25 Kasım 2011
Sayı: SİKB 2011/44

 Kızıl Bayrak'tan
Emperyalizme ve gericiliğe karşı
direnen halklar kazanacak!
Faşist kudurganlığa karşı omuz omuza!
Ülke çapında haydutluk
Gözaltı terörü protesto edildi
“İmamın ordusu” palazlanıyor!
Türk-İş’te genel kurul: Hedefler ve hesaplar
Güç Birliği Ankara’da toplandı
Art Aksesuar’da direniş kazandı
“Razı değiliz, köle olmayacağız!”
İki büyük hastanede GöREV…
DİSK İSİG Uzmanı Tevfik Güneş: “Kapitalist sistem işçi sağlığının düşmanıdır”
Kürt sorununun tarihsel temelleri ve toplumsal içeriği
Alaattin Karadağ yoldaş katledildiği yerde anıldı
Alaattin yoldaş mezarı başında anıldı…
“Parti ve devrim” etkinlikleri
Mısır’da isyan yeniden!..
“Tek gücümüz eylem yapmak”
AB’nin periferisinde pro-faşist ve teknokrat hükümetlere…
Neo-Nazi karşıtı gösteri
Petrol-İş Kadın Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Necla Akgökçe ile 25 Kasım ve üzerine...
Burjuvazinin deprem
fırsatçılığı
Güvencesiz öğretmenler Ankara'da buluştu
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Neonazi karşıtı gösteri

Almanya bu sıralar daha önce doğu Almanya sınırları içinde bulunan Tühringen eyaletinin Jena kentinde ortaya çıkan Neonazilerin yeni oluşumunu konuşuyor. “Yeraltı Nasyonal Sosyalistleri’’ adıyla ortaya çıkan bu oluşumun, biri Yunan, sekizi Türkiyeli dokuz esnafı katlettikleri ve 14 banka soygunu gerçekleştirdikleri iddia edilmektedir.

Şimdilik sadece dört kişi oldukları iddia edilen Neonazi grubundan ikisi bir karavanda ölü bulunurken, kaldıkları evi ateşe verdikten sonra polise teslim olduğu iddia edilen bir kadın ile, yine onlara destek veren bir erkek şüpheli ise tutuklanmış bulunuyor.

Fakat Almanya’da, Neonazilerin işledikleri bu korkunç cinayetlerden çok, bu cinayet şebekesinin Anayasayı Koruma Örgütü ve Alman Gizli Haber Alma Örgütü (BND) ile olan bağlantıları konuşulmakta, Alman sermaye devletini kaygılandıran asıl gelişme de bu olmaktadır. Almanya’da ciddi bir skandal niteliğinde olan bu yeni gelişmeyle ilgi bilinenler buzdağının sadece görünen yüzüdür. Olayın çok daha derin ve kirli bağlantıları olduğu tartışma götürmez bir gerçektir.

Almanya’da yaşanan tüm bu skandallar dizisi, ne Neonazileri yeni gösteriler yapmaktan ne de Alman devletini bu ırkçı faşistleri polis korumasında yürütmekten alıkoymaya yetmemiş görünüyor.

Köln’de, “Köln vatandaş inisiyatifi’’ anlamına gelen “Pro Köln’’ adı altında örgütlenen Neonaziler, 19 Kasım Cumartesi günü, Köln’ün Kalk semtinde bir yürüyüş yapmak istediler. Kalk, Köln’de göçmen işçi ve emekçilerin en yoğun yaşadığı semtlerden biridir. Yürüyüş yeri olarak buranın seçilmesi son derece provakatif bir davranıştır.

Bu gelişmeyi haber alan bölgedeki ilerici ve devrimci güçler de çeşitli çalışmalar gerçekleştirdiler. Eylem günü sabahın erken saatlerinden itibaren Kalk yoğun bir polis kuşatmasına alındı. Semtin ana caddesini kesen tüm ara sokaklar polis tarafından tutularak anti-faşist gösteriye katılım fiilen engellendi. Birçok kişi buluşma noktasına varamadan geri dönmek zorunda kaldı.

Tüm engellemelere rağmen buluşma yeri olan Kalk-Kapelle’de ilk elden yaklaşık bin kişilik bir kitle toplandı. Burada çeşitli kurumlar adına konuşmalar gerçekleştirildi ve müzik dinletisi sunuldu. Ardından, Neonazilerin, toplanma yerinin yakınındaki bir başka nokta olan Kalk-Post denilen noktada toplandıkları haberi üzerine kitle buraya doğru yöneldi.

Sayıları 20’yi geçmeyen Neonaziler, yoğun polis barikatı ve polis minibüsleriyle çembere alınmış bir alanda gösterilerine başladılar. Megafonla açıklama yapmak istemeleri, anti-faşistler tarafından çalınan yüksek sesli müzik ve ıslıklarla engellendi.

Yürümelerine izin verilmeyen ırkçı faşistler bulundukları alanda saatlerce bekletildiler. Karşı göstericilerin sayısı zaman geçtikçe azalırken, saatler sonra polis korumasında bir müddet yürütülen faşistler, yine polis korumasında güvenli bir şekilde bölgeden uzaklaştırıldılar.

Yaşanan son gelişmelerin de etkisiyle Almanya’da ırkçı-faşist hareket son derece güncel olduğu halde, Köln gibi anti-faşist geleneği güçlü bir kentteki bu eyleme katılım oldukça zayıftı. Eyleme son derece dağınık ve örgütsüz bir görüntü hakimdi. Daha önce gerçekleşen benzeri eylemlere binlerce kişi katılırken, son eyleme katılım toplamında bin - bin 500 kişiyle sınırlı kaldı. Bir iki yapı hariç, bu tür eylemlere genelde duyarlı olan Türkiyeli sol hareketlerin de katılım göstermedikleri gözlendi. BİR-KAR eyleme “Faşizme karşı omuz omuza!’’ pankartıyla katıldı.

Öte yandan, “Almanya’nın Susurluk’u’’ niteliğinde bir gelişme olan Jena’daki son skandalda Alman sermaye devletinin bağlantıları için gizli bazı belgelerin açığa çıkmasını beklemeye gerek yoktur aslında. Bütün bir tarih, faşizmin ve faşist hareketlerin kapitalizmin bir ürünü olduğunu ve kapitalist sınıfın başvurduğu bir yöntem ve araç olduğuna dair kanıtlarla doludur.

Bu tarihi ve bilimsel gerçekler bir yana, Almanya’da yaşanan her Neonazi gösterisinde, polisin ve dolayısıyla da devletin, “gösteri hakkı’’ demagojisiyle faşistlere sağladığı koruma ve destek ile, anti-faşistlere ve ilericilere uyguladığı devlet terörü bunun en iyi ispatı değil midir?

Kızıl Bayrak / Köln

 

 

 

Van İçin Dayanışma Gecesi

Van’da meydana gelen deprem dolayısıyla düzenlenen yardım kampanyalarından biri de 20 Kasım günü Stuttgart’ta yapıldı.

‘’Van İçin Dayanışma” başlığıyla gerçekleştirilen gece kalabalık bir sanatçı grubuyla ARENE düğün salonunda yapıldı. Mezopotamya Kültür Derneği, Dersim İnisiyatifi ve ADHF’nin çağrısıyla yapılan geceye ilerici ve devrimci kurumlar da destek verdi. 2 bin kişilik kitle salona sığmayınca, insanlar dışarıda bekleyerek destek verdi.

Gerek sanatçılar gerekse de konuşmacılar Van`da yaşanan insanlık dramı karşısında timsah gözyaşları döken Amerikancı AKP hükümetinin ikiyüzlü tutumlarını protesto etti. Halkların kardeşliği vurgusu öne çıkarılarak Van halkıyla dayanışma çağrısı yapıldı.

BİR-KAR çalışanları gecede masa açarak “Kürt halkıyla tam dayanışmaya” ve “Irkçı faşist saldırganlığa karşı mücadeleyi örgütleyelim” başlıklı bildirileri yaygın olarak dağıttı ve Kızıl Bayrak satışı yaptı. Ayrıca Alaattin Karadağ yoldaşın katledilişinin ikinci yıldönümü vesilesiyle bir köşe açıldı. İnsanlarla Alaattin hakkında sohbetler gerçekleştirildi ve Türk devletinin faşist yüzü bir kez daha teşhir edildi.

Kızıl Bayrak / Stuttgart

 

 

 

Kürt halkıyla dayanışma eylemi

Kürt halkına dönük ırkçı-faşist saldırganlık, bir süredir Almanya’ya da taşınmış bulunuyor. Başta Türk konsoloslukları olmak üzere, Atatürkçü Düşünce Derneği ve diğer gerici odakların teşvik edip desteklediği bu faşist güruh geçtiğimiz günlerde Bielefeld’de tümüyle provakatif amaçlı bir yürüyüş gerçekleştirmiş, Kürt kurumlarından, Kürdistan Zentrum’a ve Kürtlere ait işyerlerine dönük saldırı girişiminde bulunmuşlardı.

Bu gelişmeden hareketle ırkçı-faşist saldırıları püskürtmek, tertip ve provokasyonları deşifre etmek amacıyla, yerli ve göçmen tüm ilerici ve devrimci çevrelerle bir mücadele platformu oluşturmak üzere BİR-KAR Bielefeld bir toplantı çağrısı yaptı. Temel hedefi “İşçilerin Birliği Halkların Kardeşliği” şiarını hayata geçirmek olan bu çaba kısa sürede karşılığını buldu. 10 Kasım günü birçok kurumun katıldığı bir toplantı gerçekleştirildi. Toplantıda ilk elden sorun ortaya konularak neler yapılabileceği tartışıldı. “Bielefeld Irkçılığa Karşı Komite” adıyla bir komite oluşturuldu. Komite BİR–KAR, ADHK, Halk Cephesi, DİDF, Özgürlük Dayanışma-Bielefeld ve Kürdistan Zentrum’dan oluştu. Kürdistan Zentrum 18 Kasım günü için bir yürüyüş başvurusu yaptıklarını açıkladı. Komite bu yürüyüşü destekleme kararı aldı. Ortak pankart ve ortak bildiri hazırlanması kararlaştırıldı.

Kürt gençlerinin organize ettiği ırkçı-faşist saldırganlık karşıtı yürüyüş Bielefeld Belediyesi’nin önünde başladı ve Jahn Platz merkezden Kürdistan Zentrum’un önüne kadar sürdü. Yürüyüş oldukça coşkulu geçti. Yol boyunca öfke yüklü sloganlar haykırıldı. Kürdistan Zentrum, Avrupa Süryaniler Birliği, Bielefeld Irkçılığa Karşı Komite, Die Linke, BİR–KAR Jugend ve Özgürlük Dayanışma / Avrupa adına konuşmalar yapıldı. Konuşmalarda halkların kardeşliğinin günümüzdeki yaşamsallığına ve kardeş Kürt halkıyla eylemli dayanışmanın artan önemine değinildi. Yerli anti-faşistlerin de katıldığı yürüyüşe yaklaşık 600 kişi katıldı.  

BİR–KAR / Bielefeld