08 Ocak 2010
Sayı: SİKB 2010/02

 Kızıl Bayrak'tan
TEKEL direnişi kritik bir döneme giriyor
2009’da sınıf hareketi...
Zamlara ve sosyal yıkım saldırılarına
karşı mücadeleye!
Polis terörü ve cinayetleri protesto ediliyor.
“Polis cinayetlerine ve terörüne son!”.
TEKEL işçisinden
“direnişe devam” kararı.
TEKEL Direnişiyle Dayanışma Komitesi kuruldu!.
4 / C mağduru bir TEKEL işçisiyle konuştuk.
Esenyurt’ta işçiler mücadele ve örgütlenmeyi tartıştı
Sınıf hareketinden.
TKİP III. Kongresi
Açılış Konuşması…
Kapitalizmin küresel krizinin dalgaları 2010’da da yayılmaya
devam edecek.
Gençlik 2010’da düzen karşıtı
mücadeleyi büyütmelidir!
Ekim Gençliği’nden
polis terörü karşıtı çalışmalar.
Emekçi Kadın Komisyonları’ndan çağrı
2009 yılında emekçi kadınlar için yoksulluk, yıkım ve şiddet vardı
Toplumcu Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları’nın TMMOB’daki seçim sürecine dair açıklaması
Emperyalist savaş makinesi namluları Yemen halkına çevirdi!
Kitle hareketi İran’daki Mollalar rejimini sarsıyor..
2010’a girerken - M. Can Yüce
Edirne’de polis terörü ve linç girişimi
Silahı tutan bilek değil yürektir!..
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kızıl Bayrak'tan...

Sermaya sınıfı yeni yıla yeni saldırılarla girdi. 2010 Bütçesi'ni Meclis'ten geçiren sermaye hükümeti hiç zaman kaybetmeden saldırılarını kaldığı yerden sürdürdü. 31 Aralık günü yapılan zamlarla işçi ve emekçiler bir kez daha zam ve vergiler yoluyla soyulmaya devam edildi. Bu saldırıların 2010 yılını boydan boya keseceğini söylemek yanlış olmayacaktır.

İşçi ve emekçiler de 2010 yılını mücadele ve direnme ruhuyla karşıladılar. İstanbul itfaye çalışanları ve TEKEL işçileri yeni yıla adım atarken direnme ve kazanma ruhuyla mücadelelerini kararlıkla sürdüreceklerini dosta-düşmana ilan ettiler.

TEKEL işçileri 6 Ocak günü yapılan bir referandumla direnişe devam kararı verdiler. Kuşkusuz TEKEL işçisinin iradesini direnme kararlılığı yönünde kullanması direniş payına önemli bir kazanımdır. Ancak bu adım aynı zamanda sendika bürokratlarının direnişi zaman içinde etkisizleştirerek sorumluluktan kaçmanın da bir ön hazırlığı olarak görülmelidir. Sendika bürokratları böylece muhtemel bir ihanetin yolunu bu referandum aracılığıyla düzlemeye ve ihanetinin hesabını vermekten kurtulmaya çalışmaktadır.

Bu kirli hesapların tutup tutmayacağını bugünden söylemek mümkün değildir. Bugün aslolan direnen işçi ve emekçilerle eylemli sınıf dayanışmasının yüklediği görev ve sorumluluklarla sürece yüklenmektir.

TEKEL işçilerinin direnişi yeni ve kritik bir safhaya girmiş bulunuyor. Sermaye hükümeti TEKEL işçilerinin kararlı direnişi karşısında geri adım atmaya pek niyetli görünmüyor. Kuşkusuz işçi ve emekçi düşmanı bir hükümetten böyle bir “açılım” beklemek boşanadır. Zira bu hükümetin tüm misyonu sermaye sınıfı ve emperyalist merkezlerin çıkarlarına hizmet etmektir. Onun varlık nedeni sermaye sınıfının çıkarlarını kollayıp korumaktır.

Önümüzde Türk-İş Başkanlar Kurulu'nun aldığı eylem kararları var. 8, 15, 22 Ocak tarihlerinde 2 saatlik iş bırakma eylemleri gerçekleştirilecek. Bu eylemlere etkin bir tarzda katılmak dahası eylemleri AKP karşıtı bir çizgiden çıkararak sermaye sınıfını ve devletini hedefleyen bir doğrultaya yöneltmek sınıf devrimcileri açısından ertelenemez bir görevdir. Bu eylemler aynı zamanda sınıf ve emekçi kitlelere çok yönlü ve zengin araçlarla seslenmenin de bir zeminine dönüştürülmelidir. Böylece TEKEL direnişi zemininde sınıf kitlerine devrimci bir ajitasyon taşımanın imkanları da etkili bir tarzda kullanılmış olacaktır.

TEKEL direnişini kazanmak 2010 yılını işçi ve emekçiler cephesinden kazanmak anlamında bir başlangıç kabul edilmelidir. Öyleyse TEKEL ve devam eden tüm diğer direnişlerle eylemli sınıf dayanışmasını yükseltmek için seferber olalım.

* * *

Sınıf devrimcilerinin polis terörüne ve cinayetlerine karşı başlattıkları çalışma kesintisiz olarak sürdürülüyor. Bir dizi alanda çeşitli araç, yöntem, biçim ve zemin kullanılarak eylemli bir süreç örgütleniyor. Toplumu bir baştan diğer başa kuşatan faşist baskı ve şiddete karşı birleşik bir mücadele hattı oluşturmak ertelenemez bir görevdir. Bu gündem üzerinden atılan adımlarını sınırlarına takılmandan bu çabayı büyütmek ve daha farkı güçlere mal etmek bu çalışmanın başarısını güvenceleyecektir.

Burada ek bir hatırlatma yapmayı gerekli görüyoruz. Her Cumartesi günü “Alaattin Karadağ cinayeti aydınlatılsın! Katiller yargılansın” şiarıyla gerçekleştirilen yürüyüş ve oturma eylemine daha kitlesel ve etkin bir katılım sağlamak, bu gündemin daha geniş kesimlerin katılımına açmanın da en etkili yolu olacaktır.

Bir taraftan sınıf ve emekçi hareketinin kendi gündemleri üzerinden siyasal sınıf çalışmasında yoğunlaşırken aynı zamanda siyasal gelişmeler üzerinden de sınıf ve emekçi kitlelere gitmek ve seslenmek çabasında derinleşmeliyiz. Bu iki yönlü müdahale bizi sınıf ve emekçiler kitleler nezdinde öne çıkaracaktır.

* * *

Önemli hatırlatma: Eksen Yayıncılık merkez bürosunun adresi değişmiş bulunuyor. Okurlarımız Eksen Yayıncılık merkez bürosuna aşağıdaki yeni adres üzerinden ulaşabilirler.

Adres:

Molla Şeref Mahallesi,

Simsar Sokak. No: 5. D: 3 Fatih / İstanbul

Tel: (0212) 621 74 52