08 Ocak 2010
Sayı: SİKB 2010/02

 Kızıl Bayrak'tan
TEKEL direnişi kritik bir döneme giriyor
2009’da sınıf hareketi...
Zamlara ve sosyal yıkım saldırılarına
karşı mücadeleye!
Polis terörü ve cinayetleri protesto ediliyor.
“Polis cinayetlerine ve terörüne son!”.
TEKEL işçisinden
“direnişe devam” kararı.
TEKEL Direnişiyle Dayanışma Komitesi kuruldu!.
4 / C mağduru bir TEKEL işçisiyle konuştuk.
Esenyurt’ta işçiler mücadele ve örgütlenmeyi tartıştı
Sınıf hareketinden.
TKİP III. Kongresi
Açılış Konuşması…
Kapitalizmin küresel krizinin dalgaları 2010’da da yayılmaya
devam edecek.
Gençlik 2010’da düzen karşıtı
mücadeleyi büyütmelidir!
Ekim Gençliği’nden
polis terörü karşıtı çalışmalar.
Emekçi Kadın Komisyonları’ndan çağrı
2009 yılında emekçi kadınlar için yoksulluk, yıkım ve şiddet vardı
Toplumcu Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları’nın TMMOB’daki seçim sürecine dair açıklaması
Emperyalist savaş makinesi namluları Yemen halkına çevirdi!
Kitle hareketi İran’daki Mollalar rejimini sarsıyor..
2010’a girerken - M. Can Yüce
Edirne’de polis terörü ve linç girişimi
Silahı tutan bilek değil yürektir!..
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Obama Bush’un izinde…

Emperyalist savaş makinesi
namluları Yemen halkına çevirdi!

26 Aralık’ta Amsterdam-Detroit seferini yapan uçakta bulunan Nijeryalı bir yolcunun başarısız intihar eylemi girişiminde bulunması, “ikinci bir 11 Eylül faciası son anda önlendi” şeklinde abartılı bir haberle dünyaya duyuruldu. Sansasyonel bir şekilde yayılan haber, ABD emperyalizminin Afganistan ve Irak’tan sonra üçüncü savaş cephesini Yemen’de açmak için yaptığının resmen açıklanmasına gerekçe oldu.

Savaş tamtamlarının bahanesi olan eylem şaibelidir!

Başarısız eylem girişiminin hemen ardından, Nijeryalı failin El Kaide’nin Yemen’deki koluna bağlı olduğu haberleri ortalığa yayıldı. ABD medyası, Ömer Faruk Abdülmutalip adlı eylemcinin, “Yemen’de El Kaide tarafından eğitildiğini” itiraf ettiğini öne süren haberleri manşete taşıdı. Dahası, eylemcinin  “Yemen’de benim gibi daha çok kişi var” dediği iddia edilerek, “zaman yitirmeden Yemen’de yeni cephe açmak gerek” şeklinde özetlenebilecek zehirli söylem, Amerikan toplumunun başına kakılmaya başladı.

ABD medyası, son günlerde Yemen’i “El Kaide’nin yeni üssü” ilan etti. Bu savaş borazanlarına göre, “Yemen El Kaide’nin üssü ise, ‘güvenlik tehdidi’ oluşturan bu üssü ortadan kaldırmak da ABD savaş makinesinin işidir.”

Afganistan, Irak işgalleri öncesinde olduğu gibi, bu zehirli propaganda, ABD toplumunu yeni bir savaşa hazırlamanın aracı olarak kullanılıyor. Oysa Amerikan haber alma teşkilatının (CIA) eylem girişimine doğrudan zemin hazırladığına dair güçlü kanıtlar var.

Abdulmuttalip adlı eylemcinin babası, oğlu ile ilgili ABD büyükelçiliğine -yani CIA’ya- haber verdiğini açıkladı. Demek oluyor ki, eylemci CIA tarafından tanınan ve izlenen biri. Bu kişinin İngiliz iç istihbarat servisi M15 tarafından da tanınıp izlendiği, Times gazetesinde yayınlanan bir haberle ortaya konuldu. Böyle birinin nasıl oluyor da ABD uçağına binmesine izin verildiğini bizzat Barack Obama da sorma gereği duymaktadır.

Bu önemli bilgiyi gizlemenin olanağı kalmadığı için yansıtmak durumunda kalan medya, yüzlerce kişinin hayatıyla ilgili olaya “sıradan, önemsiz bir haber” muamelesi yaptı. Oysa uçakta bulunan 300 kişi öldürülseydi, bunun sorumlusu CIA olacaktı. Buna göre CIA şeflerinin de, Abdulmuttalip ile birlikte yargılanması gerekirdi. Ancak Barack Obama yönetimi ile savaş borazanı medya, olaydan, Yemen halkına karşı açılacak yeni cephe lehine propaganda yapmak için yararlanmaya çalışıyorlar.

Yemen halkına karşı cephe açma hazırlığı yeni değil

Son olayla birlikte iyice açığa çıkmış olmakla birlikte, üçüncü cephe açma hazırlıkları yeni değil. Nitekim son bir yılda gerçekleşen bu türden eylem veya eylem girişimlerinin tümünün Yemen’le bağlantılı olduğu iddia edildi. “Terörizmin yeni üssü Yemen” söylemini öne çıkartan savaş baronlarının hizmetindeki medya, Yemen halkına karşı girişilecek saldırının zeminini aylar öncesinden döşemeye başlamıştı. Noel’e denk getirilen son eylem girişimi ise, savaş tamtamlarının sesini iyice yükseltmelerinin vesilesi oldu.

Yemen’de olduğu iddia edilen El Kaide kamplarına son dönemde çok sayıda yabancının gittiği, Irak ve Afganistan’dan kaçan militanların da burada toplandığı iddialarını içeren “kaynağı belirsiz” haberler, üçüncü cepheye zemin hazırlama faaliyetinden başka bir şey değildir.

Bu arada CIA ajanları ile ABD özel kuvvetlerinin aylardır “Yemen güçlerine destek vermek” için bu ülkede konumlandığı biliniyor. ABD’nin belli başlı gazetelerinden biri olan New York Times da, ABD’nin Irak ve Afganistan’dan sonra terörle mücadele için Yemen’de sessiz ve gizlice üçüncü bir cephe açtığını yazmıştı.

Yemen-Suudi Arabistan gerici rejimleri ABD’nin suç ortakları

Belirtmek gerekiyor ki, Yemen’de iç savaş noktasına varan çatışmalarda El Kaide’nin adı bile anılmıyor. Nitekim Barack Obama yönetiminin sözcüleri de, Yemen’de sadece birkaç yüz kişilik bir El Kaide gücü olduğunu söylüyorlar. Yemen’deki esas çatışma ise, ülkenin kuzeyinde ayrımcılığa karşı mücadele eden Şii Zeydi hareketi ile Yemen-Suudi Arabistan orduları arasında devam ediyor. Gerici rejime karşı mücadelenin sürdüğü diğer bölge ise, Aden merkezli ülkenin güney bölgesidir.

“Ayrılıkçı” diye tanımlanan güneydeki hareket, ülke kaynaklarının adil şekilde bölüşülmesini talep ediyor.

Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra, emperyalistlerin desteğindeki Kuzey Yemen Cumhuriyeti ile Güney Yemen Demokratik Halk Cumhuriyeti arasında şiddetli çatışmalar yaşanmış, Güney’in yenilgiye uğratılmasından sonra Yemen “birleşmiş”ti. Bu bölgedeki çatışma, sorunlu birleşme dönemine kadar uzanıyor. Hareket, Ali Abdullah Salih başkanlığındaki gerici yönetime bağımlılığa son vermek istiyor.

Orduyu seferber eden Yemen rejimi El Kaide’den bağımsız olarak iki cephede halkına karşı savaşıyor. Aylardan beri devam eden hava ve kara bombardımanlarında yüzler kişi katledilmiş, çok sayıda yerleşim yeri tahrip edilmiş, Şii halkın bir kısmı yerini yurdunu terk etmek zorunda kalmıştır.

Yemen ordusunun yanısıra, İran’ın kuzeydeki Şii Zeydi hareketine destek verdiği iddiasıyla savaşa katılan Amerikancı Suudi Arabistan rejimi, birkaç ay önce Yemen topraklarına girerek, Şii halkına karşı devam eden savaşa katıldı. Ordusunu Yemen halkına karşı savaşa süren şeriatçı Suudi Arabistan rejimi, fiilen ABD adına tetikçilik yaparak, halklara karşı ağır suçlar işlemeye başlamıştır.

Bir yılı aşkın süredir Yemen’de bulunan Amerikan özel kuvvetleri ile CIA elemanlarının ise her iki bölgedeki çatışmalarla yakından ilgilendiği, dahası saldırgan ordulara “danışman”lık yaptığı resmi açıklamalarda da dile getirilmektedir. Tüm bunlar üçüncü cephenin açılmasının basamaklarıdır.

Yemen halklarına savaş ilan ediliyor

Barack Obama’nın başkanlık koltuğuna oturması ile ABD’nin yeni bir döneme girdiğine dair safsatalar ortalığı kaplamıştı. Yerlerde sürünen emperyalist ABD rejiminin imajını düzeltme yarışına girişen yardakçı takımı ile avanak liberaller, “siyahi Obama”nın saldırganlık ve savaş politikasına son vereceği, demokratik diyalog sürecini başlatacağı, Filistin sorununu çözeceği, işgallere son vereceği vb. iddialar ortaya atma yarışına girmişlerdi.

Obama’nın özünde neofaşist çetenin şefi Bush’tan farkı olmadığını anlamak için birkaç aylık süre yeterli oldu. Afganistan’daki işgalci güçlere on binlerce takviye asker gönderen Obama, 640 milyar dolarlık ABD savaş bütçesini de tereddütsüz onayladı. Yemen’e açılacak yeni cephe ile ilgili Obama’nın yaptığı açıklamalar ise, avanak liberalleri bile hayal kırıklığına uğratacak cinstendir.

Ortadoğu ve Orta Asya’daki ABD işgal güçlerinin başında bulunan Orgeneral David Patreaus’u Yemen’e gönderen Obama, savaş naraları atma konusunda Bush’tan geri olmadığını kanıtladı.

“Masum erkekleri, kadınları çocukları katletmeye çalışanlar şunu bilmeliler ki, ABD sadece savunmasını güçlendirmekten daha fazlasını yapacak. İster Afganistan veya Pakistan ister Yemen veya Somali’de olsunlar bizi tehdit eden radikalleri bozguna uğratmak için ulusumuzun elindeki tüm imkanları kullanacağız” açıklamasını yapan Barack Obama, ABD savaş makinesinin şeflerine yoksul halklara karşı yeni bir cephe açma emri verdiğini ilan etti.

Öte yandan ABD ile Yemen’in başkenti Sana’daki büyükelçiliklerini kapatma kararı alan İngiltere Başbakanı Gordon Brown, “Yemen sorunu” ile ilgili özel bir toplantı yapılmasını da talep ederek, Pentagon’un savaş baronlarıyla aktif suç ortaklığına, -Bush’un fino köpeği” Tony Blair gibi- devam edeceğini ortaya koydu.

İşsizliğin yüzde 40’a ulaştığı 23 milyon nüfuslu yoksul bir ülke olan Yemen, savaş ilan etmeye hazırlanan emperyalist zorbaların kaba tehdidi altında bulunmaktadır. Emperyalist/siyonist güçlerin yürüttüğü halkları köleleştirme seferinin devamı olan bu küstahça saldırganlığa karşı Yemen halkıyla enternasyonal dayanışmayı yükseltmek, Ortadoğu başta olmak üzere, dünyadaki tüm ilerici devrimci güçlerin önünde duran güncel bir görevdir.