02 Ekim 2009
Sayı: SİKB 2009/38

  Kızıl Bayrak'tan
  İMF-DB zirvesi ve emek örgütlerinin tutumu
  Keskinleşen emperyalist rekabet ve sonuçsuz kalan işbirliği arayışları
G-20 Zirvesi gerçekleşti...
Sermaye devleti “Alevi açılımı” adı altında Alevi işçi-emekçilerini aldatmaya çalışı
Emperyalist haydutlardan hesap sormak için sokağa, eyleme!
  Devlet emperyalist haydutları baskı ve terörle korumaya hazırlanıyor...
  Haydutlar zirvesine karşı sokaklar ısınıyor!
  Entes direniş güncesinden...
  İşçi ve emekçi hareketinden.
  Üniversitelerde devrimci faaliyetlerden....
  Demokrasi mücadelesi ve Kürt sorunu/4
  10. Ulaşım Şurası İstanbul’da toplandı...
  Güven Elektrik’teki sendikal örgütlenme deneyimi üzerine…
  Ulucanlar direnişinin 10. yılında 10 kızıl yıldızımızı selamladık!..
  “Zere ve hasta tutsaklara özgürlük!” eylemleri sürüyor...
  Barack Obama
siyonist şeflerle aynı safta!
  Honduras halkı askeri
diktatörlüğe meydan okuyor!
  Sermayenin saldırılarına karşı
her yerde eylem ve direniş!
  Şovenizm ve demokrasi kültürü
M. Can Yüce
  Habip yoldaş devrim ve sosyalizm davamızda yaşıyor!
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Amerikancı cunta devlet terörünün dozunu arttırıyor!

Honduras halkı askeri
diktatörlüğe meydan okuyor!

28 Haziran’da ABD desteğiyle gerçekleşen faşist darbe ile devlet başkanlığından uzaklaştırılıp sürgüne gönderilen Manuel Zelaya, gizli yollarla Honduras’a döndü. Başkent Tegucigalpa’daki Brezilya büyükelçiliğine sığınan Zelaya’nın, Amerikancı darbecilerin hakkında tutuklama kararı çıkartmalarına rağmen ülkeye gizlice dönmesi, darbeye karşı mücadelede kararlı olduğunu gösterdi. Kuşkusuz ki, Zelaya’ya bu gücü veren en önemli etmen Honduraslı emekçilerin faşist cuntaya karşı yükselttiği inatçı direniştir.

Daha önce yasal bir şekilde hava yoluyla ülkeye dönüş yapan Zelaya, darbeci ordunun havaalanını ablukaya alarak uçağın inişini engellemesi üzerine ülkeye girememişti. Darbeye karşı emekçilerin kitlesel mücadelesi devam ederken Zelaya’nın ülkeye dönüşü, Darbeye Karşı Ulusal Cephe tarafından organize edilen eylemlere ivme kattı. Darbeciler tehdit savururken Zelaya’nın Tegucigalpa’da ortaya çıkmasını kitlesel eylemlerle selamlayan Honduras halkı, faşist diktatörlüğe meydan okuma konusunda kararlı olduğunu dosta düşmana gösterdi.

Cunta şefleri, Zelaya’nın dönüşünü başkentte sokağa çıkma yasağı ilan edip devlet terörünü şiddetlendirerek karşıladı. Ancak işi göstericileri katletme noktasına vardıran diktatörlük, emekçilerin mücadele azmini kıramadı. Zaten gayr-ı meşru konumda bulunan Amerikancı cunta şefleri, Zelaya’nın dönüşü ile iyice köşeye sıkıştılar. Eylemlerini yaygınlaştıran Honduras halkı ise, diktatörlüğe teslim olmayacağını birkez daha ortaya koydu.

Brezilya Büyükelçiliği’nde Venezüella TV kanalı Telesur’a bir röportaj veren Zelaya, Honduras’a dört gün süren tamamen gizli bir yolculuk sonrasında ulaşabildiğini, başkanlığa geri dönmek üzere diyalog sürecini başlatma niyetinde olduğunu belirtti.

Honduras halkının kitlesel mücadelesi ile uluslararası alanda yalıtılmışlık arasında iyice sıkışan cunta şeflerinin uzlaşmaya yanaşmak zorunda kalabileceğini var sayan Zelaya’nın bu beklentisi karşılık bulmadı. Zelaya ile cunta temsilcileri arasında yapılan görüşmeden sonuç alınamadı. Görüştüğü yetkilinin çok katı bir tutum sergilediğini ve anlaşma ihtimaline şans tanınmadığını belirten Zelaya, darbecilerin, “Manuel Zelaya’nın devlet başkanlığından uzaklaştırılmasına neden olan askeri darbenin sorumlularının cezalandırılmaması ve Honduras devlet başkanlığına Zelaya değil de başka birinin getirilmesi” şeklindeki öneriyi reddettiğini açıkladı.

Zelaya karşısında sergilenen bu küstahlık, Washington’dan aldıkları desteğe yaslanan cunta şeflerinin kolayından geri adım atmayacaklarını gösterdi. Zira diktatörlüğün geri adım atması demek, Latin Amerika halklarına karşı daha saldırgan bir politika izleme hazırlığı içinde olduğu gözlenen Barack Obama yönetiminin de geri atması anlamına gelecektir. Bu ise, ancak cunta karşıtı halk direnişinin daha kitlesel, daha militan bir niteliğe sıçraması ile mümkün olabilir.

Brezilya büyükelçiliği önünde toplanan binlerce kişiye seslenen Zelaya’nın, “diktatörlük ezilene kadar tek bir dakikamızı boşa harcamayacağız, dünya Honduras halkının mücadelesini, Honduras da demokrasiyi destekliyor” şeklindeki sözleri, cuntacılarla uzlaşarak sonuç almanın kolay olmadığının farkında olduğuna işaret ediyor.

Zelaya’nın meydan okuyan tutumu ile köşeye sıkışan Amerikancı cunta şefleri devlet terörünü azdırıp, tehditler savurmaya başladılar. Öyle ki, cunta şefleri, Zelaya’yı teslim etmesi veya siyasi sığınma sağlayarak ülkeden çıkarması için Brezilya’ya 10 gün süre tanıdıklarını, ilan ettiler.

Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva hükümetinin “darbecilerden gelen ültimatomları kabul etmediği” cevabını vermesi üzerine açıklama yapan cuntanın dışişleri bakanı, “Zelaya’nın statüsü 10 gün içinde açıklığa kavuşturulmazsa, elçilik diplomatik statüsünü kaybedecek” diyerek tehdidin dozunu arttırdı.

Tehditler savurmakla yetinmeyen cunta şefleri, maskeli polisler ve askeri birliklerle Brezilya büyükelçiliğini ablukaya aldı. Büyükelçiliğin su ve elektriğini kesen cunta hükümetinin, bina yakınlarına yerleştirdiği İsrail yapımı cihazlarla içeridekilerin cep telefonu ile iletişimini de engellediği bildirildi. Binaya giriş-çıkışı yasaklayan Amerikancı cunta, gıda malzemelerinin girişine de izin vermiyor. Kuşatma altında tutulan Büyükelçilik üzerinde helikopter uçuran faşist çeteler, içeride bulunanlara gaz bombalarıyla da saldırı düzenlediler

Amerika Kıtaları İnsan Hakları Komisyonu’nun verdiği bilgiye göre, tam olarak ne olduğu belirlenemeyen bu gazların Brezilya Büyükelçiliği’nde bulunan kişiler üzerinde zehirlenme, kanama, kusma, halsizlik, bayılma gibi etkiler yarattığı bildirildi.

Cuntanın tüm saldırganlığına rağmen Honduras halkı darbeye karşı direnişe devam ediyor. Darbeye karşı Ulusal Cephe, Pazar günü Başkan Manuel Zelaya’nın tekrar görevine dönebilmesi için mücadele stratejilerini belirleyeceği bir toplantı yapacağını duyurdu. Cephe’nin Genel Koordinatörü Juan Barahona, “baskının ciddi şekilde artmasına rağmen, halk mücadelesinin; demokrasinin sağlanması ve Başkan Zelaya’nın göreve dönmesi amacıyla Ulusal Kurucu bir meclis kurulana kadar devam edeceğini” belirtti. Cuntanın saldırılarına tepki gösteren Zelaya ise, bir kez daha Honduras halkına darbecileri devirmek için direnişi büyütme çağrısında bulundu.

Honduraslı emekçilerin meydan okuması üzerine daha da saldırganlaşan cunta şefleri, bir kararname çıkararak fiilen sıkıyönetim ilan ettiler. Faşist çetelerin devlet terörünü arttıran bu pervasızlığı, çatışmaların farklı bir boyuta taşınmasına yol açabilecek niteliktedir. Zira ABD’nin desteğine dayanan darbeciler, gayrı meşru konumda bulunmalarına rağmen (cunta hükümetini tanıyan tek devlet siyonist İsrail’dir), küstahlıkta sınır tanımıyorlar.

Washington’dan alınan desteğe dayanan bu pervasızlık, uzlaşmacı yollarla diktatörlüğü yıkmanın hayal olmaktan öte bir anlam taşımadığını ortaya koyuyor. Nitekim halkın diktatörlüğe karşı mücadelesinden güç alan Zelaya’nın, uzlaşma eğiliminde olmasına rağmen halka ayaklanma çağrısında bulunma yoluna gitmesi bunun göstergesidir. Bu durumda halkın direnme kararlılığı, Zelaya’nın uzlaşmacı çizgisini fersah fersah aşmıştır.

Devlet terörüne rağmen mücadeleye devam eden Honduras halkı, diktatörlüğe teslim olmayacağını dosta düşmana göstermiş bulunuyor. Bu mücadelenin daha kitlesel daha militan bir düzeye sıçraması cunta şeflerinin en büyük korkusudur. —sıkıyönetime başvurmaları korkunun vardığı boyuta işaret ediyor.— Zira ancak Latin Amerika haklarının enternasyonal dayanışmasından da güç alan militan halk direnişinin kitleselleşmesi diktatörlüğün ölüm çanlarını çalabilecektir.