29 Ağustos 2008 Sayı: SİKB 2008/35

  Kızıl Bayrak'tan
  Gerilim, militarizm ve silahlanma yarışı
   ABD ve NATO savaş gemileri Karadeniz’de…
Emperyalist saldırganlığa ve gerici çatışmalara karşı birleşik mücadeleyi yükseltelim!
Sağlık hakkı için örgütlü mücadeleye!

KESK eylemlerinden…

TİB-DER: Gemiler kara bir tabut olmaya devam ediyor!..
  Grevler, direnişler ve TİS süreçleri devam ediyor!
  İşçi ve emekçi hareketinden...
  Metal TİS’leri ve görevlerimiz
  Mehmet Beşeli ile 2008-2010 Metal Grup Toplu Sözleşmeleri üzerine konuştuk…
  Çevresel bunalım bir aşırı-üretim bunalımıdır!
K. Ali
  GOP’ta tekstil ve kot taşlama işçileri buluştu!
  “Çevrecinin daniskası”na yanıt!
  Bolivya’da sınıf çatışmaları keskinleşiyor!
  Dünyadan…
  ABD emperyalizmi “güvenlik anlaşmasıyla” askerlerini yargıdan muaf tutabilecek...
  Gülsuyu’nda festival coşkusu…
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kızıl Bayrak'tan...

Kamu emekçileri sendikaları ile hükümet arasında toplu görüşme süreci devam ediyor. Aynı dönemde metal işçilerini ilgilendiren TİS süreci de başlamış bulunuyor. MESS kapsamındaki işyerlerinde TİS taslakları hazırlandı.

Böylesi bir süreçte Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Dünya Bankası tarafından benimsenen metodolojiye dayanarak yaptığı çalışmada, 4 kişilik bir ailenin 2008 yılı tahmini değerlere göre açlık sınırını 255, yoksulluk sınırını 660 YTL hesapladı! İMF ve DB’nın istek ve dayatmaları doğrultusunda davranan, işçi ve emekçilerin hak ve taleplerine saldıran sermaye iktidarının emperyalistlerin kullandığı metodlara dayanarak yaptırdığı çalışmalardan sefaletin de altında rakamların çıkması şaşırtıcı değildir.

İnsanlık ve akıl dışı bu rakamı Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan dahi savunamadı. TÜİK tarafından açıklanan açlık sınırı rakamlarına ilişkin olarak, “kuşkusuz böyle bir parayla ben de kalkıp geçinilebilir diye bir şey söyleyemem” diyen Çağlayan, şu anda refah seviyesinin artırılması için yoğun çalışmalar yapıldığını ve bu kapsamda özel sektörün önündeki engellerin kaldırılması için çalışıldığını ifade etti.

Sermaye temsilcileri ne zaman ağızlarını “refah seviyesinin yükseltilmesi”nden açsalar işçi ve emekçilerin en temel hak ve kazanımlarının gaspı gündeme gelmektedir. Sadece kamu emekçileri ve metal işçileri değil tüm ülkede işçilerin çalışma ve yaşama koşulları insanlık dışı boyutlara varmıştır. Uzun ve yorucu çalışma koşulları, iş cinayetleri, düşük ücretler, esnek üretim çalışma yaşamının tümüne uygulanmaktadır. İşçi ve emekçilerin alım güçleri düşmektedir.

Tüm bu gerçekler orta yerde duruyorken devlet kurumları arsızca açlık sınırının 255 YTL olduğunu iddia etmektedir. Rakamlarla ikiyüzlüce oynanınca asgari ücretle yaşama savaşı veren milyonların refah seviyesi otomatik olarak yükselmektedir!

Sermaye sözcüleri rakamlarla istedikleri gibi oynayarak gerçekleri çarpıtmaya çalışabilirler. Ancak işçi ve emekçilerin yaşadığı derin sefaleti ve yıkımı, buna karşı duyulan öfke ve tepkiyi değiştiremezler. Çünkü gerçekler katı ve inatçıdır. Ve eninde sonunda karşılarına dikilecektir. Yeter ki işçi ve emekçiler ikiyüzlü asalaklara gereken yanıtı vermek için bir araya gelsinler ve örgütlensinler. Sınıf kinlerini kuşanarak ve örgütlü bir güç olarak asalaklardan hesap sorsunlar.

Düşük ücret ve esnek üretim dayatmasının yaşandığı metal TİS’leri ise sermaye ile hesaplaşmanın bir imkanıdır. Bu imkanı güce çevirmek tüm metal işçilerinin görev ve sorumluluğudur.

Sınıf devrimcileri, metal TİS’lerinin kazanımla sonuçlanabilmesi için üzerlerine düşen sorumluluklara uygun bir çaba ve etkinlikle hareket etmeli, tüm alanlarda bu konuda tam bir seferberlik içinde olabilmelidirler.