14 Ocak 2011
Sayı: SİKB 2011/02

 Kızıl Bayrak'tan
Torba yasa saldırısına karşı
mücadelenin durumu ve görevler…
AKP’nin Hizbullah hamlesi
ve hedefleri
Kürt halkı dinci gericilikle
kuşatılmaya çalışılıyor!
NATO ve Füze Kalkanı Karşıtı Birlik mücadeleyi büyütüyor.
“İşçiler torbada Türk-İş nerede?”
MESS dayatmalarına karşı eylemler..
BERICAP direnişi sürüyor
Ontex işçileri kararlı
İşyeri temsilcilerinden
Belediye-İş’e tepki.
Belediyelerde taşeronluk uygulamaları
ve örgütlenme
PTT taşeron işçileri
haklarını arıyor
Deneyimler ışığında kampanyalar süreci
Fabrika çalışmasında
mesafe almadan sınıfla birleşmeyi başaramayız!
İzmir’de öncü işçiler
‘kurultay’ı tartıştı!
İÜ’de soruşturma ve
ÖGB terörü protestosu..
Üniversitelerden
Neo-liberalizmin
enkaz ülkeleri: Tunus ve
Cezayir - Volkan Yaraşır.
Kuzey Afrika’da
anti-kapitalist direniş!
“Onbinler Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht’i andı..
Ya kapitalist barbarlık içinde çöküş, ya sosyalizm!
Direnişte kadın işçi olmak
50’yi aşkın gazeteci tutuklu
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

“Onbinler Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht’i andı...

“Tüm değerleri biz yaratıyoruz,
o halde sosyalizm!

Alman proletaryasının ve sosyalizmin iki seçkin önderi Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht 9 Ocak günü Berlin’de gerçekleştirilen bir yürüyüş ve anıt mezar ziyaretiyle anıldılar.

Anma yürüyüşüne 10 bin kişi katılırken, sabahın erken saatlerinden başlayıp akşam saatlerine kadar devam eden anıt mezar ziyaretine ise Almanya‘nın çeşitli kentlerinden ve Almanya’ya yakın ülkelerden gelen onbinlerce işçi, emekçi, genç, ilerici ve sosyalist katıldı. Yürüyüşe katılanların ağırlıklı bölümünü gençler, anıt mezar ziyareti yapanların ezici çoğunluğunu DDR kökenli yaşlı kuşak sosyalistler oluşturuyordu.

Yürüyüş için Berlin’in Frankfurter Tor Meydanı’nda toplanıldı. Saat 10.00’da ise yürüyüşe başlandı. Çok sayıda ülkeden gelen çeşitli uluslardan işçi, emekçi, ilerici ve devrimci yol boyunca kendi dillerinde ve zaman zaman da Almanca sloganlar haykırdılar. Enternasyonal proletaryaya mal olmuş devrimci marşlar söylediler. Güne ilişkin gazete, dergi ve bildiriler dağıttılar. Yürüyüşçü kitleye ve çevrede onları izleyenlere dönük ajitasyon konuşmaları yaptılar. Yürüyüşe katılmayanlar ise yürüyüş güzergahında ve evlerinin pencerelerinden kitleyi selamlayarak desteklerini sundular.

Uzun bir güzergahtan geçilerek anıt mezarların olduğu alana gelindi. Burada esas olarak MLPD’nin organize ettiği, Türkiyeli komünistlerin ise aktif bir duruş sergilediği küçük bir miting gerçekleştirildi. MLPD adına yapılan konuşmada gerici ve yoğun anti komünist propagandaların inadına, komünizme ait düşünce, sembol ve değerlerden asla vazgeçilmeyeceği vurgulandı. Mitingde genç komünistler kapitalist barbarlığı teşhir eden ve sosyalizmi hedef gösteren RAP tarzı kısa bir müzik dinletisi sundular. TKİP Yurtdışı Örgütü’nün Rosalarla ilgili bildirisini okudular. Genç komünistlerin sunumları “Yaşasın enternasyonal dayanışma!” sloganıyla karşılandı. Miting diğer devrimci partilerin mesajlarının okunmasının ardından, Enternasyonal Marşı’nın söylenmesiyle sona erdi.

Bu küçük mitingin ardından anıt mezar ziyaretine geçildi. Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht’in anıları ve eserlerine onların şahsında komünizmin diğer tüm değerlerine bağlılık ve saygının bir ifadesi olarak anıt mezarlar ziyaret edildi, kırmızı karanfiller bırakıldı.

TKİP: Gelecek her yerde sosyalizme aittir!

Türkiyeli komünistler yürüyüşe, TKİP imzalı “Gelecek her yerde sosyalizme aittir!” yazılı büyük boy pankart arkasında katıldı. Kortejde ayrıca Marks, Engels ve Lenin’in resimlerinin olduğu bir pankart da taşındı. Yaklaşık 60 kişilik kortej oldukça canlı ve coşkuluydu. Yol boyunca devrimci marşlar söylendi, sloganlar ise hiç susmadı. Yürüyüş sırasında yaygın biçimde TKİP Yurtdışı Örgütü imzalı bildirinin dağıtımı yapıldı.

Yürüyüşe yerli ilerici ve devrimci partilerden DKP, MLPD katılırken, Yunanistan Komünist Partisi (KKE) ile İran ve Filistinli örgütler de yürüyüşte temsil edildiler. DKP güçlü katılımı ile, MLPD ise coşkusu ve canlılığı ile dikkat çekti.

Yürüyüşe katılan ‘Enternasyonal komünistler’ adlı grubun, aralarında Deniz Gezmiş, Mahir Çayan ve İbrahim Kaypakkaya’nın da bulunduğu, dünyada devrim mücadelesinde ölümsüzlüğe uğurlanan devrimci ve komünistlerin posterlerini taşımaları ise dikkat çeken diğer bir noktaydı.

Anma yürüyüşüne TKP/ML, MLKP, ADHK, Anadolu Federasyonu, TİKB-B, BDP, DIDIF ve Bolşevik Partizan gibi Türkiyeli ilerici ve devrimci parti ve örgütler de katıldı.

“Avrupa halkları ayağa kalkın!-KKE”, “Kapitalizm saldırıyor, biz direniyoruz! - DKP”, “Kapitalizm krizde, sosyalizm için ileri!” ve “Tüm değerleri biz yaratıyoruz, o halde sosyalizm!” sloganları anma yürüyüşü ve ziyareti boyunca dikkat çeken sloganlardı.

Devrimin ve sosyalizmin bu iki seçkin önderi için yapılan yürüyüş, kapitalizmin günümüzdeki krizinin gitgide derinleştiği ve yıkıcı sonuçlara yol açtığı koşullarda gerçekleştirildi. Öte yandan, günümüzde, Almanya’da paralı askerliğe geçiş hazırlıkları yapılıyor, Alman devlet ve hükümet temsilcileri, somut olarak da Almanya Başbakanı Angela Merkel ilk kez açıktan savaştan söz ediyor. Almanya militarist politikalar izlemede, silahlanma yarışında ve Afganistan başta olmak üzere dünyanın çeşitli ülkelerinde asker bulundurmada, ABD’den sonra başı çeken devletlerden biri haline geldi. O kadar ki, devlet bütçesinden askeri harcamalar için büyük meblağlar ayrılmaya başlandı. Alman ekonomisi gitgide bir savaş ekonomisine dönüşmektedir. Bu arada Ocak ayının 22’sinde Alman askerlerinin Afganistan’dan çekilip çekilmeyeceği tartışılacak. Bunların tümü birden bu gösteriyi daha da önemli ve anlamlı hale getirdi.

Öte yandan yürüyüş sırasında taşınan pankart ve dövizlere, atılan sloganlara, yapılan konuşmalara ve dağıtılan bildirilere kapitalist barbarlığa karşı sosyalizm için mücadele çağrıları damgasını vurdu.

“Her şeye rağmen!”

Alman burjuvazisinin ve medyasının, bu yürüyüşün zayıf geçmesi ve unutulması için yürüttüğü sistematik çabaya ve yürüyüşü organize eden Alman Sol Partisi başta olmak üzere ilerici ve devrimci partilerin yeterli ciddiyetten yoksun tutumlarına rağmen onbinler kış ve soğuk demeden Berlin’e geldi. Bunun kendisi başlı başına anlamlı bir durumdur. Fakat, özellikle de Avrupa’da yürütülen en iğrencinden anti-komünist propagandalara rağmen bu katılımcı kitlenin uluslararası işçi sınıfının ve sosyalizmin bu iki seçkin önderine, onların anıları ve eserlerine, onların şahsında komünizm düşüncesine sahip çıkmak üzere gösteriye katılmaları çok daha anlamlıdır.

Yurtdışından komünistler