25 Haziran 2010
Sayı: SİKB 2010/25

 Kızıl Bayrak'tan
Kürt halkını, ilerici ve devrimci güçleri, işçi ve emekçileri hedef alan saldırılara karşı birleşik militan direniş!
Faşist baskı, terör ve
operasyonlarla Kürt hareketi
tasfiye edilmek isteniyor
Kürt halkına yönelik dizginsiz saldırı ve şoven kudurganlık tırmandırılıyor
Kürt halkına yönelik devlet terörü tırmandırılıyor.../ BİR-KAR
AKP temsilcileri ile TÜSİAD şefleri
Washington’da huzura çıktı!
Sivas’ın katili sermaye devletinden hesap sormak için alanlara!
Hesap sormak için 2 Temmuz’da mücadele alanlarına! / BDSP
UPS işçileri patron-polis işbirliğine
geçit vermiyor!
Esenyurt’ta “sendika” gerginliği
Tersanede iş cinayetleri
hasıraltı ediliyor
15-16 Haziran Direnişi selamlandı
İşçi ve emekçi hareketinden.
Gençliği devrime kazanmak için eksikliklerimizi aşarak, yeni imkanlar yaratarak ileri yürüyelim!
27 Haziran’da Toplu Sözleşme Sempozyumu’na!
Sendikal ihanet çeteleri rant kavgasında!
Haziran bültenlerinden.
Petrol-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın ile konuştuk
Milyarderler çoğalıyor,
yoksulluk büyüyor.
Emekçiler krizin faturasını
kabul etmiyor
Vatikan’ın Saramago
tahammülsüzlüğü
Kentsel yağmaya düzenleme
Politik irade ve savaş - M.Can Yüce
2 BDSP’linin tutukluluğu
devam ediyor
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Hesap sormak için 2 Temmuz’da mücadele alanlarına!

İşçiler, emekçiler, kardeşler!

Bu topraklar çok zulüm gördü. Binlerce kez öldük, binlerce kez dirildik. Yediği yoksul eti içtiği kan olan sömürücü zalimler bir kez de 2 Temmuz’da, Sivas’ta 35 canımızı diri diri yaktılar. Pir Sultan’ı katledenlerle, 35 canımızı ateşle yakıp, dumanla boğanlar aynı amacı güdüyorlardı. 35 can bu ülkenin aydınları, yazarları, şairleri, ozanları, ilerici insanlarıydılar.

Sivas katliamının üzerinden 17 yıl geçti. Sivas’ta 35 insanımızı göz göre göre yakan, katleden sermaye devletidir. Kimin aracılığıyla yapılırsa yapılsın, tüm kanlı katliamların ve kirli provokasyonların arkasında her zaman katil devletin kendisi durmaktadır. Katliamları planlayan ve örgütleyen bizzat devletin kendi kontra merkezidir.

Aynı kanlı eller, Maraş’ta ve Çorum’da da sahnedeydi. Aynı kanlı eller, ‘77 1 Mayıs Taksim katliamında da sahnedeydi. Aynı kanlı eller, Gazi’de de sahnedeydi. Aynı kanlı eller, Ulucanlar’da, 19 Aralık’ta, Şemdinli’de de sahnedeydi. Ve şu anda aynı kanlı eller, Kürt halkının özgürlük mücadelesinin boğulmasında halen işbaşındadır.

Kardeşler!

Sermaye devleti, ekonomik-sosyal yıkım programlarını uygulayabilmek, emekçileri azgınca sömürebilmek ve mücadelenin önünü kesebilmek için çareyi katliamlarda, kirli provokasyonlarda, faşist baskı ve terörde görmektedir. Hedef tahtasında her zaman öncü işçi ve emekçiler, Kürt halkı, devrimci, ilerici, aydın insanlar vardır.

Sermaye sınıfı, tüm işçi ve emekçilerin birleşik siyasal mücadelesinin kendi iktidarının sonu demek olduğunu çok iyi bilmektedir. Bunun için işçi ve emekçileri her zaman kendi içinde bölerek kışkırtmaya, birbirine kırdırtmaya çalışmıştır. Amaçları, Alevi-Sünni, laik-şeriatçı, Kürt-Türk gibi yapay ayrımlarla emekçileri bölerek esas çelişkiyi, emek-sermaye çelişkisini perdelemektir.

Sermaye devleti ve onun maşaları, Pir Sultan’ın yolundan yürüyenleri, aydınları diri diri yakarak, sömürü ve zulme karşı mücadele yürüten herkese gözdağı vermek, işçi ve emekçileri sindirmek istediler.

Dün Alevi emekçilerine katliamlarla düzen içileşmeyi dayatanlar, bugün “Alevi açılımı”, “Alevi Çalıştayı” gibi adlar altındaki manevralarıyla aynı hedefe ulaşmaya çalışıyorlar. Onlar, katliamlarla ulaşamadıkları amaçlarına Alevi kimliğini kabul eder görünerek varmaya çalışıyorlar. Fakat Alevi emekçilerinin taleplerini de görmezden gelmeye devam ediyorlar. Çünkü amaçları, Alevi sorununu çözmek değil, Alevi emekçileri düzene bağlamak, yani düzenin ve devletin “kendi Alevisi”ni yaratmaktır.

Bugün için Alevi emekçileri açısından asıl tehlike, katliamlar değil, Alevi emekçilerini düzen içine çekmeye yönelik bu manevralardır. Sermaye devletinin manevraları konusunda boş beklenti ve hayallere kapılmak, onların katliamlarla ulaşmaya çalıştıkları amaca hizmet etmek demektir. İşte bu nedenle Alevi emekçileri sermaye uşaklarıyla hiçbir platformda yan yana gelmemelidir.

Kardeşler!

2 Temmuz, katliamcı sermaye devletine karşı birleşik, kitlesel ve militan bir mücadeleyi yükseltme çağrısıdır. 2 Temmuz, ilerici ve devrimci güçlerin ve Alevi emekçilerin sermaye devletinin manevralarını boşa çıkartma günüdür. 2 Temmuz, 35 canımızın katillerinden hesap sorma günüdür.

Alevi emekçilerinin sorunlarının gerçek ve kalıcı çözümü, tüm bu gerici politikalarıyla birlikte sermaye düzeni ve devletinin işçi sınıfı öncülüğünde bir devrimle alaşağı edilmesinden geçmektedir. Bugün BDSP, bu doğrultuda “gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan”, sınıfsız, sömürüsüz bir dünya yaratma mücadelesi veriyor. BDSP, onurlu bir tarihe sahip olan Alevi emekçileri devrim ve sosyalizm mücadelesine çağırıyor.

Sivas’ın katili sermaye devleti!

Katillerden hesabı işçi ve emekçiler soracak!

Hesap sormak için 2 Temmuz’da mücadele alanlarına!

Faşizme karşı omuz omuza!

Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu (BDSP)

22 Haziran 2010




GOP BDSP’den 2 Temmuz etkinliği

GOP BDSP 2 Temmuz 1993’te devlet destekli dinci gerici güçler tarafından Madımak Oteli’nde yakılarak katledilenleri anmak ve devlet güdümlü katliamların politik arka planını tartışmak için 18 Haziran akşamı bir etkinlik gerçekleştirdi.

Gazi Cemevi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen etkinlik açılış konuşması ile başlatıldı. Konuşmada Sivas katliamının devletin devrimci ilerici güçlere karşı gerçekleştirdiği bir katliam olduğu vurgulandı. Ardından Sivas’ta ölümsüzleşen aydınlarımız, Mercan’da katledilen 17 MKP’li devrimci ve Alaattin Karadağ şahsında tüm devrim şehitleri adına saygı duruşu gerçekleştirildi.

Sonrasında Sivas Katliamı, 19 Aralık Katliamı, Şemdinli ve diğer katliam ve provokasyon görüntülerinin yer aldığı sinevizyon gösterimi şiir ekibinin hazırladığı şiir dinletisiyle birlikte gerçekleştirildi. Şiir dinletisi eşliğinde gerçekleştirilen sinevizyon gösteriminin ardından söyleşi kısmına geçildi.

BDSP temsilcisi Atlen Yıldırım, Sivas katliamı ve devletin katliamcı kimliği konulu sunumuyla söyleşiyi başlattı. Yıldırım, Sivas katliamının yalnızca kendini bilmez dinci gerici yobazların fiili olmadığını, devlet eliyle gerçekleşmiş, planlı bir saldırı olduğunu vurguladı. “Sivas katliamı hiç de sermaye temsilcilerinin ifade ettiği gibi laikliğe karşı dinci gerici odakların yaptığı bir saldırı değildir.” diyen Yıldırım, bu söylemin demokrat ilerici kitlelerin bilincini karartmaya yönelik bir yalan olduğunu vurguladı.

Güncel gelişmelere de değinilen konuşmada devlet katliamlarının ve emekçilere yönelik her türlü saldırının çözümünün sınıfsal temelde gerçekleştirilecek bir mücadeleyle gerçekleşeceği vurgulandı.

Soru-cevap ve söyleşi şeklinde gerçekleşen programın sonraki bölümü müzik dinletisiyle son buldu.

Kızıl Bayrak / GOP