5 Ekim 2012
Sayı: SİKB 2012/07 (40)

 Kızıl Bayrak'tan
Yeni Ekimler için
devrime hazırlanıyoruz
Sermaye devleti savaşa hazırlanıyor!
Sayfalarından kan damlıyor!
AKP’nin 4. Kongresi
Bozuk düzende sağlam çark olmaz
Oslo tartışmaları yerini yine
imha planlarına bıraktı
Ulucanlar şehidi Habip Gül mezarı başında anıldı!
Baraj mizanseni ve tasfiye operasyonu
Elit Çikolata’da işten atma saldırısı
Eylül ayında iş cinayetlerinde 83 ölüm
“Direnmek yaşamaktır!”
GOP’ta işçilerin yeni mevzisi kuruldu!
Alevilik sorunu
4+4+4 sisteminde
özel gereksinimli çocukların durumu
Eğitimin gericileştirilmesine karşı mücadeleye!
Avrupa işçi ve emekçilerin
eylemleriyle çalkalanıyor
Kıtalarda grevler, protestolar...
Alman devletinin “4. zenginlik ve yoksulluk raporu’’ ve yakıcı gerçek
Kapitalizm, işçinin sermayeye
çevrilmiş kanıdır!
Birleşik, kitlesel, devrimci bir
6 Kasım için!
4+4+4, harçlar, dershaneler, sınav sistemi, yeni YÖK Yasası…
Cam fanus içinde metamorfoz
Neşet Ertaş’ın ardından…
Bahçelievler Katliamı
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Avrupa işçi ve emekçilerin eylemleriyle çalkalanıyor

 

Portekiz’de ve İspanya’da onbinlerci işçi, genç, işsiz ve emekli büyük kentlerde gösteriler düzenleyerek krizin faturasını ödemeyeceklerini haykırdı. İspanya’da „Tassarruf paketleri“ne karşı onbinlerce kişi “Meclisi işgal et!” eylemlerini sürdürürken, polis ile çatışıyor. Portekiz’de peş peşe ve kitleselleşerek süren gösterilerin sertleşmesi hükümete geri adım attırıldı.Fransa’da “Avrupa Mali Disiplin anlaşması”na karşı gerçekleşen gösterilere 120.000 kişi katılırken, Yunanistan “yeni kesinti paketi”ni protesto eden milyonların genel grevi ile sarsıldı. Almanya’da ise 40’ın üzerindeki kentte gerçekleşen gösterilerle daha eşit paylaşım için 40.000 kişi sokaklardaydı.

Portekiz’de 100.00 kişi alanlardaydı

Portekiz’de hükümetin tasarruf politikaları giderek büyüyen gösterilerle protesto ediliyor.

Hükümetin sosyal güvenlik kesintisini yüzde 11’den 18’e çıkaracağını açıklaması işçi ve emekçilerin direnciyle karşılaştı. Bunun çalışanların ücretlerinin yüzde yedi oranında düşeceği anlamına geldiği bilinciyle hareket eden kitleler hergün mücadeleyi biraz daha büyütüyorlar.Portekiz’de işçi ve emekçiler, daha önce Yunanistan’da uygulamaya konulan senaryonun aynısının kendi ülkelerinde uygulanacağı inancında.

Başkent Lizbon Cumartesi günü yüzbin kişinin katılımıyla son yılların en büyük protesto gösterilerinden birine tanık oldu. Göstericiler yürüyüş sırasında üzerinde‘‘toika defol’ yazılı pankartlar taşıyarak öfkelerini haykırdılar.

Portekiz’de büyük gösterilerin yanında liman işçilerinin 5 haftadır süren grevi ülkede neredeyse tüm ithalat ve ihracatı durdurdu. Demiryolu işçilerinin iş bırakma eylemleri ise devam ediyor.

Portekiz iki hafta öncede başkent Lizbon ve diğer büyük kentlerde bir milyonun üzerinde işçi ve emekçinin protesto gösterilerine sahne olmuştu. Bu 1974 yılından ki 1 Mayıs’tan bu yana en kitlesel gösteri oldu. .

Genel grev tartışmalarının sürdüğü Sendikal konfederasyon CGTP bu gün (çarşamba) genel grev ile ilgili bir açıklama yapacağını duyurdu.

Başbakan Pedro Passos Coelho’da protestoların giderek sertleşmesinin ardından basına bir açıklama yapmak zorunda kaldı ve halkın giderek artan tepkisi üzerine kemer sıkma politikalarını gevşetebileceğini açıkladı.

Portekiz’de ekonominin bu yıl yüzde 3 daralacağı tahmin ediliyor.İşsizlik ise resmi rakamlara göre yüzde 15,7 onanında.Sendikalar Birliği CGTP açıklamasında işsizlik oranının yüzde 20 üzerinde olduğunu ifade etti.

İspanya’da halkın meclis kuşatması sürüyor.

Milyonlarca kişiyi işsizliğe mahkum edip, yoksulluğa sürükleyen kapitalist kriz, İspanya’da “Öfkelileri” yaniden sokağa çıkardı. İşbaşındaki hükümetin kemer sıkma politikalarına dönük protestolar artık gece saatlerinde de sürüyor.

İşsizliğin yüzde 25’e yaklaştığı ve her 4 kişiden birinin işsiz olduğu ülkede“Öfkeliler” bankaların kurtarılması amacıyla kendilerinden fedekarlık istenmesine sert tepkiler ortaya koyarak cevap veriyorlar. Krizin gün geçtikçe yoksullaştırdığı işçi ve emekçiler krizin faturasını ödememeye kararlı.

Nitekim, başkent Madrid’te parlamento yakınlarında binlerce kişi hükümetin yeni açıkladığı tasarruf pakatini protesto etmek için üçüncü kez biraraya geldi. Kemer sıkma politikalarına karşı “Hayır” yazılı dövizler taşındılar, öfkeli sloganlar haykırdılar.

Neptün Meydanı’nda yapılan eylemin “yasa dışı” ilan edilmesine karşın halk meydenı adeta işgal etti , meclis binasına giriş yolu da demir barikatlarla kapatıldı. ‘’Meclis’i Kuşat’’ adı altında yapılan çağrı ile gerçekleşen eylemde hükümete istifa çağrısı yapılırken, “krizin faturasını ödemeyeceğiz” sloganı öne çıktı.

25 Eylül’de “Meclisi işgal et” sloganıyla çağrısı yapılan ilk eylemde binlerce kişi meclis binasına 100 metre kala bir araya gelmişti. Göstericilerin meclise yürümek istemesi üzerine, Kongre binasını bariyerlerle çeviren polis göstiricilere karşı biber gazı ve plastik mermi kullandı..Meydanı terketmek istemeyen göstericiler polisi taş yağmuruna tuttu. Protestocular daha sonra oturma eylemi yaparak gösterilerine devam etti.

Kısacası, Avrupa’nın en büyük dördüncü ekonomisine sahip İspanya’da milyonlarca insan açlığa mahkum edilmiş durumda. İşsiz kuyrukları uzarken, çöplerden beslenen insanların sayısı giderek artıyor. Ailelerin yüzde 22’si yoksulluk sınırı altında kalırken bunların yüzde 30’unun çok zor durumda olduğu belirtiliyor.

Yunanistan’da genel grev

Yunanistan’daki grev dalgası duracağa benzemiyor. Hükümetler korku içinde, ülke ise adeta bitkin halde. Yunanistanlı işçi ve emekçiler yeni hükümeti de genel grevle karşıladuılar. Geçtiğimiz Haziran’da işbaşına gelen Yeni Demokrasi Partisi, PASOK ve Demokratik Sol Parti’den oluşan koalisyon hükümetine karşı örgütlenen ilk genel greve milyonlarca kişi katıldı

Koalisyon hükümeti kamu harcamalarında 11 milyar 500 milyon Euroluk kesinti paketini devreye sokmasına, emekli maaşlarının düşürülmesine ve emeklilik yaşının da 67’ye çıkarılması saldırısına karşı sendikalar, 24 saatlik bir genel grev kararı aldı.

Grev nedeniyle okullar ve devlet daireleri kapanırken otobüs hatları protestocuları taşımak için açık kaldı. Yunanistan Kamu Emekçileri Konfederasyonu ve İşçi Sendikaları Konfederasyonu tarafından ülke çapında düzenlenen greve doktorlar, hava kontrol çalışanları, yerel yönetim ve kamu çalışanları, vergi memurları, öğretmenler, sağlık çalışanları, avukatlar, mühendisler ve banka memurları katıldı.

Atina’daki “Troykaya boyun eğmeyeceğiz!” ve “AB, IMF defol!” sloganlarının haykırıldığı gösterilere150 bin kişi katıldı. . Beklenildiği gibi göstericilerle polisler arasında yine çatışma çıktı.

Yunanistan’da grevsiz geçen gün yok. Geçtiğimiz hafta basın emekçileri iki gün grev yapmıştı. Eczacılar, devletin kendilerine borcunu ödememesi nedeniyle sigortalılara ilaç vermeyi bir ay süreyle durdurdu. Savcı ve hakimler aylıklarındaki kesintilere karşı iş yavaşlatma eylemine gittiler. 3 hafta önce polisler de tasarruf önlemlerini protesto etmek için yürüdüler.

Bu arada,Yunanistan’da gerçekleşen grev ve gösterilerin gölgesinde AB ve IMF ve Avrupa Merkez Bankası’ndan oluşan troyka boş durmuyor. Hummalı biçimde 2013 yılında gündeme sokacakları yeni paketler üzerinde çalışıyorlar. demek oluyor ki, Yunanistan işçi ve emekçilerine karşı yeni saldırılar kapıda. Yunan işçi ve emekçileri ise,yeni hükümet dönemindeki bu ilk grevin sadece başlangıç olduğunu, kazanana kadar devam edeceklerini vurguluyorlar.

Fransa’da 120.000 kişi yürüdü

Avrupa’da kaynaşma içinde olmayan ülke yok. Her yerde yoğun bir kaynaşama ve haraketlilik var. Dur durak bilmeyen eylemlere sahne olan ülkelerden biri de Fransa’dır.

İkinci dünya savaşından bu yana işçi ve emekçilere karşı en büyük yıkım yasası olarak gelen Avrupa Mali Disiplin Anlaşmasını protesto için pazar günü Paris’te 120 bin kişi yürüdü. Yürüyüşte “Avrupa Mali Disiplin Anlaşmasına Hayır” yazılı pankart taşındı, “Zenginlerin borcunu ödemiyoruz, direniyoruz”sloganları atıldı. Kortejinin önünde Sol Parti başkanı, Fransa Komünist Partisi Genel Sekreteri , Yeni Anti Kapitalist Parti’, İspanya ve Portekiz’den sol örgüt temsilcileri de yer aldı.

Avrupa Birliği üyesi 25 ülkenin devlet ve hükümet başkanlarının imzaladığı Avrupa Mali Disiplin Anlaşması ile üye ülkelerin hazırladıkları yıllık bütçeler yürürlüğe girmeden önce tek bir merkezden Brüksel’in denetiminden geçecek. Kurallara uymayanlar ise otomatik olarak cezalandırılacak ve böylece “Avrupa’nın istikrarı” sağlanacak.

Bu çerçevede ilk elden sağlık, eğitim ve emeklilik gibi kamu harcamalarında kesintiye giderek yılda 30 milyar Euro tasarruf yapılması öngörülüyor. Yani, bir kez daha, kapitalizmin krizi emekçilere fatura edilecek.

Sonuç yerine

AB, İMF ve AMB üçlüsünün sözde Avrupa’nın istikrarını sağlamak amacıyla Yunaistan, peş peşe devreye soktuğu kemer sıkma politikaları, sadece Yunanistan, İspanya ve Portekiz emekçilerini degil, AB’nin ekonomisi güçlü Hollanda, Fransa ve Almanya gibi ülkelerin işçi ve emekçilerini de sokağa çıkmaya zorluyor. Saldırılar tek merkezden planlanıyor. Dikkate değer olan, tek merkezden planlanan bu saldırılara karşı mücadelenin de giderek eş zamanlı biçimde patlak vermesidir.

Grevlere, genel grevlere, öfkeli protestolara rağmen saldırılar durmayacaktır. Demek oluyor ki, seyri ve sonuçlarından bağımsız olarak, Avrupa metropolleri yeni ve daha kitlesel işçi ve emekçi kitle hareketlerine sahne olacaktır.

Kıyıl Bayrak/Avrupa­