23 Aralık 2011
Sayı: SYKB 2011/48

 Kızıl Bayrak'tan
Emperyalist/siyonist güçler adına “harbe hazırlık”
Sert ve zorlu bir
mücadele dönemi
Zulüm dağlarınızın altında kalacaksınız!
“Özgür basın susturulamaz!”
Emekçiler hakları ve gelecekleri için grevdeydi
“Haklarımıza sahip çıkıyoruz!”
Esnek çalışma saldırısı hız kazanıyor
Maltepe Belediyesi'nde direniş
Bütçe: Sermayeye yağma ve talan, emekçiye yıkım!.
Birleşik Metal Merkez Genel Kurulu gerçekleşti
Partide çalışma tarzı sorunları
Nerden baksan ikiyüzlülük,
nerden baksan katliamcılık!
19 Aralık katliamı lanetlendi, direniş selamlandı!
Gençliğin 19 Aralık etkinliklerinden
İnsanca yaşanacak ücretsiz yurtlar istiyoruz!
İşkence ve ihlaller sürüyor...
“Katil devlet” itirafı
Tahrir’de direniş sürüyor
Irak’ta emperyalizmin bayrağı dalgalanıyor!
“Karanlığa ışık tut”
TMMOB 2. Kadın Kurultayı gerçekleşti
Enternasyonal yara: Kayıplar
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Enternasyonal yara: Kayıplar

Kayıpların bulunması ve faillerinin cezalandırılması talebiyle mücadelelerini sürdüren Cumartesi Anneleri 17 Aralık günü Galatasaray Meydanı’nda 351. kez buluştu.

“Mehmet Şirin Maltu’ya ne oldu?” sorusunu soran anaların eyleminde Fas ve Arjantin’den konuklar da yer aldı. Gördükleri tablo karşısında gözyaşlarını tutamayan yabancı konuklar, baskı ve terörün devletler tarafından dünya ölçeğinde uygulandığını dile getirerek kayıpların enternasyonal bir yara olduğunu gösterdiler.

“Cesareti analar ve kadınlar ortaya çıkardı”

Faslı eski siyasi tutsak Fanta Elbouih gözyaşları içerisinde yaptığı konuşmada, Cumartesi Anneleri’nin eyleminin hapisteyken kendi ülkesindeki annelerin mücadelesini hatırlattığını dile getirdi. Aradan onca zaman geçmesine rağmen yaraların yerli yerinde durduğunu ifade eden Elbouih, Fas’ta kayıpların anılmadığı bir dönemde anaların ve kadınların, yakınları için cesareti ortaya çıkardıklarını vurguladı. Elbouih, anaların ve kadınların bir camiye yerleşerek ‘özgürlük’ istediklerini, bu mücadele sonucu insan hakları kurumlarını ortaya çıkardıklarını ve kayıpların yaşanmaması için hala mücadelelerini sürdürdüklerini ifade etti.

Fas’ta 1980 yılında yoksulluğa karşı verilen mücadele sırasında her eylemde insanlara ateş edilerek toplu katliamlar gerçekleştirildiğini söyleyen Elbouih, “İnsanları koyacak hapishane olmayınca topluca katledip, topluca gömdüler. Onlarca toplu mezar ortaya çıkardık ve buraları artık ziyaret edilebilecek alanlar yaptık” dedi. Bu olayların bir daha yaşanmaması temenni eden Elbouih, kara senelerin son bulmasını istedi.

“Tek bir mücadele kaybeder, o da terk edilen mücadeledir”

Arjantin insan hakları aktivisti Maria Mendizaba da gözyaşlarıyla başladığı konuşmasında, ülkesindeki diktatörlük döneminde yaşanan kayıpları veinfazları hatırladığını dile getirdi. Katledilenlerin adil bir dünya kurmak için mücadele eden işçiler, öğrenciler, sendikacılar olduğunu vurguladı.

Ülkesinde tüm dünya tarafından ‘Olimpo garajı’ olarak bilinen işkencehanenin müze olması için çalıştıkların ifade eden Mendizaba, bugün de “Mayıs Meydanı” olarak anılan bir meydanda kayıplar için mücadele verdiklerini ve halen seslerini duymayan onlarca insan olduğunu söyledi.

‘Siz bizsiniz, biz de siziz, hep beraber adil bir dünya yaratmaya çalışıyoruz’ diyerek ‘öteki’ diye bir şeyin olmadığını vurgulayan Mendizaba, bunun için belleklerin diri tutulması gerektiğini ifade etti. Mendizaba Arjantin’de mücadele eden bir ananın “Tek bir mücadele kaybeder, o da terk edilen mücadeledir” sözleriyle konuşmasını bitirdi.

“Onurumuzu koruyacağız, hesap soracağız!”

Eylemde Diyarbakır İHD Şube Sekreteri Raci Bilici de bir konuşma yaptı.

Bölgede içerisinde çocukların da olduğu infazların, siyasi ve askeri operasyonların devam ettiğine değinen Bilici, baskıların arttığına dikkat çekti. Yaşanan katliamların failinin devlet olduğuna vurgu yapan ve katliamlara son verilmesi çağrısında bulunan Bilici, “onurumuzu koruyacağız, katilamların hesabını soracağız” diyerek konuşmasını noktaladı.

“Gerçekleri istiyoruz!”

Bu haftaki basın açıklamasını Vildan Kıran okudu. Devletin tetikçilerinin kayıplara ve katilamlara ilişkin birçok gerçeği ifade etmelerine rağmen hiçbir adım atılmadığına dikkat çeken Kıran, “Çünkü gerçek suçlu devletin en üst yöneticileridir, listeleri hazırlayanlardır” dedi.

Bu haftaki eylemde Mehmet Şirin Maltu dosyası açıldı. Maltu’nun 29.11.1994 tarihinde asker, korucu ve özel harekat timleri tarafından evine baskın yapılarak gözaltına alındığı, zorla PKK sığınaklarını göstermesi istendiğinde “Bilmiyorum” yanıtını vermesine rağmen bırakılmadığı ve gözaltında kaybedildiği ifade edildi. Herşeyin köylülerin gözü önünde olmasına rağmen karakola gidildiğinde “Burada yok” cevabıyla karşılaşıldığı hatırlatılarak, “Kaybedenler sır değil ama akıbeti ısrarla karanlıkta bırakılıyor” denildi.

Sanatçı İlkay Akkaya’nın da destek verdiği eylem, kayıpların açıklanması ve faillerin yargılanması talepleri yinelenerek sonlandırıldı.

Kızıl Bayrak / İstanbul

 

 

 

Kanser hastası Mehmet Aras cezaevinde öldü!

Erzurum H Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan kanser hastası Mehmet Aras, mide kanaması sonucu 18 Aralık kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi.

Mide kanaması geçirerek Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan Aras, yoğun bakım servisinde tedavi altına alındı. Fakat daha faza dayamayan Aras bu yıl içinde cezaevinde yaşamını yitiren 31. tutuklu oldu.

İnsan hakları örgütleri Mehmet Aras’ın tedavi koşullarının düzeltilmesi için uzun süredir mücadele ediyor, Aras’a veda hakkının tanınmasını istiyordu.

Adalet Bakanlığı’na bağlı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü resmi verilerine göre, 2000’den 2011 yılına kadar cezaevlerinde toplam 943 hasta hükümlü ve tutuklu yaşamını yitirdi. Sadece 2010 yılında hastalık nedeniyle hayatını kaybeden tutuklu ve hükümlü sayısı 161’i buldu.

 

 

 

İHD’den ‘İnsan Hakları Yürüyüşü’

İHD İstanbul Şubesi ‘İnsan Hakları Haftası’ nedeni ile oluşturduğu eylem programı çerçevesinde 17 Aralık günü Taksim Tünel Meydanı’ndan Galatasaray Lisesi önüne “İnsan Hakları Yürüyüşü’ gerçekleştirdi.

Tünel Meydanı’nda buluşan İHD yöneticileri ve katılımcılar, “İfade vermek değil, ifade etmek istiyoruz - İnsan hakları yürüyüşü / İHD İstanbul şubesi” pankartını açtı. Yürüyüş boyunca ajitasyon konuşmaları yapılarak insan hakları ihlallerine dikkat çekildi.

Galatasaray Lisesi önüne gelindiğinde açıklamayı İHD İstanbul Şube Yöneticisi Meral Çıldır okudu. Çıldır, 2011 yılında ‘güvenlik’ gerekçesi ile hak ve özgürlüklerin sürekli kısıtlandırıldığını, ‘terör’ bahanesi ile militarist ve otoriter bir yönetim uygulandığını vurguladı.

Demokratik kurumlardan siyasi partilere, siyasetçilerden öğretim üyelerine kadar muhalif olan veya ezilenin yanında olanların devlet terörü ile baskı altına alındığına dikkat çeken Çıldır, birçok alanda ihlallerin artarak devam ettiğini söyledi.

Kürt sorununun topluluk hakları temelinde çözülmesini, özel yetkili mahkemelerin, TMY, PVSK ve anayasadaki düşünce ve ifade özgürlüğünü kısıtlayıcı maddelerin kaldırılmasını, temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınmasını talep ettiklerini belirterek açıklamasını noktaladı.

Kızıl Bayrak / İstanbul

 

 

 

Halk Cephesi çalışanlarına tutuklama

13 Aralık günü İstanbul ve Samsun’da “DHKP/C operasyonu” adı altında gerçekleştirilen baskınlarda gözaltına alınan 24 TAYAD ve Halk Cephesi çalışanından 13’ü tutuklandı.

Savcılık sorgularının ardından mahkemeye sevk edilen devrimcilerden 13’ü “Çadır kurarak parasız eğitim talep ettikleri, Güler Zere’nin tahliye edilmesini istedikleri ve Engin Çeber ile Ferhat Gerçek davalarına katıldıkları” gerekçe gösterilerek “örgüt üyesi olmak” suçlamasıyla tutuklanarak cezaevine gönderildi.