6 Kasım '04
Sayı: 2004/44 (36)


  Kızıl Bayrak'tan
  Emperyalist barbarlık ve kapitalist yıkımın pençesindeki dünyada emekçilerin geleceği
  Felaket tsunaminin değil emperyalizmin eseridir.
  Deprem ve onbinleri yutan dev dalgalar
  Özelleştirme talanı sürüyor!
  Soruşturma terörü yine sahnede!
  2004 yılında sınıf hareketi
  2004 yılı ve kamu emekçileri hareketi
  Başbakan'ın Suriye gezisi
  Ekonomik büyüme ve işsizlik
  Kürt liberallerinin AB hüsranı
  BDSP'den sempozyuma çağrı
  Yoksulluğa mahkum, yozlaşmaya teslim olmayalım!
  Gençlik hareketi ve komünist gençliğin görevleri-2 / Orta sayfa
  İÜ'de ortak çalışmamız güçlenerek sürüyor
  Mimar Sinan Üniversitesi öğrencileri gözetleniyor
  YTÜ Davutpaşa Kampüsü'nde şenlikli eylem
  Irak'ı işgal eden emperyalist ordular acz içinde
  İşgalci askerler katlettikleri Iraklılar'ın organlarını da çalıyor
  Ertelenen Ukrayna seçimleri yeniden yapıldı
  2005'e girerken.../2
  Genç İşçi Bülteni'nden
  Esenyurt-Kıraç İşçi Bülteni'nden
  Toplumcu şair Şükran Kurdakul'u yitirdik
  Katliamlara karşı direniş kazanacak!
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın



Emperyalist ordular barbarlıkta sınır tanımıyor...

İşgalci askerler katlettikleri Iraklılar'ın
organlarını da çalıyor

Irak?ı işgal eden emperyalist orduların vahşeti bütün sınırları zorluyor. Yıkım, işkence ve kitlesel katliamlarla yetinmeyen Amerikan askerleri, organ ticareti de yapıyor. Ebu Garib ve diğer hapishanelerde ölen esirlerin organları çalınıyor. Felluce?de cesetleri parçalanmayan Iraklı yok. ?Organ avcıları? böbreğe 40, göze 25 dolar veriyor.
Suudi Arabistan hükümetinin günlük gazetesi El Vatan?da yayınlanan ve Avrupa?nın gizli askeri raporlarına dayandırılan bir makalede, işgalci Amerikan askerlerinin Irak?ta sistematik bir biçimde organ nakli ticareti yaptığı bildirildi. Brüksel?den yazılan Fakriya Ahmed imzalı makaledeki bilgiler İran?ın günlük gazetelerinden Cumhuriye İslami ile Suriye?nin etkin gazetelerinden Teşrin sayfalarında da geniş yer buldu.
Haberde, Avrupalı gizli askeri istihbarat raporları Irak?ta bulunan emperyalist ordu askerlerinin organ nakli ticareti ile ilgilendiklerini ortaya koyuyor. Irak?ta organ toplayıp Amerikan pazarına süren işgalci askerlere Amerikan ordusunda görevli doktorlar da yardım ediyor. Askeri birliklerle hareket eden görevli doktorlar ölü ve yaralı insanların organlarını zaman kaybetmeden çıkarıyor. Iraklılar?dan alınan organlar daha sonra Amerika?daki tıbbi merkezlere gönderiliyor.
Amerikan birliklerini adım adım izleyen bir grup doktor operasyonlar sırasında yaralanan ve ölen kimselere hızlı bir şekilde müdahale edip organlarını gerekli özel mahfazalara naklediyor ve Amerika?ya gönderilene kadar tıbbi koruma altında tutuyorlar. Raporda kadavraların parçalandığı ve çoğunun bazı organlarının kayıp olduğu kaydediliyor. Bazı kadavraların başı bile alınmış.
Raporda, Amerikalı komutanların kayıp uzuvlar hakkında hiçbir hayret ifadesi göstermedikleri kaydediliyor. Buna neden olarak, komutanların çarpışma sırasında veya kurşun isabeti sonucunda organların yokolduğu düşüncesinde oldukları belirtiliyor. Oysa bunun tıbbi olarak kabul edilmesi imkansız. Ayrıca bazı cesetler, çalınan organları belli olmasın diye yakılmış.
Felluce?de delik deşik edilmiş ve organları çalınmış pek çok cesede işaret eden raporda, Ebu Garib ve diğer cezaevlerinde ölen -veya öldürülen- esirlerin de aynı organ nakli operasyonlarına maruz kaldığı belirtiliyor. Organları alınırken parçalanan ve tanınmaz hale gelen kadavralar, yapılanlar belli olmasın diye gizli yerlere gömülüyor.
İşgalci Amerikan askerleri, bu gerçeklerin ortaya çıkmaması için de gereken tüm önlemleri almış durumda. Ancak dünya bilmese de ölen Iraklılar?ın yakınları bütün gerçekleri biliyor. Irak?ta bulunan Avrupalı askeri yetkililer, Amerikalı komutanların olan bitenler karşısında suskunluğu ve inkarı seçtiğini vurguluyor. Bu konuda suskun kalmayan Avrupalı askeri komutanlar ise organ nakli konusunda olanları daha üst mevkilere gizli raporlar şeklinde aktarıyor.
Irak?ı ?özgürleştirmek? için işgal eden emperyalist orduların, ?özgürlük? derken neyi kastettiklerini Ebu Garib ve Felluce?den biliyorduk. Şimdi buna cesetleri parçalayıp organlarını çalmak da eklendi. Böylece emperyalist ?demokrasi? tablosu yeni bir boyut kazanmış oldu. Amerikan emperyalizmi ve ona uşaklık eden güçler, Büyük Ortadoğu Projesi ile, utanmadan, onlarca ülkeyi daha ?demokratikleştirmek?ten sözedebiliyorlar.
Eğer başka halklar bugün henüz cesetleri parçalanarak ?özgürleştirilemiyor?sa, bu Irak halkının sürmekte olan işgal karşıtı direnişi sayesindedir. Dolayısıyla yeni felaketlerin önüne geçebilmek için bütün halkların bu direnişe destek sunması gerekiyor.

****************************************************************
Batı Şeria'da mahalli seçimler...

Siyonist işgal devam ettiği sürece
seçimler sembolik kalacaktır

İsrail?in vahşi işgali altında bulunan Filistin?de seçim süreci başladı. Seçim yetkilileri, 28 yıl aradan sonra Batı Şeria?da düzenlenen mahalli seçime katılımdan memnun olduklarını ve katılımın yüzde 70 civarında olduğunu bildirdiler.
Belediye başkanlığı için aday olan 900 kadar Filistinli?den 130?u kadın. Ayrıca bu seçimlerde belediye meclisi için kadınlara yüzde 16 oranında kota kondu. Belirtmek gerekir ki, Filistinli kadının politik sürece katılmasını teşvik etmek için konan bu kota; İslami akımların güçlenmesinden sonra, kadının direnişin dışına itilmesinin geldiği noktayı göstermesi açısından dramatiktir. Zira kadınlar, ilk yıllardan beri Filistin direnişine yoğun bir şekilde katılım sağlamış ve erkek yoldaşlarıyla omuz omuza savaşmıştır. Filistinli kadınlar, direniş saflarında yeniden etkin bir rol oynamaya başladığında, işgal karşıtı mücadelenin güçlü bir soluk kazanacağına kuşku yoktur.
Filistin?in Batı Şeria bölgesinde 26 belediyede yapılan yerel seçimlere, bekleneceği gibi siyonist işgalin gölgesi düştü. Yaklaşık 140 bin kişinin oy kullandığı seçimler sırasında Filistinli adaylar İsrail askerleri tarafından tutuklandı. Bir Filistin Halk Kurtuluş Cephesi adayının İsrail askerleri tarafından evi basıldı, 4 adayın ise El Halil?de tutuklandığı bildirildi.
Filistin yönetimi başbakanı Ahmed Kurey?e göre bu seçimler Filistin devletinin kuruluşu için bir ilk adım niteliğinde. Oysa İsrail askerlerinin adaylara karşı sergilediği saldırgan tutum, işgal altında gerçekleştirilen seçimlerin gerçekte sembolik olmanın ötesine geçemediğini göstermeye yeter. Dahası, yerel yönetimlere başkan seçilenlerin de işgalci İsrail ordusunun yoğun baskısı altında olacağının da habercisidir bu küstahlık. İkinci intifadanın başlamasından kısa bir süre sonra Filistin Özerk Yönetimi?ni fiilen işlevsizleştiren İsrail saldırganlığının, yerel yöneticilerin inisiyatif kullanmasını engellemek için her tür zorbalığa başvuracağı ayrıca deneyimlerle sabittir.
Batı Şeria?da 26 yerleşim biriminde düzenlenen seçimler, önümüzdeki aylara yayılan yerel ve genel seçimlerin ilk aşaması niteliğindeydi. Filistin devlet başkanlığı seçimleri 9 Ocak?ta, Gazze Şeridi?nde, mahalli seçimler ise 27 Ocak?ta yapılacak.
Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Başkanı Mahmud Abbas, Batı Şeria?da ilk turu yapılan Filistin yerel seçimlerinde 26 merkezden 16?sında El Fetih?in kazandığını bildirdi. Abbas sandıklardan El Fetih?in çıktığını ve bu sonuçlardan memnun olduğunu söyledi. Oysa Batı Şeria sözkonusu olduğunda seçim sonuçları, El Fetih için azımsanmayacak bir güç kaybı anlamına geliyor.
1996?daki genel seçimleri boykot eden ve 9 Ocak?ta yapılması planlanan devlet başkanlığı seçimlerini boykot çağrısı yapan Hamas, bu kez belediye seçimlerine katıldı. Ramallah, Eriha, Kalkilya gibi merkezlerde El Fetih kazandı. Ancak daha çok Gazze Şeridi?nde etkin olan Hamas, ilk kez katıldığı seçimde 9 belediye başkanlığı elde ederek yerel yönetimde söz sahibi oldu. Üstelik de geleneksel olarak çok etkin görünmediği Batı Şeria?da elde etti bu başarıyı.
Batı Şeria?daki mahalli seçim sonuçları, Filistin?de El Fetih ile Hamas?ın en etkin siyasal akımlar olduğunu bir kez daha teyit emiş oldu. Yine de Filistin halkının azımsanmayacak bir kesimi, ne laik ama bürokratik/uzlaşmacı çizginin hakim olduğu El Fetih?i, -direnişçi kesimin lideri konumundaki Mervan Barguti?nin hapiste olması, uzlaşmacı çizgi temsilcilerinin, şimdilik daha etkin olmalarını kolaylaştırıyor-, ne de İslami fakat direnişçi bir çizgi izleyen Hamas?ı destekliyor. Bu durum, laik/demokratik ama aynı zamanda devrimci direnişçi bir yapılanmaya duyulan büyük ihtiyacın da göstergesidir.
Filistin?in özgürleşme süreci, bu nitelikleri de taşıyan bir önderliğin yaratılmasıyla, ya da varolanların direnişe önderlik edecek düzeyi yakalamasıyla yakından bağlantılıdır. Zira El Fetih?e egemen çizgi, şimdiden tüm umudunu emperyalistlere bağlamışken, Hamas?da ABD ve AB emperyalistleriyle temas kurduğunu duyurmuş bulunuyor. Bu halleriyle her iki çizgi de, Filistin halkının özgürlük mücadelesini nihai sonucu götürecek nitelikten yoksun bulunuyor.