24 Nisan 2009
Sayı: SİKB 2009/16

  Kızıl Bayrak'tan
   Engeller aşılacak Taksim kazanılacak!
  Devrimci 1 Mayıs Platformu’ndan çağrı:
DTP’ye yönelik operasyon Kürt hareketini tasfiye etme saldırısıdır…
BDSP’nin 1 Mayıs faaliyetlerinden…
Gençliğin 1 Mayıs faaliyetlerinden...
  Çiğli’de direnişçi işçiler 1 Mayıs’a çağırdı...
  1 Mayıs ve Taksim iradesinin anlamı
  Baskıya, sömürüye, eşitsizliğe ve saldırılara karşı 1 Mayıs’a, Taksim’e!
  İşçi ve emekçi hareketinden….
  Hatice Yürekli yoldaşı saygıyla anıyoruz...
  Direnişçi kadınların mücadele çağrısı!
  8. Bir-Kar Gençlik Kampı başarıyla gerçekleştirildi…
  ABD patentli planın açmazları…
  Barack Obama’nın Latin Amerika açılımı…
  Batılı emperyalistler ırkçı-siyonistlerin kalkanı!
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

DTP’ye yönelik saldırı protestolarla karşılandı!

Diyarbakır: “Baskılar bizi yıldıramaz!”

Yerel seçimlerin ardından DTP’ye yapılan operasyonlarda çok sayıda DTP yöneticisinin gözaltına alınması DTP’liler tarafından tepkiyle karşılandı.

15 Nisan günü Diyarbakır’da binlerce kişinin katıldığı eylemle gözaltı saldırısını protesto eden DTP’liler, DTP Diyarbakır İl binası önünden Koşuyolu Parkı’na kadar yürüyüş düzenlediler.

DTP milletvekilleri Selahattin Demirtaş, Sebahat Tuncel, Ayla Akat Ata, Gültan Kışanak ve Aysel Tuğluk’un yer aldığı yürüyüşe Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir de katıldı.

“PKK halktır, halk burada!”, “Baskılar bizi yıldıramaz!”, “DTP’ye uzanan eller kırılsın!” sloganlarının atıldığı yürüyüş boyunca PKK ve Öcalan bayrakları taşındı.

Yürüyüş kitlesinin AKP ilçe binası önünden geçişi sırasında ise DTP’liler tarafından bina önünde “güvenlik zinciri” oluşturuldu.

Koşuyolu Parkı’nda kitleye seslenen Osman Baydemir, gözaltı ve tutuklamalarla Kürt halkının direnişinden vazgeçmeyeceğini söyledi. “Biz gözaltılardan ve zindanlardan korkmuyoruz. Gözaltına aldıklarınız 10 yılını, 20 yılını cezaevlerinde geçirdi. Bizi zindanlarla korkutamazsınız, o devir kapandı” diyerek kararlılıklarını ifade etti.

DTP Grup Başkan Vekili Selahattin Demirtaş ise 29 Mart’ta yapılan tercihe saygı gösterilmesini ve gözaltına alınan DTP yöneticilerinin serbest bırakılmasını istedi.

Gözaltı ve baskınlar Van, Hakkari, Muş, Iğdır, Erzurum, İstanbul, İzmir, Ankara, Konya, Aydın, Antalya, Manisa, Mersin, Çanakkale, Bursa ve Kocaeli’de de protesto edildi.


İstanbul: “DTP halktır, halk burada!”

DTP İstanbul İl Başkanlığı, DTP yöneticilerine dönük gözaltı ve operasyonlara karşı 16 Nisan günü Beyoğlu Galatasaray Lisesi önünde eylem yaptı.

Basın açıklaması öncesinde, Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Gençay Gürsoy, 78’liler Girişimi Vakfı Başkanı Celattin Can, Prof. Tahsin Yeşildere ve Ahmet Kaçmaz’ın da aralarında bulunduğu grup DTP İstanbul İl Başkanlığı’na destek ziyaretinde bulundu.

Ziyarette konuşan Halil Aksoy duydukları memnuniyeti ifade ederek, operasyonlar hakkında bilgi verdi. Gençay Gürsoy da konuşmasında, saldırıları demokratik siyasal çözümü engelleyen çabalar olarak gördüklerini belirterek, DTP ile dayanışma içerisinde olacaklarını söyledi.

Galatasaray Lisesi’ndeki eylemde “Ateşle oynamayın! Onlar Kürt halkının temsilcileridir! Temsilcilerimizi derhal serbest bırakın” pankartını açan DTP’liler, “Obama’nın kanadı AKP, Kürtlerin inadı DTP!”, “Kürt halkının onuru ile oynamayın!”, “Direnmek var, durmak yok!”, “Gece-gündüz direneceğiz!” dövizlerini taşıdılar.

DTP İstanbul İl Başkanı Halil Aksoy’un konuşması ile başlayan protesto DTP İstanbul İl Başkan Yardımcısı Dursun Yıldız’ın okuduğu basın açıklamasıyla sürdü.

Açıklamada DTP’ye yönelik saldırıların sebebi AKP’nin yerel seçimlerde aldığı yenilginin intikamı olarak değerlendirilirken, Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in “Iğdır’ı da aldılar, Ermenistan sınırına dayandılar” sözleri hatırlatıldı. Gözaltına alınan DTP’lilerin derhal serbest bırakılması istendi.

Aksoy açıklamanın sonunda, halka ve demokrasi güçlerine seslenerek, barış ve kardeşlik için duyarlılık ve destek çağrısında bulundu.

DTP Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal’ın da söz aldığı basın açıklamasına 300 kişi katılırken, TTB, ‘78’liler Girişimi Vakfı, Barış Meclisi, Toplumsal Özgürlük Platformu, Dersim Enstitüsü, Sine-Sen, Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği, SODAP, SEH, ESP ve EHP de destek verdi.

Eylem boyunca, “Baskılar bizi yıldıramaz!”, “DTP halktır, halk burada!”, “AKP şaşırma sabrımızı taşırma!”, “Bıji bratiye gelan!”, “Yaşasın halkların kardeşliği!”, “Barışa bir ses, çift taraflı ateşkes!” sloganları atıldı.

Kızıl Bayrak / İstanbul


İstanbul’da DTP baskını protesto edildi…

Türkiye ve Kürdistan’da DTP il başkanlıkları ve yöneticilerine dönük baskın ve gözaltı terörü 17 Nisan sabahı DTP İstanbul İl Başkanlığı’na yapılan baskınla sürdü.

Baskın sırasında kimsenin bulunmadığı binanın bulunduğu bölgeye giriş ve çıkışlar kapatıldı. Polis baskınını haber almasının ardından il başkanlığına gelen DTP İstanbul İl Başkanı Halil Aksoy, bazı aranan kişiler için polisin elinde bulunan arama listesiyle il başkanlığında bulunan evraklar ve arşivlerde inceleme yapıldığını açıkladı. İstanbul’da Ümraniye, Avcılar merkez ve Cihangir mahallesinde yapılan ev baskınlarında da 5 kişi gözaltına alındı.

DTP İstanbul İl Başkanlığı’na yapılan baskın 17 Nisan günü bina önünde DTP’liler tarafından gerçekleştirilen basın açıklamasıyla protesto edildi. Açıklamada konuşan DTP İstanbul İl Yöneticisi Hülya Yer, 30 yıldır Kürt halkı üzerinde sürdürülen inkar ve imha politikaları karşısında diz çökmeyeceklerini belirtti.

DTP avukatı Hüseyin Çalışçı ve DTP yöneticisi Şamil Altan’ın da söz alarak DTP’ye dönük saldırıları kınadıkları basın açıklaması sırasında “Edi Bese!” dövizleri taşındı. “DTP halktır halk burada!”, “Baskılar bizi yıldıramaz!” sloganları atıldı.

Gözaltına alınan DTP İstanbul İl Başkanı Halil Aksoy akşam saatlerinde serbest bırakıldı.

ÇHD İstanbul Şubesi de DTP’ye dönük saldırılara karşı DTP İstanbul İl Binası önünde basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasını okuyan Av. Taylan Tanay, gerçekleşen operasyonun DTP şahsında Kürt halkının politik-meşru temsilcilerine yönelik olduğunu ifade etti. 29 Mart seçimlerinin ardından siyasal iktidar tarafından her türlü siyaset dışı yöntem ve yol kullanılarak Kürt halkının iradesinin teslim alınmaya çalışıldığını vurgulayan Tanay, Kürt halkının iradesinin ipotek altına alınmasını kabul etmediklerini belirtti.

Kızıl Bayrak / İstanbul


İstanbul: “Hepimiz Kürdüz, hepimiz DTP’liyiz!”

Demokratik Toplum Partisi’ne dönük saldırılar 18 Nisan günü İstanbul Galatasaray Lisesi önünde gerçekleştirilen eylemle protesto edildi. Saldırıya karşı bir araya gelen yüzlerce kişi “Hepimiz Kürdüz, hepimiz DTP’liyiz!” dedi, Kürt halkıyla dayanışmayı yükseltme çağrısı yaptı. Eylem öncesinde Galatasaray Lisesi önü başta olmak üzere tüm İstiklal Caddesi yoğun polis ablukası altına alındı. 

DTP halktır, halkın iradesine dokunulamaz! Hepimiz Kürdüz, hepimiz DTP’liyiz!” pankartının açıldığı eylemde basın metnini DTP Sarıyer belediye başkan adayı Tuncay Yılmaz okudu. Yılmaz yaptığı açıklamada DTP’ye yapılan bu saldırıyla, 1 Mayıs’ı kutlamaya hazırlanan işçilere, emekçilere ve tüm ilerici kesimlere gözdağı verilmek istendiğini söyledi.

Yılmaz açıklamanın sonunda şunları ifade etti: “Bizler bu ülkenin sosyalistleri, devrimcileri, demokratları olarak Kürt halkına ve onun siyasal temsilcisine dönük saldırıları kendimize yapılmış saydığımızı ve bu saldırılar karşısında sessiz kalmayacağımızı bir kez daha belirtiyor, işçileri, emekçileri, ezilenleri yani toplumun bütün muhalif kesimlerini, Kürt halkıyla dayanışmaya onun siyasi temsilcisi DTP’yi sahiplenmeye, Türk ve Kürt halklarının kardeşliği şiarını yükseltmeye çağırıyoruz.”

DTP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, saldırıları sadece DTP’ye yönelik değil, tüm emekçilere dönük bir saldırı olarak değerlendirdi. Kürt sorununun tüm Türkiye’nin sorunu olduğunu belirten Tuncel, saldırının seçim sonuçlarıyla ilişkisine de değindi.

Yüzlerce kişinin katıldığı eylem boyunca, “Eşitlik, kardeşlik, Kürt halkına özgürlük!”, “Kürdistan faşizme mezar olacak!”, “Bıji bratiya gelan!”, “Yaşasın halkların kardeşliği!”, “Kahrolsun ABD işbirlikçi AKP!”, “DTP halktır, halk burada!”, “DTP’ye uzanan eller kırılsın!” sloganları atıldı.

Eylemin ardından DTP İstanbul İl Binası’na yüründü ve burada “İrademe dokunma” önlükleri ile bir oturma eylemi gerçekleştirildi.

Eyleme Antikapitalist, Devrimci İşçi Partisi Girişimi, Marksist Bakış, Partizan, Sosyalist Dayanışma Platformu, Sosyalist Demokrasi Partisi, EHP, ESP, KÖZ, TÖP, ÖDP, SEH, SP, Teori ve Politika Dergisi, Türkiye Gerçeği, Limter-İş, Tekstil-Sen katıldı.

Kızıl Bayrak / İstanbul


Kartal DTP’den protesto

DTP Kartal İlçe Teşkilatı, DTP’ye yönelik tutuklama terörüne karşı 19 Nisan günü Kartal Meydanı’nda basın açıklaması gerçekleştirdi.

Yürüyüşle başlayan eylemde “Baskılar bizi yıldıramaz!”, “DTP halktır halk burada!”, “Yaşasın halkların kardeşliği!” sloganları atıldı. Basın açıklamasında, son dönemde yaşanan operasyonların Kürt halkının özgürlük mücadelesini boğmaya dönük saldırılar olduğu söylendi. Devletin katliamcı kimliğinin teşhir edildiği açıklamada Kürt halkının mücadelesinin engellenemeyeceği dile getirildi.

Yaklaşık 70 kişinin katıldığı basın açıklamasına ESP, EMEP, Eğitim-Sen de destek verdi.

Kızıl Bayrak / Kartal


Adana’da DTP ile dayanışma

DTP’ye yönelik operasyonu protesto etmek amacı ile 20 Nisan günü İnönü Parkı’nda bir basın açıklaması gerçekleştirildi.

DİSK, ÖDP, EMEP, SDP, DİP-G, Sosyalist Parti, İHD, Halkevleri, SFK, ÇHKM, DHF, BDSP, SEH, Türkiye Gerçeği, Halk Cephesi’nin düzenlediği eylem saat 12.30’da gerçekleştirildi.

DTP’ye yönelik saldırılar son bulsun! Gözaltı ve tutuklamalar serbest bırakılsın!” pankartının açıldığı eylemde, “DTP yalnız değildir!”, “Yaşasın halkların kardeşliği!”, “Biji bratiya gelan!”, “Gözaltılar, tutuklamalar, baskılar bizi yıldıramaz!”, “Barışa uzanan eller kırılsın!” sloganları atıldı.

Açıklamada, yaşanan saldırıların iki boyutu olduğu ifade edildi. Hem AKP’nin 29 Mart yerel seçimlerinde yaşadığı bozgunun kendince intikamını almaya çalıştığı, Hem de ABD başkanı Obama’nın Türkiye ziyareti sonrasında yaşanan bu saldırıların ABD onayı ve tavsiyesiyle yapıldığı ifade edildi. Saldırılarla birlikte Ortadoğu’nun en önemli dinamiklerinden biri olan Kürt halkının siyasi iradesinin etkisiz hale getirilmek istendiği vurgulandı.

Açıklama şu sözlerle sona erdi:

Yapılan saldırı sadece DTP’ye değil bütün ezilenlere, işçi sınıfı ve emek güçlerine, devrimci, sosyalist çevrelere yöneliktir. Zira adı ve gerekçesi ne olursa olsun ‘devlet terörü’ her anlamda emeği ve onuruyla yaşayan bütün Türkiye kamuoyunu hedef almaktadır. Ama AKP’nin silahı geri tepmiştir. Bugün Türkiye’de her gün onbinlerce insan bu saldırılara tepkisini dile getirmekte, yüzlerce aydın, yazar ve bilim insanı imza kampanyaları ve açıklamalarla tavır almaktadır. Diyarbakır başta olmak üzere Bölge’de esnaf kepenk kapatmıştır.

Biz aşağıda imzası bulunan kurumlar diyoruz ki;

*Operasyonlar durdurulmalı, gözaltına alınanlar ve tutuklananlar derhal serbest bırakılmalıdır!

*DTP’lilerden ve kamuoyundan özür dilenmeli, bu hukuk dışı olayın sorumluları hakkında en kısa sürede işlem yapılmalıdır!

Kızıl Bayrak / Adana

 

DTP’ye yönelik yeni bir saldırı dalgası…

İmha ve inkar politikalarına karşı “İşçilerin birliği, halkların kardeşliği” şiarını yükseltelim!

Sermaye devleti, 15 ilde 90 adrese eşzamanlı olarak gerçekleştirilen operasyonlarda, aralarında üç genel başkan yardımcısının da bulunduğu onlarca DTP’liyi  “PKK’nin kadrosu” olduğu gerekçesiyle gözaltına aldı. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Konuk Evi’ne yapılan baskında GAP Belediyeler Birliği’ne ait odanın kapısı bile polisler tarafından kırılabildi.

Havaların ısınmaya başlamasıyla, son günlerde “PKK’liler saklandıkları mağaralardan çıkıp ovaya inecekler” iddiasıyla düzen medyasının manşetlere taşıdığı “PKK’ye Karşı Bahar Harekâtı” çığlıkları eşliğinde ortam gerilmiş, ardından da DTP’ye yönelik bir “PKK operasyonu” başlatılmıştır.

Kürt halkına karşı yürütülen çok yönlü saldırıların arkası kesilmiyor. İmhaya yönelik silahlı saldırıların yanı sıra başka kollardan da saldırılar aralıksız sürüyor. Gerek siyasal alan, gerek medya kanalı, gerekse de yargı üzerinden, her söz ve davranış bir saldırı bahanesi yapılmaya çalışılıyor.

Öyle anlaşılmaktadır ki, 29 Mart yerel seçimleri sonrası Genelkurmay’ın, Başbakan’ın ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in kışkırtıcı açıklamaları sözle sınırlı kalmayıp pratik bir politika olarak da hayata geçirilmektedir. Ağrı ve Halfeti’de olağanüstü hal uygulamalarını aratmayan saldırılarla başlayan ve Kürt halkına yönelik vahşet boyutuna ulaşan terör dalgası,  bu kez gözaltı ve tutuklama furyası ile sürmektedir.

Yaşananlar da gösteriyor ki, Kürt halkı “barış” sesini yükselttikçe, sömürgeci sermaye devleti bunu bir zayıflık sayıp daha yüksek sesle savaş çığlıkları atmayı sürdürüyor, imha ve inkâr politikalarına sıkıca sarılıyor. Gerek yaşanan süreç, gerek hâlihazırda Kürt halkına yönelik yoğunlaştırılan saldırılar, döne döne sömürgeci sermaye devletinin Kürt sorunu üzerinden yaşadığı iflası göstermektedir.

O halde, Kürt işçi ve emekçileri de, düzenin bu aşağılamalarına, inkar ve imha saldırılarının “barışçıl çözüm” talebiyle karşılanamayacağını, bunun mümkün olmadığını artık görmelidirler. Çünkü Kürt sorununu yaratan ve büyüten, sömürgeci sermaye düzeninin ta kendisidir.

Bu sorunun çözümü de sermaye düzenine karşı işçi sınıfı ve emekçi kitlelerin birleşik örgütlü mücadelesidir. Kürt sorununu çözebilecek biricik güç, bunu gerçekten isteyen, buna ihtiyacı olan işçi sınıfıdır. Çünkü o, din, mezhep, milliyet ayrımlarının dışında ve üstündedir. Çünkü Türkiye işçi sınıfını oluşturanlar, her millet, din ve mezhepten işçilerdir. “İşçilerin birliği, halkların kardeşliği” şiarı, sınıf mücadelesinin ortaya çıkardığı ve yükselttiği bir şiardır. Kürt sorununun tek gerçek ve kalıcı çözümü, Kürt ulusunun kendi kaderini tayin hakkının tanınmasıyla mümkün olabilir. Bunu tanıyacak tek sınıf ise, devrimci işçi sınıfıdır.

Sermaye devletinin ırkçı politika ve uygulamalarına karşı halkların kardeşliği şiarını yükseltelim. Halkların kardeşliğini tesis edebilmek için, işçilerin birliğini ve mücadelesini örgütleyelim.

Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu (BDSP)