23 Ekim 2009
Sayı: SİKB 2009/41

  Kızıl Bayrak'tan
  İşbirlikçi Türk sermaye devleti, ABD emperyalizminin planları doğrultusunda bölgede aktif saldırganlık rolüne hazırlanıyor
  "Barış grubu" tasfiye sürecinin parçasıdır
Üniformalı bilirkişiler aklıyor
Kıdem tazminatına göz diken ve çanak tutan asalaklara karşı işçi-emekçi barikatlarına
Kadıköy'de binler sağlık hakkı için alanlara çıktı
  İşçi ve emekçi eylemlerinden
  İşçilerle konuştuk...
  Metal işçilerinin boynunda 50 yıldır asılı duran pranga MESS
  25 Kasım uyarı grevi tabanda adım adım örgütlenmelidir
  Gençlikten...
  Mesleki dönüşüm projesi ile avukatlar derin bir sömürü ile karşı karşıya!
  Kızıl Bayrak'a yönelik faşist saldırı İBB önünde protesto edildi
  İMF ve Dünya Bankası İstanbul toplantısı üzerine Korkut Boratav'la konuştuk
  Dünya işçi ve emekçi hareketinden
  BM Tarım örgütüü Raporu dünyadaki açlığı belgeledi
  Katliamcı düzen zindanlarıyla birlikte er ya da geç yıkılacaktır..
  Hasta tutsaklar için eylemler sürüyor
  Yerel işçi bültenlerinden...
  Bir kez daha 10 yıl önce ve 10 yıl sonra - M. Can Yüce
  Devrimci ve Demokratik Yapılar Arasında Diyalog ve Çözüm Platformu'ndan açıklama
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Çiğli Belediyesi’nden atılan bir işçi ile görüştük...

“İşçiler birbirine kenetlenirse patronlar hiçbir şey yapamazlar!”

Çiğli Belediyesi’nde 10 aydır yaşanan çeşitli sorunlar var, bu sorunlar size nasıl yansıdı?

Ben 2 yıllık işçiyim. Seçimlerden sonra şantiyede işçiler 2’ye bölündü. Diyarbakırlılar ve Karslılar olarak. Başkanın seçim yatırımı olarak belediyeye aldığı işçiler Diyarbakırlı, başkanın eşinin işe aldırdığı işçiler ise Karslı. Bu durum işçiler arasında bir bölünme yarattı. Daha sonra şantiyeye tepeden inme bir sorumlu atandı. Atanan sorumlunun keyfi davranışları fazlaydı. Kendi dediğini dinlemeyenleri ve yalakalık yapmayan işçileri işten atmakla tehdit ediyordu. Yalakalık yapmayan işçileri dışlıyor, üzerimizde baskı oluşturuyordu.

Tüm bunların yanısıra 10 aydır kimse ücret alamıyor. Bir işçinin yaklaşık 10 bin TL alacağı var. Ücret olarak 3 ayda bir 500 TL veriliyordu. Doğal olarak parça parça verilen bu para ihtiyaçlarımızı karşılamıyordu.

- Ücretlerin ödenmemesinin size yansıması nasıl oldu?

Evde huzur yok. Banka borçları birikti. İcralık durumlar var. Genel olarak evin temel ihtiyaçlarını karşılayamıyoruz. Ücretlerin ödenmemesi devam ederse eşlerinden boşanma ihtimali olan işçiler var. Çocukların okul masraflarını karşılayamıyoruz.

- Genel-İş 5 No’lu Şube’de örgütlüsünüz. Sendikanın yaşanan sorunlara karşı tavrı ne oldu?

Sendikamız bu sorun karşısında hiçbir müdahalede bulunmadı. Varlığı yokluğu belli değil. Sendika belediye ile işbirliği yapıyor. İzmir’deki belediyelerin çoğu bizim sendikada örgütlü ama buna rağmen bir güç ortaya koymuyor. Öyleki sendikacılar işçilerin işten atılmasına değil de belediye ile aralarının bozulmasına üzülüyorlar.

- İşçiler bu duruma karşı ne yaptı?

İşçiler bu duruma bir şey yapamıyor çünkü korkuyorlar. Üzerlerinde baskı var, işten atılma korkusu var. O yüzden sessiz ve tepkisiz kalıyorlar. Temsilcilerimiz de bir şey yapmıyor.

- Uzun süredir işten atmalar yaşanıyor, bununla ilgili neler söyleyeceksiniz?

Şu ana kadar yaklaşık 70 işçi atıldı. İşten atma gerekçeleri olarak ekonomik krizi gösterdiler. Ama belediyeler üretimde bulunmadıkları için krizden etkilenmeleri mümkün değil. Bazı atılanlara da gerçekçi olmayan bahaneler göstermişler. Ama asıl nedenlerden birisi de seçimlerde söz verdikleri insanları işe almaya çalışmaları. Bunun için mevcut çalışanları işten atıyorlar. Bizim belediyede bankamatik işçisi çok.

- Atılan işçilerin ortak hareket etme gibi bir düşüncesi var mı?

Ortak bir tavır gösteremedik. Bundan dolayı ortak bir eylem olmadı. Hemen hemen atılan her işçi işe iade davası açtı. Bu davalar da ortak olmadı.

- Son olarak söylemek istedikleriniz nelerdir?

İşçiler birbirine kenetlenirse patronlar hiçbir şey yapamazlar. Son haliyle bu yaşanan durum sürecek çünkü örgütsüzlüğümüz devam ederse işçiler atılmaya devam edecek. Çalışan işçiler atılan işçilere sahip çıkmalı. Biz, bizden önce atılan işçilere sahip çıkmak için toplandık. Sendikacılar geldi bizim önümüzü kestiler. Bunun yasal olmadığını söylediler. Başkan yardımcısı ile görüştüler 700 TL para yatıracağını söylediler ve maaşların bir bölümünü verecekler dediler. Yani sendikacılar bizi 700 TL’ye sattılar. “İşe çıkmazsanız noter gelir tutanak tutar, işten atılırsınız” dediler. Bizi zorla işe çıkardılar. Biz kapıları kapatıp araçların çıkmasını engellemek istedik ama sendikacıların baskıları yüzünden yapamadık. Biz sendikalıyız ama örgütlü değiliz. Genel-İş Sendikası’nın diğer şubeleri hakkında bir şey demeyeceğim ama Genel-İş 5 No’lu Şube için şunu söyleyeceğim, işçiler lehine olumlu işler yaptığını düşünmüyorum.

Kızıl Bayrak / İzmir


 

 

Güven Elektrik’te çalışan bir işçiyle konuştuk...

“Sendikalaştık ama
herşey bitmiş değil!”

- Sizin de bildiğiniz gibi kapitalist sistem çok boyutlu ve derin bir kriz süreci yaşıyor. Bu kriz Türkiye’de de etkilerini artarak gösteriyor. Kapitalizmin krizinin faturası işçi-emekçilere kesilmeye çalışılıyor. Böylesi bir tablonun işçi sınıfı mücadelesine, özelde ise metal sektöründeki işçilere yönelik etkileri nelerdir?

Bu kriz biz işçileri çok kötü etkiledi. Birçok işçi arkadaşımız krizden dolayı işten atıldı. Hala iş bulamayan neredeyse bunalım geçiren işçiler var. İşçi ücretleri de çok geriledi, işçileri asgari ücrete mahkum ettiler. Fakat buna rağmen işçilerin hala ses çıkaramaması bana şunu gösteriyor: Demek ki ses çıkarmıyorsak biz bunları hakediyoruz.

- Patronların aşırı kâr hırsına paralel olarak işçiler her gün derinleşen bir sömürüyle karşı karşıya kalıyorlar. Bu durum kriz dönemlerinde ise daha da katmerleşiyor. Ücretler düşürülüyor, çok yönlü olarak güvencesiz çalışma dayatılıyor. Böylesi bir duruma karşı örgütlenme yolunu seçen işçiler ise birçok yeni baskı ve saldırı ile karşı karşıya kalıyorlar. Güven Elektrik işçileri de örgütlenme süreçlerinde bunun örneklerini çokça yaşamış oldu. Yaşadığınız örgütlenme sürecinin sizlere bıraktığı deneyimlerden bahsedebilir misiniz?

Güven Elektrik süreci bana çok şey öğretti. En başta biz işçilerin güçsüz olmadığını, bir araya gelirsek başarabileceğimizi gördük. İşten atmalara, ücretsiz izinlere boyun eğmedik. Sendikadan istifa edenler oldu ancak yine bu istifa edenleri örgütlülük içerisine kattık. Bura­­dan şunu da söylemek isterim, sendikadan istifa eden işçiler çok büyük yanlış yaptılar. Umarım ilerde de bunlarla karşılaşmam. Ancak bizim örgütlenme süreci sizde biliyorsunuz ki çok uzun sürdü. Burada tekrarlamaya gerek yok siz de bunun nedenlerini biliyorsunuz. Herşeye rağmen örgütlenme sürecini başarı ile tamamladık.

- Güven Elektirk işçileri onca zorluğa rağmen sendika hakkını söke söke kazanmış oldu. Ancak patronun bu örgütlülüğü dağıtma çabaları bundan sonra da çeşitli biçimlerde devam edecektir. Çetin bir sendikal örgütlenme deneyimi yaşayan işçiler olarak bundan sonra örgütlülüğün kalıcılaşması ve fabrikadaki işçilerin toplamına mal olması için neler yapacaksınız?

Sendikamız bu konuda bir şeyler yapacaktır. Öncelikle bizlerin bu süreçte rehavete kapılmaması gerekiyor. Sendika geldi diye herşey bitmiş değil. Ancak kişisel olarak bu işçiler eğer bu süreçte eğitilemezlerse bizi çok iyi şeyler beklemiyor. Umarım herkes sorumluluğunu yapar işçiler mağdur olmaz.

- Bir süredir sektördeki çeşitli havzalarda “Metal İşçileri Kurultayı”na yönelik yoğun çalışmalar örgütleniyor. Sendikalı-sendikasız işçi ayrımı gözetmeksizin metal işçilerinin temel taleplerine yanıt verebilecek bir mücadele programı oluşturmak ve taban inisiyatifleri üzerinden yükselen kapsayıcı bir metal işçileri birliği sağlamak kurultayın ana hedeflerini oluşturuyor. Siz böylesi bir iddiaya ve onu bütünleyecek olan kurultay çalışmalarına yönelik neler düşünüyorsunuz?

Evet, bu kurultay çalışmalarından haberim var. Biraz da olsa ne yapmaya çalıştığınızı biliyorum. Böylesi çalışmalar bana göre çok anlamlı ancak bunları daha fazlalaştırmak ve güçlendirmek gerkiyor. Bu çalışmalarınız güzel, umarım sonucunu da alırsınız. Kurultaya ben de gelmeye çalışacağım.

Metal Kurultayı Hazırlık Komitesi