04 Haziran 2010
Sayı: SİKB 2010/22

 Kızıl Bayrak'tan
Emperyalist-siyonist saldırganlık dizginlemenin tek yolu halkların birleşik militan direnişidir!
İsrail’in kanlı katliamı, tepkiler ve tuzaklar
İsrail’e selam, Heronlara devam!
İsrail vahşeti çeşitli illerde eylemlerle protesto edildi
Emek ve meslek örgütlerinden siyonist vahşete ilişkin açıklamalar
Gibbs: “ABD ve İsrail arasındaki ilişki değişmez”
Siyonist rejimin şeflerinden
arsızlık döküldü
Kürt hareketini tasfiye saldırısı sürüyor...
IMF ve asalak patronlar kıdem tazminatına göz dikti
İşçi ve emekçi hareketinden..
TÜMTİS Genel Başkanı
Kenan Öztürk ile konuştuk...
Sendika bürokrasisi sınıf hareketinin gelişme dinamiklerini baltalamaya çalışıyor
TÜMTİS Genel Başkanı Kenan Öztürk ile UPS’deki direniş süreci üzerine konuştuk
TMMOB Genel Kurulu gerçekleşti..
SOKAK Üniversitesi’nde
gelecek sorunu tartışıldı
Rektörlük-sivil faşit-polis işbirliğine son!
Siyonist barbarlar katliamlara
devam ediyor!
Avrupa’da mücadele yayılıyor!
Parti ve devrim şehitleri
Essen’de anıldı
İzmir’de Şerzan Kurt
için kitlesel eylem
İnciraltı Katliamı
örtbas edilmeye çalışılıyor!
AKP’den şimdi de sahte “kadın istihdamı” açılımı!
CHP’yi yeniden
düzenleme operasyonu
Haluk Kırcı tahliye edildi
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Gibbs: “ABD ve İsrail arasındaki ilişki değişmez”

Beyaz Saray Sözcüsü Robert Gibbs, bir yandan Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin İsrail’i kınayan ve saldırı ile ilgili soruşturma açılmasını isteyen kararını desteklediklerini belirtirken öte yandan da ABD ve İsrail arasında güvenilir bir ilişki bulunduğunu ve bunun saldırı nedeniyle değişmeyeceğini vurguladı.

Gibbs, İsrail Başbakanı Netanyahu ile Obama arasında bu salı günü yapılması planlanan, ancak insani yardım konvoyuna saldırı sonrası iptal edilen görüşmenin ilerde yapılacağını söyledi. Gemilere yapılan saldırı yüzünden ABD ile İsrail arasındaki ilişkilerin değişmeyeceği vurgusunu yapan Gibbs, “Açıkça ifade edeyim. ABD ve İsrail daha önce sayısızca söylediğim gibi güvenilir ilişkiye sahip. Bizim için hep önemli bir müttefik oldular. Onların güvenliğine büyük destek veriyoruz. Ve bu değişmeyecek” diye konuştu.

Gibbs’in sözleri de bir kez daha gösteriyor ki, siyonist katil İsrail devletinin arkasında emperyalizm vardır. Bu gerçek apaçıktır. ABD ve AB emperyalizmi siyonist İsrail’in her bakımdan yanındadır. Ona tam destek vermektedir. Bu politika ABD emperyalizminin değişmez politikasıdır. Bush ve çetesinin kendi üslubunca yürüttüğü politikayı, Obama ve çetesi de sürdürmektedir. Dolayısıyla siyonizmin gerisinde duran ABD emperyalizmiyle hesaplaşılmadan, en önemlisi İsrail saldırısının gerisindeki emperyalist politikalar görülmeden bu saldırıya karşı doğru bir tutum almak olanaksızlaşır.

Filistin sorunu kapsamında bakıldığında, İsrail vahşetinin nedenleri bellidir. Siyonist İsrail, kendi çıkarlarına uygun olarak Filistin sorununu “çözme”ye çalışmaktadır. Bu çözüm, Filistin halkının olabildiğince küçük toprak parçalarına yüksek duvarlar örülerek hapsedilmesinden başka bir şey değildir.

Batı Şeria’daki işbirlikçi Mahmut Abbas yönetimi bu dayatmaya büyük ölçüde boyun eğmektedir. Bunun için emperyalistlerin ve siyonistlerin desteğini almaktadır. Gazze ise tersine Hamas şahsında ifade edilen direnişi seçtiği, emperyalist ve siyonist dayatmaları kabul etmediği ölçüde azgın bir saldırının hedefi olagelmiştir.

Siyonist İsrail emperyalistlerin tam desteğinde bu direnişi kırmaya çalışmaktadır. Bu direniş kırıldığı ölçüde topraksız bir kukla Filistin devletinin yolu açılacak, İsrail de bölge üzerinde tam bir egemenlik kuracaktır. İsrail saldırganlığının Filistin sorunu çerçevesindeki amaçları böyledir.

Bu çerçevenin dışına bakıldığında ise daha ileri hedefler olduğu görülmektedir. Sözkonusu olan sadece Gazze ya da bütün olarak Filistin değil, Ortadoğu’dur. Ortadoğu üzerindeki emperyalist egemenliğin pekiştirilmesi ve önündeki engellerin temizlenmesidir. Filistin’de elde edilecek başarı ABD emperyalizmini ve siyonist İsrail’i daha ileri hedeflere saldırmak için cesaretlendirecektir.

Bugün İsrail siyonizmine ve ABD emperyalizmine ve Gazze’deki katliama dur demenin samimi yolu, İsrail siyonizmine ve ABD emperyalizmine olduğu kadar Türk sermaye devletine karşı durmaktan geçiyor. En başta İsrail ve ABD ile yapılmış askeri-siyasi ve ekonomik anlaşmalara son verilmesini, tüm ilişkilerin kesilmesini istemekten geçiyor. Filistin halkıyla dayanışmanın samimiyet ölçüsü budur. Gerisi boşa atmaktan, gerçek sorumluluklardan kaçınmaktan başka bir anlam taşımaz.


 

 

Erdoğan efendisiyle görüştü

İşbirlikçi-uşak AKP hükümetinin şefi Başbakan Erdoğan 1 Haziran akşamı emperyalist ABD rejiminin başkanı Barack Obama’yla telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Yaklaşık bir saat süren görüşmede, Erdoğan, Obama’ya İsrail saldırısının “kabul edilemez bir hukuk dışılık” ve “uluslararası teamüle aykırı bir faaliyet olduğunu” belirtti.

ABD’nin tam desteğini arkasına alan Siyonist İsrail devletinin kanlı katliamı karşısında temkinli ifadeler kullanan Barack Obama ise “Türkiye’nin Gazze’ye yardım konusu ve müteakip gelişmelerle ilgili hissiyatını çok iyi değerlendirdiğini, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kararına katılarak bunu gösterdiğini” dile getirerek, “çözüm için yoğun” çaba harcayacaklarını söyledi. “İsrail’in güvenliği” vurgusunu yapmaktan geri durmayan Obama, “güvenli bir Ortadoğu” için işbirliği çağrısında bulundu.

Obama-Erdoğan görüşmesi sırasında gerilim yaşandığına dair haberler ise Türk sermaye devletini rahatsız etti. Emperyalistlerin etkin taşeronluğuna soyunan sermaye devletinin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ABD Başkanı Obama ile Başbakan Erdoğan arasındaki telefon görüşmesiyle ilgili, “ABD ile aramızı bozmak isteyenlerin hevesleri kursağında kalacak” diyerek efendisiyle arasının açıldığı haberlerinden duyduğu korkuyu dile getirdi.