09 Eylül 2011
Sayı: SİKB 2011/34

 Kızıl Bayrak'tan
Siyasal gelişmeler ve anti-emperyalist mücadelenin artan önemi...
Mazlum halkların savunucusu değil, emperyalizmin tetikçisidirler!
Emperyalizme ve siyonizme tarihi hizmet!
12 Eylül faşist darbesi 31. yılında
Kıdem tazimatı yalanları ve gerçekler!
19. Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Kongresi
Tek Gıda-İş direnişçisi
Uğur Doğan’la konuştuk
Liman direnişinin bayram güncesi.
Sömürü ve ihanet çemberini
mutlaka kıracağız!
TTB Merkez Konsey üyesi Hüseyin Demirdizen ile konuştuk
Savaş, anti-emperyalist mücadele
ve Partimizin programı - H. Fırat
1 Eylül’de onbinler alanlardaydı!
12 Eylül: Karşı-devrim devam ediyor
- Volkan Yaraşır
6-7 Eylül olayları
‘Libya’yı paylaşım’ zirvesi
İsrail’de yüzbinler alanlarda!
Onbinlerin festival coşkusu
Mustafa Suphi önderliğinde 10 Eylül 1920’de kurulan TKP’nin 91. yılı
Yılmaz Güney partili
mücadelemizde yaşıyor!
Kadına yönelik şiddet ve “çözümler”.
“Yargı piyasanın
hizmetine sunuluyor”
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Yaşasın Ontex direnişimiz!

Sömürü ve ihanet
çemberini mutlaka kıracağız!

6 ayı aşkın bir süre önce sermayeye ve sendika bürokratlarına karşı direniş bayrağını yükselten Ontex/Canbebe işçileri, fabrika önünde kurdukları çadırı kaldırdılar. Fakat direnişçi işçiler mücadelelerini başka biçimlerde sürdürme kararlılığındalar. Çünkü Ontex direnişçileri artık başladıkları noktada değiller. Dostlarını, düşmanlarını, dost görünüp düşmanlarının yanında saf tutanları tanıdılar. Bilinçte ve eylemde yetkinleştiler. Kendi kurtuluşlarının işçi sınıfının kurtuluşuna bağlı olduğunu öğrendiler. Bu nedenle de sınıf mücadelesinde etkin biçimde yer almaya devam edeceklerini duyuruyorlar.

Ontex/Canbebe işçilerinin direnişi sendika bürokrasisine karşı verilen bir mücadele olarak, aynı zamanda sendikal imkanlardan mahrum, dahası sendikal mekanizmaların direnişlerini boğmak için yaptıkları çirkefliklere göğüs gerilerek yürütülen bir mücadeleydi.

Bu mücadele aynı zamanda sendika bürokratlarının kuyruğundan çıkma gücü bulamayan reformizme karşı da verildi. Onlar ki bürokrasiden bahsedip bu işçi direnişini uzun zaman görmezden geldi. Bunlardan bazıları ise bu tutumu direniş boyunca sürdürebildiler.

Tüm bu zorluklar aynı zamanda direnişin önemini de doğrulamaktaydı. Ontex işçisi, sermayenin kucağında sendikacılık yapan bürokratların, bu bürokratların yamacında solculuk oynayan reformizmin rahatını bozdu. Bu ölçüde de boğulmak istendi.

Ontex işçileri, “fabrikadaki patron-sendika bürokratları işbirliğiyle kurulmuş 30 yıllık düzene darbe vurduk” diyorlardı. Gerçekte, aynı zamanda işçi sınıfı üzerinde kurulmuş 30 yıllık düzene darbe vuruyorlardı. Çünkü Ontex’teki düzen, gerçekte ülkede hüküm süren düzenin, tüm özelliklerini taşıyan küçük bir hücresiydi sadece. 12 Eylül darbesiyle işçi sınıfının taban örgütlerinin kırılıp sosyalist-devrimci birikimlerinin vahşice ezilmesiyle kurulan bu düzende, sermaye-hükümetler ve sendika bürokrasisi elbirliğiyle işçi sınıfının üzerine bir karabasan gibi çökmüştür.

İşte Ontex işçilerinin darbe vurdukları düzen de, seslerinin boğulmak istenmesinin nedeni de kuşkusuz buydu.

Ancak bir avuç Ontex işçisi büyük yokluklara rağmen bu ablukayı yarmayı bildi. İrade, ısrar ve kararlılıkla, asıl önemlisi kendi özgücüne dayanarak yaptı bunu. Fakat kendi özgücüne yaslanmakla birlikte bu ablukanın yarılmasında en büyük silahı devrimci sınıf çizgisiydi. İşçilerin davasını kendi davaları kabul eden sınıf devrimcilerinin sahiplenmesiyle, sendikal çürümeye ve onun tüm kirliliğine meydan okuyarak pırıl pırıl bir direniş odağı yaratıldı.

Öyle ki aynı dönem içerisinde sendikalar tarafından örgütlenen ya da desteklenen işçi direnişleri hareketsizlik içerisinde tüketilirken Ontex direnişi aylar boyunca gücünü ve etkinliğini sürdürdü. Dahası direniş kendi yerelliğinden çıkarak sınıfsal ve siyasal alanda taraflaştırıcı bir işlev gördü.

Vardığı nokta itibariyle direniş en başta koyduğu hedeflere ulaşamadı, bu açık. Yani Ontex yönetimine diz çöktürülüp işe dönüş sağlanamadı. İşbirlikçi sendika bürokratlarının tahtı da yıkılamadı. Süreç içerisinde yapılan bazı taktik hatalar ile birlikte direniş bu amaçlarının gerisinde kaldı. Fakat direniş politik ve moral bakımdan amaçlarına fazlasıyla ulaştı. Sermaye ve sendikal bürokrasi işbirliğine karşı güçlü ve etkin bir mücadele yürütüldü. İşçi sınıfı içerisinde kararlı, direngen, militan bir direniş odağı yaratıldı. Böylelikle devrimci bir irade ile donanmış kararlı bir işçi grubunun neler yapabileceğini de göstermiş oldu.

Ontex direnişi deneyimi, önümüzdeki günlerde farklı yönleriyle değerlendirilecek ve gerekli dersler çıkarılmaya devam edilecektir. Bu derslerin ışığında sınıf mücadelesinde Ontex’i de aşacak yeni örnekler yaratılacaktır. Bu yolda ilerlenerek sermayenin ve sendikal bürokrasinin saltanatı mutlaka yıkılacaktır.

Yaşasın Ontex direnişimiz!

Yaşasın devrim ve sosyalizm!  

Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu
27 Ağustos 2011

 

 

 

 

Deri-İş’ten Ontex işçilerine kutlama

Deri-İş Sendikası Yönetim Kurulu, 6 ay boyunca sürdürdükleri direnişlerini sonlandırarak çadırlarını kaldıran Ontex/Canbebe işçilerine bir mesaj yollayarak sınıf mücadelesinde başarılar diledi.

Deri-İş Yönetim Kurulu’nun mesajı şöyle:

Sevgili Ontex Direnişçisi İşçi Arkadaşlar,

Haksız yere işten çıkarılmanızı protesto etmek ve işe geri dönmek için aylardır verdiğiniz uzun direnişinizden dolayı sizleri kutluyoruz. Haklarımızı korumak, haksızlıklara karşı çıkmak için mücadele etmekten başka bir yol yoktur. Mücadele ve direniş onurlu bir yaşam için vazgeçilmezdir. Siz direnişçi kardeşlerimiz bunun değerli bir örneğini sergilediniz.

Açıktır ki her direniş ve mücadele ilk baştaki hedeflerine ulaşmak zorunda değildir. Sonuçta mücadelenin inişleri çıkışları, yengileri yenilgileri iç içedir. Yalnızca meseleye dar bir bakış açısıyla yaklaşanlar direnişin hedefleri ile sonucunda elde edenleri kıyaslayarak başarıyı ve başarısızlığı ölçmeye çalışırlar. Ancak meseleye daha geniş bir perspektifle bakanlar, sınıfsal bir yaklaşım sergileyenler açısından baştaki hedeflere ne kadar ulaşıldığı elbette önem arz eder ancak esas olan işçi sınıfının haksızlığa başkaldırması, kendisine dayatılan kölelik zincirlerini reddetmesi, onuruna-ekmeğine sahip çıkma cüret ve cesaretini göstermesidir. Direniş yerleri işçi sınıfı için birer okuldur ve bu okulda işçiler sınıf olmayı, direnmeyi, haklarını öğrenir, sınıf dostlarını düşmanlarını tanır, doğruyu yalandan, gerçeği sahteden ayırır.

Dayanışmayı, hakkına sahip çıkmayı, bireysel değil toplumsal düşünmeyi ve tarihin en ilerici sınıfının üyesi olmanın değerini anlar. Üretimi, paylaşımı, dostluğu, yoldaşlığı tanır. Tüm dünyayı saran büyük bir sınıfın ve muazzam bir mücadelenin mütevazı bir parçası olduğunu somutlar.

Eğer direnişin sonunda bu güzel değerlere sahip olunarak işçi kardeşlerimiz direniş yerinden ayrılıyorsa, edindikleri deneyimleri, öğrendikleri ateşi yeni yerlere yaymanın coşkusuna içlerinde duyuyorsa ve her bir direnişçi kardeşimiz mücadeleyi yeni alanlara taşıma gayreti içine giriyorsa, özcesi işçi sınıfının daha örgütlü olması için, daha büyük mücadelelere hazırlanması için sınıfa yeni öncüler kazandırılmışsa işte o direniş kazanmıştır. İşte o direniş işçi haklarına saygı göstermeyen sermayeye karşı verilen en büyük korku, en güzel cevaptır.

Sizleri bu nedenle bir kez daha kutluyoruz ve daha yeni mücadelelerde başarılar diliyoruz.

T. Deri İş Sendikası Yönetim Kurulu


 

Ontex direnişi yol gösterecek!

Ontex Türkiye’nin İstanbul Yenibosna’daki fabrikası önünde 192 gündür direnen Selüloz-İş üyesi Ontex/Canbebe işçileri, sermayeye ve sendikal bürokrasiye karşı başlattıkları fabrika önü direnişi 27 Ağustos günü gerçekleştirdikleri eylemle noktaladılar.

Direnişlerinin belli bir olgunluğa ulaştığını ve belli kazanımlar elde edildiğini ifade eden işçiler, direnişin taleplerinin hepsinin karşılanmasının farklı sınıf bölüklerinin harekete geçirilmesinden ve işçi sınıfının ortak mücadelesinden geçtiğini belirttiler.

Eylemde, Belediye-İş İstanbul 2 No’lu Şube Başkanı Hasan Gülüm, Deri-İş Sendikası Yönetim Kurulu ve BİR-KAR’ın gönderdiği mesajlar da okundu.

Vardiya değişim saatine denk getirilen eylemde servislerin giriş ve çıkışında coşkulu sloganlarla işçiler selamlandı. Eyleme BDSP, DİK, UİD-DER, İşçi Birliği ile Birleşik Metal-İş’te örgütlü Güven Elektrik İşyeri Baştemsilcisi Erol Bat ve işçiler destek verdi.

Eylemin ardından işçiler, kendi elleriyle kurdukları çadırı yine kendi elleriyle ve dostlarıyla beraber söktüler.

Kızıl Bayrak / Küçükçekmece