x

31 Ekim 2008 Sayı: SİKB 2008/43

  Kızıl Bayrak'tan
   Ekim Devrimi’nin 91. yılında sosyalizm güncel, Yeni Ekimler ve Partisi yakıcı bir ihtiyaçtır!
  Patronlarla Amerikancı AKP hükümetinden saldırı sinyalleri…
Ekonomik kriz ve sendikaların tutumu
Devlet terörü tırmanıyor!

Metal TİS’lerinde son durum ve görevlerimiz...

İşçi emekçi haraketinden…
  Kadın çalışmasının önemi ve sorunları…
Yüzü kitlelere dönük etkin bir İşçi ve emekçi kadın çalışması hedeflenmelidir!
  Kapitalizmin krizi ve emekçi kadınlara yansımaları...
  Kot taşlama mı, işçi mezarlığı mı?
  Hesabı tersane işçileri soracak!
  Genç-Sen Genel Kurulları yapıldı...
  İtalya, Yunanistan ve Fransa kaynıyor!
  Sınıfın manifestosu, manifestonun sınıfı: Buluşamayan nehirler mi? - Yüksel Akkaya
  Durum ve gelişmelerin yönü…- M. Can Yüce
  Kapitalizmin krizi ve işçi sınıfı / 2
Volkan Yaraşır
  Mamak İşçi Kültür Evi 8. mücadele yılını bir etkinlikle kutladı!
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Köln’de ortak panel: “68’in penceresinden geleceğe bakmak!’’

Avrupa Demokratik Kitle Örgütleri Platformu (DEKÖP-A) bileşenleri, 26 Ekim günü Köln’de “68’in aynasından geleceğe bakmak!’’ başlıklı bir ortak panel düzenledi. Panele Yek-Kom dışındaki tüm DEKÖP-A bileşenleri katıldı.

Panel tartışmayı yöneten arkadaşın yaptığı açılış konuşması ve devrim şehitleri anısına yapılan bir dakikalık saygı duruşuyla başladı. Ardından kurum temsilcileri kendilerine ayrılan 20 dakikalık sürede konu hakkındaki görüşlerini açıkladılar.

İlk olarak Avrupa Türkiyeli işçiler Konfederasyonu (ATİK) temsilcisi söz aldı. ATİK temsilcisi, ‘68 öncesi yaşanan tarihsel süreçlere değindi ve 68’in sadece bir gençlik hareketi olmadığını, aynı zamanda bir sınıf hareketi olduğunu belirtti. ‘68 Hareketi’nin Türkiye’deki yansımalarına ve bunun içinden doğan ‘71 Devrimci Hareketi’nin önemine vurgu yaptı. Konuşmacı sözlerini “68 hareketi gıdasını esas olarak Büyük Çin Kültür Devrimi’nden almıştır’’ vurgusuyla bitirdi.

ATİK temsilcisinden sonra Avrupa Ezilen Göçmenler Konfederasyonu (AvEG-Kon) temsilcisi söz aldı. AvEG-Kon temsilcisi ise konuşmasında, 68 hareketine dünya ve Türkiye’den çeşitli örnekler verdi ve 68’in dünyada yaşanan bir aydınlanma hareketinin tepe noktası olduğunu, 68’in Türkiye’de Denizler şahsında ve bazı diziler aracılığıyla çarpıtılarak özünden arındırılmaya çalışıldığını ifade etti. Bu hareketin aynı zamanda güçlü bir ırkçılık ve savaş karşıtı hareket olduğunu dile getirdi ve konuşmasını kriz ve krizden devrimci amaçlarla yararlanmak için devrimci bir odak yaratılması gerektiği vurgusuyla bitirdi.

Panelde üçüncü olarak Avrupa Demokratik Halklar Konfederasyonu (ADHK) Temsilcisi söz aldı. ADHK temsilcisi ise konuşmasına “68’den çıkarılması gereken asıl ders ideolojiktir’’ diyerek başladı. Ardından Türkiye ve Kürdistan’daki belli başlı hareketlerin ideolojik olarak zaaflı olduklarını belirtti ve sözlerini “Türkiye’de 68 hareketi esas olarak Kkemalist bir karakter taşıyordu. Fakat ‘71 hareketi, özellikle İ. Kaypakkaya şahsında bunu aşmıştır ve bu çok önemli bir kopuştur’’ diyerek noktaladı.

Bu konuşmanın ardından Bir-Kar temsilcisi konuştu. Bir-Kar temsilcisi konuşmasına, 68’in dünya çapında çok kitlesel, yaygın ve ciddi bir anti-savaş, anti-ırkçı, anti-sömürgeci ve aynı zamanda da feminizm şahsında güçlü bir demokratik kadın hareketi olduğunu belirterek başladı. Aynı dönemin Türkiye’de de güçlü bir sosyal ve ulusal uyanış dönemi olduğunu belirtti. Fakat bu aynı iyimser dönemin ciddi idelolojik ve örgütsel zaaflarla malul olduğunu belirten Bir-Kar temsilcisi, bu dönemi “burjuva sosyalizmi” dönemi olarak adlandırdı. Bir-Kar temsilcisi, konuşmasının devamında ise, 68 hareketinden ideolojik ve örgütsel ciddi tarihsel bir kopuş olan ‘71 Devrimci Hareketi’nin önemine vurgu yaptı. ‘71 devrimci çıkışının tarihsel olarak çok ciddi bir ilerleme olduğunu, bu anlamda, bunun devrimci geçmişimizi oluşturduğunu fakat ideolojik olarak bu dönemin de “küçük burjuva sosyalizmi veya devrimciliği” dönemi olduğunu belirtti. Bu dönemi “proleter sosyalizmi ve devrimciliği’’ olarak aştıklarını ve yeni dönemde tek geçerli ideolojinin bu olduğunu, geleceği, partisi öncülüğünde savaşacak proletaryanın belirleyeceğini belirterek konuşmasını bitirdi.

Panelde son olarak, Yaşanacak Dünya temsilcisi söz aldı. “’68’li olmak, devrimci olmaktır!’’ diye söze başlayan Y. Dünya temsilcisi, 68’in dünyayı değiştirme hareketi olduğunu, bu anlamda ihtilalci olduğunu belirtti ve her hareketi doğduğu koşullara bağlı kalarak değerlendirmek gerektiğini, ideolojik olarak eleştirirken buna dikkat edilmesi gerektiğini belirtti. Bu dönemin en büyük zaafının devrimci bir partiden yoksunluk olduğuna vurgu yaptı. Ardından kapitalizmin yaşadığı güncel krize değinen temsilci, emek ile sermaye arasındaki çelişkinin had safhada olduğunu ve aynı zamanda tarihin en büyük proleterleşme hareketinin yaşandığını ve bunun da sosyalizmi güncel bir alternatif haline getirdiğini ve sosyalizmde ısrar etmek gerektiğini vurguladı.

Verilen aradan sonra dinleyicilere söz hakkı verildi. Bu bölümde söz alan çeşitli çevreden kişiler konuya ilişkin görüşlerini dile getirdi ve panelistlere sorular yöneltti. Panel 10 dakikalık ikinci konuşma hakkı ve panelistlerin sorulan sorulara cevap vermelerinin ardından sona erdi.

Panelden sonra katılımcı kitle, Yek-Kom’un sömürgeci sermaye devleti tarafından Kürt halkına dayatılan imha ve inkar politikasını teşhir etmek amacıyla kurduğu ve 8 Kasım günü sona erecek olan “Nöbet Çadırı’’nı ziyaret etti.

Panele yaklaşık 100 kişi katıldı.

Bir-Kar / Köln


Seferden zafer çıkmadı!

Sınırötesi operasyonlar, gözaltında işkence ve ölümler, ekonomik kriz ve Kürt sorunundaki inkar ve imha siyaseti sermaye hükümetine zor günler yaşatıyor. Son olarak Abdullah Öcalan’a yönelik saldırı haberlerinin ardından Diyarbakır gezisi hezimetle sonuçlanan Tayyip Erdoğan Kürt illerine yaptığı gezilerde protestolarla karşılandı.

AKP Tunceli Merkez İlçe Kongresi’ne katılmak üzere Tunceli’ye giden Tayyip Erdoğan yine protesto gösterileriyle karşılandı. Dersim’de Yeraltı Çarşısı önünde biraraya gelen binlerce kişi AKP Dersim İlçe binasına yürüyerek siyah çelenk bıraktı. Erdoğan’ın ziyareti nedeniyle kent polis ablukasına alınırken yapılan yürüyüşe DTP Milletvekilli Şerafettin Halis, Tunceli Belediye Başkanı Songül Erol Abdil, EMEP, KESK Tunceli Şubeler Platformu, DİSK/Genel-İş Tunceli Şubesi, Eğitim-Sen, SES, Halk Kültür Merkezleri, DHP, ESP, Partizan ve Halk Cephesi katıldı. Ağırlıklı olarak DTP kitlesinin katıldığı yürüyüşte Abdullah Öcalan’a dönük fiziki saldırı protesto edildi. Eylemde yapılan konuşmalarda “Dersim halkı satılık değildir!” dendi.

DTP Dersim İl Başkanı Murat Polat Kürtler’in taleplerinin sınır ötesi operasyon tezkeresi, OHAL’e dönüş hazırlıkları, işkence ve ölümlerin artırılmasıyla cevaplandığını söyledi, Ergenekon generallerinin ödüllendirilerek bırakıldığını ifade etti. Polat, Öcalan’a yapılan saldırının Kürt hassasiyetini tetikleyerek halkın yoğun tepkisi ve öfkesine yol açtığının altını çizdi.

Diyarbakır ziyareti hüsranla sonuçlanan Erdoğan’ın yaptığı “birlik, sevgi, kardeşlik” çağrıları ise rağbet görmedi.

Böylece Diyarbakır gezisinden eli boş dönen Erdoğan’a Tunceli’ye de “hoşgelemedi.”

 

TAYAD’tan protestolar...

Tutuklu Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Derneği (TAYAD) hapishanelerde yaşanan hak ihlallerine ve Adalet Bakanlığı’nın yayınladığı genelgeye rağmen uygulanmayan sohbet hakkının uygulanmamasına karşı İstanbul ve İzmir’de 25 Ekim günü basın açıklamaları gerçekleştirdi.

İzmir’deki açıklama Kemeraltı girişinde yapılan eylemde “Sohbet hakkı uygulansın Adalet bakanı sözünü tutsun” pankartı açıldı. Açıklamada, Adalet Bakanlığı’nın haftalık 10 saatlik sohbet hakkını uygulama sözünü tutmadığı dile getirilirken çıkartılan genelgenin 2 yıldır uygulanmadığı söylendi.

Eylemde “Anaların öfkesi katilleri boğacak!”, “Adalet Bakanı sözünü tutsun!”, “Engin Çeber’in katilleri tutuklansın!”, “Tecrite son genelge uygulansın!”, “Devrimci tutsaklar onurumuzdur!” sloganları atıldı. TAYAD’lılar İstanbul’da gerçekleştirdikleri basın açıklamasını Taksim Tramvay Durağı’nda yaptılar. “Adalet Bakanı yalan söylüyor hapishanelerde ölümler devam ediyor!”, “Hapishanelerde tecrit ve işkenceye son sohbet hakkı uygulansın!/TAYAD’lı Aileler” pankartları açıldı.

Açıklamanın ardından İstiklal Caddesi boyunca bildiri dağıtımı gerçekleştirildi.

 Kızıl Bayrak / İzmir-İstanbul


TAYAD’tan AB’ye protesto!

TAYAD’lı Aileler, hapishanelerde yaşanan hak ihlalleri ve Engin Çeber’in işkence sonucu öldürülmesine karşı “AB’nin sessiz kalarak onay vermesini” Taksim’de bulunan AB Temsilciliği önünde protesto ettiler.

“Hapishanelerde tecrit ve işkenceye son! Sohbet hakkı uygulansın!” ve “Adalet Bakanı yalan söylüyor! Hapishanelerde ölümler devam ediyor!/TAYAD’lı Aileler” pankartlarını açan aileler, “İnsanlık onuru işkenceyi yenecek”, “Hapishanelerde tecrit ve işkenceye son” dövizlerini taşıdılar.

TAYAD adına gerçekleştirilen açıklamada siyasi iktidarın tecrit politikalarında yalnız olmadığı, en büyük destekçisinin ABD ve AB devletleri olduğu belirtildi.

Açıklamanın ardından TAYAD’lı Aileler adına bir heyet, Engin Çeber’in maruz kaldığı işkenceye ilişkin hazırladıkları dosyaları AB Temsilciliğine sundu. Yapılan kısa bir konuşmanın ardından eylem sona erdi.

Kızıl Bayrak / İstanbul

 

Sonunda ‘başardı!’

Sol, sosyalist basın yayın organlarına dönük hemen her dönem uygulanan baskı ve sansür ‘muhalif’ içerikli çeşitli yayınları da kapsıyor.

Özellikle Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alan karikatürleriyle azımsanmayacak bir okuyucu kitlesine sahip olan Leman dergisi yargı kararıyla tazminata mahkum ettiriliyor. İşçi ve emekçilere yönelik saldırı yasalarının meclisten geçirilmesinde sermaye uşağı görevini layıkıyla yerine getiren sermaye hükümeti AKP, mahkeme kanalıyla açtığı davalarla bu kesimleri sindirme amacı güdüyor.

Mahkeme son olarak Leman dergisinin 6 Şubat 2008 tarihli sayısında Erdoğan’ın “Batının ilmini bilimini değil, ahlaksızlığını aldık” sözleriyle beraber orta parmağını gösterirken tasvir edildiği karikatürü için dergi ve şirket sahibi Mehmet Çağçağ’a 20 bin YTL’lik tazminat davası açmıştı. Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 21 Ekim 2008 tarihinde görülen duruşmada verilen kararla Leman dergisi sahibi Çağçağ Tayyip Erdoğan’a 4 bin YTL ödemeye mahkum edildi.

Haftalık Leman dergisi ise tazminat kararının temyizine hazırlanıyor.

Çağçağ’a açılan dava Erdoğan’ın benzer gerekçelerle açtırdığı davaların ilki değildi. Cumhuriyet’ten Musa Kart ve Evrensel’nden Sefer Selvi’ye de çizdikleri karikatürler nedeniyle davalar açan ancak bu davaları kazanamayan Erdoğan, Çağçağ’a da daha önce dava açmıştı. Erdoğan karikatüristler üzerindeki hukuk teröründe uzun uğraşlar sonucunda “başarı” sağlamış oldu.

Çağçağ’ın 4 bin YTL tazminata mahkum olmasının ardından bu hafta tekrar çıkan haftalık Leman dergisi kapağına bir kez daha Tayyip Erdoğan’ı taşıdı.