımız Melek Altıntaş da bulundu. Bölgemizin devrimci mücadeleye uzak olan yapısından kaynaklı, bu toplantıların bir kısmında devrimcilere olan &oum;nyargılar ve seçim platformumuz ele alındı.
Toplantılar son derece verimli geçti. Platformumuzun tartışılmasıyla birlikte toplantıya katılanlardan büyük çoğunluğu bilet satmak ve çevrelerini etkinliğe taşımak için seferber edildi. İkinci alan ise kahve toplantılarıydı. Bir dizi kahvede bildirge dağıtımının yanı sıra sözlü propaganda yapıldı. Bu çalışmamız sırasında özellikle iki kahve toplantısı dikkat çekiciydi. Aydosta bir yöre derneğinde adayımızın yaptığı konuşma toplantıya dönüştü. Kimisi neden daha önce gelmediğimizi sordu, kimisi CHPyi savundu, kimisi de kendi hedeflerimizi nasıl gerçekleştireceğimizi sordu. Bu sorular canlı bir tartışma için iyi bir zemin yarattı. Yaklaşık yarım saat insanlar oyun oynamayı bırakıp tartışmaya katıldılar. Bize karşı saldırgan sorular soran CHPlilere, yine kahvede bulunan insanlar tarafından bizi sahiplenen yanıtlar verildi. onuşmalarımız kahvede bulunan insanlar tarafından alkışlarla karşılandı.
Diğer kahve toplantısı da Ramazanoğlunda gerçekleşti. Adayımızın konuşması sırasında bilinçli olarak gürültü yapmaya devam eden biri, diğer insanlar tarafından susması için uyarıldı. Bu uyarı tartışmalara neden oldu. Fakat dostça uyarılara kulak asmayıp toplantıyı kesmeye çalışan yine kahvede bulunan insanlar tarafından dışarı atıldı. Burada da adayımızın konuşması dikkatle dinlendi ve alkışlarla karşılandı. Bir başka kahvede yaptığımız konuşmalarla da platformumuzu anlattık, düzen partilerini teşhir ettik ve insanları etkinliğimize davet ettik.
Bunların dışında bir başka çalışma pazar konuşmalarıydı. Pazar konuşmalarını Kurtköy ve Aydos pazarında insanların en yoğun olduğu saatlerde açtığımız stand masalarıyla birleştirdik. Standa bülten ve broşür koyduk. Bunların dağıtımını ve etkinlik biletlerinin satışını gerçekleştirdik. Bu çalışmamız iletişim kurma imkanımızın olmadığı bir dizi insanla görüşmemiz ve devrimci faaliyete son derece yabancı olan semt emekçilerine seslenmemiz için iyi bir fırsat oldu.
Şenlik için diğer bir çalışmamız etkinlik afişlerimiz oldu. Şahintepe, Aydos, Sülüntepe, Canbaztepe, Şıhlı, Kurtköy, Parseller, Pendik-Kurtköy dolmuş yolu, Ramazanoğluna yoğun bir afişleme yaptık. Etkinlikten önce bir kez daha kahve konuşmaları yapıldı ve etkinliğimiz duyuruldu.
21 Mart Pazar akşamı saat:19.00da etkinliğimizi başlattık. Etkinlik İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayımız Ali Kaya Esenin konuşmasıyla başladı. Konuşmasında düzen partilerinin yalan vaadlerini ve güçbirliğinin solu temsil etmediğini anlattı. Ardından Nurettin Güleç devrimci türküleriyle sahnedeki yerini aldı. Nurettin Güleçin söylediği türküler kitle tarafından coşkuyla dinlendi. Bir arkadaşın Güneşe İçenlerin Türküsü şiirinini okumasının ardından Pendik adayımız Melek Altıntaş seçim platformumuzu ve hedeflerimizi anlattı. Emekçilerin yoksul yaşamının nedenlerini ortaya koyarak, bu düzenin sömürü düzeni olduğunu vurguladı. Seçimin boş bir aldatmacadan ibaret olduğunu söyleyerek, işçi ve emekçilerin tüm sorunlarının gerçek çözü yolunun ancak dişe diş bir mücadele olduğunun altını çizdi.
Daha sonra genç yoldaşlarımızın hazırladığı Sevim Taşan Benim adlı tiyatro oynandı. Oyun, gerçekte olup olmadığı belli olmayan, fakat terörist olduğu bilinen Sevim Taşanın yakalanmasını, bu arada onun yerine karakolda temizlik yapan Haticenin işkenceli sorgusunu konu alıyordu. Tiyatro çoğunlukla sessizlikle yer yer de kahkahalarla ve ilgiyle izlendi. Sunucu arkadaşın Nazım Hikmetten bir şiir okumasının ardından davul-zurna ile zılgıtlar eşliğinde coşkulu halaylar çekildi.
Etkinliğimizi halaylardan sonra bitirdik. İçerik ve katılım bakımından oldukça anlamlı bir etkinlik gerçekleştirmiş olduk. Hem Büyükşehir, hem de Pendik adaylarımızın konuşmaları, hem de arada verdiğimiz mesajlarla politik içeriği bir hayli güçlü oldu. Bir hafta boyunca yoğun bir kitle çalışmasının ürünü olarak 250 civarında bir katılım sağlandı. Etkinlik bitiminde emekçilerle yaptığımız kısa sohbetlerde herkesin son derece hoşnut ayrıldığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Etkinlik sonrası faaliyetimize devam ediyoruz. Yeni çıkan aday ve platform afişlerimizi Tuzla- Pendik dolmuş yoluna, Esenyalı, Güzelyalı-Kavakpınar, Güllübağlar, Ramazanoğlu, Aydos-Sülüntepe, Şahintepe, Canbaztepe, Sanayi içi ve Pendik-Kurtköy dolmuş yolu hattına yoğun bir şekilde yaptık. Yine aynı mahallelere aday bildirilerimizi dağıttık. Bu hafta içi ev ve kahve toplantılarına devam edeceğiz. Dönemi kazanmak için yükleniyoruz.
Yaklaşık 6 haftadır yürüttüğümüz seçim çalışmasının coşku ve temposu artarak sürüyor. Genel seçimde burjuva partilerin ya da yerel ayaklarının Esenyurtta yürüttükleri çalışma çok zayıftı. İnsanlara daha ziyade medya ve televizyonlar yoluyla ulaşmayı tercih etmişlerdi. Fakat yerel seçimlerde Esenyurtta İstanbulun en yoğun çalışması yapıldı. Benzer bir durumu Kıraç için de söyleyebiliriz. Sesli, görsel ve yazılı araçlarıyla Esenyurt ve Kıraç bölgesinde özellikle son 2 aydır bıkkınlık veren bir çalışma içerisine girdiler. Burjuva partilerin kapışmaları, sahte vaatleri, rüşvetleri muhtarlık seçimlerine de yansıdı. Binlerce afiş, bayraklar, araç konvoyları, rüşvet ve yalanlarla yürütülen bir siyasal çalışma tablosu ortaya çıktı. Bu çalışmayla daha ziyade belediye y¨netiminde çıkarı olan, rant yiyen ve yemek isteyenler tarafından yürütülmekte.
Bu kirli ilişki ağına yazık ki bazı işçi ve emekçileri, yani oy potansiyellerini de alet ettiler. İlişkiye geçtiğimiz işçi ve emekçilere oynanan seçim oyununu, seçimlerden kimlerin neler beklediğini, herşeyin menfaatler çerçevesinde yürüdüğünü, işçi ve emekçilerin yaşamlarında değişecek bir şey olmadığını, ekonomik ve demokratik hakların gaspıyla durumun daha da kötüye gideceğini anlatmaya çalıştık. Esenyurt ve Kıraçta burjuva partilerinden aday olanların hepsinin varlıklı kişiler olduğunu, kapitalist sistem varoldukça yönetimin hep onlarda kalacağını söyledik.
İşçi ve emekçiler bu söylenenlerin gerçekleri yansıttığının farkındalar. Kirli yöntemlerle, hile ve yalanlarla kandırılmaya çalışıldıklarını görüyorlar. Fakat kendi alternatiflerini yaratma mücadelesine girişme, yürütülen devrimci çalışmaya destek olma konularında henüz zayıflar.
Bu güvensizliğin nasıl kırılacağı bellidir. Devrimci siyasal çalışmayı sürekli kılmak, bugünkünden daha etkili ve güçlü bir düzeye ulaşmak. Bunu başarmak için seçimlerden sonra daha zorlu bir çalışma dönemi bizleri bekliyor.