21 Mart 2008 Sayı: SİKB 2008/21

  Kızıl Bayrak'tan
  Sermayenin yeni oyunlarına karşı sınıfın devrimci baharı için!
  Newroz ateşini devrim ateşiyle körükleyelim!
AKP’ye kapatma davası ve karartılan bilinçler!
İş bırakma eylemi İstanbul’da geniş yankı buldu!
Türkiye’nin dört bir yanında işçi ve emekçiler iş bıraktı alanlara aktı!
Sınıf dayanışmasını büyütelim!
  “Bürokrasi”nin İslami faşizm ile son cephe savaşları
Yüksel Akkaya
  14 Mart eylemleri üzerine...
  İşçi ve emekçi hareketinden...
  Sosyal yıkım saldırılarına karşı işçi ve emekçi barikatı!
  Beyazıt ve Halepçe katliamları lanetlendi
  Genç-Sen faaliyetlerinden....
  Irak işgalinin beşinci yılı…
  İran’da milletvekili seçimleri…
  İslam Konferansı Örgütü “çağın ruhu”na uyum sağlıyor!
  İktidar çekişmesinde yeni bir aşama! M. Can Yüce
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Newroz ateşini devrim ateşiyle körükleyelim!

Newroz, Demirci Kawa’nın Dehak zulmüne karşı isyan bayrağını açtığı gündür. 21 Mart’ta Kürt halkı, Demirci Kawa’nın önderliğinde Dehak zorbalığına isyan etmişti. Newroz, Demirci Kawa’nın ezilenlerin temsilcisi olarak ortaya çıkıp Zalim Dehak’ın sarayını başına yıktığı gündür. Kürt halkını zulüm altında inleten Dehak’ın saltanatı, böylece Kawa’nın öfkeli balyozuyla dağılıp gitmiş ve dağlarda özgürlük ateşleri yanmaya başlamıştır. Newroz, zulme karşı boyun eğmez direnişin simgesi olarak o günden bu yana yüzlerce yıldır her 21 Mart’ta dağlarda, ovalarda ve her yerde ateşler yakılarak kutlanmaktadır. Newroz’da yakılan ateş, özgürlüğün, başkaldırının ve yenilenmenin simgesidir. Sermaye devletini rahatsız eden de bugünün başkaldırı ve direnişin simgesi olması ve Kürt halkının özgürlük mücadelesiyle özdeşleşmesidir.

Kürt halkı bu yıl Newroz’u önemli gelişmelerin yaşandığı bir dönemde kutluyor. Bu yıl Newroz, ABD emperyalizminin desteğinde sömürgeci sermaye devletinin işçi, emekçi ve özellikle de Kürt halkına karşı topyekûn savaş ilan ettiği, içte ve dışta operasyonları tırmandırarak sürdürdüğü, öte yandan Güney Kürdistan’a yönelik başlatılan işgal harekâtının PKK’nin sergilediği kararlı direniş ve ABD’nin “bitir” emri üzerine sömürgeci Türk sermaye devletinin geri çekilmesiyle sonuçlandığı koşullarda kutlanıyor.

Sömürgeci sermaye devleti, başarısızlıkla sonuçlanan Güney Kürdistan’ı işgal provasının sonunda ağır bir siyasi darbe aldı. Başta Genelkurmay olmak üzere yönetici güç odakları istedikleri gibi at oynatamayacaklarını böylece görmüş bulunuyorlar. Dahası, ABD’nin de baskısıyla hezimet içinde sonuçlanan geri çekilmenin ardından, içerde başta düzen güçleri olmak üzere toplumun hemen her kesiminde yoğun tartışmalar başlayarak orduya yönelik kuşku ve sorgulama derinleşmektedir. Bu durum, sermaye düzeninin rejim krizini derinleştiren bir rol oynamış, ordu ile diğer düzen güçleri arasında çatışmaya yolaçmıştır.

Güney’den çekilmek zorunda kalan Türk ordusunun Kuzey Kürdistan’daki operasyonları, Kürt halkı üzerindeki faşist-şovenist baskı ve zulüm tüm hızıyla sürüyor. Kürt hareketinin düzen içinde çözüm arayışlarına rağmen Türk sermaye devletinin yanıtı daha çok baskı ve daha çok operasyon olmaktadır. Geleneksel inkâr ve imha anlayışı bir milim bile değişmemiştir. Sömürgeci sermaye devleti, en küçük bir kıpırdanışı boğmakta tereddüt etmemektedir. İstedikleri tam ve kesin bir teslimiyettir.

Kürdistan zaten yıllardır fiili bir kirli savaş alanıdır. Dahası, Türk sermaye devletinin Kürt halkına yönelik daha geniş çaplı saldırı ve imha planları her zaman için gündemdedir. Başta Kürt sorunu olmak üzere temel hiçbir sorununu çözemeyen sermaye devleti, artık her alanda tam bir açmazın içindedir. Yine de düzen güçleri aralarında ne kadar dalaşsalar da en iyi anlaştıkları nokta, Kürt halkının mücadelesini boğmak, mücadele azmini bitirmektir. Bu konuda en azılı faşistleriyle en yumuşak görünen liberaller hemfikirdirler.

Ancak buna rağmen Kürt halkının mücadele azmi kırılamamıştır. Derin bir öfke birikmekte ve değişik vesilelerle patlak vermektedir. Kürt halkının ulusal özgürlük istemi bir türlü bastırılamamaktadır. Kürt halkı işte bu koşullar altında yeni bir özgürlük bayramına, Newroz‘a hazırlanıyor. Yeniden alanlara çıkmak, yeniden ateşler yakıp ulusal özgürlük ve eşitlik talebini dile getirmek Kürt halkının en doğal hakkıdır.

Bu süreçte Amerikan emperyalizmi rakiplerini etkisizleştirmek ve Ortadoğu’ya tümüyle egemen olmak için bölge halklarına savaş ilan ederek hegemonyasını pekiştirmeyi hedefliyor. Bir yandan Güney Kürdistan’daki işbirlikçileri vasıtasıyla Kürtlerin hamiliğine soyunurken, öte yandan Kuzey Kürdistan’daki Kürt hareketini etkisizleştirmek için Türk sermaye devletine destek sunarak, bir taşla birkaç kuş vurmayı hedefliyor. Kuşkusuz ki, ABD emperyalizminin bu planlarından en çok etkilenecek, yeni acı ve gözyaşlarına boğulacak olan, başta Türk ve Kürt olmak üzere tüm Ortadoğu halklarıdır.

Bu nedenle Newroz, bölgede egemenliğini pekiştirme ve halkları birbirine kırdırmaya dayalı yağma savaşı peşinde koşan ABD emperyalizmine ve kaderini onunla birleştirmiş Türk sermaye devletinin Güney Kürdistan’a operasyonlar yaparak PKK’yi etkisizleştirme, Kürt halkının ulusal ve demokratik istemlerini kan ve zulümle bastırma saldırısına karşı birleşik, kitlesel ve militan direnişin örüldüğü bir gün olarak kutlanmalıdır.

Ortadoğu’daki saldırganlığa karşı ortak bir mücadele platformu yaratmak, Filistin’de, İran’da, Afganistan’da, Irak’ta, Türkiye’de Newroz ateşinin sınıfsal anlamını bir kez daha haykırmak, halkların özgürleşmesinin, sömürün ortadan kalkmasının mücadelesini daha bir kararlılıkla savunmak bugün tüm Ortadoğu halklarının ortak görevidir. ABD’nin Irak’ta kanlı komplolarını artırmaya, İran ve Suriye’ye de saldırı planları yapmaya başladığı şu günlerde halkların birlikte mücadelesi her zamankinden daha da önemli hale gelmiştir. Bugün gelinen nokta kritiktir ve halkların kaderlerini derin bağlarla birbirine bağlamaktadır. Bugün Demirci Kawa’nın balyozu bütün Ortadoğu işçi sınıfı ve ezilen halklarına gereklidir. Bölgenin tamamında büyük bir ateş yakmak, bütün emperyalist soyguncuları ve sömürgeci işbirlikçilerini defetmek, özgür ve kardeşçe ilişkileri kurmak bütün Ortadoğu halklarının ortak görevidir.

Öte yandan, Türkiye cephesinde sermaye düzeni ve devleti tarafından beslenip büyütülen şovenizm halkların ortak mücadelesiyle püskürtülmelidir. Bu koşullarda işçilerin birliğini, halkların kardeşliğini öne çıkarmak, şovenizme karşı tereddütsüz bir mücadele yürütmek ve Newroz günü Kürt, Türk, Ermeni, Laz demeden sömürgeci sermaye devletinin karşısına dikilmek hayati önemde bir sorundur. Kawa’nın balyozunu bütün zalimlerin tepesine indirmek, Dehaklar’ın karşısına tek bir yürek tek bir yumruk olarak çıkmak hepimizin görevidir.

Newroz, bugünün zalim Dehaklar’ına karşı bir başkaldırı ve isyan günüdür. Bu zalim Dehaklar karşımıza bazen İMF, bazen Dünya Bankası, bazen Irak’ı, Afganistan’ı ya da başka ülkeleri işgal eden Amerikan güçleri olarak çıkıyor… Bu Dehaklar kılık değiştirmiş şekilde Tuzla tersanelerinde işçilerin ölümü pahasına kâr hırsı ile gözleri kararmış tersane patronu olarak, bazen ülkeleri birbirine düşüren ve silah satan ölüm tacirleri, bazen sokaklarda eylemci çocukları öldüren üniformalı katiller olarak çıkıyorlar… Bazen de bu zalim Dehaklar halkların diline kelepçe vurmuş, beynine ipotek koymuş zorbalar olarak karşımıza çıkıyor… Bu Dehaklar dünyanın dört bir yanına dağılmış, kendi çıkarları, kâr hırsları için dünya halklarına zulmediyor...

Bu çağdaş Dehaklar’a karşı mücadele edebilmek için biz de Demirci Kawa’nın ruhu ve azmini kendimizde toplamalıyız. Dehaklar’ın zulmüne karşı birlikte mücadele etmeli, Newroz’da Kürt-Türk demeden tüm işçi ve emekçiler olarak alanlarda olmalıyız. Taleplerimiz sadece Kürt halkının ulusal özgürlük ve eşitlik talepleriyle sınırlı kalmamalıdır. Taleplerimiz, Türk-Kürt tüm işçi ve emekçilerin sınıfsal talebiyle birleştiği ölçüde güçlenecek ve gerçek anlamını bulacaktır.

Newroz’u birleşik devrimci mücadelenin geliştirilip ileri taşındığı, halkların özgürlüğü, eşitliği ve gönüllü birliği için mücadelenin her cephede yükseltildiği bir gün yapalım!

Newroz’da özgürlük talebini bir kez daha haykırmak, Newroz ateşini devrim ateşiyle körüklemek için alanlara çıkalım!

İşçilerin birliği halkların kardeşliği için Newroz ateşlerinin başına!