09 Eylül 2011
Sayı: SİKB 2011/34

 Kızıl Bayrak'tan
Siyasal gelişmeler ve anti-emperyalist mücadelenin artan önemi...
Mazlum halkların savunucusu değil, emperyalizmin tetikçisidirler!
Emperyalizme ve siyonizme tarihi hizmet!
12 Eylül faşist darbesi 31. yılında
Kıdem tazimatı yalanları ve gerçekler!
19. Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Kongresi
Tek Gıda-İş direnişçisi
Uğur Doğan’la konuştuk
Liman direnişinin bayram güncesi.
Sömürü ve ihanet çemberini
mutlaka kıracağız!
TTB Merkez Konsey üyesi Hüseyin Demirdizen ile konuştuk
Savaş, anti-emperyalist mücadele
ve Partimizin programı - H. Fırat
1 Eylül’de onbinler alanlardaydı!
12 Eylül: Karşı-devrim devam ediyor
- Volkan Yaraşır
6-7 Eylül olayları
‘Libya’yı paylaşım’ zirvesi
İsrail’de yüzbinler alanlarda!
Onbinlerin festival coşkusu
Mustafa Suphi önderliğinde 10 Eylül 1920’de kurulan TKP’nin 91. yılı
Yılmaz Güney partili
mücadelemizde yaşıyor!
Kadına yönelik şiddet ve “çözümler”.
“Yargı piyasanın
hizmetine sunuluyor”
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Mücadele Postası

"Bu davaya kimi ömrünü verir kimi ise ömründen birşeyleri!

Sayımız çok az idi, bir elin beş parmağı

Küçük-burjuva şeflerle hesaplaşma gününde

Yükseltti komünistler, sınıfın bayrağını

O gün bugün yürüyor proleter devrim kervanı


Seksen yedi Nisan’ı koptu Leninist kanat

EKİM ile PARTİ’ye yürüdü adım adım

Kasım doksan sekizde bayrağımız gönderde

Dost düşmanın önünde kızıl bayrak yüksekte


Marksist devrimci çizgimiz, sınıftır temelimiz

Bolşevik müfrezedir Komünist İşçi Partimiz

İhtilalci partinin komünist devrimcileri

Örgütler hücre hücre sınıf bölüklerini


Proleter komünizm partimizin mayası

Diyalektik materyalizm davamızın yasası

Aynı göğün altında insanlığın kavgası

Kadın yoldaşlarımız dünyamızın yarısı


İşçilerin birliği, halkların kardeşliği

Silecek yeryüzünden faşizmi, şovenizmi

Barışın temelidir enternasyonal kardeşlik

Tarihe yazılacak özgürce beraberlik


Ulucanlar zindanı direnişin meydanı

On’larla karşılandı faşizmin katliamı

Habip yoldaş zindanda savaşan önderimiz

Ümit yoldaş ön safta kızıl mareşalimiz


Ölüm oruçlarında kurşunumuz Muharrem

Yürüdü ölümüne yüreklice Haticem

Komünist hareketin açtı kızıl gülleri

Kırılır da bükülmez zor dönem devrimcileri


Sınıfın öncüsü devrimci işçi kardaş

Direnişteki hocamız Hüseyin Temiz yoldaş

Safları sıklaştıran yiğit proleterler

Sosyalizm yolunda alınteri dökerler


Fışkırdı Karadağ’ım proleter damardan

Bağlandı partisine bir an bile durmadan

Kasımın on dokuzu Alaattin’im vuruldu

Parti’nin bayrağına kızıl kızıl sarıldı


İbrahim, Mahir, Deniz mirasımız kavgada

Yoldaştır Erdal Eren genç komünist saflarda

Proleter devrimin yılmaz savaşçıları

Sosyalizmin bayrağı daha daha yukarı!

Y. Şirin

Erzurum H Tipi Hapishanesi, 26 Mart-30 Temmuz 2011



“Daha kaç bayram?”

Cumartesi Anneleri’nin Galatasaray Meydanı’ndaki gerçekleşen oturma eyleminde, “Daha kaç bayramı yolları gözleyerek geçireceğiz?” diye soruldu. Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 336. haftasında 14 Eylül 1999 tarihinde kaybedilen Aydın Esmer’in hikayesini anlattı.

1995 yılında kaybedilen Murat Yıldız’ın Annesi Hanefi Yıldız’ın konuşmasıyla başlayan eylemde Yıldız, “Bu bayramı da yine kaybedilen yakınlarımızın yollarını gözleyerek geçirdik” dedi. Faillerin bulunması konusunda hiçbirşey yapılmadğına dikkat çekti. Türk ve Kürt annelerinin birlikte hareket ederek kendilerini savaşa karşı siper etmeleri gerektiğini dile getirdi.

1995 yılında gözaltında kaybedilen Abdurrahman Coşkun’un yakını Mukaddes Coşkun Erdoğan’ın Somali ikiyüzlülüğüne değindi. Erdoğan’a, “Siz önce ülkenizdeki kanı durdurun sonra başka ülkelere gidin gözyaşı dökün” dedi.

1994 yılında kaybedilen İsmail Bahçeci’nin ağabeyi Umut Bahçeci ise, 336 haftadır sürdürdükleri mücadelenin Başbakan Erdoğan ve AKP hükümeti tarafından görmezden gelindiği vurguladı.

Basın açıklamasında 14 Eylül 1999 tarihinde Muş Kızılağaç Köyü’nde korucular tarafından kaybedilen Aydın Esmer’in hikayesi anlatıldı.

Açıklamada Aydın Esmer’in akıbetinin anlaşılması için çaba sarfeden Esmer Ailesi’nin, resmi kurumlara yaptığı başvuruların tümünün reddedilmesi üzerine dosyanın AİHM’e taşındığı söylendi. Dosyanın karar aşamasında olduğu bilgisi verilirken dönemin tüm yetkilileri Aydın Esmer’in kaybedilmesinden sorumlu tutuldu.