14 Ocak 2011
Sayı: SİKB 2011/02

 Kızıl Bayrak'tan
Torba yasa saldırısına karşı
mücadelenin durumu ve görevler…
AKP’nin Hizbullah hamlesi
ve hedefleri
Kürt halkı dinci gericilikle
kuşatılmaya çalışılıyor!
NATO ve Füze Kalkanı Karşıtı Birlik mücadeleyi büyütüyor.
“İşçiler torbada Türk-İş nerede?”
MESS dayatmalarına karşı eylemler..
BERICAP direnişi sürüyor
Ontex işçileri kararlı
İşyeri temsilcilerinden
Belediye-İş’e tepki.
Belediyelerde taşeronluk uygulamaları
ve örgütlenme
PTT taşeron işçileri
haklarını arıyor
Deneyimler ışığında kampanyalar süreci
Fabrika çalışmasında
mesafe almadan sınıfla birleşmeyi başaramayız!
İzmir’de öncü işçiler
‘kurultay’ı tartıştı!
İÜ’de soruşturma ve
ÖGB terörü protestosu..
Üniversitelerden
Neo-liberalizmin
enkaz ülkeleri: Tunus ve
Cezayir - Volkan Yaraşır.
Kuzey Afrika’da
anti-kapitalist direniş!
“Onbinler Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht’i andı..
Ya kapitalist barbarlık içinde çöküş, ya sosyalizm!
Direnişte kadın işçi olmak
50’yi aşkın gazeteci tutuklu
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Ontex işçileri kararlı

Geçtiğimiz ay içerisinde gerçekleştirdikleri toplantılarla 2011-2013 TİS süreci hazırlıklarını hızlandıran Ontex işçileri mücadelelerine devam ediyorlar. Üyesi oldukları Türk-İş’e bağlı Selüloz-İş Sendikası İstanbul Şubesi’ne yaptıkları basınç sonucunda geniş katılımlı bir toplantı alarak TİS taslağı oluşturan işçiler haftalık toplantılarını sürdürüyorlar.

Geçtiğimiz hafta sonu gerçekleştirdikleri toplantıyla gelişmeleri değerlendiren Ontex işçileri taleplerinden geri adım atmayacaklarını belirttiler. Patronun muhtemel saldırılarına yemek boykotundan iş yavaşlatma/bırakmaya kadar eylemlerle cevap verilmesinin kararlaştırıldığı toplantıda hemen hemen her konuşmanın ardından sloganlar atıldı.

Konuşmalar sırasında geçmiş TİS süreçleri de tartışıldı. 2001 yılında yaşanan ihanetten yola çıkan işçiler, birlikteliğin ve kararlılığın önemine vurgu yaptılar.

200’e yakın işçinin katıldığı toplantı oldukça coşkulu bir atmosferde geçti. Toplantıda ayrıca direnişteki UPS işçilerine de destek ziyareti gerçekleştirilmesi kararlaştırıldı.

UPS işçilerine ziyaret

Ontex işçileri son toplantılarında aldıkları karar doğrultusunda direnişteki UPS işçilerini ziyaret ettiler.

12 Ocak sabahı İstanbul Mahmutbey’deki AKSA Jeneratör önünde toplanan işçiler coşkulu sloganlarla direniş alanına doğru yürüyüşe geçti. Ontex işçileri, UPS işçilerinin istekleri doğrultusunda yürüyüşü slogansız bir biçimde alkışlarla sürdürdüler.

Direniş çadırı önünde yapılan konuşmalarda ilk olarak bir Ontex işçisi söz aldı. Direnişi selamlayarak sözlerine başlayan Ontex işçisi kendi süreçlerini aktardı. UPS direnişini sahiplendiklerini ve kendi mücadelelerine de bu yoldan devam edeceklerini ifade eden Ontex işçisi, işçi sınıfının mücadeleden başka yolu olmadığını ifade etti.

Ontex işçisinin ardından söz alan TÜMTİS İstanbul Şube Başkanı Çayan Dursun ise direnişte geçen 8,5 ayın ardından yaşanan gelişmeleri aktardı. Yapılan görüşmeler sonucunda UPS yönetimiyle anlaşmak üzere olunduğunu ifade eden Dursun, Türkiye çapında işten atılan işçilerin 11’i dışında taşeron işçiler de dahil olmak üzere tüm işçilerin işbaşı yapacağını ifade etti. Ontex işçilerine mücadelelerinde başarılar dileyen Dursun’un konuşmasının ardından ziyarete destek veren BDSP, ESP ve Tekstil-Sen adına da birer konuşma yaptılar.

Konuşmaların ardından Ontex işçileri ve UPS işçileri sohbetler gerçekleştirdiler. Onlarca Ontex işçisinin katıldığı ziyarette UPS işçileriyle canlı sohbetler gerçekleştirildi.

Kızıl Bayrak / Küçükçekmece

 





Polyplex’te kıyım sürüyor..

Çorlu Avrupa Serbest Bölgesi’nde faaliyet gösteren ve 250 işçinin çalıştığı Polyplex Europa Polyester Film ve San. Tic. AŞ adlı Hintli firma sendikal örgütlenme faaliyetlerine saldırmayı sürdürüyor.

Petrol-İş üyesi işçilerin sendikalaşma mücadelesini işten atma saldırısı ile engellemeye çalışan Polyplex, 6 işçinin ardından 15 işçinin daha işine son verdi.

Konuyla ilgili açıklama yapan Petrol-İş Sendikası Merkez Yönetim Kurulu şunları ifade etti: “Sendikamızın Trakya Şubesi’nin örgütlendiği, çoğunluk sağlanarak yetki için Çalışma Bakanlığı’na başvuru yapıp, cevap beklediğimiz bir süreçte, 23 Aralık 2010’da 5, ardından 1 Petrol-İş üyesi işçi daha işten çıkartıldı. Yetki tespiti ile ilgili Çalışma Bakanlığı’ndan gelecek yanıtı dahi beklemeyen ve işçileri sokağa atan Polyplex işvereni hızını alamayarak telle çevrili fabrikanın çevresine brandadan utanç duvarı çekti. Fabrikayı yarı açık cezaevine çeviren Polyplex işvereni içeride çalışan Petrol-İş üyeleri ile dışarıda protesto eyleminde olan işçilerin arasına duvar ördü.”

Açıklamanın devamında son dönemde sistemli olarak Petrol-İş’e karşı başlatılan bu saldırıların püskürtüleceği belirtildi.



 

 

Suni Deri işçilerinden
mücadele kararlılığı

Sendikalaştıkları için işten atılan Suni Deri işçilerinin direnişi sürüyor. Tam bir sömürü cehennemi olan Suni Deri’de sendikalaşma mücadelesi, fabrika yönetiminin de yeniden şekillenmesine neden oldu. Öncelikle 15 işçi işten atılırken, 2 ortaklı bu fabrikada baskılar arttırıldı. Ortaklardan biri fabrikadaki süreci öğrenince ipleri eline aldı. BBP’li ve faşist Muhsin Yazıcıoğlu’nun yakın arkadaşı olduğunu her yerde söyleyen patron, işçilere sürekli tehditler ve küfürler savuruyor. İşçiler üstünde baskı kurarak onları yıldırmaya çalışıyor.

Sendikalaşma mücadelesi veren Suni Deri işçisiyle konuştuk...



“Bu ışığı güneşe çevirene dek mücadele edeceğiz”

- Sizi sendikal mücadeleye iten koşullar neydi?

- Çalışma koşulları çok ağırdı. 12 saat aralıksız çalışıyorduk buna rağmen maaşlarımız zamanında yatmıyordu. Gece vardiyasındaki yemekler gündüz vardiyasından arta kalan yemekler oluyordu. Yemeklerin bayat olmasından kaynaklı hasta oluyorduk. Kimyasallar içinde çalışmamıza rağmen herhangi bir önlem alınmıyordu. Önlem almak için çeşitli araçları sorumlulardan istediğimizde “Ne eldiveni, sen kimsin, biz verirsek alırsın” diyorlardı. Bazı arkadaşlar kendi paralarıyla malzemelerini alıyorlardı. Bu sorunlar artık tak ettmişti sürekli öfke içindeydik. Özellikle mesailer çok sorun oluyordu. İşi olan, sosyal yaşamına zaman ayırmak isteyen işçiler mesailere gelmek istemediklerini dile getirdiklerinde “Mesaiye gelmezsen hiç gelme” cevabını alıyor ve gelmeye zorlanıyordu. Az önce dediğim gibi bu sorunlar bütün işçiler içinde büyük bir öfke yaratıyor ve alternatif koşullar arıyorduk. Arkadaşlarla yanyana gelerek sendikanın önemini vurgulayıcı konuşmalar yaptık ve sendikalaşmaya karar verdik.

Süreç çok zor olmadı çünkü çalışan işçilerin çoğu durumdan rahatsızdı. Sendika hakkında aydınlatıcı konuşmalar, sohbetler gerçekleştirdik. Öncelikle Petrol-İş’e gittik. Onlar bizi Deri-İş’e yönlendirdiler. Sorunları sendikaya anlattık. Çoğunluk aynı fikirde olduğundan kaynaklı 4 gün içerisinde bakanlığa başvuruldu. İşveren durumu fark edince örgütlenen arkadaşların 2’sini yeni işe girdikleri gerekçesiyle attı. Sonra buna karşı çıkan işçileri 1 gün arayla attı. Toplamda 15 işçi işten atıldı.

İçeride terör estiren işveren küfürlerle, tehditlerle baskı kurmaya çalışıyor, bizleri yıldırmaya çalışıyordu. Ancak buna papuç bırakmadık. Bu süreçte işveren planlama ve üretim müdürünü işten attı.



- Verdiğiniz mücadele hakkında neler düşünüyorsunuz?

- İşçinin köle olmadığını, bu düzende onurlu bir yaşam sürdürmenin mücadeleden geçtiğini öğrendik. Bizler insanız onurlu ve insanca bir yaşam için mücadele veriyoruz. Yılmamış, yaşamı seven, iyi bir gelecek isteyen insanlarız.



- Bundan sonraki süreçte neler yapacaksınız?

- Ferhat adlı direnen bir işçinin dudağından dökülen bu cümleler işçilerin mücadele azmini açıkça beyan etti. “Hani kelebekler ışığa aşıktır ya, ışığın etrafında dönerler. Biz de o ışığı yakaladık ve etrafında dönüyoruz bu ışığı bırakmaya hiç niyetimiz yok. Bu ışığı büyüterek güneşe çevirene dek mücadele edeceğiz”

Kızıl Bayrak / Çorlu