11 Eylül 2009
Sayı: SİKB 2009/35

  Kızıl Bayrak'tan
  Çözümsüzlük batağındaki
sermaye düzeninin çok
yönlü iflas tablosu
  Sol içi zorbalıkla bir yere varılamaz!
Kürt hareketini
saldırganlaştıran nedir?!
Katleden sel değil kapitalizmdir!
Düzenin yarattığı felaketin tablosu
  Kentler kapitalist yıkımın,
sömürünün ve sefaletin aynasıdır!
  Entes direnişinden.
  Türkiye eğitimde sınıfta kaldı!
  İşçi ve emekçi hareketinden.
  Demokrasi mücadelesi ve
Kürt sorunu-1
  Halkalı kağıt grevi üzerine..
  Etkinliklerden
  Bıraktığınız mirası
yarınlara taşıyacağız!
  Güler Zere ve hasta tutsaklar için eylemlerden...
  Obama yönetimi “barış süreci”ni canlandırmaya çalışıyor
  ABD savaş makinesi Afganistan fiyaskosunu itiraf etti!
  Almanya’da seçimler...
  ABD emperyalizmi Chavez karşıtı tetikçilerini sokaklara saldı…..
  6-7 Eylül olayları... Kontr-gerillanın kirli savaş tarihinden karanlık bir sayfa!....
  Diyarbakır zindanı üzerine yapılan tartışmalar hakkında
birkaç söz - M. Can Yüce
  ESP'ye yönelik
devlet terörü protesto edildi
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

OECD’den eğitim raporu...

Türkiye eğitimde sınıfta kaldı!

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı’nın (OECD) “Çocuklar İçin Daha İyisini Yapmak” başlıklı raporuna göre, Türkiye’deki çocuklar şiddetle en çok karşılaşan, en çok kavga eden çocuklar, ama okullarını en çok seven çocuklar da onlar. Raporda ayrıca Türkiye’deki çocukların çoğunun okullarından hoşlandıkları belirtiliyor. Rapor, “çocukların maddi refahı”, “konut ve çevre”, “eğitim refahı”, “sağlık ve güvenlik”, “riskli davranışlar” ve “okul hayatının kalitesi”nden oluşan 6 ana başlık altında hazırlandı. Hiçbir ülkenin 6 başlığın tümünde “yeterli” çıkmadığı raporda, Türkiye ve Meksika bütün başlıklarda, 30 ülke arasındaki en yetersiz ülkeler oldu.

* OECD’ye üye ülkeler arasında çocukların “maddi refahı’ sıralamasında birinci Norveç oldu. Norveç’i diğer İskandinav ve kuzey Avrupa ülkeleri izledi. Meksika 29, Türkiye 30’ncu yani sonunculuğa yerleşti.

* “Konut ve çevre” sıralamasında birinciliği Norveç, ikinciliği Avustralya aldı.Türkiye, İsviçre ve Kanada, veri bulunmadığı için sıralamaya dahi konulmadı.

* “Eğitim refahı” sıralamasında birinciliği Finlandiya, ikinciliği Kore, üçüncülüğü Kanada aldı. Türkiye bu alanda da sonuncu oldu.

* “Sağlık ve güvenlik” açısından yapılan sıralamada, birinciliğe Slovak Cumhuriyeti yerleşti. İkinci İzlanda, üçüncü İsveç oldu. Türkiye bu alanda da sonuncu yani 30’uncu oldu. Türkiye’deki bebek ölümleri de diğer OECD ülkelerine oranla oldukça yüksek. Çocuklar yeteri kadar anne sütüyle beslenemiyor, aşılama oranları yetersiz.

* “Riskli davranışlar” incelemesinde çocukları bekleyen tehlikelere göre bir sıralama yapıldı. Burada en iyiden olumsuza doğru yapılan sıralamada birinciliği İsveç, ikinciliği Kore ve Japonya, dördüncülüğü Norveç aldı. Sıralamada 29. Türkiye, 30. Meksika oldu.

* Altıncı ölçüt “okul hayatının kalitesi” başlığıyla yapıldı. Türkiye burada 12’nci olarak OECD araştırmasındaki en büyük başarısını elde etti. 

Araştırma, Lüksemburg’da çocukların ortalama gelirinin Türkiye’deki çocukların ortalama gelirinden yedi kat, çocuk yoksulluğunun Türkiye’de Danimarka’dan dokuz kat fazla olduğunu ortaya çıkardı.

Rapora göre, İzlanda ve Almanya’da 200 çocuktan biri eğitim hakkından yoksun bulunuyor. Ancak Meksika ve Türkiye’de her on çocuktan biri sekiz basamaklı eğitimin dört basamağından daha azını alıyor. OECD çapında 15 yaşındaki çocukların eğitim başarılarının sıralandığı listede ise Finlandiya, Kore ve Kanada ilk üçü paylaştı. Türkiye sondan ikinci, Meksika ise genel okul başarısında OECD sonuncusu oldu. Beş örgüt üyesi ülkede 15-19 yaş arası çocukların yüzde 10’u eğitim, öğretim ve istihdamda bulunmuyor. Bu ülkeler İspanya, İngiltere, İtalya ve diğer ülkelerle kıyaslanamaz bir olumsuz orana sahip olan Meksika ve Türkiye olarak sıralandı.

Raporun “Okullarını seven çocuklar” alt başlığında ise, şiddetle en çok karşılaşan ve kavga edenler onlar olsa da, Türkiyeli çocukların okullarını en çok sevenler sıralamasının başında olduğunu göstermektedir. Türkiye çocukların çoğunluğunun okullarından hoşlandıklarını belirttikleri tek ülkedir.

Okullarının açılmasının da yaklaştığı şu günlerde açıklanan bu rapor, Türkiye’de eğitim sisteminin içler acısı durumunu göstermesi açısından önemlidir. Konu eğitim sistemi olunca söylenecek çok şey vardır. Sermaye için eğitim sistemi de bir sektördür. 

Türkiye’de 2008’de merkezi bütçeden eğitime harcanan para 30,5 milyar TL’dir. Bu, bütçenin yüzde 13,5’i, ama ülke ulusal gelirinin yüzde 3,3’üdür. OECD ortalaması ise yüzde 5’tir. İlköğrenimde devlet okulunda bir öğretmene 24 öğrenci düşerken, bu sayı özel okullarda 10’dur. Devlet okulunda derslikler 33 kişilik, özelde 16 kişiliktir. Ortaöğrenimde özelde öğretmen başına 7, devlette 18 öğrenci düşmektedir. Okul öncesinde devlet kuruluşlarında öğretmen sayısı inanılmaz yetersizliktedir; 161 okul öncesi çocuğa bir öğretmen düşmektedir.

Eğitim sistemi diğer taraftan öğrenciler için bir sınav maratonuna dönüştürülmüştür. ÖSS, KPSS, KPDS, TUS, ALES, TCS, AÖS, SBS, STS, JANU, YÇS, DGS, PMYO, TND, ÜDS, YÖS, ALS, AOS, SBS, YÖS... Bunlar merkezî olarak yapılan sınavlardan bazılarıdır. Sadece ÖSYM’nin 2009 yılı takviminde 34 sınav vardır.

2002 yılından bu yana ilköğretimde okuyan öğrenci sayısı artmış olmasına rağmen öğretmen, okul ve derslik sayısı bu artışa paralel olarak artmamıştır. Milli Eğitim Bakanlığı’nın rakamlarına göre, Türkiye’de 13 bin 20 köy okulu kapalı, 18 bin 213 okulda ise taşımalı eğitim uygulanmaktadır. Türkiye’den sadece Eğitim-Sen’in üyesi olduğu 30 milyon üyeli Eğitim Enternasyonali’nin verilerine göre, Türkiye’de milli gelirden eğitime ayrılan pay, sosyo-ekonomik yapısı itibariyle ülkemizin çok gerisinde olan ve çoğunun haritadaki yeri bile bilinmeyen Barbados Adaları (%7,1), Brunei Sultanlığı (%4,8), Fildişi Sahilleri (%4.6), Kiribati (%11.4), Fiji (%5,2), Vanuatu (%7.3), Honduras (% 4) gibi ülkelerin gerisinde kalmıştır.

AKP’nin hükümete geldiği 2002 yılında Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinin %17,18’i yatırımlara ayrılırken, 5 yıllık iktidar sürecinde bu pay sürekli azalmış ve 2007 yılında 2002’deki rakamın yarısının da altına düşmüştür. 2009 yılında MEB bütçesinden yatırımlara ayrılan pay sadece %4,57 olarak tahmin edilmektedir. Sadece son yedi yılın rakamlarına bakıldığında, AKP eliyle eğitim yatırımlarının nasıl bitirilme noktasına getirildiğini görmek mümkündür. Bugün dershanelere giden öğrenci sayısı son 6 yılda sürekli artış göstermiş ve 1.122.861’e yükselmiştir. 2002 yılında özel dershane sayısı 2.122 iken, 2008 yılında bu rakam 4.031’e ulaşmıştır.

MEB’in en önemli icraatı ise altı yıldır uygulanmakta olan ücretsiz ders kitabı dağıtımıdır. Milli Eğitim Bakanlığı ücretsiz olarak verdiği ders kitabı sayısını her yıl arttırmıştır. Bu yıl dağıtılması planlanan kitap sayısı 180 milyon adet olarak belirlenmiştir. Dağıtılacak bu ücretsiz kitapların bedeli 155 milyon 692 bin TL’dir. Milli Eğitim Bakanlığı’nın 14 yayınevi olmasına rağmen, kitap basımı ihalelerini özel yayınevlerine vermiş olması, bedava kitap kampanyasının faturasının kimin cebinden çıktığını ve kimlerin cebine girdiğini göstermektedir.*

Paralı hale getirilen ve bilimsellikten uzak bu eğitim sisteminin gerçeklerinin bir kısmı böyle. Ancak yine de ülkemizde çocukların tüm zorluklara karşın okula gitmek istemelerinin nedeni “okuyup adam olmak”, “kendisini ve çevresini kurtarmak”, “adaleti sağlamak” gibi hayaller değil midir?

OECD raporunu hazırlayanları şaşırtan bu okuma isteği, yoksul emekçi çocuklarının, eşit olmayan bir düzenden kendince çıkış arayışlarından başka bir şey değildir. Bu çocukların yarın gerçek çözüm yolunu bulup mücadeleyi seçmeleri de şaşırtıcı olmayacaktır. 

* 2008-2009 Eğitim-Öğretim Yılı Sonunda Eğitimin Durumu… (Eğitim-Sen’in açıklamalarından derlenmiştir...)

 

 

 

Genç-Sen’liler kayıt parasına
karşı eylemde...

Öğrenci Gençlik Sendikası (Genç-Sen) üniversiteye yeni kayıt yaptıran öğrencilerden hukuksuz bir biçimde alınan kayıt paralarının öğrencilere geri ödenmesi için 4 Eylül’de İstanbul başta olmak üzere çeşitli illerde eylemler gerçekleştirdi.

İstanbul’da Galatasaray Postanesi önünde biraraya gelen öğrenciler, “Hukuk dışı toplanan kayıt paraları geri ödensin! / Genç-Sen” pankartı ve “Parasız eğitim istiyoruz!” dövizleri ile Genç-Sen flamaları taşıdılar.

Yapılan açıklamada, harç zamlarıyla beraber çeşitli gerekçelerle 50 TL ile 250 TL’ye varan kayıt paraları istendiği ve bu paralar yatırılmadığı takdirde öğrencilerin kayıtlarının yapılmadığı belirtildi. Toplanan kayıt parasının yasadışı olduğunun vurgulanarak paraların geri ödenmesi talep edildi.

Açıklamada, üniversiteye ilk defa kayıt olmaya çalışan öğrencilere yardımcı olmak ve onları üniversiteye geldiklerinde karşılaşacakları sorunlar konusunda bilgilendirmek amaçlı kurulan “Kayıt Destek Masaları”nın çeşitli saldırılarla engellenmek istendiği belirtildi ve çeşitli illerde gerçekleştirilen saldırılar sıralandı.

Açıklama harç zamlarına karşı yürütülen mücadelenin kayıt paralarının geri ödeninceye kadar sürdürüleceğinin belirtilmesi ile sonlandırıldı.

Kızıl Bayrak / İstanbul