14 Ocak 2011
Sayı: SİKB 2011/02

 Kızıl Bayrak'tan
Torba yasa saldırısına karşı
mücadelenin durumu ve görevler…
AKP’nin Hizbullah hamlesi
ve hedefleri
Kürt halkı dinci gericilikle
kuşatılmaya çalışılıyor!
NATO ve Füze Kalkanı Karşıtı Birlik mücadeleyi büyütüyor.
“İşçiler torbada Türk-İş nerede?”
MESS dayatmalarına karşı eylemler..
BERICAP direnişi sürüyor
Ontex işçileri kararlı
İşyeri temsilcilerinden
Belediye-İş’e tepki.
Belediyelerde taşeronluk uygulamaları
ve örgütlenme
PTT taşeron işçileri
haklarını arıyor
Deneyimler ışığında kampanyalar süreci
Fabrika çalışmasında
mesafe almadan sınıfla birleşmeyi başaramayız!
İzmir’de öncü işçiler
‘kurultay’ı tartıştı!
İÜ’de soruşturma ve
ÖGB terörü protestosu..
Üniversitelerden
Neo-liberalizmin
enkaz ülkeleri: Tunus ve
Cezayir - Volkan Yaraşır.
Kuzey Afrika’da
anti-kapitalist direniş!
“Onbinler Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht’i andı..
Ya kapitalist barbarlık içinde çöküş, ya sosyalizm!
Direnişte kadın işçi olmak
50’yi aşkın gazeteci tutuklu
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

50’yi aşkın gazeteci tutuklu

10 Ocak 1961 tarihinde yürürlüğe konan ve gazete çalışanlarını doğrudan ilgilendiren sendika yasasına tepki olarak ilan edilen 10 Ocak Gazeteciler Günü’nde, Türkiye’de gazetecilerin çalışma koşullarına, sosyalist, muhalif basın üzerindeki baskı, sansür ve yasaklara dikkat çekildi.

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) gibi 25 gazeteci örgütünün oluşturduğu Gazetecilere Özgürlük Platformu “10 Ocak Gazeteciler Günü” nedeniyle 10 Ocak günü Ankara’da basın toplantısı düzenledi.

Basın metnini okuyan TGS Genel Başkanı Ercan İpekçi, 50’yi aşkın gazetecinin tutuklu bulunduğunu, 4 bini aşkın soruşturmanın devam ettiğini ve 100’den fazla gazetecinin de yakın zamanda cezaevine girme tehdidi altında bulunduğunu hatırlattı.

Açıklamada, “Gazetecilerin üzerinde Demokles’in kılıcı gibi sallanan, sansür ve oto sansüre yol açan, basın ve ifade özgürlüğünü kısıtlayan kanun hükümlerinde acil olarak değişiklik yapılması” istendi.

Türkiye’de gerçek anlamda basın ve ifade özgürlüğünden söz edilmesinin mümkün olmadığını belirten İpekçi “2011’e girerken iş güvencesinden yoksun basın emekçilerinin, editoryal bağımsızlığı ve özgür haberciliği tehdit eden işsizlik tehlikesi altında olduğuna bir kez daha tanık oluyoruz. Sabah ve Habertürk medya gruplarında 100’den fazla basın emekçisinin işten çıkartılmasını, basın ve ifade özgürlüğü bağlamında endişeyle izliyoruz” dedi.

İpekçi sözlerine şöyle devam etti: “10 Ocak gazeteciler günü dolayısıyla, ülkemizde gerçek anlamda basın ve ifade özgürlüğü mücadelesi verirken tutuklanan, gözaltına alınan, yargılanan, haklarında soruşturmalar açılan, hapis ya da para cevaplarına mahkum edilen meslektaşlarımıza sahip çıkmak adına sesimizi yükseltiyor, onların mücadelesini selamlıyoruz”

Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu (TGDP) ise 10 Ocak Gazeteciler Günü’nün, geçen yıla göre daha ağırlaşmış koşullar altında kutlandığını belirtti.

“Düşünce ve ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, halkın haber alma hakkı, bilgi edinme hakkı, söz, eylem ve örgütlenme özgürlüğü, sendikal hak ve özgürlükler ağır baskı altında bulunuyor. Düşünce ve ifade özgürlüğüne yönelik olarak 1200 civarında dava açılmış durumdadır. Gazetecilere asırlık cezalar veriliyor” ifadelerinin yer aldığı açıklamada Azadiye Welat gazetesinin sahiplerinden tutuklu Vedat Kurşun’a verilen 170 yıl hapis cezası hatırlatıldı.

Parlamento Muhabirleri Derneği Yönetim Kurulu ise açıklamasında “Yıpranma hakkımız elimizden alındı. Bu yetmiyormuş gibi işsizlik tehdidi ile karşı karşıyayız. Sendikal güvenceden yoksunuz. Sosyal haklarımız yetersiz” diyerek gazetecilerin en temel görevlerini yapamaz hale geldiğini belirtti.

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, çalışan, tutuklu, hükümlü, işten atılan ve diğer tüm gazetecilerin gününü kutladı




Metin Göktepe anıldı

8 Ocak 1996’da Ümraniye Cezaevi’nde katledilen tutukluların cenazesini izlemek üzere gittiği Alibeyköy’de işkenceyle öldürülen Evrensel muhabiri Metin Göktepe, katledilişinin 15. yılında Esenler Atışalanı Kemer Mezarlığı’ndaki mezarı başında anıldı.

Metin Göktepe’nin annesi Fadime Göktepe, Evrensel gazetesi çalışan ve yazarlarının katıldığı anmaya birçok gazeteci ve Toplumsal Bellek Platformu üyeleri de katıldı.

Anma için Atışalanı’nda bir araya gelen kitle buradan Kemer Mezarlığı’na yürüdü. Anma töreninde konuşan EMEP Genel Başkanı Levent Tüzel, AKP’nin bugün en küçük muhalefeti, muhalif basını susturmaya çalıştığını belirtti. Tüzel, “Bunun karşısında mücadelemizi sürekli yükselteceğiz. Göktepe’nin davası görülmüştür. Fakat asıl sorumlular yargılanmamıştır. Yine asıl sorumluların yargılanmadığı Hrant Dink ve Musa Anter cinayetlerinde de bunu gördük. Bu cinayetlerin aydınlatılması için mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.

Göktepe’nin annesi Fadime Göktepe ise, “Gençleri gördükçe Metin’i hatırlıyorum. Hepiniz, onu unutmadığınız ve mücadelesini sürdürdüğünüzü için benim için birer Metin Göktepe’siniz” dedi.

Konuşmaların ardından Metin Göktepe’nin yeni yapılan anıt mezarına çakıl taşları bırakıldı.


 


İmzalar Berktaş için...

12 Eylül zindanlarını anlattığı “İnancın Sınandığı Zor Mekanlar: Hücreler” kitabından dolayı hapis cezası alan ve 3 Kasım 2010 tarihinde tutuklanarak Bakırköy Kadın ve Çocuk Tutukevi’ne konulan Nevin Berktaş’ın serbest bırakılması talebiyle imza kampanyası başlatıldı.

Proleterce Devrimci Duruş okurları kampanya çerçevesinde İstanbul Avrupa Yakası’nda Taksim’de, Anadolu Yakası’nda Kartal ve Ankara Kızılay’da imza stantları açtı.

Berktaş’ın yazmış olduğu mektup standı ziyaret edenlere verildi. Ankara’da ise Yüksel Caddesi’nde açılan imza standında imzalar toplandı.


 

 

 

Saldırılar protesto edildi

Tecride, hapishanelerdeki sürgün sevklere ve saldırılara karşı TUYAB, TUAD, İHD Cezaevi Komisyonu 12 Ocak günü Taksim’de basın açıklaması gerçekleştirdi.

Galatasaray Lisesi önünde “İşkenceli sürgün sevklere son” pankartı açan bileşenler adına basın açıklamasını Taşkın Türkmen okudu. Hapishanelerde yaşanan saldırılara değinilerek bunların tecride dayalı infaz sisteminin rutin uygulamaları haline geldiği belirtildi. Türkmen, tecridin en ağırını günde 23 saat tek başına hücrede tutulan ağırlaştırılmış müebbet cezası alan mahpusların yaşadığına dikkat çekti. Tekirdağ 1 ve 2 No’lu hapishanelerinde ağırlaştırılmış müebbet tutsakların yaşam koşullarının düzeltilmesi için değişik biçimlerde eylemlerini sürdürdüklerini belirten Türkmen, bu eylemlere cezaevi idaresinin saldırılarla yanıt verdiğini ve bu saldırılar sonucu kimi tutsakların kolunun kırıldığını ifade etti.

Türkmen, fiziksel saldırıyla beraber birçok devrimci tutsağın Tekirdağ 1 No’lu hapishanesinden zorla farklı hapishanelere sevk edildiklerini ifade etti.


“Hücreleri parçalamaya çağrıyoruz”

Adana’da hasta tutsakların durumuna dikkat çekmek için yapılan eylemlere 8 Ocak günü de devam edildi. Eylemde Murşit Aslan, Afyon Korkmaz ve Sedat Karadağ’ın durumuna dikkat çekildi.

Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan yüzde 90 bedensel engelli Murşit Aslan’ın 1991 Nisan’ında girdiği bir çatışmada omuriliğine aldığı bir mermi ile felç olduğu ve müebbet hapis cezasına çarptırıldığı belirtildi.

Mardin Devlet Hastanesi tarafından ikinci bir kişinin yardımı olmaksızın temel bir ihtiyacını karşılayamayan Aslan’a ‘cezaevinde kalmasında sakınca yoktur’ şeklinde rapor verildiği ifade edildi.

Afyon Korkmaz adlı kadın tutuklunun, 10 yıldır kullandığı protezin değişmesi gerekirken, nüfusa kayıtlı olmadığı için tedavisinin yapılmadığı belirtildi. CMK’de yapılan değişiklikle tahliye edilmesi gereken ve 6 yıldır tutuklu yargılanan Korkmaz’ın, insan hakları örgütlerinin ‘ağır hasta’ listesinde bulunmasına rağmen tahliye edilmediği vurgulandı.

Yüksekova’da 10 Aralık’ta asker kurşunuyla yaralanan Sedat Karadağ’ın tedavi için götürüldüğü Ankara’dan tekrar Van’a getirildiği ve Ankara’da bir gözünü tamamen kaybettiği söylendi. Karadağ’ın Van’da YYÜ Araştırma Hastanesi mahkûm koğuşuna atıldığı dile getirildi.

BDSP, Devrimci Proletarya, Emek ve Özgürlük Cephesi, ESP, Halk Cephesi, İHD, TUHAYD-DER ve BDP tarafından örgütlenen eyleme TÖP ve Halkevleri de destek verdi.

Kızıl Bayrak / İstanbul - Adana