11 Eylül 2009
Sayı: SİKB 2009/35

  Kızıl Bayrak'tan
  Çözümsüzlük batağındaki
sermaye düzeninin çok
yönlü iflas tablosu
  Sol içi zorbalıkla bir yere varılamaz!
Kürt hareketini
saldırganlaştıran nedir?!
Katleden sel değil kapitalizmdir!
Düzenin yarattığı felaketin tablosu
  Kentler kapitalist yıkımın,
sömürünün ve sefaletin aynasıdır!
  Entes direnişinden.
  Türkiye eğitimde sınıfta kaldı!
  İşçi ve emekçi hareketinden.
  Demokrasi mücadelesi ve
Kürt sorunu-1
  Halkalı kağıt grevi üzerine..
  Etkinliklerden
  Bıraktığınız mirası
yarınlara taşıyacağız!
  Güler Zere ve hasta tutsaklar için eylemlerden...
  Obama yönetimi “barış süreci”ni canlandırmaya çalışıyor
  ABD savaş makinesi Afganistan fiyaskosunu itiraf etti!
  Almanya’da seçimler...
  ABD emperyalizmi Chavez karşıtı tetikçilerini sokaklara saldı…..
  6-7 Eylül olayları... Kontr-gerillanın kirli savaş tarihinden karanlık bir sayfa!....
  Diyarbakır zindanı üzerine yapılan tartışmalar hakkında
birkaç söz - M. Can Yüce
  ESP'ye yönelik
devlet terörü protesto edildi
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

ABD emperyalizmi Chavez karşıtı tetikçilerini sokaklara saldı…

Kıta halklarının direnme iradesi emperyalizmi yenecek!

Emekçiler lehine politikalar izleyen Chavez liderliğindeki Bolivarcı yönetim, ilk günden beri çıkarları zedelenen Venezüella burjuvazisinin düşmanca tutumlarıyla karşılaştı. Ancak CIA destekli askeri darbe dahil her yola başvuran gerici sınıflar, ABD destekli pek çok saldırıya giriştikleri halde, kirli emellerine ulaşamadılar.

Son günlerde yeniden sokak gösterilerine başlayan ABD tetikçisi burjuva güçler, bu kez kıta genelinde Chavez karşıtı gerici bir rüzgar estirmeye çalışıyorlar. Bu amaçla Venezüella başta olmak üzere kıtanın birkaç ülkesinde aynı gün Chavez karşıtı eylemler organize ettiler. Farklı ülkelerdeki gerici güçlerin aynı gün sokaklara salınması, eylemlerin CIA taşeronları tarafından planlandığı kanısını pekiştirdi. 

Gösteri yapan gerici gruplar, “otoriter yönetimini daha da büyüttüğü” gerekçesiyle Chavez yönetimini hedef aldılar. Oysa otoriter yönetimden söz eden bu gruplar, Chavez yönetimini yıkmak için tezgahlanan CIA güdümlü darbenin baş destekçileriydi. Yani faşist darbeye destek verenler, emekçiler lehine icraatlar yaptığı için Chavez yönetimini “otoriter” olmakla suçluyorlar. Bu gerici burjuva zihniyete göre askeri darbe değil, emekçiler lehine kararlar alıp uygulayan Chavez yönetimi otoriterdir.

Ancak sokaklara çıkan Washington güdümündeki bu gerici güçleri “otoriter rejim” değil, Venezüellalı işçi ve emekçiler karşıladı. Karşı devrimcileri protesto eden emekçiler, bir kez daha Chavez yönetimini desteklediklerini ortaya koydular. Bu eylemlerde çıkarları zıt olan iki sınıf, aynı gün sokaklara çıkarak birbirine meydan okudu.

Eyleme geçen gerici güçlerin sırtlarını emperyalist ABD rejimine dayadıkları açık ancak harekete geçmelerinin tek nedeni bu değil. Bunun kadar önemli olan bir diğer etken, kendi sınıf çıkarlarının, sahip oldukları ayrıcalıkların zedelenmesidir. ABD emperyalizmi ile Venezüella burjuvazisinin çıkarları Chavez yönetimi karşıtlığında çakışmaktadır.

ABD’nin, Latin Amerika’daki kontra üssü Kolombiya rejimiyle yeni askeri üsler açmak için anlaşmaya imza atmasının hemen ardından Venezüella’daki karşı-devrimci güçlerin sokaklara salınması bir tesadüf değil. Zira bu uğursuz anlaşmaya en sert tepki Chavez’den gelmişti.

Kıtadaki diğer gerici odakların da aynı gün eyleme geçmesi, organizasyonda Washington’daki savaş baronlarının belirleyici rolü hakkında tartışmaya yer bırakmamıştır.

Bu arada ABD ile tetikçilerinin karşı-devrimci hazırlıklarını yakından izleyen Bolivarcı yönetim de kendi önlemlerini geliştiriyor. Dış politikada ABD’nin egemenliğinde yeni gedikler açmak için çaba harcayan Chavez, çıktığı kapsamlı gezide Cezayir, Libya, Suriye, İran, Rusya, Belarusya gibi ülkeleri ziyaret etti.

Şam ziyaretinde Suriye lideri Beşar Esad ile ortak basın toplantısı düzenleyen Chavez, siyonist İsrail rejimini sert sözlerle eleştirdiği konuşmasında şunları söyledi: “Dünyayı, bir tarafın diğer tarafı hegemonyası altına aldığı tek taraflı kutupluluğun yerine, herkes için yer bulunan çok kutupluluğa bırakma zamanı geldi. Çünkü bizler özgürüz ve kendi kaderimizi belirleyebiliriz. Biz, tüm dillerin, dinlerin ve hislerin olduğu, uygarlıklar arası çatışmanın yerine uygarlıklar arası diyalogun bulunduğu bir dünya istiyoruz.”

Chavez ABD hegemonyasında yeni gedikler açmaya çalışırken, Venezüella Birleşik Sosyalist Partisi’ne (PSUV) bağlı Sosyalist İşçi Cephesi ise, mahalle temelinde örgütlenen işçi çalışmasını güçlendirmek amacıyla “işçi devriyeleri” kurmaya hazırlanıyor.

Girişimle ilgili bir açıklamada bulunan Sosyalist İşçi Cephesi temsilcisi Orlando Castillo “Tabandan örgütlenme ve işçilerin katılımı olmaksızın sosyalizmi inşa etmemiz mümkün değil” dedi. Her mahallede 10-20 işçiden oluşan yerel işçi birimleri kurulacağını, Sosyalist İşçi Cephesi üyesi 2.5 milyon işçinin katılımıyla onbinlerce yerel birim oluşturmayı hedeflediklerini belirtti. 

Yerel işçi birimlerinin eleştirel medya okumaları, işçi sınıfı hakları, sosyalizm ve devrimci yasalar üzerine tartışmalar gibi faaliyetler gerçekleştireceğini vurgulayan Castillo şunları ifade etti: “Ulusal ve uluslararası oligarşinin Venezüella demokrasisine dönük saldırılarına ve imparatorluğun Latin Amerika’nın birliğini sabote etmeye dönük girişimlerine karşı harekete geçmek zorundayız.”

Saldırgan ABD-Kolombiya ittifakına karşı “barış üsleri” kurmaya başlayan PSUV, öte yandan dünyadan sol partilerin katılacağı bir toplantı için de çağrıda bulundu. Ernesto Che Guevara’nın katledildiği tarih olan 8 Ekim’e atfen 6-9 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan toplantıda çeşitli atölye, panel ve tartışmaların yapılması, enternasyonal dayanışmaya ilişkin temel metinlerin hazırlanması hedefleniyor.

İlerici-devrimci güçlerin Latin Amerika’da estirdiği “sol dalga”ya karşı gerici/faşist bir karşı dalga estirmeye heveslenen ABD emperyalizmi, son aylarda diş göstermeye başladı. Honduras’taki faşist darbecilere verilen destek, kontralaşmış Kolombiya rejimi ile yapılan askeri üs anlaşması, Venezüella başta olmak üzere kıtanın diğer ülkelerindeki tetikçilerin sokaklara salınması… Tüm bunlar, Washington’daki savaş baronlarının Orta ve Latin Amerika halklarının neoliberalizme ve emperyalist saldırganlığa karşı biriken öfkesinden beslenen “sol dalga”yı kırma planının parçalarıdır.

20. yüzyılın ikinci yarısında kıta işçi ve emekçileri ile onları temsil eden devrimci akımları faşist cuntalarla ezen ABD emperyalizminin, aynı amacı güden yeni girişiminin kıta halklarının direnme iradesine çarpıp parçalanma olasılığı yüksektir.

 

 

 

1. Neckar Festivali gerçekleşti

Almanya’nın Stuttgart kentinde 5 Eylül günü 1. Neckar Festivali gerçekleştirildi. Neckar Festivali, ABZ-Süd’ün (İşçi Eğitim Merkezi-Güney Bölgesi) 10. kuruluş yılına ve seçim çalışmalarının yoğunlaştığı bir sürece denk geldi.

Saat 15.00’te başlayan festival gece yarısına kadar sürdü. ABZ’nin bulunduğu sokak trafiğe kapatıldı, etkinlikler ABZ’nin salonunda ve dışarıda gerçekleştirildi.

Festivalin açılış konuşmasının ardından program değişik kültürel etkinliklerle devam etti.

Saat 17.00’de başlayan MLPD-Açık Liste adaylarının tanıtım toplantısı saat 18.00’e kadar sürdü. Adayların konuşmalarından önce BİR-KAR Stuttgart temsilcisi söz aldı. Yapılan konuşmada festivalin anlam ve önemi vurgulanarak, bu platformun gelecekte de anti-faşistler ve devrimcilerin buluşma noktası olacağı söylendi.

BİR-KAR temsilcisinin ardından MLPD adayları kendilerini tanıttılar. Katılımcılardan gelen sorularla zenginleşen tartışmada, “Seçilirseniz ne yapacaksınız” sorusuna, “Parlamentoda grevlerin, eylemlerin, Pazartesi yürüyüşlerinin sözcüsü olacağız, parlamentoda isyanı yükselteceğiz” cevabı verildi. Ülkede kapitalizmi doğrudan hedefleyen ve dışarıdaki Alman birliklerinin geri çekilmesini isteyen tek parti olduklarını belirten MLPD adayları devrimin bir zorunluluk olduğuna işaret ettiler.

Festival değişik kültürel programlarla devam etti. BİR-KAR’ın kısa bir süre önce oluşturduğu işçi korosu da beğeniyle izlendi. Program, dans ve halaylarla geç saatlere kadar sürdü.

BİR-KAR Stuttgart