27 Şubat 2009
Sayı: SİKB 2009/08

  Kızıl Bayrak'tan
  Devrim ve sosyalizm mücadelesini büyüten bir faaliyet!
  Yolsuzlukların temeli kapitalist sistemdir!
Reformist solun seçim bataklığı - U. Taner
ATV-Sabah greviyle dayanışma büyüyor…
İşçi ve emekçi hareketinden…
BDSP’nin bağımsız sosyalist belediye başkan adayları ile konuştuk...
“Çözüm devrimde, kurtuluş sosyalizmde!”
  BDSP’nin seçim çalışmalarından…
  Grevdeki Asil Çelik işçileriyle konuştuk...
  Metal işçileri toplantısı…
  Kapitalizm, kent ve insan
  Mamak’ta coşkulu etkinlik…
  Ludizm ve sabotaj üzerine...
  Türkiye siyonist İsrail’den istihbarat sistemi alıyor...
  Dünyadan...
  Bültenlerden...
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Mamak’ta coşkulu etkinlik…

“Direnişçi işçilerin çağrısıyla devrimci baharı örgütlüyoruz!”

Bir süredir yoğun bir çabayla hazırlıkları sürdürülen “Direnişçi işçilerin çağrısıyla devrimci baharı örgütlüyoruz!” etkinliği başarıyla gerçekleştirildi.

Mamak İşçi Kültür Evi’nin 22 Şubat günü düzenlediği gecede, kapitalist sömürü karşısında işçi ve emekçiler baharın kavga çağrısına kulak vermeye çağrıldı.

Etkinlik saat 14.30’da işçi ve emekçilerin selamlanmasıyla başladı. Program, BDSP’nin hazırladığı “Devrimci baharı örgütlüyoruz” belgeselinin gösterimiyle devam etti. İlgiyle izlenen gösterimin ardından baharın mücadele ve kavga dolu direngen tarihinden, 8 Martlar’dan, 1 Mayıslar’dan bahsedildi. Emekçiler devrim ve sosyalizm davasında ölümsüzleşenlerin anısı önünde saygı duruşuna davet edildi. Saygı duruşunun ardından “Devrim şehitleri ölümsüzdür!” sloganı hep bir ağızdan atıldı. Denizler, Mahirler, İbolar’la sembolleşen devrimci direniş geleneği örneklendi.

Açılış konuşmasında Mamak İşçi Kültür Evi’nin 8 yıldır sürdürdüğü devrimci kültür sanat mücadelesi ve son olarak “Krizin faturası kapitalistlere!” şiarıyla sürdürülen faaliyet aktarıldı. İşçi ve emekçiler krizin faturasını ödememek için mücadeleye çağrıldı.

Ekinliğin devamında söz direnen işçilerindi. İstanbul Sefaköy’de sürdürdüğü direnişinde 235 günü geride bırakan Deri-İş üyesi DESA işçisi Emine Arslan, içinden geçtiği süreci aktararak sözlerine başladı. Arslan’ın konuşması sık sık alkışlarla kesildi.

DESA’daki sendikal örgütlenme mücadelesinin ilk adımlarını atan DESA direnişçisi, direnişe başlama sürecini özetledi ve şunları söyledi: “Biz kadın- erkek, doğulusuyla batılısıyla hep birlikte çalışıyoruz. Ben vatan haini dedikleri insanların işçilerin ve emekçilerin yanında olduklarını gördüm. Asıl vatan haini onlar. Örgütlenmemiz gerekiyor. Örgütlenmekten korkmayın. Biz sesimizi çıkarmadıkça onlar çoluğumuzu, çocuğumuzu mahvetmeye devam ediyor.”

8 Mart ve 1 Mayıslar’da alanlarda olma çağrısını yükselten Arslan konuşmasını “Yaşasın sınıf dayanışması!” sloganıyla bitirdi. Ardından hep birlikte “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!” sloganı atıldı.

Ardından silikozis hastası kot taşlama işçisi Gazi Polat yaşadıkları süreci anlattı. Kot İşçileri Birliği adına yapılan konuşmada ise, yaşamları ellerinden alınan işçilerin kum ziyan olmasın diye kapalı odalarda çalıştırıldıkları söylendi.“Onların kumları insanlardan daha değerli. Yaklaşık bir ay çalışan işçi silikosiz hastalığına yakalanıyor. 5 -10 bin kot taşlama işçisi var” diyerek devam eden konuşma, açılan davalar ve patronların işçileri nasıl ölüme mahkûm ettiğinin vurgulanmasıyla sürdü. Konuşma, “Biz o mahkemeleri işçi kardeşlerimizin vicdanında kuracağız. Sizi orada mahkûm edeceğiz” sözleriyle son erdi.

Etkinlik, Sincan İşçi Derneği Girişimi ve Ankara Üniversitesi’ndeki yemekhane direnişi sürecini yaşayan bir işçinin yaptığı konuşmalarla devam etti.

Dernek girişimi adına konuşan bir döküm işçisi Sincan’daki sömürünün boyutunu ortaya koydu, örgütlenmenin önemine dikkat çekti.

AÜ yemekhane işçisi işçisi ise maaşlarının verilmemesi, sigortalarının yetmemesi nedeniyle boykota başladıklarını, kendilerine verilen sözlerin tutulmaması nedeniyle 17 günlük bir işgal gerçekleştirdiklerini söyledi. Yemekhane işçisinin konuşması; “Mücadele şart, örgütlenme şart!” sözüyle son buldu.

Program, Mamak İşçi Kültür Evi Müzik Atölyesi’nin sunduğu işçi ezgileri ile devam etti.

Ardından, Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu’nun (BDSP) Ankara Bağımsız Sosyalist Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Evrim Erdoğdu söz aldı. İşçilerin ve emekçilerin sömürüsü üzerinden ayakta duran sermaye düzeninin baştan aşağıya çürüdüğünü, kurtuluşun sandıktan değil, kendi sınıf kardeşlerimize güvenerek mücadeleden geçtiğini vurgulayan Erdoğdu, bugün emekçilerin karşısına çıkarak bin bir sahte vaatte bulunanların hepsinin işçilerin yaşadıkları cehennemin sorumlusu olduklarını hatırlattı. Tek kurtuluşun devrimde ve sosyalizmde olduğunu ifade etti.

Direnen işçilerin çağrısı Tersane İşçileri Birliği Derneği (TİB-DER) Başkanı Zeynel Nihadioğlu’nun yaptığı konuşmayla sona erdi. Kapitalizmin krizinin tersanelerdeki yansımalarına değinen Nihadioğlu, iş cinayetlerine karşı devletin müdahalesinin öncesiyle sonrası arasında fark olmadığını, işçi ölümlerinin devam ettiğini söyledi. Yalnızca iş cinayetlerine karşı değil, aynı zamanda düşük ücretler ve hak gasplarına, işten çıkartmalara karşı da mücadele ettiklerini söyledi. İşçi ve emekçileri sosyalizm mücadelesine çağırarak konuşmasını sonlandırdı.

Coşkulu geçen etkinlik Mamak İşçi Kültür Evi Çocuk Tiyatrosu’nun 14 kişilik ekiple sergilediği “En güçlü kim!” isimli oyunla devam etti. Bir AÜ yemekhane işçisinin devrimci marşlar ve halk ezgilerinden oluşan dinletisi ilgiyle dinlendi.

Ekim Gençliği ve Liselilerin Sesi adına yapılan konuşmalarda Sinter, Gürsaş ve DESA’da süren direnişler selamlandı. Gençlik, işçi sınıfının safında devrim ve sosyalizm mücadelesine çağrıldı. Etkinlik, Mamak İşçi Kültür Evi Müzik Atölyesi’nin söylediği halay parçaları ve Avusturya İşçi Marşı’yla sona erdi.

Etkinliğe 250 kişi katıldı. Etkinlik, salonun oldukça soğuk olmasına karşın canlı ve coşkulu bir atmosferde geçti.

Kızıl Bayrak / Ankara

 

BDSP’li Metal İşçileri Bülteni’nin yeni sayısı…

“İşgal, grev, direniş!”

2008-2010 Metal Grup Toplu İş Sözleşmesi sürecinden itibaren metal işçilerine seslenen BDSP’li Metal İşçileri Bülteni’nin yeni sayısı çıktı. Kapitalist krizle birlikte işten atmalar, hak gaspları ve ücretsiz izin dayatmalarını ele alan bülten, umutsuzluk tablosu içinde olan metal işçilerine mücadele çağrısı yapıyor. “Krizin faturasını ödememek için... Mücadele parolamız: İşgal, grev, direniş!” başlığıyla çıkan bülten kapağında, Ümraniye’de devam eden Sinter Metal ve Kocaeli’de süren Tezcan Galvaniz direnişlerinin metal işçilerine yürünmesi gereken yolu işaret ettiği vurgulanıyor. Bülteninin kapak sayfasında yer alan yazıda “Neden işgal, direniş, grev?” sorusunun yanıtı da veriliyor.

Bülten sayfalarında fabrikalardan yansıyan hak gaspları ve direnişler gündemleştirilirken, ihanetçi sendikal anlayışla beraber kararsız ve icazetçi anlayışa karşı da mücadele çağrısı yapılıyor.

Sinter ve Gürsaş direnişlerinden öncü işçilerin kaleme aldığı yazılar, direnişin sesinin farklı sendikalara üye metal işçilerine taşınması açısından anlamlı bir yer tutuyor.

Gebze’de Türk Metal’in örgütlü olduğu Opsan’da hak gasplarına maruz kalan işçilerin uğradığı ihanet anlatılırken, Ünal Elektronik’te yaşanan hak gaspları da işçilerin kendi kaleminden dile getiriliyor.

Birleşik Metal-İş Sendikası İstanbul 1 No’lu Şube’nin örgütlü olduğu ABB işyerinden bir işçinin yazdığı yazıda, tabandaki işçilerin sendika yöneticilerini denetlemeleri uyarısında bulunuluyor.

Çelik-İş Sendikası’nın ihanetine uğrayan İS-KA işçilerinin süreci de bülten sayfalarına yansıtılmış.

Bursa’da kriz bahanesiyle işten atılan bir Renault işçisi ile yapılan röportajın da yer aldığı bültende, Türk Metal çetesinin ihanetleri güçlü biçimde teşhir ediliyor.

Bursa’da Birleşik Metal-İş Sendikası üyesi Asemat işçilerinin greviyle ilgili röportaja yer verilen bültende, Kadıköy mitinginde provokasyon yaratmak isteyen Türk Metal çetesinin alandan kovulması da gündeme taşınıyor.

8 sayfa halinde çıkan bültenin arka kapağında ise BDSP’nin 29 Mart yerel seçimlerine ilişkin çağrısına yer verilmiş. “BDSP, işçi sınıfını sandığa değil mücadeleye çağırıyor!” başlıklı çağrıda, metal işçilerine çözümün devrim ve sosyalizmde olduğu hatırlatılıyor.