15 Şubat 2008 Sayı: SİKB 2008/07

  Kızıl Bayrak'tan
  Emekçiler gerici güçlerin peşine takılmayı reddetmelidir!
  Emperyalist gericilik gölgesinde dinci gericilik ilerlemeyi sürdürüyor
TÜSİAD–AKP ilişkileri ve kriz dinamikleri
TEGA işçisiyle dayanışmayı büyütelim!
Türban dalaşı ve üstü örtülen gerçek gündem
A. Deniz
Laik–anti laik çatışması neye hizmet ediyor?
  5. Ticari Eğitime Karşı Gençlik Koordinasyonu toplantısına çağrı!
  İşçi ve emekçi hareketinden...
  SSGSS saldırısı ve gelişen mücadele süreci üzerine Harb-İş Sendikası Anadolu Şube Başkanı Hüseyin Över ile konuştuk....
  SSGSS karşıtı faaliyetlerden...
  TKİP II. Kongresi değerlendirmeleri...
Kadın sorunu ve sınıf içinde kadın çalışması / 2
  Emekçi Kadın Kurultayı çalışmalarından...
  Nükleer santrallere hayır!
  Fahişeleştiren düzene çanak tutmak!
A. Eylül
  Dünyadan...
  Köln’de “İşçilerin birliği, halkların kardeşliği” gecesi
  Demokrasi mücadelesi mi, iktidar çekişmesi mi?
M. Can Yüce
  Sitemizin Ocak ayı rakamları...
  Gündem, Devrimci Demokrasi gazetesi ve Sosyalist Barikat dergisi temsilcileriyle basına yönelik sansür üzerine konuştuk....
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

Gazete biçiminde okumak için tıklayın

 

Münih’te protesto eylemi!

44. Münih Güvenlik Konferansı’nda biraraya gelen savaş tacirlerinin gündeminde dünyadaki değişen iktidar dengeleri vardı. Karşı cephede ise gösteriler ve formlar...

9 Şubat günü Münih Marienplatz’da düzenlenen ve 10 bin kişinin katıldığı eylem saat 16.00’da başladı. Eylemde değişik kurumlar konuşmalar yaptılar. Kitlenin canlılığı atılan sloganlara da yansıyordu.

Diğer taraftan eylem alanı ve çevresi tam anlamıyla polis kuşatması altındaydı. Eyleme katılmak isteyen kişiler ya kontrolden geçiriliyor ya da yol güzergahı değiştiriliyordu.

Saat 18.00’de yürüyüşe geçen kitle, yol boyunca taşıdıkları pankart ve dövizlerde emperyalist işgal ve savaşı protesto etti.

Biz de eyleme, BİRKAR imzalı, “Emperyalist işgal ve savaşa karşı enternasyonal dayanışmaya!” şiarının yazılı olduğu pankartımızla katıldık.

Yürüyüş Başbakanlık binası önünde yapılan konuşmalarla sona erdi.

BİRKAR / Stuttgart


Köln’de “İşçilerin birliği, halkların kardeşliği” gecesi

Yurtdışında bir süredir, faşist saldırılara ve şovenizme karşı “İşçilerin birliği halkların kardeşliği!” şiarıyla, politik-pratik bir faaliyet yürütüyoruz. Bu faaliyetin bir parçası olarak 10 Şubat günü bir gece gerçekleştirdik. Gecemize 200’ün üzerinde işçi, emekçi ve genç katıldı.

Etkinliğimizin öncesinde yaşanan yoğun pratik süreçten dolayı, etkinliğin ön hazırlıklarını iki hafta gibi kısa bir süre zarfına sığdırmak zorunda kaldık. Köln’ün belli başlı yerlerine 500 afiş yaptık. Emekçi mahallerinde posta kutularına ve esnafa binlerce el ilanı dağıttık. Onlarca emekçi evini ziyaret ederek etkinliğe davet ettik.

Etkinliğimiz kısa bir açılış konuşması ve selamlamayla başladı. Devrim ve sosyalizm davası uğruna şehit düşen devrimciler için saygı duruşunun ardından, içerisinde Salkımsöğüt şiir grubundan arkadaşların da yeraldığı yedi genç arkadaş, canlı müzik eşliğinde, Nazım, A. Arif ve diğer devrimci şairlerimizin şiirlerinden oluşan bir şiir dinletisi sundular.

Etkinliğin konuşmasını yapmak üzere sahneye davet edilen yoldaş konuşmasında, T. Erdoğan’ın bir gün önce Münih’te katıldığı NATO toplantısı ve etkinliğimizle aynı gün Köln’de yaptığı gövde gösterisine değinerek başladı. Türkiye’deki laiklik-şeriat sahte ikilemi, Kürt sorunu, Alevi sorunu ve son zamanlarda mayalanmaya başlayan yeni bir işçi hareketinden bahsettikten sonra, konuşmasını şöyle sonlandırdı: “Bir ülkede Komünist Manifesto 160. yılında, üstelik de ona sahip çıkan, içlerinde, o ülkenin namuslu ve dürüst aydınlarının da bulunduğu yüzlerce kişi tarafından, birkaç gün boyunca ve hararetle tartışılıyorsa, o ülkede umut var demektir.”

Ardından Köln İşçi Gençlik-Kültür Evi tiyatro grubu bu etkinlik için hazırladığı bir oyunu sergiledi. Türkiye’de polise tanınan yeni yetkilerle birlikte hat safhaya ulaşan ve sıradan vatandaşın bile nasibini aldığı polis terörünü teşhir eden kısa oyun beğeniyle izlendi.

Aradan sonra, etkinliğimize dayanışma amacıyla katılan sanatçı dostumuz Mikail Aslan, beş kişilik bir kadro ile sahneye çıktı. Zazaca ağırlıklı parçalar seslendiren Mikail Aslan, etkinliğimize güç ve coşku kattı. Bir saatten fazla bir süre sahnede kalan Aslan’ın yaptığı samimi konuşmalar sempati toplarken, sahneye davet ettiği Dersimli bir emekçi kadının söylediği Zazaca bir parça da oldukça beğenildi.

Katılımı, programı ve coşkusu ile nitelikli, tok ve devrimci bir etkinlik gerçekleştirdik.

Köln İşçi-Gençlik Kültür Evi emekçileri


BİR–KAR: “Ludwigshafen’daki katliamın sorumlusu Alman sermaye düzenidir!”

(...) 3 Şubat 2008 tarihinde, Almanya’nın Ludwigshafen kentinde, Türkiyeliler’e ait 4 katlı bir binada büyük bir yangın çıktı. Bu yangında, 5’i çocuk toplam 9 kişi yaşamını yitirdi, 2’si ağır olmak üzere 60 kişi de yaralandı.

Önce yangının gaz sızması sonucu meydana geldiği açıklaması yapıldı. Fakat, yangından kurtulan iki çocuğun, ‘’yangına orta yaşlı bir adamın yol açtığı’’ şeklindeki açıklamaları ile olayın niteliği değişti. Yangının, bir gaz sızması değil de, neo-nazilerce gerçekleştirilen bir kundaklama sonucu çıktığı iddiası, gündeme bir bomba gibi düştü...

Sözkonusu olan Avrupa ve Avrupa’nın en gelişmiş ülkesi olan Almanya’dır. Almanya, bu ‘’yaşlı kıta’’ nın en zengin ülkesidir. Hala, refahın ve temel hak ve özgürlüklerin kalesi olarak sunulmaktadır. Nedir ki gerçek bunun tersidir. Hiçbir yalan makinesi, bu arada da Alman devleti, insanlığın gözleri önünde cereyan eden olayların gerisindeki temel gerçekleri gizleyemez.

Ludwigshafen’deki yangının çıktığı 4 katlı bina tümüyle ahşaptır. Yangına karşı hiçbir dayanıklılığı yoktur. ... Dünya zengini Avrupa ve Almanya, insanlığın konut sorununu çözememiştir. En temel hakkı olan, yaşam hakkının güvencesi de yoktur. Almanya’da da insan yaşamı hiçe sayılmaktadır ve her şey Alman tekellerinin aşırı kar hırsına göre düzenlenmiştir.

Öte yandan Almanya, günümüzde Avrupa’da ayrımcılıkta, yabancı düşmanlığında ve ırkçılıkta başı çekmektedir. Faşist propaganda gitgide meşruluk kazanmaktadır. Faşist partilerin propanda, örgütlenme ve insanlık dışı her türlü eyleminin önündeki engeller kaldırılmıştır. Hitler artığı neo-nazi çeteler sokaklara salınmıştır. ... Dolayısıyla, hangi nedenle çıkmış olursa olsun, öncekilerin olduğu gibi bu olayın asıl sorumlusu da, kendi sefil çıkarları için insanların yaşamını hiçe sayan, ırkçılığı ve yabancı düşmanlığını kışkırtan, Neo-nazileri kundaklama eylemleri için teşvik edip cesaretlendiren, Alman tekelleri ve devletidir...

İşçilerin Birliği Halkların Kardeşliği Platformu olarak, Ludwigshafen’deki katliamı protesto ediyor, yerli-yabancı, doğulu-batılı tüm uluslardan işçileri, emekçileri, ilerici ve devrimcileri, birleşik bir sınıf mücadelesi için her türlü çabayı ortaya koymaya çağırıyoruz.”

İşçilerin Birliği, Halkların Kardeşliği Platformu

7 Şubat 2008

 

Köln’de Erdoğan protestosu!

Sermaye devletinin başbakanı Tayyip Erdoğan 10 Şubat’ta Köln’e geldi. Köln’ün Deutz semtinde bulunan yaklaşık 18 bin kapasiteli Kölnarena’da yapmak istediği gövde gösterisi, DEKÖP-A bileşenleri ve YEKKOM’un ortaklaşa organize ettiği bir mitingle protesto edildi.

Erdoğan önce Almanya’nın Ludwigshafen kentine uğradı. Burada, neo nazilerce kundaklama ihtimali ağırlık kazanan yangında yaşamını yitirenlerin ailelerini ziyaret etti, sahte gözyaşları döktü. Geçtiğimiz günlerde İstanbul’un göbeğinde 23 kişinin yaşamını yitirdiği yangının sorumlularından biri olan Erdoğan’ın bu davranışı tam bir utanmazlık örneğiydi.

Ardından Münih’deki 44. NATO Güvenlik Zirvesi’ne katıldı. Başta ABD olmak üzere, emperyalistlere bir kez daha bağlılığını bildirdi, dünya halklarının aleyhine tüm kararların altını imzaladı. Köln Erdoğan’ın üçüncü durağı oldu.

DEKÖP-A bileşenleri Köln’de, Türkiyeli emekçilerin yoğun olarak oturdukları birkaç semtte gruplar halinde, Erdoğan ziyaretini teşhir eden mitinge çağrı bildirileri dağıttılar, afiş çalışması yaptılar. Yapılan bu sınırlı ama anlamlı çalışma, hem çalışmayı yapanlar ve hem de hedef kitle üzerinde olumlu bir etki bıraktı.

Köln’deki protestoya yaklaşık bin kişi katıldı. Kürt kitlesinin çoğunluğunu oluşturduğu mitingde 4 saat boyunca faşizm, şovenizm ve gericilik karşıtı sloganlar atıldı. Protestoya Anadolu Federasyonu da katıldı. Ortak pankartın yanısıra her kurum kendi pankartını açtı, çok sayıda döviz taşıdı.

Bir-Kar olarak eyleme “Faşizme ve şovenizme karşı yaşasın halkların kardeşliği!” yazılı pankartımızla katıldık. Eylemde DEKÖP-A’nın ortak bildirileri yaygın şekilde dağıtıldı.

Eylemde “Faşizme karşı omuz omuza!”, “Kürdistan faşizme mezar olacak!”, “Yaşasın halkların kardeşliği!”, “Terörist Erdoğan!” sloganları sıklıkla atılırken, Kürt kitlesi sık sık “Biji serok Apo”, “PKK halktır, halk burada!” sloganlarını attı.

Erdoğan taraftarlarıyla zaman zaman gergin anların da yaşandığı protesto mitingi oldukça coşkulu bir atmosferde gerçekleşti.

Bir-Kar / Köln