İşçiler, emekçiler, gençler!
NATOya üye emperyalist haydutlar 28-29 Haziranda ülkemizde bir zirve düzenliyor. Katiller İstanbula geliyor! Sermaye devleti aylar öncesinden başlayan hummalı bir hazırlık içinde. Daha şimdiden ülkenin dört bir yanında olağanüstü önlemler alınıyor. Başta CİA olmak üzere yabancı istihbarat örgütleri ve ajanlarının bizzat içinde yer aldığı bu hazırlıklar ilerleyen günlerde daha da tırmanacak; şehirler, meydanlar, yollar, köprüler halka kapatılacak; okullar erken tatil edilecek; yasaklarla, baskınlarla ülkenin dört bir yanında terör estirilecek. İstanbul halka kapatılırken, barbarlar, eli kanlı katiller misafir diye ağırlanacak! Tıpkı Bushun Londra ziyaretinde olduğu gibi binlerce resmi katile öldürme izni verilecek.
Yapılan olağanüstü hazırlıklar, bu korku, bu telaş ve bunca tedbir boşuna değil elbette. Haydutların İstanbul zirvesi, artan saldırılar karşısında boy veren direnişleri bastırmanın yol ve yöntemlerini tartışmak için yapılıyor. Katiller, NATOnun vurucu gücünü artırmak ve işgallerin önündeki engelleri kaldırmak, bu konuda ortaya çıkan aralarındaki anlaşmazlıkları çözmek için biraraya geliyorlar. Bu, tüm dünyada emperyalist işgal ve terörün tırmanması, sömürü ve zorbalığın artması demektir.
Bu kokuşmuş düzen, baskı, şiddet ve zor olmadan ayakta duramaz. Bunun için kendi ulusal ordularıyla yetinmiyor, güçlerini birleştirmek, kurdukları savaş örgütlerini daha da tahkim etmek yoluna gidiyorlar. NATOyu, Avrupa Birliği Ordusunu daha fazla güçlendirmeleri, olağanüstü ölçülerde silahlandırmaları bundandır. Korktukları işçi ve emekçilerdir, direnen halklardır! Korkuları, sömürü ve zulüm üzerine kurdukları kapitalist düzenin cila tutmaması; İMF, DB, DTÖ, G-8lerin sosyal yıkım programlarının ve ağır sömürü politikalarının her geçen gün daha fazla tepkiye konu olmasıdır. Emperyalist işgal karşıtı direnişin daha da güçlenmesinden, savaş batağına saplanmaktan korkuyorlar. Yarattıkları kan denizinde boğulmaktan korkuyorlar!
İşçiler, emekçiler!
NATO tüm dünyada sermayeye sömürü güvencesi yaratmak, buna karşı direnişleri ezmek üzere kuruldu. Sermaye NATO gibi örgütlere sahip olmanın verdiği güvenle sefalet ücretlerini, kölece çalışma koşullarını, grev ve örgütlenme yasaklarını, özelleştirmeleri, devlet terörünü pervasızca dayatıyor. Türk burjuvazisi başı sıkıştığında yardıma çağırmak ve uşaklık karşılığında bir takım kırıntılardan yararlanmak için NATOya üye oldu. Kriz içinde debelenen sermaye iktidarı yeni görevler talep etme, üç-beş milyar dolar karşılığında gençlerini bölge halklarının üzerine salma hesaplarını bu zirvede artık bir sonuca bağlamayı hedeflemektedir. Katilleri ülkemizde ağırlama cüreti ve ihtiyacı buradan geliyor.
ABD, saplandığı Irak bataklığından NATOyu devreye sokarak kurtulmaya çalışıyor, bu savaş ve terör örgütünü kullanarak Ortadoğuyu işgal projesini hayata geçirmeye çalışıyor. Ve bu projede Türkiyeye kanlı ve kirli bir rol biçiyor. İşbirlikçi sermaye iktidarı, model ülke, ulusal çıkarlar edebiyatını kullanarak bu göreve hazırlanıyor. Bu zirve bu kirli hesaplara hizmet ediyor.
Kardeşler!
Şimdiye kadar yaptıkları yapacaklarının teminatıdır. Kanlı geçmişleri, geleceklerinin aynasıdır. İşgalcilerin, katliamcı katillerin özgürlük ve demokrasi getirdiği nerede görülmüştür? Nerede çiçeklerle karşılandılar? Zorbalıkla girdikleri hangi toprak parçasında tutunabildiler? Vaadettikleri hangi sözü tuttular, hangi temel soruna çözüm getirdiler? Basına çok az bir kısmı yansıyan Afganistandaki, Iraktaki haber ve görüntülere bakın! Herşey gözlerimizin önünde olup bitiyor. Sonunu ilan ettikleri tarih, dünyanın dört bir yanındaki direnişlerle yazılıyor.
Ülkemizde ve dünyada gittikçe daha da keskinleşen açlık ve sefalet tablosuna bakın! Bakın ve Bu insanlık dışı vahşet neden? Kimdir bunları bize reva görenler? diye sormayın. Zira, bunu yapanlar da, amaçları da gün gibi ortadadır. Karşımızdaki soru, bu vahşetin nasıl engelleneceği, dünyanın bu barbarlardan, bu sömürücü asalaklardan nasıl temizleneceğidir. Sormamız gereken soru, bunun için ne yapmamız gerektiğidir, nasıl yapacağımızdır.
Onları durduracak, katillerin kanlı hesaplarını çürümüş düzenleriyle birlikte yerle bir edecek güç işçi sınıfıdır, direnen halklardır. Omuzlarımızda böylesi bir güncel görev ve tarihsel bir sorumluluk var.
NATO Zirvesi, emperyalist haydutlardan ve işbirlikçi uşaklarından hesap sormak için bir fırsattır. Yerine getirilmesi gereken görevler bellidir. Öyleyse, NATO Zirvesine, emperyalist işgal ve saldırılara, kapitalist yıkıma karşı yürütülen mücadeleye en ön safta katılmak için şimdiden hazırlanmalıyız. Bulunduğumuz her yerde; fabrikalarda, işyerlerinde, okullarda NATO ve emperyalist savaş karşıtı komitelerde örgütlenmeli, bu komiteleri örgütlemeliyiz. Direnen halklarla dayanışma içinde olduğumuzu, bize kapattıkları alanları zaptederek göstermeliyiz.
Faşizmi, emperyalist işgal ve saldırıları püskürten işçi sınıfı ve emekçilerin mücadele tarihi bize yol gösteriyor. Direnen halkların mücadelesinden güç alalım, onların direnişlerine güç katalım!
Direnen halklarla dayanışmayı, emperyalizme karşı mücadeleyi yükseltelim!
Ülkemizin halklara karşı emperyalist bir saldırı üssüne dönüştürülmesine izin vermeyelim!
Açgözlü sermayenin geleceğimiz ve gençlerimizin kanı üzerinden kan pazarlığı yapmasına izin vermeyelim! Zirveye ev sahipliği yapmaya hazırlanan sermaye iktidarından hesap soralım!
Savaşsız ve sömürüsüz bir dünya için devrim ve sosyalizm mücadelesini yükseltelim!
NATOya-NATO Zirvesine, emperyalist savaş ve saldırganlığa geçit yok!
Emperyalistler Ortadoğudan defolsun!
Kahrolsun emperyalizm!
Kahrolsun işbirlikçi sermaye iktidarı!
Yaşasın işçi sınıfının mücadele birliği! Yaşasın halkların kardeşliği!
* Emperyalistlerle açık-gizli tüm antlaşmalar iptal edilsin!
* NATO, AB, AGİT vb. emperyalist kuruluşlarla tüm ilişkiler kesilsin!
* Türkiyedeki tüm askeri üs ve tesislere el konulsun!
* Sınırsız söz, basın, örgütlenme, gösteri ve toplanma özgürlüğü!
* Sıkıyönetim, Olağanüstü Hal, Anti-terör, İller İdaresi vb. tüm faşist yasalar iptal edilsin!
* Açık-gizli tüm faşist-militarist örgütlenmeler dağıtılsın!
* İMF, Dünya Bankası vb. emperyalist mali kuruluşlarla kölece ilişkilere son!
NATO, işçi ve emekçilerin iktidar mücadelesini boğmak için kurulan, resmi ve sivil bir dizi örgütten oluşan bir karşı-devrim örgütüdür! Faşist işgal ve saldırıya uğrayan halkların Sovyet proletaryası öncülüğünde emperyalist savaşa karşı gösterdiği muazzam direniş, faşizme karşı kazanılan zafer ve peşpeşe gelen devrimler, başını ABDnin çektiği emperyalist-kapitalist ülkeleri, bir karşı-devrim örgütü kurmaya itti. ABD, bunun için savaş suçlusu Nazi subaylarını istihdam etmekten bile çekinmedi. Sözde dünya barışına hizmet etmek için 1949da kurulan NATO, çok geçmeden tüm dünya emekçilerine ve halklara karşı azgın bir savaş ve saldırı örgütü olduğunu gösterdi. Soğuk savaş dönemi boyunca daha çok kirli savaş yöntemleriyle iş yapan NATO, son 10-1 yıldır uluslararası hukuku da hiçe sayan bir işgal ve yağma çetesi olarak katliamlar yapmaktadır.
NATO, işçi ve emekçilere, halklara boyun eğdirmek için örgütlenen bir savaş ve saldırı örgütüdür!
NATO, Gladyodur, kont-gerilladır, özel harp daireleridir, kirli savaştır.
NATO, askeri ve sivil faşist darbeleri tezgahlayan, etnik ve dini temellerde gerici kışkırtmalar ve ayaklanmalar örgütleyen emperyalizmin eli kanlı savaş çetesidir.
NATO, Yugoslavyanın, Afganistanın, Somalinin, Irakın üzerine yağdırılan bombalar, işkence ve insanlık dışı katliamlardır.
NATO, halkların bağımsızlık mücadelesini boğmak için kurulan bir çete, emperyalizmin uluslararası bir terör şebekesidir! NATO, dünya halklarının tepesinde sallanan emperyalizmin kılıcıdır.
NATO, silahlanma yarışını körükleyerek silah tekellerine pazar yaratan kapitalist piyasanın en temel aktörlerinden biridir.
NATO, İMF, DB ve DTÖ gibi emperyalist mali ve ticari örgütlerin silahlı koludur. ABDnin dizginlerini elinde tuttuğu bu savaş çetesi, emirleri doğrudan emperyalist tekellerden almakta, onların çıkarlarını korumaktadır.
NATO, sermayenin sömürü güvencesidir! NATO sefalet ücretleridir! NATO kölece çalışmayı dayatan iş yasaları, grev yasakları ve özelleştirme talanıdır!
NATO, beynimize doğrultulmuş bir namlu, geleceğimiz üzerindeki bir tehdittir!