29 Kasım 2013
Sayı: KB 2013/46

Dinci-gerici iktidarın rant dalaşı kızışırken…
Dış politikada iflas derinleşiyor!
CHP “hizmete” hazırlanıyor...
2014 Bütçesi açıklandı...
Devletin KDK makyajı çabuk döküldü!
ODTÜ yolu, rant ve yerel seçimler!
Sermaye düzenini sel aldı
Öğretmenler Günü hediyesi: Gaz, cop ve tazyikli su!
Petrol-İş Sendikası’nı sorumluluğa davet ediyoruz!
Korozo işçileri: Sendika sendikalığını yapmalı!
MİB MYK Aralık ayı toplantısı...

Kıdem tazminatı sermayenin sofrasında...

Mısır’da “gösteri yasası”na karşı gösteriler
Anlaşma sağlandı!
Baskıcı ve gerici ablukayı dağıtmak için...
Emekçi kadınlar mücadeleyi büyütmeye çağırdı
25 Kasım’da kadınlar şiddete son dedi!
“Polis terörünün emrini verenleri yargılayın!”
İzmir’de Gezi duruşmaları
82 yıl sonra gelen ‘adalet’! 
Çare direniş!
Devlet tutsakları öldürmeye çalışıyor!
“İşçi sınıfının onurlu birliği için...”
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Anlaşma sağlandı!

 

BM Güvenlik Konseyi’nin (GK) beş daimi üyesi (ABD, Çin, Rusya, İngiltere, Fransa) ile Almanya’nın (5+1) temsilcileri, Cenevre’de beş gün süren görüşmelerin ardından İran’la anlaşmaya vardılar. “Tarihi” diye nitelenen anlaşmadan tarafların memnun olduğu gözleniyor.

Tarafların eğilimi, anlaşmadan yanaydı. Sadece son dönemde sert açıklamalarıyla Fransa’nın tutumu dikkat çekiyordu. Ancak batılı emperyalistlerden bağımsız bir tutum alma gücünden yoksun olan Fransa, istemeyerek de olsa anlaşmaya imza attı.

Ambargo gevşetilecek

Varılan anlaşmaya göre, İran’a uygulanan ambargo kısmen gevşetilecek. Petrol satışından elde edilen, ancak yabancı bankalarda dondurulan hesapların 7 milyar dolarlık kısmı İran’a iade edilecek. Anlaşmaya göre bankalar, finans kurumları ve sigorta şirketlerinin, İran’la çalışmalarının önü açılacak.

Ambargonun gevşetilmesi, büyük tekellerin öncelikli talebiydi. 80 milyon nüfuslu İran’ın pazarından mahrum kalmaktan, petrol zengini bu ülkeyle mali ilişkiler kuramamaktan şikâyet eden şirketlerin talebi göz önünde bulunduruldu. Petrol satışına getirilen sınırlamaların gevşetilmesi ise, hem İran’ın hem şirketlerin beklentileriydi.

Uranyum zenginleştirme %5’le sınırlanacak

Anlaşmada, ambargonun gevşetilmesinin yanısıra, İran’a uranyum zenginleştirme hakkı da tanınıyor. Buna karşılık İran da uranyumu %5 zenginleştirme ve elinde bulunan %20 oranında zenginleştirilmiş uranyum stokunu imha etmeyi kabul etti.

Nükleer faaliyetlerin sürdüğü şehirlerde daha fazla uluslararası gözlemciye izin vermeyi kabul eden İran’a, 6 ay boyunca yeni bir nükleer yaptırım da olmayacak.

İran da 5+1 devletleri de memnun

Anlaşmaya varılmasından sonra yapılan açıklamalar, “alan memnun/satan memnun” niteliğinde oldu. Her taraf anlaşmaya farklı anlamlar yüklese de, anlaşma, İran’ın da 5+1 devletlerinin de isteğine uygun görünüyor. Yapılan açıklamalardan bu sonuç çıkıyor.

ABD Başkanı Barack Obama: “Anlaşma, İran’ın nükleer silah yapmasını önlemeye yardımcı olacak önemli sınırlamalar içermektedir.”

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani: “Anlaşma İran’ın nükleer haklarını teyit ediyor. Ambargonun tamamen kaldırılması yönünde atılan önemli bir adımdır.”

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov: “Anlaşma önemli bir gelişmedir.”

Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle: “Uzlaşma bir dönüm notası olacak.”

İngiltere Dışişleri Bakanı Wiliam Hague: “Anlaşma, dünya için iyi bir haber.”

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry: “Anlaşma, İsrail dahil müttefiklerimiz için bölgeyi güvenli hale getirecek.”

Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande: “İran’la uzlaşma, doğru yönde atılmış bir adımdır.”

Siyonist İsrail’in tedirginliği arttı

Cenevre’den gelen, İran-5+1 devletleri anlaşması haberi, Tel Aviv’deki siyonist şeflerin tedirginliğini iyice pekiştirdi. Anlaşmayla ilgili açıklama yapan İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, İran’la uzlaşmanın “tarihi bir hata” olduğunu iddia etti.

Yaptığı açıklamada, “Dünyanın en tehlikeli rejimi, dünyanın en tehlikeli silahını elde etme yolunda önemli bir adım attığı için, bugün dünya çok daha tehlikeli bir yer haline geldi” ifadesini kullanan siyonist başbakan, içine düştükleri umutsuzluğu yansıtmaktan öteye gidemedi.

Siyonist şeflerin tedirginliği anlaşılır bir durum. Zira bu anlaşma hem İsrail’in hem Yahudi lobisinin emperyalist güçler nezdindeki etkisinin zayıflama sürecine girdiğinin göstergesi olmuştur. Kısa süre öncesine kadar ABD ile müttefiklerinin Suriye’ye saldırmalarını, sonrasında ise İran’ı hedef almalarını isteyen siyonist rejimin efendileri, olayların tersi yönde gelişmesiyle, tam bir hüsrana uğradılar.

Rusya’nın etkisi

Rus diplomatik kaynaklar, üzerinde anlaşma sağlanan planın, daha önce Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından hazırlandığını belirtiyorlar. Görünen o ki, Suriye’ye dönük ABD saldırısını savuşturan girişimin ardından, İran’la varılan anlaşmada da belirgin bir rol oynayan Rusya’nın bölgedeki etkisi, önümüzdeki süreçte daha da artacak.

ABD’nin Suriye ve İran’a karşı izlediği saldırgan politikayı kısmen de olsa yumuşatmaya başlamasında belirgin bir rol oynayan Rusya’nın, Ortadoğu’daki olaylar konusunda ABD ve müttefiklerini, şu veya bu şekilde yönlendirmeye başladığı gözleniyor.

Rus yetkililer, İran 5+1 devleti anlaşmasının, Suriye’deki krizin siyasi diyalogla aşılmasında da kolaylaştırıcı bir rol oynayacağını belirtiyorlar.

 

 

 

 

 

Dünyadan eylemler...

 

Yunanistan’da doktorlardan grev

Kapitalizmin küresel krizinin yıkıcı etkilerinin devam ettiği bir ülke olan Yunanistan'da devlet hastanelerinde çalışan doktorlar ve idari memurlar 24 saatlik greve gittiler.

Sağlık Bakanlığı önünde gösteri düzenleyen doktorlar, hükümetin kriz gerekçesiyle dayattığı işten çıkarmaları protesto ettiler.

İspanya'da bütçe tasarısı protestsu

Tüm İspanya'da on binlerce işçi ve emekçi bütçe tasarısına karşı sokaklara çıktı. 55 kentte gerçekleştirilen gösterilerde, hükümetin istifasını talep eden şiarlar haykırıldı. Başkent Madrid’deki protestolarda ise, “Sağlık sistemi satılık değildir!” pankartı taşındı. İşçi ve emekçiler, hükümetin, gösterilere katılanları yüksek para cezalarına çarptırmakla ilgili yasa tasarısını da protesto ettiler.

İtalya’da grev

İtalya'nın kıyı kenti Genua'da kamuya ait AMT otobüs işletmelerinde çalışan 2400 işçinin 26 Kasım günü başlattıkları grev, devam ediyor. İşçiler, kamu ulaşımının tümünün özelleştirilmesine karşı direniyorlar.

Fransız RATP şirketi, AMT otobüs işletmelerinin yüzde 41'ini daha önce satın almıştı. Kısmi özelleştirmeden sonra gündeme gelen işten çıkarmalara ve tazminat hakkının gasp edilmesi girişimlerine tepki gösteren işçiler, hakları uğruna mücadeleye devam edeceklerini belirtiyorlar.

Belo Monte barajında yeniden grev

Belo Monte barajında çalışan 14 bin işçi geçen yıl Kasım ayında greve gitmiş, taleplerinin kabul edilmemesi üzerine inşaat altyapı çalışmalarının bir bölümünü ateşe vermişlerdi.

Nisan ve Mayıs 2013’te solcu sendika Conlutas’ın çağrısına uyan işçiler, bir kez daha greve gitmişti. Bu grev, ancak ordunun zorbalığıyla bastırılabilmişti. Şimdi de 25 bin işçinin CUT Sendikası'nın çağrısı üzerine başlattığı grev dünyanın üçüncü barajının inşasını tümden felç etti.

Çin’de grev kazanımla sonuçlandı

Çin'in güneyinde bulunan, 10 milyon nüfuslu Stenzhen kentinde, Hollandalı ASM fabrikasında çalışan 5 bin işçinin 31 Ekim'de başlattıkları grev kazanımla sonuçlandı. Şirket, sendika ile hiçbir görüşme yapmadan fabrikanın bir bölümünü Shenzhen dışında bir yere kaydıracağını açıklamıştı.

22 gün süren grevin ardından patron, sendika ile masaya oturmak zorunda kaldı. Buna göre fabrika ile birlikte gitmek isteyen işçiler yüzde 20 daha fazla ücret ve daha fazla ödenek alabilecek.

Grev, başta komşu il Hong Kong’dakiler olmak üzere, bölgedeki işçiler tarafından büyük destek gördü.

 
§