5 Temmuz 2013
Sayı: KB 2013/27

Halkın isyanı karşısında hiçbir güç duramaz!
Halkların direniş kardeşliği ve ortak mücadelesi kazandıracaktır!
Forumlar ve sosyalizm propagandasının önemi
Sermayenin başkentinde Haziran direnişi
Sivas Katliamı protestolarının gösterdikleri
Onbinler haykırdı: “unutMADIMAKlımda”
Feniş’te eylemli tepki
“Haklarımızı isiyoruz!”
Sınıf hareketinden...
Tekstilde “grev kararı”
MİB MYK Temmuz Ayı Toplantısı
Türkiye'de dinsel gericilik - H. Fırat
Nesin ve Aybar’ın ardından...
Suriye’de yıkıcı savaş
ve son durum…
Yurtdışında Sivas Katliamı’na öfke
Direniş dersleri ve
emekçi kadın mücadelesi!
Yaygın ve dinamik çalışma, kitlesel ve nitelikli yaz kampı!

Halk hareketinin ardından...

Direniş forumlarda güçleniyor!
Ethem’in katili korunuyor!
Lice’den alınacak gülümüz var! - T. Kor
“Her yer Lice, her yer direniş!”
Sermaye iktidarı yalana doymuyor!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Tekstilde “grev kararı”

 

12 bin işçinin çalıştığı 30 fabrika ile ilgili olarak Tekstil İşverenleri Sendikası ile görüşmeleri sürdüren sendika, görüşmelerin anlaşmazlıkla sonuçlandığını ve 3 Temmuz itibarıyla fabrikalara grev kararı asmaya başladıklarını duyurdu. Türk-İş Genel Teşkilatlandırma Sekreteri ve TEKSİF Sendikası Genel Başkanı Nazmi Irgat, görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlanarak grev kararı alındığını açıklayarak şunları söyledi: “Grev kararı, bugün itibariyle işyerlerine ilan edilmek üzere asılmaya başlanmıştır”.

Hak etmediğini” istemiyor!

Konuyla ilgili olarak yapılan açıklamada ilk olarak toplu sözleşme sürecine dair bilgiler aktarıldı. Sendikanın %15 ücret zammı ve “daha önce sektördeki kriz nedeniyle, fedakarlık yaparak 4’ten 2.5’a düşürdüğü ikramiyelerin yeniden 4’e çıkarılmasını” talep ettiği, fakat işveren sendikasının bu talepleri kabul etmediği belirtildi.

Açıklamada tekstil işkolundaki gelişim ve sendikanın yaklaşımı ifade edilerek şunlar belirtildi: “Kurulduğu günden bu yana, kamu kesiminde ve özel sektörde büyük sözleşmelere imza atmış, temsil ettiği kitlenin hak ve çıkarlarını korumuştur. Teksif bunları yaparken, ülke gerçeklerini hep göz önünde tutmuş, sektörümüzün verimliliği, karlılığı ve geleceği için elinden gelen çabayı ortaya koymuştur. Teksif’in amacı, ne pahasına olursa olsun masadan hak etmediği bir kazançla kalkmak değildir. Teksif’in amacı, birlikte üretmek ve adil bir şekilde birlikte paylaşmaktır.”

Zam oranının neye göre hak edilip hak edilmediği belirtilmeyen açıklamada sektördeki gelişimden duyulan kıvanç dile getirildi. Bu gelişmenin gerisinde “tekstil emekçilerinin fedakarlığı” olduğu iddia edilen açıklamada, gelişmelerin en az işveren kadar sendikayı da mutlu ettiği belirtildi.

Sermaye ile işbirliği itirafı

Tekstil işçilerinin yaşadığı sefalet koşulları da aktarılan açıklamada, sendikanın kriz döneminde patronlarla nasıl işbirliği yaptığı, sermayenin krizin faturasını işçilere ödetme çabasına nasıl eşlik ettiği de itiraf edildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Dünya ekonomik krizle boğuşurken, taşın altına elimizi değil bedenini koyan tekstil ve konfeksiyon işçileri, büyük fedakarlıklar yapmıştır. Ücretsiz izne, kısa süreli çalışmaya, düşük ücrete razı olmuştur. Yılda 4 kez aldıkları ikramiyelerin, 2.5’a inmesine ses çıkarmamıştır. İşine, işyerine namusu gibi sahip çıkmıştır.

Ancak bütün bunlara rağmen, işçimizin ortalama brüt ücreti, hala 1.165 liradır. Çalışanların yüzde 55’i asgari ücretle yaşam savaşı vermektedir. Tekstil işçisi yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır. İnsanca yaşama koşullarının çok gerisindedir. Hak ettiğinin karşılığını alamamaktadır. Şimdi fedakarlık sırası işverenlerdedir. Çünkü biz o kriz dönemlerinde, üzerimize düşeni yaptık. Evlerimizin ocağı tütmezken, fabrikalarımızın bacasını tüttürdük.”

Sermaye ile yaptığı işbirliğini açıktan itiraf eden sendika, şimdi de patronlardan fedekarlık bekliyor. “Eğer işyerleri, ekonomik krizi, bizim fedakarlığımız ile atlattıysa, o zaman şimdi de onlar bizler için fedakarlık yapmalıdır” denilen açıklamada, böylesi bir fedakarlığın yapılmayışının sektörü greve götürdüğü, “tarihi boyunca sözleşmeleri masada çözmeye özen gösteren Teksif için, bu koşullarda başka çare kalmadığı” ifade edildi.

Gönülsüz grev

Sendikanın şimdiye kadar hiçbir zaman greve çıkmayı istemediği belirtilen açıklamada patronların bu toplu sözleşme döneminde sendikanın uzattığı eli tutmadığı, bundan dolayı 60 günlük grev süresinin başlatıldığı söylendi.

Açıklamada, önümüzdeki dönemde sorumluluğun patronlara ait olduğu, sendikanın “en iyi anlaşma masada bitendir” diyerek elini uzatmaya devam ettiği vurgulandı. İşveren sendikasına yönelik “Gelin el sıkışalım. Anlaşalım” denildi.

Açıklama, sendika genel yönetim kurulunun bölge toplantılarına başlayacağı, işyerlerini ziyaret edeceği ve en kısa zamanda eylem programını açıklayacağı söylenerek bitirildi.

Tekstil işçisi inisiyatifi almalı

Açık ki, sendika grev sürecinde ciddi bir hazırlığın içine girmeyecek. Sözleşmenin masada bağlanması için elinden geleni yapacak. Nihayetinde ya grevden önce imza atacak ve greve hiç çıkmayacak, ya da gönülsüzce çıkacağı grevin etkisiz ve sönük geçmesine neden olacak.

Bunu değiştirecek tek şey ise tekstil işçilerinin inisiyatifi ele alması, süreci grev komiteleri üzerinden örmesi ve hakları için patronlarla dişe dişe bir mücadeleye hazırlanmasıdır. Bu başarılamadığı koşullarda tekstil işçisinin yaşadığı sefalet koşulları derinleşecek, kölelik prangaları daha da kalınlaşacaktır. Uzlaşmacı-ihanetçi sendika ise teksil işçisinin yaşayacağı bu akıbetteki uğursuz rolünü oynamaya devam edecektir.

 

 

 

 

İşçiler belediyenin kapısına dayandı

 

İzmir’de, Haziran ayı içinde ard arda grev ilan eden Genel-İş üyesi İzenerji ve İzelman işçileri, görüşmeye yanaşmayan Büyükşehir Belediyesi’nin kapısına dayandılar.

İzmir’de Genel-İş Sendikası’na üye İzenerji işçileri 12 Haziran’da, İzelman işçileri 18 Haziran’da grev kararlarını ilan etmişti. Ancak geçen sürede Büyükşehir Belediye Başkanı hiçbir görüşmede bulunmadı.

Genel-İş Sendikası bu tutum üzerine 3 Temmuz’da TİS için görüşme talebiyle bir eylem gerçekleştirdi. Konak Pier önünde toplanmaya başlayan belediye işçilerinden, park bahçe işçileri “Açlık sınırında değil, insanca yaşanacak ücret istiyoruz! DİSK Genel-İş 2 No’lu Şube” ve “İşçiler burada söz verenler nerede? Bu daha başlangıç mücadele yeni başlıyor!” pankartlarıyla Konak Pier ve Büyükşehir Belediye binasını içine alan bir güzargahta yürüyüş yaptılar. Her alandan işçiler Konak Pier önüne yürüyüş yaparak geldiler.

Toplanan işçiler “Toplu sözleşmelerimiz için yürüyoruz! DİSK Genel-İş İzmir Şubeleri” pankartı açarak yürüyüşe geçtiler. Yürüyüş Büyükşehir Belediye Binası önüne kadar sürdü. Binlerce işçinin yer aldığı eylemde ilk olarak 1-2-3 No’lu Şubeler adına Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı basın açıklamasını okudu. Basın metnine sözleşme sürecini anlatarak başladı. Sarı, “Çiğli, Aliağa, Konak, Karabağlar’da %25 zamla sözleşmelerin imzalanmasına karşın, Büyükşehir % 10’un üzerine çıkmıyor” dedi. Devamında “Adım adım greve giderken İzmir halkının mağdur olmaması için Büyükşehir Belediyesi yetkililerini TİS’in bitirilmesi için adım atmaya çağırıyoruz” dedi.

Memiş Sarı’nın konuşmasından sonra oturma eylemi başlatıldı. Oturma eylemi sırasında Genel-İş 1 ve 2 No’lu Şube başkanları TİS süreci üzerine konuşmalar yaptılar. Eğer TİS için adım atılmazsa önümüzdeki hafta çok daha fazla katılımlı eylemler yapacaklarını söylediler. Sloganlar ve halaylarla eylem bitirildi.

Kızıl Bayrak / İzmir